Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

Kirli bomba (Dirty bomb) veya radyoaktif kirli bomba ne demektir? Bazı kaynaklarda, haberlerde veya yorumlarda kimyasal madde kullanılarak yapılan bombalara da yanlış adlandırmayla kirli bomba denilmektedir. Hâlbuki ‘kirli bomba’ terimi, kitle imha silahlarından öte, tamamen radyasyon yayma amaçlı malzemeler için kullanılmaktadır. Başka bir ifade ile kirli bomba şöyle tanımlanabilir: Nükleer patlayıcı olmayan, özellikle radyoaktif maddelerin yarılanma ömürleri[1] boyunca yaydıkları radyasyonu kullanarak yıkıma, zarar ve yaralanmalara yol açmak için tasarlanmış silah ve araçlar. Nükleer bombalar kadar ölümcül olmayan kirli bombaların, daha çok toplumsal panik yaratma amaçlı olarak da kullanılabilecekleri değerlendirilmektedir.

Kirli bomba olarak adlandırılan ve radyoaktif maddelerin klasik patlayıcılarla beraber kullanılarak etrafa radyasyon yayılması, böylece insanlar başta tüm canlılara ve çevreye zarar verilmesi amacıyla kullanılan silahların kullanılma endişesi SSCB’nin dağılmasından sonra çok artmıştır. Çünkü SSCB’nin dağılmasından sonra ortaya çıkan ve bağımsızlığına kavuşan yeni devletlerde belirli bir süre kritik tesis ve maddelerin kontrolünde sorun yaşandığı bilinmektedir. Bu konudaki endişelerin bir ölçüde doğruluk payı vardır, çünkü birçok silah ve malzemenin bu dönemde işportacılarda bile satıldığına şahit olundu veya medya vasıtasıyla ya da üçüncü kişilerin anlatımlarından öğrenildi. Ancak bunun biraz da abartıldığı ve Batı’nın daha doğrusu ABD’nin bu durumu kendi çıkarları doğrultusunda kullandığı da artık su götürmez bir gerçektir. Şöyle ki, SSCB’nin dağılmasından sonra tek süper güç olarak kalan ABD, bu fırsatı kaçırmadı ve karşısına yeni nükleer güçler çıkmasın diye, Türkiye gibi müttefikler dâhil araştırma reaktörlerinde kullanılan uranyum yakıtlarını ve kalan artık nükleer maddeleri toplattı.[2] Ayrıca Rusya Federasyonu da, eski SSCB’den kopan devletlerde kalan nükleer silahları ve her tür nükleer maddeyi kendi ülke sınırları içinde yerlere ve sorumluluğuna aldı.

SSCB’nin dağılmasından sonra toplatılan çeşitli radyoaktif ve nükleer maddelerin kötü niyetli kişi ve gruplar veya teröristlerin eline geçmesinden de korkulmuştur. Bu nedenle özellikle radyoaktif ve nükleer maddelerin atıkları başta olmak üzere bu tip kontrolsüz kullanılabilecek silah ve malzemeler toplatıldığı gibi, bunların kontrolü için de çeşitli yasal önlemler uluslararası düzeyde devlet ve kuruluşlarca alınmıştır. Nükleer ve radyoaktif maddelerin kaçak yollardan ülkelere sokulmaması için gümrük kapılarında ve hudutlarda çeşitli önlemler alınmıştır. Örneğin, ülkemizde radyoaktif maddeleri çok hassas düzeyde tespit edebilen ölçüm cihazları kara, deniz ve hava gümrük kapılarında mevcuttur. Alınan bu önlemler sonucunda 1993-2003 yılları arasında birçok nükleer ve radyoaktif madde ele geçirilmiştir.

Nükleer madde ve radyoaktif kaynakların kaçakçılığı, hem silahsızlanma hem de halk sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Son yıllarda nükleer madde ve radyoaktif kaynakların yasadışı ticaretinde bir artış kaydedilmiştir. Bu amaçla, nükleer tesislerimizin fiziksel koruma önlemlerinin artırılması, sınır kapılarımıza radyasyon algılayan sistemlerin kurulması, gümrük ve polis teşkilatlarına gerekli eğitimlerin verilmesi ve benzer çalışmalar yürütülmektedir.

