Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

05 Ocak 2020 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde Yayınlanan “Suikastin Ardından” başlıklı makalenin uzun versiyonudur. Makale Adresi: http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1712577/suikastin-ardindan.html

Uzun zamandır söylüyoruz: Trump’a yaklaşan seçim öncesi bir başarı hikayesi lazımdı. Görülüyor ki hesaplarına göre en uygun hedef İran. Trump ve arkadaşlarının İran konusunu bir şekilde ısıtacağını biliyor ve bekliyorduk. Ancak Kasım SÜLEYMANİ suikastı fazla büyük bir hamle oldu. Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Kudüs Güçleri Komutanının öldürülmesi çıtayı çok yükseltti. Daha iyi anlaşılması için ABD açısından Delta Force (Ortak Özel Harekât) Komutanı ya da CIA direktörünün suikastla öldürülmesi örneğini verebiliriz.

Kasım Süleymani Figürü ve Mollalar

1957 doğumlu Kasım Süleymani gençliğinde inşaat işçiliği yapmış, 1979 yılında İran İslam Devrimi ile kurulan Devrim Muhafızları Ordusu’na katılmıştı. Süleymani 1998 yılından öldüğü güne kadar 22 yıl süre ile İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı olarak görev yaptı. Lübnan’da Hizbullah’ın organizasyonunu geliştirmesinden ve etkisini artırmasından Suriye’de Esad’ı ayakta tutacak detay politikaların oluşturulmasına ve silahlı destek verilmesine, Irak’ta etki alanı kurulmasından ve bürokrasinin şekillendirilmesinden Yemen’de Husilerin güçlenmesine ve tüm diğer ülkelerde İran’ın operasyonel istihbaratının yürütülmesine kadar geniş bir sorumluluğu, yetkisi vardı. Bu sorumluluk ve yetki büyüklüğü Süleymani’yi İran’la özdeşleştirmişti. Hatta Orta Doğu’nun gizemli kahraman figürü haline gelmeye başlamıştı. Abartılı bir bezetme de olsa kimilerine göre emparyalizme karşı bayrak olmuş Arjantinli Ernesto Che Guevara’nın Orta Doğu versiyonuydu. Süleymani’nin artan şöhreti İran içinde o kadar yayılmaktaydı ki O’nun İran’ın uluslararası alandaki sert ve güçlü yüzü ve gelecekteki doğal lideri olarak görülmesine neden olmaya başlamıştı. Bu durum doğal olarak mollalar içinde de rahatsızlık yaratıyordu.

Kasım Süleymani İran’da Batı’nın istediği ılımlı Şii profilinde değildi. Radikal Şii ekolünün güçlü temsilcisiydi. Tüm bu veriler ışığında ölümünden mutlu olan mollalar olduğunu düşünmemek mümkün değil. Bu konuda batı basınında da görüşler dillendiriliyor. Örneğin İngiltere basınından The Guardian’da Simon Tisdall tarafından 29 Aralık 2019’da yayınlanan “The Power Behind The Thrones: 10 Political Movers And Shakers Who Will Shape 2020 başlıklı makalede “The US and Israel have allegedly tried to eliminate him more than once. If anyone can stop Suleimani, it will be jealous mullahs in Tehran anxious to thwart his oft-denied political ambitions./“ABD ve İsrail’in onu birden fazla kez ortadan kaldırmaya çalıştıkları iddia ediliyor. Suleymani’yi durdurabilecek birileri varsa, o da Süleymani’nin sıklıkla engellenen siyasi ihtiraslarınin önüne geçmek isteyen Tahran’daki kıskanç mollalar olacaktır.”[1] ifadelerini kullanılmıştır. Makaledeki ifadeler için doğru tespitler ve ilginç bir zamanlama diyebiliriz. “Ilımlı Mollaların” bir kısmı Radikal Şii ekolünün önemli temsilcisi Süleymani’nin devre dışı kalmasından mutlu olsa da İran dışarıya karşı kontrollü gerilim yürütürken yekpare bir görüntü verecektir.

Hesap Hatası mı?

Kudüs Güçleri İran’ın dış operasyonlarını planlayıp yöneten birimdir. Bu çapta bir suikast ancak çok zorunlu oldukça yapılır. Şu an için böyle bir gereklilik var mıydı? Trump için belki muğlak bir fırsat beklentisi ancak ABD açısından stratejik bir hesap hatası gibi. Şöyle ki; en basitinden İran’da dış yönlendirmelerle de teşvik edilen sokak gösterileri onar yılda bir gözlenirken son dönemlerde bu fasıla iki yıla inmişti. Benzin zamları, hayat pahalılığı, yolsuzluklar ve hoşnutsuzluklar nedeniyle doğal yollarla da artan sokak gösterileri bu seviyede bir suikastla belli bir süre enerjisini kaybedecek, İran bir süre büyük ölçüde kenetlenecek, içte ve dışta daha kararlı ve sert tedbirler alacak. Üstelik bir de mütekabiliyet süreci yaşanacak. İran mutlaka karşılık ya da karşılıklar verecek. Her saldırı diğer bir karşı saldırıyı tetikleyecek.

Tehdit Her Yerde

Maalesef bu süreçte olabilecek saldırı ve eylemlerde çok sayıda masum sivil de zarar görebilir. Karşılıklı hesaplaşmalar İran ve ABD topraklarından ziyade başta İran’ın bağlantıları ve unsurlarıyla güçlü olduğu Irak, Lübnan, Suriye gibi Orta Doğu ülkelerinde ve Yemen’de olabileceği gibi Türkiye ve bazı Avrupa ve Asya ülkelerinde de olabilir. Kısaca eğer fitil gerçekten ateşlendiyse büyük bir bölgede terör ve çatışmalar artabilir. Tabi bu çatışma ortamı fırsat bekleyen tüm terör unsurları için uygun ortam sağlayacaktır. Umarız Trump’ın kural, sınır ve hesap tanımaz tutum ve davranışları ve üslubu bölgemizi ve Dünya’yı kaosa sürüklemez.

