Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

UKRAYNA’DAKİ DÜZENSİZ SAVAŞ ÜÇÜNCÜ YILINA GİRİYOR

Soğuk savaş dönemi bittikten sonra, dünyada artış gösteren etnik ve aşırı milliyetçi düşünceler, dinî fanatizm ve terörizmin silahlı güç uygulamaları, “Düzensiz Savaş” kavramını ortaya çıkardı.

Düzensiz savaş, klasik düzenli savaşın alternatifidir ve askeri literatürde,” biri güçlü, diğeri zayıf iki hasım arasında askeri, yarı askeri (paramiliter) ve melez (hibrid) strateji ve yöntemler kullanılarak yürütülen uzun süreli politik-askeri silahlı mücadeleler” olarak tarif edilmiştir.

ABD ve Batının tetiklediği ve başından beri düzensiz savaş olarak nitelendirdiğimiz Ukrayna’daki savaş üçüncü yılına giriyor. Bu yazıda, söz konusu savaşın sahadaki genel durumu ele alınarak, müteakiben önümüzdeki dönemde öngörülen muhtemel gelişme ve değerlendirmelere yer verilecektir.

RusyaUkraynaHarita

Resim 1. Pembe alanlar Rusya’nın ilerlediği bölgeleri, kırmızı çizgili alanlar ise Rusya’nın kontrolünde olan bölgeleri göstermekte. Radyasyon simgesi ise orada bulunan bir nükleer reaktörü gösteriyor. Sarı alanlar ise Ukrayna’ya ait topraklardır.

Rusya tarafından bakılacak olursa

Taktik harekâtın gerektirdiği çatışmalar, başlangıçta stratejinin ‘’zaman’’ ve ‘’mekân’’ faktörlerine aykırılık göstermiş, diğer bir ifadeyle stratejinin temel esaslarına aykırı plânlama ile işe başlanmış, bu durum, harekâtın giderek uzamasına neden olmuştur. İş uzadıkça harekât alanındaki genel ve özel durum ve Ukrayna’nın beklenmeyen inatçı direnişi karşısında savaşın ilk aylarında hayal kırıklığı yaratmış ve harekâtın genel seyri Rusya’nın aleyhine olacak şekilde gelişme göstermiştir. Ancak geçtiğimiz yılın yaz aylarından itibaren, yine stratejinin diğer üçüncü ve en önemli faktörünü teşkil eden ‘’kuvvet’’ faktörünün devreye girmesi ile birlikte harekât alanında inisiyatif tekrar Rusya’nın eline geçmeye başlamıştır.

Açık kaynaklardan elde edilen bilgilerden,  harekât alanında muharebe müessiriyeti bakımından üstünlüğü ve dolayısıyla inisiyatifi tekrar ele geçiren Rusya’nın, halen bir kısmını işgal ettiği Donbas bölgesinin tamamını ele geçirmek  maksadıyla kuzeyde Luhansk, daha güneyde Donetsk bölgelerinde olumsuz hava ve mevsim koşullarına rağmen ileri harekâtına devam ettiğini, söz konusu bölgelerde ilerlemeye çalıştığını ve Dinyeper hattında taraflar arasında zaman zaman düşük ve orta yoğunluktaki çatışmaların sürdüğünü görüyoruz. Ayrıca Rusya Ukrayna’nın savunma direncini düşürmek için yoğun şekilde elindeki mevcut SİHA, uçak ve füzeleri kullanarak ateşle taarruz icra etmektedir.

Ukrayna tarafına bakacak olursak

Ukrayna, genel savunma plânı kapsamında harekât alanında mevzi düzeltmeleri yapmakta, bazı bölgelerde geri çekilmekte ve savunmasına daha elverişli koşullarda devam etme gayreti içinde olduğu gözlemlenmektedir.

