Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

ORTA GELİR TUZAĞI, TEKNOLOJİ, İCAT, STEM VE TÜRKİYE

22.10.2021

Orta gelir tuzağı bir ekonominin düşük gelir grubundan orta gelir grubuna çıktıktan ve belirli bir kişi başına gelir seviyesine ulaştıktan sonra siyasi – sosyal istikrar, demokrasi, liyakat, ekonomik, beşeri ya da kurumsal bazda daha fazla aşama kaydedemesi ve kendini yenileyememesi nedeniyle gelişmiş ülkeler grubuna bir türlü geçememesi, aynı seviyede sıkışıp kalması hâlidir. Afrika gibi “az gelişmiş ülkeler” ucuz işgücü odaklı rekabetçiliğin; Arjantin, Türkiye gibigelişmekte olan ülkeler” verimlilik odaklı rekabetçiliğin (Fiyat ve maliyet optimizasyonu ile sağlanır), Almanya gibi “gelişmiş ülkeler” ise bilgi, teknoloji (Ar-GE), yenilik (inovasyon) odaklı yaratıcılık ve rekabetçilik aşamalarının hakim olduğu ülkelerdir.

Bir ülkenin zenginleşmesi üç ana aşama üzerinde gerçekleşir:

a) Ekonomik Büyüme: Gayri safi millî hasıladaki (GSYH) dönemsel artış oranıdır. Ülke ekonomik büyüklüğünde değerlendirme esası olan GSYH’ya göre 2023’te ilk 10’a girme gibi popülist iddiada bulunan Türkiye bugün maalesef G20’de Hollanda ve 8 milyon nüfuslu İsviçre tarafından sollanarak 17. sıradan 19. sıraya gerilemiş olup, Suudi Arabistan tarafından da sollanma riski ile karşı karşıyadır.

b) Ekonomik Kalkınma: Ülkenin hem fiziki (altyapı) hem de beşeri (üstyapı) sermayesindeki artıştan kaynaklanır. Ülkede Üretim gücü ve insanların yaşam kalitelerinin yükselmelerine yönelik alt ve üst yapıdaki iyileşmenin ölçüsüdür.

  • Altyapı: infrastruktur yani yol, köprü, telefon, telekomünikasyon gibi fiziki zenginleşmeye yönelik iyileşmelerdir.
  • Üstyapı: İnsan ve insan kaynağının kaliteli gelişimine yönelik olarak eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, can-mal güvenliği, gelir dağılımı, fikir ve vicdan hürriyeti, insan hakları kısacası demokrasi ve çevre vs. beşeri bazda artışına yönelik iyileşme sürecidir. Türkiye maalesef esas olarak beton ile sembolleşen rant esaslı fiziki yatırımlara yönelirken insan kalite ve kaynağına ilişkin üstyapı yatırımlarına gereken hassasiyeti pek gösterememiştir. Bu da fiziki zenginleşme ile beşeri zenginleşme arası mesafenin büyümesine yol açmış toplumda sosyo kültürel sorunlar doğurmuştur. Eğitim ile beraber bu süreç Türk toplumunun birincil sorunudur. Tekke ve zaviyelerin kapatılması sonrası İlahiyat fakülteleri dışında imam, din görevlilerin yetiştirilmesine yönelik olarak 1924 yılında imam hatip mektepleri kurulmuştur. Ancak 50’li yıllardan bugüne kadar dini bazlı imam hatip mektepleri Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana çağdaş dünyaya entegre edilen laik bazlı modern eğitim sistemine alternatif olarak gelişim göstermiş, imam hatip ortaokullarının da kurulmasıyla beraber Türk eğitim sistemi neredeyse ikiye bölünmüş görünüm kazanmıştır.

Avrupa yani Batı’da Rönesans süreci sonrası ortaya çıkan aydınlanma felsefesi tekâmülün birinci basamağı olan inanç toplumundan ikinci basamağı olan bilgi toplumuna çıkış evresidir. Atatürk Türk toplumunda bunu hedeflemiştir. Batı toplumları ve onlardan aşağıda kalmayan Çin, Japonya, Rusya, Güney Kore, Singapur ve Tayvan gibi Uzakdoğu toplumları sanayi, bilim ve teknoloji devrimlerinden sonra tekamülün 3. basamağı olan bilinç toplumuna çıkış evresini tamamlamak üzeredirler. Bu ülkelerde dini inançlarda 3 tekamül evresi olan bilinç boyutunda algılanmakta olup, dini bilgiler istismarlara yol açılmaması amacıyla kendi öz dillerinde ele alınmaktadır. Artık iş hayatı, ekonomiden sosyal yaşama kadar akıl, izan, liyakat, analitik mantık, bilgi ve bilim bazında kurumsallaşma hız kazanmış; menfi, keyfi, egolu yönetim şekilleri geri planda kalmıştır. Bilinç boyutuna erişemeyen ya da erişmesi engellenen toplumlar yaya kalmaya mahkumdur. Batı toplumları ve onlardan hiç aşağı kalmayan uzak doğu merkezli doğu toplumlarının beşerî yaratıcılıkları bugün fethedilmeye çalışılan ve artık paylaşımı için müzakerelerin başlatıldığı Mars’taki keşif robotlarıyla ve Satürn’e gönderilen Cassini uzay aracından Satürn’ün uydusu Titan’a indirilen Huygens robotu ile sembolleşmiş durumdadır.

