Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

GİDER AYAK OBAMA AMA

Gözümüzü diktik bekliyoruz; 20 Ocak 2017 tarihi giderek daha da önem kazanıyor Hiç böyle olmamıştı. ABD’de zamanı geldiğinde ya yeni Başkan seçilirdi ya da eskisi ikinci dönemine devam etmeye hak kazanırdı. Devir teslim tarihleri de genellikle diplomatik girişimler için değerliydi. Bu kez neden farklı oldu?

Demokratlar dış politika uygulamalarında iyi sınav vermediler. İki dönemlik iktidarın özellikle son bölümlerinde tabir yerindeyse çuvalladılar. Bu duruma gelinmesinde yetersizliklerinin yanı sıra talihsizliklerinin de etkisinin olduğu söylenebilir. 2008 Ekonomik Krizi’nin artçı etkilerinin görüldüğü sıkıntılı dönemde savunma bütçesinin ve dış politikadaki kuvvet çarpanlarının etkilerinin azaltılması, alışılagelmişin dışında yöntemlerin denenmesine yol açtı.

Bu durum belki Obama ve ekibi için de arzu edilen bir seçenek değildi. Dış politikada daha az masrafla aynı etkinin sürdürülmesi gerekiyordu. Aslında eşyanın tabiatına aykırıydı. Alışılagelen uygulamada para vardı ve dolayısıyla güç de vardı. Dünya’nın değişik ülkelerinde 1000’e yakın askeri üs, mavi sularda uçak gemileri; bu gemilere refakat eden kuruvazörler ve denizaltılar… Yan bakana aşk olsun.

Fakat parasal kriz mevcut şartları değiştirecekti. Savunma bütçesi 800-900 milyar dolarlardan 450-500 milyar dolarlara iniyordu. Personel sayılarında da tasarruf lazımdı. Ama misyon ve vizyon değişmeyecekti. Peki nasıl olacaktı?

Harp tarihine yeni bir kavram monte edildi; “Vekalet Savaşları”. Anlamı: senin hedeflerin için senin yerine başkaları savaşsın.

Başkaları: bazen devletler, bazen yerel unsurlar ve hatta terörist faaliyetler içinde olan radikal gruplar oldular. Eğitilecek, donatılacak, lojistik destek verilecek, biraz da akıl verildiğinde işlem tamam olacaktı. Kâğıt üzerinde kusursuzdu ve kulağa da hoş geliyordu. Müttefikleri de kandırabilirlerse tamamdı.

Bu dönemin en önemli etkenlerinden biri de ‘vatansız uluslararası sermayenin’ ABD Yönetimi üzerindeki dayanılmaz ağırlığıydı. Küreselleşme maskesiyle ulus devletlerin sonunun getirilmeye çalışıldığı acımasız bir döneme şahit olduk. Türlü türlü baharları, sarı, turuncu sözde devrimleri gördük. Demokrasi vaatleri ile yıkımların ve vatansızlaşmaların yaratıldığını gördük. Keşke görmeseydik. İnsanlık adına utanç vesikalarıydı.

Aslında bu politikaların sahiplerinin Demokrat ya da Cumhuriyetçi olması hiç önemli değildi. Tarih insanlık adına, uygarlık adına not etti bunları.

Gelinen noktada ABD’de derin ve kurumsal devlet erkleri olaya el koymaya hazırlanıyorlar. Önce ABD’nin çıkarları gelir sonra küresel sermaye demeye hazırlanıyorlar. Bu kez seçim süreci aslında iki aday arasında değil iki güç arasında oldu diyebiliriz. ABD Devlet Aklı ile Küresel Sermaye arasında. Arka planda ise Pentagon-CIA Savaşı’nı gördük. Pentagon ve Devlet erki kazandı. Bu konuyu seçim sonuçları belli olur olmaz yazdığım ‘ABD’DE DEVLET AKLI KAZANDI’ isimli makalede paylaşmıştım.

Bu yazıyı kaleme almamın nedeni ise geçiş sürecinin alışılagelmişin dışına çıkması. Obama-Hillary ve Küresel Sermaye seçimi kaybetti kaybetmesine ancak, giderayak önümüzdeki döneme ipotek koyacak girişimler içinde olduklarını görüyoruz. Obama’nın Rusya Federasyonu’nu Rusya’yı sadece petrol ve doğalgaz ticareti yapan zayıf bir ülke olarak tanımlayarak aşağılaması , CIA’nin Trump’ın kucağına bir sürpriz bırakacağına yönelik iddiaların zikredilmesi, Trump’ı Rusya’nın seçtirdiğini savunan bir CIA raporunun bulunduğu iddialarının basına yansıması, Suriye’de PYD/PKK’ya göstere göstere silah yardımı yapılması, Türkiye-Rusya Federasyonu ve İran arasındaki mutabakata karşı sertleşme emarelerinin görülmesi, Almanya’nın Rusya Federasyonu’na yaklaşması ve doğalgaz tabanlı kalıcı ilişkilerin tesis edilmesinden duyulan rahatsızlık, vb. Bir de bütün bunlar yaşanırken Türkiye’de, Almanya’da yaşanan terör saldırıları, her türlü manipülasyona uygun suikastler, şüpheli kazalar, kayıplar ve bunların neden olduğu nefret ortamı. Bütün bunlar bir geçiş dönemi için çok fazla.

Özellikle bazı ülkeler ve o ülkelerde yaşayan insanlar ABD’de yapılacak görev devir teslimini dört gözle bekliyorlar. Yeni dönemin ne getireceğinden emin değiller belki ama yine de endişe içinde gidecek olanın bir an önce gitmesini bekliyorlar.

Afrika kökenli Amerikalıların gururu olarak gelen ve mütevazılığı nedeniyle sempatiyle de bakılan Obama kendi ülkesi adına iyi ya da kötü şeyler yapmış olabilir. Bir gerçek var ki sadece kendisiyle kaim olmadığını çok iyi bildiğimiz ABD devlet sistemi dönemsel olarak sıkıntılı bir süreci geride bırakıyor. Vatansız küreselcilerin etkisinde zor bir dönem yaşadılar ve yaşattılar. Belki net savaşlara girmediler ama kaosun ardındaki gerçeği öğrettiler. Vatan lazım yaşayacak. ABD’ye lazım olduğu kadar Dünya’nın diğer milletlerine de lazım.

Saygılarımla.

Rafet ASLANTAŞ

ANKA Enstitüsü Başkanı