Karşı taarruz icra etme imkân ve kabiliyeti giderek azalan ve artık pek mümkün görülmeyen Ukrayna’nın tamamen savunmayı düşündüğü ve mevcut birlikleri ile birbiri gerisinde birkaç hat halinde derinlikte savunma mevzileri tesis ederek, tıkama mevzileri hazırlayarak savunmaya derinlik kazandırmaya çalıştığı ve kuvvet çoğunluğu ile Rus taarruzlarının muhtemel sıklet merkezi istikametinde tertiplenerek saldırılara aktif olarak karşı koymayı plânladığını görmekteyiz. Rusya’nın bölgenin en hassas yeri konumundaki Donetsk bölgesindeki taarruzları ve kuşatması halen devam etmektedir. Ukrayna’nın bu bölgedeki savunma direncinin kırılması halinde, savaşın devamında kendi açısından ciddi olumsuz sonuçlar doğurabileceği değerlendirilmektedir.

Bununla birlikte Ukrayna elindeki İHA, SİHA, uçak ve füzeleri ile, Rusya’nın bazı önemli lojistik tesislerini, rafineri, santral, liman, köprü ve doğalgaz tesislerini havadan vurarak savunmasını destekleme gayreti içinde olduğunu belirtmeliyiz.  

2024’de savaşın geleceği

Ukrayna’da halen yoğun kış şartları sürmektedir. Her iki taraf da kış mevsiminin askerî harekât üzerindeki olumsuz etkisinden nasibini almaktadır. Rusya’nın kış boyunca Ukrayna üzerindeki baskısının devam edeceği, havaların Mart ayından itibaren ısınmaya başlaması ile birlikte, Donbas bölgesinin tamamını ele geçirmek üzere saldırıya geçeği değerlendirilmektedir. Dolayısıyla 2024’ün Batı ve özellikle de Ukrayna için daha zor olacağını şimdiden söylemek yanlış olmaz.

Bu kapsamda, Mart ayından sonra Ukrayna harekât alanının yoğun çatışmalara sahne olabileceğini ve Batıdan gerekli desteği almadığı, özellikle hava savunmasını güçlendirmediği ve bu konudaki zafiyetini gidermediği takdirde Ukrayna’nın savaşa devam etmesinin son derece zorlaşacağını söyleyebiliriz. Halihazırda Ukrayna halkı ve ordusunda yoğun muharebe yorgunluğu yaşandığı görülmektedir. Bu durum çerçevesinde, Rusya’nın 2024’de Ukrayna’da istediği toprak parçasını elde etmeyi mürtekip, harekâtını durdurabileceği ve Ukrayna’yı ateşkes anlaşmasına zorlayabileceğini diğer seçenekler arasında sayabiliriz.

Diğer taraftan, genel muharebe gücü açısından ve özellikle de insan gücü ve kaynakları yönünden Rusya’nın daha üstün durumda olduğunu, buna mukabil Ukrayna’nın personel zayiatındaki artış ve ne zaman biteceği belli olmayan savaş nedeniyle halkın yorgun, bitkin, moralsiz olduğunu, iki yıl önce savaşın başlangıcındaki inatçı direniş, örgütlenme, topyekûn savunma ve karşı koyma anlayışından uzaklaştığını da söylememiz gerekir. Öte yandan, savaşın çok uzaması nedeniyle Ukrayna ordusundaki askerlerin artık terhis olmak istediklerini, bu amaçla yüzlerce sivilin Kiev’in merkezindeki bağımsızlık meydanında toplandığı ve yakınlarının terhis edilmesi için hükümete çağrıda bulunduğu açık kaynaklarda yer aldı. Bu durumun Ukrayna hükümetini ciddi anlamda zorlayacağını da göz ardı etmemek gerekir. Bununla birlikte devlet başkanı Zelensky’nin kendisini eleştirdiği gerekçesiyle Genelkurmay Başkanını görevden alması, muhalefetin buna şiddetle karşı çıkması, ABD tarafından söz verilen 60 milyar dolarlık bir yardım paketinin kongrede onaylanmayı bekliyor olması, Ukrayna’yı zora sokan diğer başlıca faktörler olarak gündemdeki yerini koruyor.

Sonuç

Yeni nesil savaş doktrini, Rusya’nın “yakın çevre politikalarının en önemli uygulama aracıdır. Rusya bunu 2008’de Abhazya, G. Osetya, (Gürcistan) ve 2014’de Kırım müdahalelerindeki gibi, yakın çevre politikasının gereği olarak uygulamıştır. Şimdi de Ukrayna’ya yönelik uygulamaktadır. Ukrayna’da iki yıldır cereyan eden bu savaşa girişirken Rusya’nın başlangıçtaki stratejik hedefi, ABD ve NATO’yu Doğu Avrupa’dan sürüp atmak ve Ukrayna’yı işgal ederek bölgede hâkim tek süper güç olduğunu tüm dünyaya göstermekti. Burada hemen akıllara şu iki soru geliyor, Ukrayna’daki askeri hedefini gerçekleştiren veya gerçekleştirmeye yakın taraf olan Rusya burada durur mu? Sırada Moldova ve Baltık Ülkeleri olabilir mi?

Bugün Baltık Ülkeleri başta olmak üzere bazı AB üyesi ülkeler ve özellikle Almanya, Rusya’nın Ukrayna sonrası diğer Avrupa ülkelerine tehdit teşkil ettiğini ve saldırabileceğini konuşuyor. Bilhassa Almanya tarihte yaşanan olayları bahane ederek, Rusya’ya karşı silahlanacağını açıklıyor. Bu durum, savaşın Avrupa kıtasına geri gelebileceğinin ve soğuk savaşın tekrar başlayabileceğinin göstergesi olarak kabul edilebilir. Yaşanan bu gelişmeler ışığında, 2024’te savaşın yönü, dünyanın yeniden çok kutuplu yeni bir dünya düzenine evrilmekte olduğunun işareti olabilir.

Diğer taraftan, önümüzdeki dönemde hem Rusya’da hem de Ukrayna’da devlet başkanlığı seçimi var. Ne var ki, bu seçimin Ukrayna’da olup olmayacağı henüz belli değil. Zelensky’nin savaş bitmeden seçim olmaz stratejisine karşılık, koltuğunun tehlikede olduğu uzmanlar tarafından dillendiriliyor.

Gelinen aşamada yorgun Ukrayna halkının bu savaşa daha ne kadar dayanacağı ve direnç göstereceğini bilmiyoruz. Ancak görünen o ki, ABD ve Batının yardım ve desteği olmadığı veya kesintiye uğradığı bir ortamda Ukrayna’nın bu savaşı devam ettirebilmesi çok zor.

Önümüzdeki baharda Putin, yaklaşan ABD seçimlerinin yarattığı belirsizlikten istifade ederek, Güneydoğu Ukrayna’nın tarihî, kültürel ve ekonomik bir bölgesi olan Donbas’ın tamamını ele geçirmek maksadıyla çok şiddetli bir taarruz başlatmaya karar verebilir.

Bugüne kadar Ukrayna’ya lojistik malzeme desteği ve silah veren ülkelerin artık Ukrayna’nın ciddi personel sorunu ile karşı karşıya kaldığını görmek zorundalar. Ukrayna’ya yeterli personel ve lojistik destek sağlanmadığı takdirde, üstün muharebe gücü ile baharda yapılacak Rus saldırıları karşısında çok fazla direnemeyeceğini askerî açıdan şimdilik söyleyebiliriz.

Netice olarak, Ukrayna’daki düzensiz savaşın daha ne kadar süreceği tam olarak kestirilemezken, kısa vadede ve sahada mevcut koşullarda sonlanması pek mümkün görülmüyor ve ne yazık ki, üçüncü yılına giren düzensiz savaş her iki taraf için de her yönden ağır bir yıkım olmaya devam ediyor.