c) Ekonomik gelişme: Ekonomik büyüme (GSYH) ile ekonomik kalkınmaya (altyapı+beşeri) dayalı olarak ülkede yaşam kalitesinin değişimini ortaya koyan ölçüttür. Ülkenin üst gruba çıkmanın anahtarı ülkenin ekonomik gelişim göstermesidir.

Uzak doğu ülkelerinde ekonomik gelişim basamaklarını inceleyen Kenichi Ohno bu gelişim aşamalarını dört aşamalı ve sembolik ürün örnekleriyle tanımlamıştır.

1- Vietnam’da ucuz işgücü temelli tekstil üretimi

2- Tayland, Malezya (Türkiye) verimlilik odaklı demir, çelik, metal üretimi

3- Güney Kore, Tayvan’da daha teknolojik aşama olan elektronik üretimi

4- Japonya (ABD, Almanya); bilgi, teknoloji (Ar-GE) ve yenilik (inovasyon) odaklı dördüncü nesil High Tech dijital ürünler

Sonuç :

Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkenin daha yukarı yani ikiden üçe sıçrama yapabilmesi için verimlilik odaklı rekabetçilikten daha yüksek katma değerli yenilik odaklı (inovasyon) rekabetçilik ortamı yaratması gerekmektedir. Aslında doğru oturup, doğru konuşma zamanı gelmiş hatta geçmektedir. Yol, köprü, tünel vs.. gibi fiziki sermaye birikimi bir ülkenin gelişimi için gereklidir. Ancak fiziki sermaye dahil ülkeyi yaratan onun gelişmesinde, geleceğinde temel olan zenginlik insan eğitim ve kalitesine dayanan beşeri sermaye birikimidir. Teknolojik gelişmelerde yaşamsal öneme sahip olan İnovasyon olgusu Güney Kore ya da Çin örneğinde yaşanan tecrübeler ışığında beşeri bilgi sermayesi olan STEM’i kullanmanın yolundan geçmektedir.

STEM; Bilim (Science), Teknoloji (Technology), Mühendislik (Engineering) ve Matematik (Mathematics) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. STEM kısaltması dünyada en yüksek düzeyde beyin göçünün yaşandığı ABD’de ilgili alanlarda çalışan göçmenlere verilen vizeler için de kullanılmaktadır. Proje olarak STEM küçük yaşlarda sahip olunan “yaratıcılığı” kullanarak, destekleyerek, teşvik yoluyla tetikleyerek PİSA kriterlerine uyumlu problem odaklı çalışmaya, çocuklardakimerak duygusundan yola çıkarak” çözümler bulmaya ve analitik becerilerinin geliştirilmesine odaklı bir sistemdir. Matematiği veya Fen’i ders olarak değil edindiği bilgilerin hayata uygulamasına olanak sağlayacak bunun için de disiplinler arası optimal işbirliğinin sağlanması yolunda teşvik edilmesini gerektiren projedir.

STEM’in dünyada en mükemmel yaratıcısı ve uygulayıcısı Almanya’dır. ABD ise STEM’e dayalı işgücü açığını beyin göçünü teşvik ederek karşılamaktadır. Hollanda’nın ise Türkiye’den yüksek ücret, refah ve vaadlerle transfer etme sürecindeki mühendisler buna manidar örnek olarak verilebilir.

İnovasyon; STEM üzerinden inşaat edilecek AR-GE’nin yaratıcılık becerileriyle ortaya çıkmaktadır. İnsan yaratıcılığı çok önemli bir beşeri sermaye kaynağı olup, serbest, özgür ve demokratik düşünce ortamlarında filizlenmektedir. Yeteri donanımlı üniversiteler zemininde Aselsan, Tusaş, Baykar, Netaş, Havelsan vs. gibi özel sektör kuruluşlarındaki yaratıcı ortamlarda üretken mucizevi gelişimler sağlamanın mümkün olacağı görülmüştür. Bundan ötürü Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde yaratıcı kişilik ve düşünceyi teşvik eden özgür ortamı sağlama temelinde yapısal reformlar ve demokratikleşme sürecinin hayata geçirilmesi büyük önem arz etmektedir.

Saygılarımla,

Bekir KAVRUK