Son yıllarda terör örgütlerinin kirli bomba yapımı için malzeme elde etmek istedikleri ve bazı çalışmalar yaptıkları çeşitli ülke basın organlarında çıkmıştır. Özellikle radikal İslami örgütlerin (El Kaide, İŞID gibi) böyle bir düşüncede olduklarıyla ilgili veya bu amaçlarla kullanabilecekleri malzemeyle yakalandıkları gibi haberler (2007 yılı Slovakya, 2017 yılı Endonezya ve 2015 Irak-Suriye vb.) zaman zaman medyaya yansımıştır. Bu tip haberler malum olduğu üzere, bazı istihbarat örgütlerinin uluslararası kamuoyu ve kuruluşları kendi ulusal çıkarları doğrultusunda yönlendirmek amacıyla abartma ve uydurma olabilir. Ancak elde edilmesi çok kolay ve yapımı için özel bir gayret gerektirmediği için de her zaman kargaşa, korku, endişe ve panik yaratmak maksadıyla terör örgütlerinin kirli bomba gibi silahları kullanmak istemeleri de mümkündür.

Son gelişmeler, nükleer veya radyoaktif maddelerin terör amaçlı kullanımına dair kaygıları yinelemiştir. “Kirli bomba“ olarak adlandırılan ve geleneksel patlayıcıların kullanılmasıyla radyoaktif maddelerin saçılma potansiyeli olan bu maddelere ilişkin ulusal ve uluslararası denetimin önemini arttırmaktadır. Buna yönelik olarak örneğin, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) radyoaktif kaynakların emniyetini geliştirmeye yönelik uluslararası bir çerçeve oluşturmaya çalışmaktadır. Nükleer madde, denemeler ve anahtar teknolojilere yönelik ulusal ve uluslararası denetimler nükleer silahların yayılmasını yavaşlatmayı sağlayabilmiştir. Ancak, uluslararası yükümlülüklerini ihlal eden ve nükleer silahların yayılmasının önlenmesi rejimine katılmayı reddeden ülkelerden kaynaklanan zorluklar, şimdiye kadar gösterilen çaba ve dikkatin sürdürülmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Sonuç olarak, kimyasal maddelerin kitle imha silahı (KİS) olarak terörist grup ve örgütlerce birçok bölgede (Suriye, Irak, Afganistan vb.) kullanıldığı gibi, nükleer ve radyoaktif maddelerin klasik patlayıcılarla birlikte kullanıldığı kirli bombaların da aynı amaçlarla kullanılabileceği değerlendirilmektedir. Bu nedenlerden dolayı, bazı ülkelerde yapıldığı gibi bu tip patlamalardan önce ve sonra alınacak tedbirler ile ilgili, kritik kurumların ve tesislerin çalışanları başta olmak üzere vatandaşların bilgilendirilmesi için gerekli eğitim ve tatbikatlar da dâhil farkındalık yaratıcı çalışmalar yapılmalıdır.

Kaynakça

 

  1. http://www.taek.gov.tr/bilgi-kosesi/174-nukleer-guvenlik.html.
  2. http://www.taek.gov.tr/nukleer-guvenlik/nukleer-guvenlik/479-nukleer-emniyet.html.
  3. https://www.nato.int/docu/review/2010/Nuclear_Proliferation/dirty_bomb/TR/index.htm.
  4. http://www.belgun.tv/turkce-dublaj-belgeseller-izle/natgeo-bilimin-ta-kendisi-kirli-bomba.html.
  5. http://www.hurriyet.com.tr/kirli-bomba-teroristlerde-mi-38520053.
  6. http://www.taek.gov.tr/nukleer-guvenlik/nukleer-guvenlik/477-nukleer-maddelerin-yasadisi- ticaretinin-onlenmesi-calismalar.html.
  7. http://www.diken.com.tr/islamci-militanlar-hedef-buyuttu-radyoaktif-kirli-bomba/

http://www.abcgazetesi.com/norvecte-kirli-bomba-onlemi-11776h.htm

  1. http://www.gazetevatan.com/isid-kirli-bomba-uretebilir-800909-dunya/.
  2. https://www.amerikaninsesi.com/a/a-17-2007-11-30-voa6-88071977/857151.html.

[1] Yarılanma ömrü: Her bir radyoaktif elementin ona has bir yarı ömrü vardır. Yarı ömür, o radyoaktif maddeyi oluşturan atomların yarısının diğer bir elemente dönüşmesi için geçmesi gereken süredir. Bilinen radyoaktif maddelerin yarı ömrüleri, saniyenin milyonda biri kadar kısa olabileceği gibi, milyonlarca yıl kadar uzun da olabilir. Örneğin, Uranyum-238’in 4,5 milyar yıl iken Toryum-234’ün 24,5 gündür.

[2] Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi’nde bulunan TR-2 reaktörünün yakıtı ABD tarafından 90’lı yıllarda istenerek alınmıştır ki buradaki reaktör araştırma ve eğitim maksatlıdır.