Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

2023’E GİRERKEN RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI

Denilebilir ki, 2022’ye Rusya–Ukrayna Savaşı damgasını vurdu. Dünya 2023’e girmeye hazırlanırken savaşın sürdürüldüğü ve ne zaman sona ereceği konusunda belirsizliğin devam ettiği görülüyor.

Soğuk Savaşın 20. yüzyılın sonlarında bitmesi ile giderek artan güvenlik sorunları, dünyada yeni tehdit ve riskleri bertaraf edecek konsept ve doktrinlere bağlı olarak ‘’Düzensiz Savaş’’ kavramını [*] ortaya çıkardı.

Bununla birlikte tüm dünya yoğun güvenlik sorunlarıyla baş etmeye ve bunun neticesinde düzensiz savaşlara odaklanırken, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı şaşırtıcı bir biçimde operatif ve taktik olarak 2. Dünya savaşından kalma cephe savaşı uygulamalarıyla saldırdığı görüldü.  2. Dünya Savaşında Almanları kesin sonuçlu muharebelerle mağlup eden Rusya’nın, Ukrayna karşısında istediğini elde edemediği, hatta zaman zaman geri adım attığına tanıklık edildi.

Bu savaşa girişirken Rusya’nın başlangıçtaki stratejik hedefi ABD ve NATO’yu Doğu Avrupa’dan sürüp atmak ve Ukrayna’yı işgal ederek bölgede hâkim tek süper güç olduğunu tüm dünyaya göstermekti. Rusya bu niyet ve maksadını gerçekleştirmek için siyasi hedef olarak, halen işbaşındaki ‘’Zelensky yönetimini değiştirerek, onun yerine kendisine müzahir bir yönetimi iş başına getirmek’’ ve askerî açıdan, ‘’Ukrayna’nın muharebe gücünü etkisiz hale getirmeyi’’ hedeflemişti.

Gelinen aşamada, halen devam eden bu savaş hakkında orta ve uzun vadede herhangi bir yargıya varmak veya öngörüde bulunmak ve savaşın nasıl, ne şekilde sonuçlanacağını değerlendirmek bir hayli zor olmakla birlikte, geçen Şubat ayının 24’ünden beri 10 aylık bir sürenin sonunda aşağıda belirtilen bir takım sonuçlar çıkarmanın mümkün olduğu söylenebilir.

-Hali hazırda gelinen safhada, Rusya’nın Ukrayna’da ele geçirmeyi plânladığı hedeflerine ulaşamadığı görülüyor. Bu durum başlangıçta Rusya’nın stratejik hedefini belirlemede hata yaptığına işaret eder. Zira stratejik hedefin büyüklüğü, Rusya’nın altından kalkamayacağı sonuçların doğmasına sebep olmuştur. Örneğin, Ukrayna’yı işgal teşebbüsü Kırım veya Osetya’nın işgali gibi olmamıştır.

– ‘’Hedef stratejinin anahtarıdır.’’ Sonradan alınan tedbirlerle başlangıçta yapılan hatayı gidermeniz mümkün olmaz. Havadan bombalamayla, uzaktan füze atmayla bir ülkeyi teslim alamazsınız.

-Öte yandan Putin Ukrayna halkını yok saymıştır. Yaklaşık 50 milyonluk bir nüfus için ‘’ya benimsin ya kara toprağın!’’ anlayışıyla hareket ederek Ukrayna halkını daha da birleştirip kenetlenmesini sağlamıştır. Bu sayede Ukrayna milliyetçiliği ortaya çıkmış, halkın Rus saldırılarına karşı gösterdiği direnç, azim ve kararlılık dünyada örnek olarak gösterilmiştir.

-Rusların, millî güç unsurlarından başta ‘’İnsan Gücü’’ ve ‘’Muhabere Gücü’’ olmak üzere her bakımdan üstün olduğu, kısa sürede Ukrayna’yı teslim alacağı algısı vardı, ama öyle olmamıştır. Tam tersi, savaş uzadıkça ‘’Ruslar Dinyeper Nehrinin doğusuna çekiliyor, geri adım atıyor’’ gibi bir algı yaratılmıştır. Rusya’nın günün sonunda istediğini alamadığı ve başarısız olduğu çok açık olarak ortaya çıkmıştır.

-Diğer yandan Rusya her ne kadar insan kaynağı yönünden zengin gibi görünse de halkın savaş istemediği, savaştan bıktığı, hatta kaçtığı görülmüş, bu kapsamda, seferberlik ilân edilmesiyle birlikte yüzbinlerce Rus yükümlünün Türkiye dahil yurt dışına kaçtığı müşahede edilmiştir.

