Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

Almanya’nın tarihin derinliklerinden gelen yolculuğu hep inişli çıkışlı olmuştur. Yükselme ve gerileme bir döngü şeklinde bugüne dek süregelmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında ise iniş serbest düşme şeklinde tezahür etmiştir. Almanya savaş sonrasında da kuralı bozmamış ve Doğu Almanya ile birleşerek yeni bir atılım dönemi başlatmıştır.

Türkiye Niçin Hedefte?

Alman tarihine sorgulayıcı tarzda yaklaşanlar, genellikle şu sonuçla karşı karşıya kalırlar: “Almanya taktik ve operatif düzeyde bir deha, stratejik düzlemde vasat, jeopolitik açıdan miyop bir devlettir.” Almanya’nın Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında askeri ve politik açıdan savaş yönetiminde hiçbir derinlik yoktur. Günümüzde de Almanya’nın Türkiye politikaları sağlıklı bir şekilde analiz edilemez! Çünkü bu politikalarda rasyonellik bulunmuyor!

Başkan Trump’ın, misafiri olan Şansölye Merkel’in elini sıkmaması tarihi bir mesajdır. Alman Dışişleri Bakanı bu kabalığa, “Ortadoğu’nun (Batı Asya) Trump’laşmasına izin veremeyiz!” şeklinde cevap vermiştir. Alman Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert şu soruyu Almanya’nın gündemine soktu: “Artık kararımızı vermeliyiz. Atlantik’ten yana mıyız, Avrasya’dan yana mıyız?” Merkel’in şu sözleri de gözden ırak tutulmamalı: “ABD’ye güvenemeyiz; İngiltere’ye sırtımızı dönemeyiz!”

Almanya, Atlantik cephesi ile kıyasıya mücadelesini sürdürürken, Türkiye ağır fakat emin adımlarla Avrasya’ya yaklaşmaktadır. Bu koşullar altında stratejik akıl ve jeopolitik disiplin Almanya’nın Türkiye’ye yaklaşmasını, en azından dikkatli ve dengeli ilişkiler kurmasını dikte eder. Böyle bir yaklaşım Almanya’nın ağırlığını artırır. Ancak Almanya, Atlantik çıkarlarına hizmet eden politikalarla Türkiye’nin karşısına çıkmaktadır.

Size Ne Faydası Var?

Almanya’da politikaları belirleyenlere soralım. Şu yapılanların size bir faydası var mı?

ABD’nin maşası olan FETÖ’ye kol kanat gererek Almanya ne kazanacak?

Anglosakson sistemin stratejik piyonu olan PKK/PYD aşkı size fayda sağlar mı?

ABD oyunu olan Ermeni soykırım yalanına niçin sımsıkı sarılıyorsunuz?

Türkiye’yi dışlamak Almanya ekonomisinin yararına mı? Silah ambargosundan bahsediyorsunuz. Almanya’da çok sayıda tersane ve savunma endüstri kurumunun Türkiye satışları ile ayakta kaldığını çok iyi biliyorum.

Bir yandan terör sorununun Kürt sorunu olarak siyasallaştırma çabalarına destek veriyorsunuz; öte yandan Bağımsız Kürdistan’a karşı çıkıyorsunuz? Burada bir uyumsuzluk yok mu?

İncirlik’ten çektiğiniz keşif uçaklarını niçin müttefik ülke olan İngiltere’nin Kıbrıs’taki egemen üslerine kaydırmadınız? Hâlâ şansınız var! İsterseniz sorun! Bakalım, ne cevap verecekler…

Batı Asya’da Türkiye, İran, Irak ve Suriye ile dostluk ve dayanışmaya dayalı ilişkiler kurmak varken, bölgedeki yıkıcı ve bölücü unsurlara el uzatarak mı büyük devlet olacaksınız!

Atlantik Politikalarına Yapışarak Atlantik’ten Kopmak!

Çok garip bir durum ile karşı karşıyayız. Anglosakson sistemin plan ve projelerine uygun Türkiye karşıtı politikalarda Almanya hep en önde! Almanya doludizgin giderken, ABD, Fransa ve özellikle İngiltere Türkiye’ye karşı çok daha dikkatli bir üslup kullanıyor. Almanya’da siyasi partiler Türkiye karşıtlığında birbirleri ile yarış ediyor. İşte “stratejik vasatlık ve jeopolitik miyopluk” diyerek tam da bunu kastediyoruz. Koca bir ülke Anglosakson sistemin politikalarının gönüllü taşeronu oluyor.

Kayıtsız koşulsuz ABD’nin güdümüne giren ve bu nedenle baş aşağı giden Yeşiller, Sol Parti, Liberal Parti ve hatta Sosyal Demokrat Parti’yi bir kenara koyarsak, diğer siyasi akımların bu çarpık Türkiye karşıtı politikaları sorgulaması gerekiyor. 3 milyon Türk’ün barış ve gönül köprüsü kurduğu Türkiye ve Almanya’nın rekabete değil dayanışmaya dayanan ilişkileri iki ülkeye de benzersiz fırsatlar sunar. Almanya’da eşyanın tabiatına aykırı bu çarpık siyasi yapı sonsuza dek sürmez! Avrasya’nın doğasını kavrayan partiler her iki ülkede de hızla güçleniyor. Umarız, Almanya’da yapılan seçimler yeni bir dönemin başlangıcı olur. Önümüzdeki dönemlerde Türk-Alman ilişkileri bilimsel veriler ve jeopolitik analizlerle doğru bir eksene oturacaktır.