Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

Dün akşam bir Yarına Not yayınladım; “Oraya nasıl varacağını bilmek zorunda değilsin, ısrarcı davranırsan, hayal kırıklığına dayanabilirsen ve en önemlisi yeniden denersen yapabilirsin” şeklinde idi. Beni Instagram’da takip eden bir okurum bu başlığı biraz açmamı istemiş; bu konu daha önce yazmış olduğum Geleceğine İyi Davran isimli yazımda yer alıyordu; bugün biraz tekrar edelim isterseniz.

Bilge ile yaptığımız bir sohbete dayanıyor aslında; Senin Olan Sana Gelir isimli 4. Kitabımı tamamen Bilge ile yaptığımız sohbetler üzerine kurguladım. Geçmişteki sohbetimizde Bilge bana şöyle demişti, hiç unutmam:

“Sen sadece geçmişin değilsin, aynı zamanda geleceğinsin, geleceğine iyi davranırsan daha güzel bir geleceğin olabilir. “

“Peki, bir insan geleceğine nasıl iyi davranabilir?” diye sormuştum ben de meraklı bir şekilde.

Yaratıcı olmak önemli, hayaller geleceği inşa ettiğimiz yerdir. Herkesin hayalleri olmalı öncelikle, sınırlardan bağımsız düşünerek oluşturulmuş hayaller. Ancak bu şekilde gelecek geçmişten farklı olarak ayrışabilir, yoksa birbirine benzer gelip geçen günler, bir gün yaşar, hep onu tekrar edersek buna gelecek denmez. Hayal kurmamak, hayallere inanmamak kendimize ve geleceğe haksızlık olur. Diğer yandan; hayalini kurduğun her şey gerçek olacak diye bir kaide yok, gerektiğinde hayal kırıklığı ile de dost olmayı öğreneceksin.

“İnancın önemi var mı?”

“İnançlı olmak çok önemli, ben istersem yaparım düşüncesine sahip olmak, dünyayı değiştirmek mümkün değilse bile değiştirmeye çalışmak mümkün. Daha iyi bir geleceğin mümkün olduğuna inanmakla başlar her şey. Sonra birilerine hayallerini gerçekleştirmeleri için yardım ettiğinde, emin ol birileri de sana yardımcı olacaktır.

“Bunu çok sık deneyimliyorum, başka neler yapabiliriz sence?”

“Kendinize güçlü sorular sorun, geleceğinizi şekillendiren güçlü sorular olsunlar. Ve cevapların peşinden gidin.

Ezberlerinizden uzaklaşın, ezberler geçmişe aittir, geleceği ise ihtimaller belirler, en iyi ihtimalleri de düşünün biraz.”

“Merak da önemli demiştin bir keresinde.”

“Evet, meraklı olun, merak cesaretin doğum yeridir. Daha derinlere inin, kendinizi ortaya çıkarın. Yaşamın kendine özgü sesini duymaya çalışın, herkese sezgileri aracılığı ile fısıldar hayat.

Güzel bir gelecek için sezgilerinizden yararlanın.”

“Peki ya güven?”

“İşte o her şeyin başladığı yerdir; kendine güven, Allah’a güven, geleceğe güven, düş, kalk, yeniden dene; düştüğünden bir fazla kalk. Bir şey istediğinde farklı yollar da olabileceğini unutma, tek bir yönteme takılıp kalma, bu nedenle bir şeyi istediğinde ve emek verdiğinde tam olarak nasıl olması gerektiğini bilmen gerekmiyor, güzel sürprizlere hazır ol”

Bilge ile sohbetimiz hatırladığım kadarıyla bu şekildeydi.

Sevgi ile kalın.