Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

Çok kısa hatırlayalım; konfor alanı, mevcut düzeninizi bozmadan, minimum bir çaba ile ortalama bir performans göstererek yaşadığınız ve büyük riskler almadığınız güvenli alandır. Ekonomide orta gelir tuzağı diye bir kavram var. Bir ülke ekonomisinin belirli bir kişi başına gelir düzeyine ulaştıktan sonra orada sıkışıp kalması haline orta gelir tuzağı denir. Orta gelir tuzağı bir ekonomide kişi başına gelir düzeyinin belirli bir aşamadan öteye gidememesi halini ya da belirli bir gelir düzeyine ulaştıktan sonra durgunluk içine girilmesi durumunu özetleyen bir yaklaşımdır. Kabaca yıllık kişi başına 10.000 USD diyebiliriz. Türkiye de ekonomik olarak bu durumdadır. Orta gelir tuzağından çıkmak için pek çok öneri vardır. İçlerinden bir tanesi benim özellikle ilgimi çekiyor o da katma değeri yüksek, ileri teknoloji ürünleri üretmek. Bu hayal gücü ve yaratıcılık ile ve sonrasında girişimcilik ile elde edilebilecek bir hedef.

Şimdi şu soruya cevap arayalım; konfor alanına sıkışmış olan bireyler böyle bir hamle yapmakta zorlanmaz mı? Ben zorlanacakları kanaatindeyim. Bu nedenle eğer konfor alanımızdan çıkmayı başarabilirsek hem kendimiz için daha yararlı olur hem de dolaylı olarak ülke ekonomisine de bir katkımız olabilir. Biraz daha anlaşılır kılalım. Okuldan mezun olduk; bir işe girdik çalışıyoruz, belli bir maaşımız var, ailemizi kurduk, çocuklarımız oldu, her şey çok güzel, bu saydıklarımın güzel şeyler olmadığını iddia etmiyorum, diğer yandan hayat dediğimiz şey bununla sınırlı değil. Yaratıcılığımızı kullanmak, düşünmek, fikir üretmek, girişimcilik, ilgi alanlarımızın olması, sanatla ilgilenmek, ortaya bir eser koymak, diğer insanlara yardım etmek, dünyayı gezmek, değişik kültürler tanımak gibi pek çok farklı boyutu var hayatın. Bu boyutlarda bir şeyler gerçekleştirmek için öncelikle yapılması gereken ise hayal kurmak ve hayalleri gerçekleştirmeye çalışmak. Kendi hayatınızda bir şeylerin daha farklı olmasını istiyorsanız daha fazla hayal kurarak başlamalısınız.

Geçenlerde bir not ve yazı paylaşmıştım, istediğini düşün, istemediğini düşünme diye. İşte hayal kurmak burada da devreye giriyor, isteklerinizi çeşitlendirin, sınırlardan bağımsız düşünmeye çalışın biraz, yazın hayallerinizi, nasıl olacak şeklinde değil neden olmasın şeklinde düşünmeye çalışın. Bu konuda Profesör Selçuk R. Şirin’in Youtube’daki TED konuşmasını da izleyebilirsiniz, “itiraz et, hayal kur, ilerle” başlığındaki konuşmada Selçuk Bey mevcut tabloyu ortaya koyduktan sonra en büyük problemin yeni neslimizin yani çocuklarımızın çok az hayal kurması olduğunu söylüyor. Çocuklar modelleyerek öğrenirler, yani anne baba ve öğretmenlerine bakarlar, o insanlar hayal kuruyorlarsa, hayallerini anlatıyorlarsa, hayallerini gerçekleştirmeye çalışıyorlarsa daha kolay hayal kurarlar. Bir çocuğun hayal kurmanın cesaretlendirildiği bir ortamda yetişmesi çok önemlidir. Daha fazla hayal kuracağımız ve gerçekleştireceğimiz, bu yolla hem kendimize hem de ülkemize faydalı olacağımız güzel günler diliyorum.