Zümrüt Apartmanı romanındaki iğrenç ifadeler pedofili konusunu yeniden toplumun gündemine getirdi. Pedofili kısaca yetişkinin çocuklara yönelik cinsel sapkınlığı olarak biliniyor. Pedofilinin temelinde ekonomik ve toplumsal nedenler var. 1980lerden beri her koyunun kendi bacağından asılacağı, gemisini kurtaranın kaptan olduğu anlayışı topluma aşılandı. Dahası “üretme-tüket” anlayışına dayalı ekonomik bir bilinç verildi. Postmodern ekonomi ve felsefe diyeceğimiz bu durum; üretimi, toplumsal faydayı, dayanışmayı, milli çıkarı dışlayıp bireysel hazzı, mutluluğu, tüketimi dayatmıştır.
İşte pedofili ve ensest ilişki emperyalist sistemin bireyi toplumdan, toplumsal değerlerden ve toplumsal üretimden koparan felsefesi bireyde dün ve yarın kavramını ortadan kaldırmıştır. Bireyi var olan an ile sınırlamış ve bireysel hazlarının, düşkünlüklerinin peşinde koşan tüketici budalalara dönüştürmüştür. Üretimden ve toplumdan kopan benlik karmaşası yaşayan birey; kimliksizleşmiş, kişiliksizleşmiştir. Bunun sonucunda ya madde bağımlısı olmuş, ya sapıklığa varan boyutta bireysel düşkünlüklere meyletmiş, ya da tarikat/cemaat müridi olmuştur. Bir de buna eğitim programlarında yer alan kadını cinsel obje olarak gösteren ve cinselliği tabulaştıran programları eklersek pedofili ve cinsel istismarın nedenleri anlaşılır. Sistem tarikat ve cemaatleriyle, eğitim programlarındaki tutuculukla ve değerler eğitimiyle tedaviyi öngörüyor. Toplumun değerlerini alt üst eden, değersizliği özgürlükçülük diye aşılayan bir eğitim ve toplumsal sistemle karşı karşıyayız.
Arzulanmasa bile pedofili ve enseste yol veren anlayışın müfredat ve Diyanet fetvalarında izlerine rastlıyoruz. Bu iki anlayış kadının üzerinde kurulan egemenlikten kaynaklanıyor. Kadını hizmetçi konumuna indiren anlayış çocukları da teslimiyetçiliğe ikna ediyor. Ders kitapları ve Diyanet fetvaları yönünden şu örnekleri verebiliriz:
- Ders kitaplarında buluğ çağına gelmiş erkek ve kızın evlenebileceğinden bahsediliyor ama bu yaşın kaç olduğu belirtilmiyor. Diyanet bir fetvasında buluğu 15 yaş olarak belirtmişti. Medeni kanunun 124. Maddesine göre evlilik 17 yaşın bitimiyle mümkündür.
- Erkeklerin köle ve cariyeyle evlenebileceğini belirtiliyor
- Cariyenin kendi sahibesini doğurması kıyamet alametiymiş.
- Evlilikte denklik ölçütü aranıyor. Erkek, kadınlar akraba değilse birden fazla kadınla evlenebilirmiş.
- Boşama yetkisi kocaya aitmiş. Anneleri ile zifafa girilmeyen üvey kızlarla evlenilebilirmiş.
- Üç kere boşanılınca önceki kocaya geri dönüş yolu düzenlendi.
- Miras payı Medeni Yasa’ya değil ayete göre ele alındı.
- Süt bankasından süt almak haram.
- MEB tesettür konusuna açıklık getirmelidir. Kadının “açmasına izin verilen avreti; yüzü, bilekleriyle birlikte elleridir”.
- Elbise, karşı cinsin dikkatini çekmemeliymiş.
- Nafaka varken mehir düzenlendi.
- Kadına bakmak haramdır.
- Mezheplere göre avret yeri farklılığı gözetildi.
- Kürtaj “cinayettir” yaklaşımı var. Estetik yasak.
- Tekfir eden (dinden çıkan) erkekse Müslüman bir kadınla evlenemez.
- Dinini ve ahlakını beğendiğiniz dünürün oğluna kızınızı vermezseniz yeryüzünde fitne ve bozgunculuk olurmuş. Tarih yazıcılığında kadının rolü çıkarıldı.
Öneriler
- Müfredat ve ders kitapları kadın-erkek eşitliği yönünden incelenmeli ve cinsiyet eşitliğine uygunluğunun denetimi yapılmalı.
- Diyanet İşleri Başkanlığı hala sitesinde yer alan fetvalarını gözden geçirmeli, laiklik, kadının onuruna aykırı fetvaları elemelidir.
- Kadınlara yönelik ayrımcılık içeren ifadeler müfredat ve ders kitaplarından çıkarılmalı.
- İstanbul Sözleşmesinin bir gereği olarak toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimin tüm kademelerinde zorunlu ders olarak yer almalı.
- Pedofiliden ceza alanlar çocuklarla ilgili işlerde çalıştırılmamalıdır.
- Tarikat ve cemaat vakıf ve dernekleri eğitimden uzaklaştırılmalıdır, MEB ve diğer kurumlarla yaptıkları protokoller iptal edilmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı da bu yönde açıklama yaptı.
NOT: Bu hususta “Gayrimilli Eğitim” ve “Diyanet’in Fetvaları” kitaplarımdan okuyabilirsiniz.
- YOBAZLIK, ATEİZM VE LAİKLİK - 15 Haziran 2021
- RUSYA-UKRAYNA KRİZİ VE ABD’NİN MONTRÖ RAHATSIZLIĞI - 12 Nisan 2021
- ŞEHİT KUBİLAY DERS KİTAPLARINA EKLENMELİ - 23 Aralık 2020
- ASYA’YA AÇILAN TÜRK KORİDORU - 24 Kasım 2020
- TEVFİK FİKRET’İN ATATÜRK’Ü ETKİLEYEN YÖNLERİ - 7 Eylül 2020
- HİLAFET KURULABİLİR Mİ? - 11 Ağustos 2020
- TEKALİF-İ MİLLİYE - 3 Mayıs 2020
- SURİYE’DE BAĞIMSIZLIKÇI ÇÖZÜM NE? - 7 Mart 2020
- FAİZSİZ FİNANS, LAİKLİK VE MİLLİ BİRLİK - 4 Ocak 2020
- ATATÜRK’ÜN SURİYE’YE BAKIŞI VE BARIŞ PINARI HAREKATI - 15 Ekim 2019