-Diğer yandan, bu savaşla birlikte Rusya’nın uluslararası sistemde pozitif olarak ‘’küresel güç algısı’’ konumu ve pozisyonunu muhafaza etmek istemesine ve çabasına rağmen, gelinen noktada bu algının kaybolduğu, prestijinin zedelendiği ve Batı karşısında itibarının sarsıldığı değerlendirilmektedir. Bu durumun Rusya aleyhine olarak tecelli edeceği, Orta Asya ve diğer ilgi ve etki alanındaki coğrafyada menfi sonuçlarının önümüzdeki dönemde görüleceği aşikârdır.

-Netice itibariyle genel stratejide, savaşın uzadıkça, bu durumun saldıran tarafın aleyhine döneceği ve giderek gerileyeceği gerçeği bir kez daha görülmüş oldu. Bir ülkenin kesin olarak işgali için, o ülkenin başkentinin ele geçirilmesi kaçınılmaz zorunluluktur. Rusya bunu denemiş ancak başarışı olamamıştır.

Ukrayna tarafına bakacak olursak;

-Dönem içerisinde Rus Ordusunun muharebe sahasında Herson’dan kısmi geri çekilmesi, yani bir bakıma geri adım atması Ukrayna için başarı ölçüsü olarak kabul edilir mi? Elbette edilir. Bu durum, Ukrayna’ya psikolojik üstünlük sağlar, inisiyatifi kısmen de olsa ele geçirir.  Ancak bu safhada Ukrayna’nın Rusya’yı mutlak yenilgiye uğrattığı düşünülemez ve savaşı kazandığı anlamına da gelmez.

-Ukrayna, devlet başkanı Zelensky’nin son ABD ziyareti ve Biden’dan aldığı destekle, Rusya karşısında direncini devam ettirmek ve elde edilen kazançları artırarak sürdürmek istiyor.

Netice olarak, 2023’e girerken Rusya-Ukrayna savaşında, taraflardan birinin mutlak zaferiyle sonuçlanmayacağı anlaşılıyor. İki taraf da mücadeleden ödün vermiyor ve vazgeçmiyor. Savaşla ilgili hiçbir şey kesin değil. Bu savaşın her iki taraf için de ‘’mutlak zaferle sonuçlanmayacak’’ bir denge ortamına dönüşmüş olduğu değerlendirilmektedir.

Yukarda da ifade edildiği gibi, Rusya başlangıçtaki stratejik hedefini doğru tespit etmiş olsaydı, örneğin harekâtını sadece Güneydoğu Ukrayna’da yer alan tarihî, kültürel ve ekonomik bir bölge olan Donbas’ı ele geçirmekle sınırlandırsaydı veya bununla yetinseydi, bu savaşın daha kısa sürede bitebileceği, bu kadar insan kaybının olmayacağı, şehirlerin yakılıp yıkılmayacağı, on binlerce insanın yerlerinde ve yurdundan olmayacağı mümkün olabilirdi. Şurası bir gerçek ki, her ne olursa olsun bu saatten sonra Ukrayna’nın eski Ukrayna olmayacağı muhakkaktır.

Yapılan referandumla 30 Eylül 2022 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir PUTİN tarafından Donbas bölgesinin Rusya’ya ilhak edildiği resmen açıklanmasının ardından, taraflar müzakere yoluyla bu savaşı sonuçlandırabilir, hatta Ukrayna’yı yeniden şekillendirebilirlerdi ama iki tarafın da inatçı ve mücadeleden ödün vermez tutumu nedeniyle bu da gerçekleşmemiştir.

Peki önümüzdeki dönem her iki taraf açısından ne getirebilir?

Bunun cevabı da şöyle düşünülebilir; Ukrayna batının silah desteğiyle kazandığı momentumu sürdürmek isteyebilir. Kaybettiği topraklarını geri alabilmek maksadıyla azim ve kararlılıkla mücadelesine devam edebilir. 

Rusya’dan ise, tekrar toparlanmayı müteakip, önümüzdeki baharda yeni bir hamle gelebilir. Rusya bu hamle ile birlikte daha önce dillendirdiği nükleer silah kullanma tehdidini devam ettirebilir. Bu savaşı konvansiyonel anlamda mutlak bir zaferle sonuçlandıramayan Rusya’nın nükleer silah kullanma kartını her zaman masada tuttuğunu unutmamak gerekir.

Rusya daha önce Ukrayna’nın Başkent Kiev’i işgale yeltendi ama başarılı olamadı, tekrar deneyebilir mi? Stratejide aynı hatayı iki defa yapana ‘’aptal’’ denildiğini hatırlatarak yazımıza son verelim.

 

[*] ‘’Düzensiz Savaş’’ günümüzde, başta gayrinizami harp kavramı olmak üzere, yeraltı, gerilla savaşları, terörizm, ayaklanmalar ve iç savaşları kapsar. (Düzensiz Savaşlar-E.Büyükışık-Kırmızı Kedi Yayınları-2001)