Tepkiler

Ülkesinde senatörler ve toplumun belli bir kesiminde yükselen hızlı ve sert eleştirilere karşı Trump basın mensupları önünde yaptığı ilk açıklamada, Kasım Süleymani’nin öldürülmesine ilişkin, “Savaş başlatmak için değil savaş sonlandırmak için harekete geçtik. Süleymani, ABD’li diplomatlara saldırı planlıyordu”[2] ifadelerini kullandı. Belki de bu ifadeleri kullanmak zorunda kaldı. Açıklama yaparken kullandığı beden dilinde ve sesinde tedirginlik gözleniyordu. Soru da almadı.

İran Cephesinde ise Milli Güvenlik Konseyi olağanüstü toplandı. Konseyden, “Uygun zaman ve mekânda çok sert bir intikam alınacak.” açıklaması yapıldı.

Amerika’nın Bağdat Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada Irak’taki tüm Amerikalıların ülkeyi derhal terk etmeleri çağrısında bulunuldu. Elçilik tarafından yayınlanan mesajda, “Irak ve bölgede yükselen tansiyon nedeniyle, Amerika Elçiliği Amerikan vatandaşları en kısa sürede mümkünse havayoluyla değilse karayoluyla diğer ülkelere geçerek Irak’tan ayrılmalılar” denildi.[3]

ABD basının bir bölümünde de tedirginliği görüyoruz.

Wall Street Journal gazetesi, Orta Doğu’daki çatışmaları alevlendirebilecek saldırıyı, “ABD ile İran arasındaki çekişmede tehlikeli bir yeni aşamanın başlangıcı” olarak değerlendirdi.

Washington Post, “Tahran’ın Orta Doğu’da etkin silahlı gruplara desteğine karşı daha sert tavır alınacağını söyleyen Trump yönetimi ile İran arasında uzun süredir devam eden ve artan gerginliğe rağmen, İran’ın savunma kurumu içinde benzeri olmayan bir şahsiyete yönelik bu saldırı birçok analist açısından sürpriz oldu, zira bu saldırının İran’dan önemli bir tepkiyi tetiklemesi bekleniyor.” [4] ifadelerine yer verdi.

ABD konuşlu bazı düşünce kuruluşlarının yazarları da saldırının sonunun hesaplandığına yönelik şüphelerini dile getiriyorlar ve İran’ın misilleme yapabileceğine yönelik tedirginliklerini ifade ediyorlar

Ayrıca ABD Savunma Bakanlığı, Kasım Süleymani suikastı sonrası Kuveyt’e 3 bin 500 asker göndermeye hazırlandığı, ABD medyasına konuşan yetkililerin, askerlerin Kuzey Carolina’daki Fort Bragg üssünden hareket edeceğini açıkladığı ifade ediliyor.[5]

Olası Etkiler

Azil oylamasında Temsilciler Meclisi’ne göre Senato’da eli daha güçlü olan ve yıl sonunda yapılacak seçimlere daha güçlü girmek isteyen Trump’ın bu operasyonu nasıl kullanacağını ya da başına ne gibi dertler alabileceğini önümüzdeki dönemde izleyeceğiz.

Suriye’den asker çekme niyetini açıklarken ABD askerlerinin ailelerine yönelik şirin mesajlar veren Trump’ın çok kısa bir süre sonra yine Orta Doğu’ya önemli sayıda asker yollama kararı alması samimiyet sorgulamasına uğramasına neden olacaktır.

ABD suikast sonucu gerginliğin artacağını kabul etmektedir. Irak’taki vatandaşlarının hava yolu karayolu vasıtası ne bulurlarsa her yöne apar topar ülkeyi terk etmelerini istemesi kontrolsüz bir sürecin işareti olarak görülebilir.

Operasyon ve suikasttan en fazla yararlanmaya çalışan diğer kişinin ise yolsuzluk soruşturmalarıyla yıpranan ve İsrail’de koalisyonu bir türlü kuramayan Netenyahu olacağını görmek mümkün.

Sonuç olarak ABD’nin son yıllarda gerçekleştirdiği en sıra dışı operasyon ve suikast sonucunda İran’da bazı “Ilımlı Mollaların” iktidarın paylaşılmaması, Avrupa başta olmak üzere Batı ile ilişkilerin yürütülmesi ve Rejimin rotasının daha esnek yöntemlerle korunabilmesi açısından Radikal Şii görüşlü Süleymani’nin oyun dışı kalmasından memnun olacağını, ADB-İran ilişkilerinin yeni bir boyut kazanacağını ve Orta Doğu havzasının ve yakın bölgenin bu süreçten etkileneceğini söyleyebiliriz.

[1] https://www.theguardian.com/world/2019/dec/29/power-behind-the-thrones-10-movers-and-shakers-for-2020

[2] https://www.amerikaninsesi.com/a/trump-tan-i%CC%87ran-yorumu-sava%C5%9F-durdurmak-i%CC%87%C3%A7in-harekete-ge%C3%A7tik-/5231363.html

[3] https://www.amerikaninsesi.com/a/abd-bagdat-buyukelciligi-abd-vatandaslari-irak-i-derhal-terk-edin/5230537.html?fbclid=IwAR0o5A9G-rBZRBFBZ2SxGEBwtIf01BO8SJpLPVJJZLaumgO8eDsuCOuSQHM

[4] https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-50984105

[5] https://www.bbc.com/turkce/live/haberler-dunya-50980773