Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

İlişkiler… Hayatın kalbinde yer alan yakınlıklar…

Bir diğerine yönelen umut dolu yaşantılar

 

Yönelimler sağlıklı bir etkileşim içinde olmaktan yana ise kişilerarası tarzın temelinde bireysel  özgürlüklere alan yaratmak var. Öyle ki, etkileşimin doğası kişisel farkındalıklara, iyiliğin, barışın, yüreklendirmenin, değer katmanın, değer vermenin, yücelmenin, yüceltmenin tohumlarını atabilsin. Böylelikle sahip olunan içsel hazinelerle ilişkiyi beslemek mümkün olabilsin, birey hem kendisinin hem de etkileşimde olduğu diğerinin kendi ayakları üzerinde duruşunu onurlandırabilsin.

 

Seçimler sağlıksız bir yaşama dönük ise, etkileşimin içinde tutsaklık var. Bilincin katmanlarına sızdırılan ayrılık, kin, öfke tohumları, insanı aşağı görme, sınıf ve mevki gözetme, köhnemiş yapılara tutunma tohumları, sahip olunan içsel zenginlikleri tüketme, yok etme, hayatı ve hatta özgün ve biricikliği içindeki insanı yadsıma, yargılama, bağımlılık zincirleri yaratma, zararsızlık ilkesinden  koşar adımlarla feragat var.

 

Her iki yönelim biçeminde de sayısız yansımalar var. Bununla birlikte, bireysel devinimin doğasında hangi etkileşim biçemi kişiyi tanımlıyorsa oraya doğru yol alma var. Farklı deyişle, ilişkisel bağlarda kişilerarası çekiciliğin cazibesine kendini bırakmak var.

 

Kişilerarası çekicilik, pek çok ilişkinin yalnızca ilk evresini değil, aynı zamanda yakın ilişkiler alanının başlangıç noktasını da oluşturuyor. Denilebilir ki, yakın ilişkiler alanı “kişilerarası çekicilik” ile başlıyor, yakınlıkla güçleniyor. Hal böyle olunca, yaşamı ustalıklı bir düzeyde sürdürebilmenin yapıtaşı olarak insanı tanımak, insanla yaşamak, insan olma yolculuğunda ilerlemek aynı zamanda duygusal farkındalığı genişletmek, derinleştirmek gereğini kaçınılmaz olarak öne çıkarıyor.

Duygusal farkındalık çoğu zaman kişilerarası tarzda;

 

  • Olgunluk tadında yumuşaklık, nezaket, anlayış ve hoşgörü,
  • Etkileşimin doğasına uygun acelesiz, telaşsız adımlar,
  • İç iklimden dış iklime yayılan güven atmosferi,
  • İçsel dünyadan dışsal dünyaya doğru genişleyen ve yükselen sevgi duyumu,
  • Gürültünün içinde etkileşim ağındakilerin sessizliğini, etkileşimin içindekilerin sessizliklerinde dünyanın ruhunu duyabilme,
  • Yıkıcı duyguları yapıcı duygularla değiştirebilme gücünü açığa çıkarabilme,
  • İlişkilerin farklılaşan mevsimlerini cesaretle göğüsleyebilme,
  • Gönül yolları boyunca kendine varma, kendinden yola çıkıp insana ulaşma

 

hassalarını taşıyor.

 

Yaşam enerjisi, kişilerarası tarzın örüntüleri içinde dem bulur, mümkün olanın, doğal olanın, gerçek olanın, büyümeye, evrime yönelik olanın sonsuz olanaklarında yükselir, bireyden başlayarak topluma yayılan evrensel bilgeliğe uzanır.

 

Bu nedenle, kişilerarası tarzın ilişkisel desenlerini dokurken, yarattığımız sonuçların görünmez ağlarla bağlantı da olduğumuz tüm insanları etkilediğini bir an için de olsa anımsadığımızda, olayların hayatın akışı içinde unutulabildiğini, bununla birlikte yarattıkları etkilerin duygusal-zihinsel izler olarak ömürler boyu korunduğunu, daha da ötesi davranışı belirleyici yönüyle bir nesilden diğerine aktarıldığını da açıklıkla ayırt edebiliriz.

 

Bu ayırt ediş bizi, duygusal farkındalıkla yaratılan kişilerarası tarzın esenliğinde toplumsal değişim, dönüşüm ve yenilenmenin zirvesine ulaştırabilir. Böylelikle, yapmaya değer bulduklarımızla hayata bağlanırken geleceğe yazılan hikayenin yapılandırılmış barışçıl doğası bireysel ve toplumsal aydınlanmanın zeminini güçlü kılabilir.

 

Kişilerarası tarzın esenliğinde özgür ve barış kokulu yarınlar olsun!..