Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

KAFKASYA VE ORTA ASYA’DA YENİ DENGELER

Prof. Dr. Sait YILMAZ

Küresel jeopolitik hızla bir büyük dünya savaşına giderken, Avrasya’da süper güç ve bölgesel güç karışımlı alt güvenlik bölgelerinde yeni oluşumlar ve dengeler belirmeye başlıyor. Avrasya coğrafyasının en batısındaki Baltık ve Doğu Avrupa’da Rusya’ya karşı hazırlanan blok olan Üç Deniz İnisiyatifi’nden önceki makalelerimizde bahsetmiştik. Rusya sadece Avrupa’da değil, Orta Asya’da da izole edilecek. Güney Çin Denizi’ndeki Üçüncü Dünya Savaşı’na yönelik hazırlıklara ve bu savaş öncesi Çin’in Batısındaki tampon bölgelerde (Doğu Türkistan, Tibet, İç Moğolistan, Mançurya ve Hong-Kong) çıkarılacak ayaklanmaları da daha önce anlatmıştık. Bu makalede ise henüz kırılmayı beklenen en önemli fay hattına Karadeniz ile Doğu Türkistan arasındaki Kafkasya, Orta Asya ve Güney Asya’da ki gelişmelere odaklanacağız. Bu kapsamda, Çin’in İpek Yol Projesi’nin bu coğrafyada estirdiği rüzgârın ötesinde, ülkelerin kendi çıkarları çerçevesinde gelişmeleri neden fırsat ya da tehdit olarak gördüklerini anlamaya, kimin kime engel olmaya çalıştığına bakacağız. Kafkasya ve Orta Asya’da belirmeye başlayan yeni güvenlik ortamının iyi bir analizini yapmadan Avrasya’nın geleceğini okuyamayız.

Bilinmeyen Kafkasya

Kafkasya genellikle Kuzey ve Güney diye iki bölümde ele alınır. Kuzey ve Güney Kafkasya, ayrı bölgeler gibi algılanır ama bölgenin merkezinde olan Kafkas Dağı ayırıcı nitelikte değildir yani Kafkasya bir bütündür. Bununla beraber, etno-dil farklılıkları yanında bölgenin tarihi ve coğrafyası da oldukça karmaşıktır. Güney Kafkasya’daki üç küçük ülke (Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan) halen süper güçlerin etki ve baskısı altında milli bağımsızlıklarını ve dış politika önceliklerini koruma gayreti içindeler. Her biri farklı bir dış politika odaklanmasına sahiptir. Gürcistan; Amerika yanlısı, Ermenistan; Rusya yanlısı, Azerbaycan ise büyük güçler arasında daha dengeli bir yaklaşımla Türkiye ile yakın bağlar içindedir.

Kafkasya’da yaşayan etnik grupları; Türk kökenliler, Hıristiyan Milletler ve Müslüman olan Kafkas kavimleri olarak üçe ayırabiliriz. Bu grupların açılımları şu şekildedir;

– Türk grupları; Azerbaycan Türkleri, Kumuk, Karaçay, Balkar, Nogay, Kundur, Ahıska (Mesket) Türkleri.

– Müslüman Kafkas kavimleri; Osetler, Çeçenler, Kabardaylar, Acaralar, Abazalar, Çerkezler, Adigeler, Tatlar, Talışlar, Lezgiler, Dargınlar, Laklar, Rutullar, Agular, Sokurlar, Tabarasanlar.

– Hıristiyanlar; Gürcüler, Ermeniler, Abhazlar, Osetler, Asuriler, Udiler.

2010 yılında Rusya’nın Güney Federal Bölgesi ve Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi yeniden düzenlenmiştir. Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi içinde; Dağıstan, Inguşetya, Kabardino-Balkarya, Karaçay Çerkezya, Kuzey Osetya-Alanya ve Çeçen Cumhuriyetleri ile Stavropol Bölgesi bulunmaktadır. Ocak 2010’dan itibaren Güney Bölgesi içinde Adige Cumhuriyeti, Kalmik Cumhuriyeti ile Krasnodar, Astrakhan, Volgograd ve Rostov bölgeleri verilmiştir. Temmuz 2016’da Kırım Cumhuriyeti ve Sivastopol şehri de Güney Bölgeye dâhil edilmiştir. