Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

Ülkemizde yerel yöneticiler yani Belediye Başkanları, mensup oldukları siyasi partide kendilerince gayretleri, hizmetleri ve çeşitli meziyetleri ile ön plana çıktıkları için aday olurlar ve bu adaylıkları da; seçimlerde başarılı oldukları takdirde, yöneticilik yapmaya başlamalarını sağlar.

Mensubu olunan siyasi parti içerisinde ön plana çıkan aday kişinin, özel yaşamında bir mesleği vardır. O güne kadar geçimini sağladığı bir işi vardır. Ya da çeşitli meslek dallarından emeklidir. Aday kişinin, yönetimine talip olduğu şehrin tarihi geçmişi, sosyal yapısı, şehirdeki etnik topluluklar gibi konularda bilgili olması, yönetici seçildikten sonra görevini daha iyi yapmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca ilgili birimlerin diğer yetkili kişilerinin de bu konularda bilgi sahibi olması gerekmektedir. Öyle ya şehre gelen bir misafire ya da araştırma ve ders hazırlamak için gelmiş bir akademisyen ile bir öğrenciye nasıl bilgi verecekler? Bugün kaç şehrin doğru dürüst yazılı tarihi var? Ya da yazılanların ne kadarının gerçeklik payı var? Sürekli tekrar ediyorum fakat çok önemli; ‘’Bugüne değin tarihimiz hakkında yazılanların çoğu ya yalandır ya da çarpıtmadır. * Prof. Dr. Halil İnalcık.’’ Şimdi böyle bir halde bir yerel yöneticinin, yöneticisi olduğu şehrin tarihi hakkında kapsamlı bilgi sahibi olmaması, o yöneticiyi bir zaman sonra zor durumda bırakabilir. Şehre ziyarete gelen tarihçiler, siyasetçiler, televizyon programcıları vs. ile yaptığı görüşmelerde ve sohbetlerde, yöneticinin anlattıkları ya da kendisine sorulan sorulara verdiği cevapları, o yöneticinin itibarını yükseltebilir veya tam tersi alçaltabilir. Bu gibi üzücü durumlarla karşılaşmamak için yerel yöneticilerin kesinlikle ama kesinlikle, yöneticilik yaptıkları şehrin tarihine hâkim olmaları gerekir. Elbette ki yöneticiler farklı meslek gruplarından çıkıp gelmiş olabilirler. Yönetmeye talip oldukları şehrin geçmişine tamamen hâkim olamayabilirler. Bu konuda özel bir araştırma yapmamış, bu konulara dair kitapları inceleyip, okumamış olabilirler. Ancak kişi yöneticiliğe başlamış ise; şehrin geçmişine dair özel günlerde, örneğin kurtuluş günlerinde yerel gazetelerde açıklamaları yer alır. Ve çeşitli etkinliklerde de konuşmalar yapılır. Bu açıklamalarda ve bu etkinliklerde yapılan konuşmalarda yerel yöneticinin kullandığı ifadeler hem kendisinin saygınlığı açısından hem de okuyucuların, izleyicilerin ve dinleyicilerin bilgilenmeleri açısından çok önemlidir.

Okullarda Öğrencilere Öğretilmeyen Bilgiler İçin Çözüm

Özetle; bir yerel yönetici eğer yönettiği şehrin tarihi hakkında tamamen bilgi sahibi değil ise mutlaka ama mutlaka bir gün, bir yerde zor duruma düşebilir. Böyle bir duruma düşmek istemeyen yönetici, ilgili birimlere talimat vererek, şehrin tarihi hakkında bilgi sahibi olanların yer aldığı seminerler düzenlenmesini sağlayabilir. Bunu sadece bir etkinlik olarak değil; okullarda öğrencilere öğretilmeyen bilgilerin, öğrencilere verilebilmesi adına, milli bir vazife amacıyla yapmalıdır. Böylelikle yönetici, hem öğrencilere yöresel, milli bir ruh aşılanmasını sağlamış olur, hem kendisi ve hem de gençlerin bilgilenmelerine sebep olur. Olmalıdır. Bugün ülkemizin içerisinde bulunduğu ortamda ne yazık ki bazı yerel yöneticiler, yönettikleri şehrin tarihi hakkında detaylı bilgi sahibi değiller. Bazı konularda ise yanlış öğretiler ile bilgilendirildikleri için de o yanlışı bilmeden, farkında olmadan sürdürmekteler. Dolayısı ile o yöredeki gençler de yanlış bilgilendirilmektedir. Bazı şehirlerde durum hakikaten bu kadar vahim… Aslında bu durumun farkında olanlar da var. Fakat önemsemiyorlar. Önemseyenleri ise görmezden geliyorlar… Ve lakin vatanseverlik odur ki; yönetici kişi, devlet ve millet menfaati söz konusu olduğunda, gördüğü eksikliğe ve yanlışlığa karşı çözüm üretmeli… Üretmeye çalışanları dinlemeli ve desteklemeli… Ya da ben vatanseverim dememeli…