Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

Halkevleri, ümmet bilincinin yerine millet bilincini pekiştirmek, eleştirel, bilimsel düşünen bir toplum yaratmak için 19 Şubat 1932’de açılmıştır. Halkevleri’nden sorumlu olan İçişleri Bakanı Şükrü Kaya Halkevlerini “Atatürk İnkılâbı prensiplerinin halk arasında yayılması, derinleşmesi ve kökleşmesi için kurulmuş kurumlar” olarak tanımlamıştır. Bu yönde öğretmenler, doktorlar, sanatçılar, yazarlar köylüye ulaşmak üzere deyim yerindeyse seferberliğe çağrılmıştır. Özellikle İstanbul, Ankara Halkevlerinde genç aydınların bildiklerini, öğrettiklerini konferans şeklinde ve halkın önemli kısmının anlayabileceği tarzda anlatmaları istenmiştir. [1]

Halk Üniversiteleri

Halkevleri’nin halk üniversitesine dönüşmesini arzulanmıştır. Halkevleri, okuyan, dinleyen, eleştiren, bilime önem veren, spor yapan, sanat, tarih, edebiyat gibi alanlarda kendini yetiştiren, kültürel etkinliklerle ilgilenen üretken yeni insanı yaratmaya çalışan kurumlar olarak düşünülmüştü.

Atatürk, açılışının 6’ncı yıldönümü nedeniyle 1938’de Şükrü Kaya’ya yolladığı telgrafta Halkevleri’ni “kültür sahamızdaki inkişafımızda [ilerlememizde] mühim bir vazife gören” kurum olarak gördüğünü belirtmiştir. [2]

Şükrü Kaya’ya göre Halkevleri, aydınların halkı aydınlatarak milletine olan borcunun ödeneceği yerlerdi. Devrim halka benimsetilemezse, devrimden geri dönülebilirdi. Bu hususta şu uyarıyı yapmıştır:

“Eğer bizim fikirlerimizi, ideallerimizi halkın büyük çoğunluğunu oluşturan halk anlamayacak olursa eski zamanlarda olduğu gibi kendi hücresine kapanmış, fal bakmakla vakit geçiren filozoflara benzeriz.”[3]

Halkevlerinde ve halk meydanlarında halk kürsüleri kurmak ve halk hatipleri yetiştirilmeye, ulusal kültür ve bilim hareketleri işi ile meşgul olmak ve bu konularda konferanslar düzenlenmeye çalışılmıştır.

Devrimin, Kültür ve Dayanışma Merkezleri

Halkevleri Cumhuriyet devriminin, kültür ve dayanışma merkezleri olarak düşünülmüştür. Her Halkevi kendi bölgesinde toprak bayramları, köy bayramları, spor şenlikleri ve sürek avları gibi açık hava çalışmaları da yaparak kitlesel etkinlik alanlarını genişletmiştir. Halkevleri, amatör fotoğraf yarışmaları, müzik, tiyatro, kitaplık, spor işleri, geziler ile gençliğin zamanını geçirmesi yönünden etkili kurumlar olmuştur.

Halkevleri sadece birer kültürel kurum olarak düşünülmemiş, parasız dispanserler, gıda ve kömür dağıtımı gibi halkın yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak da görev edinilmiştir.

Hastalara olduğu kadar işsizlere de yardımcı olmak gene Halkevlerinin göreviydi. Kaya, ülkede bir sosyal hizmetler örgütlenmesinin bulunmaması nedeniyle, Halkevlerinin bu gibi görevleri de üstlenmesini sağlamıştır. Halk sağlığı çalışmalarının planlanması ve yürütülmesi doktorların da katkısıyla Halkevleri aracılığı ile yürütülmüştür. Halkevleri, dikiş, nakış, arıcılık, bağcılık, daktilo, elektrikçilik gibi kurslar vererek yurttaşları meslek sahibi yapmaya da çaba harcamıştır. [4]

Yardıma gereksinimi olana koşmak ve ona devletin yetersiz kaldığı noktada toplumun elini uzatmak Halkevlerine düşen görevlerdi. Kaya, Halkevlerinin çevresindeki köyleri gezerek, tanıyarak onlara bilmediklerini öğretmek, iktisadi durumlarını düzeltmek için çabalamaları yönünde yönlendirmelerde bulunmuştur. Halkevleri aracılığı ile çocuklara ve hastalara bakmayı da önemsemiştir.[5] Bakımsız ve yardımsız kalan köylünün acil durumlarda yanına koşmak, Halkevlerinin yapabileceği bir iş olarak görüldü. Hastalara olduğu kadar işsizlere de yardımcı olmak da Halkevlerinin göreviydi.

Halk dersaneleri ve kursları ile okuma-yazma faaliyetleri yapılmıştır.

Bu görevleri yerine getirmek amacıyla Halkevleri dokuz şubeye ayrılmıştı. Bu şubeler:

1- Dil, Edebiyat, Tarih (Dil, Edebiyat), 2- Ar (Güzel Sanatlar), 3- Gösterit (Temsil), 4- Spor, 5- Sosyal Yardım, 6- Halk Dershaneleri ve Kurslar, 7- Kitapsaray ve Yayın (Kütüphane ve Yayın), 8- Köycülük, 9- Müze ve Sergi.

1932’de 14 olan Halkevleri, 1938 yılına gelindiğinde 210’a çıkmıştır. 1938 yılında çalışılan köylerin sayısı 1.495’ti. Halk dersleri 1935’ten bu yana 8.300’den 16.000’e varmıştı. 1933’te Halkevlerine 500.000 yurttaş gelmiş iken 1938’de gelenlerin sayısı 6.642.000’dir. 1937’de faal üyenin sayısı 95.253’di. Bunların 8.877’si öğretmen, 15.577’si çiftçi, 23.935’i işçi, 5.113’ü tüccar, 1.551’i doktor, 1.904’ü avukat, diğerleri de başka sanat ve mesleklere üye yurttaşlardı.[6]

Şehirlerdeki aydınların büyük bir çoğunluğu Halkevlerinde görev almışlardır. Bunlar arasında en önemli kitle öğretmenlerdir. Bu etkinlikler yapılırken halktan para alınmadığı gibi öğretmenler de gönüllü çalışmıştır.

Bu çabalar halkın Cumhuriyet’e bağlanmasını, devrimleri benimsemesini pekiştirmiştir.

Halkevleriyle, halk ile devlet arasındaki bağların daha sağlam olması, aydınların halka giderek yeni kültürel değerlerin benimsetilmesi ve köylülerin maddi seviyelerini, yaşayış tarzlarını layık oldukları seviyeye çıkarılmaya çalışılmıştır.

Dipnotlar

[1] Sefa Şimşek, Bir İdeolojik Seferberlik Deneyimi Halkevleri 1932-1951, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, İstanbul, 2002, s.70.

[2] Neşe G. Yeşilkaya, “Halkevleri”, Modern Türkiye’de Siyasal Düşünce, c.2, Kemalizm, 6. Baskı, İletişim Yayıncılık, İstanbul, 2009, s.114.

[3] Ayın Tarihi, S. 39, Şubat 1937, s.38.

[4] Yeşilkaya, agm, s.114.

[5] Şükrü Kaya, “Halkevleri Açılış Konferansı”, Ülkü, c.11, S. 61, Ulus Basımevi, Ankara, 1937, s. 6. Daha geniş bilgi için bakınız. Mustafa Solak, Atatürk’ün Bakanı Şükrü Kaya, Kaynak Yayınları, 3. Baskı, İstanbul, 2013, s.260-275.

[6] Cumhuriyet, 21 Şubat 1938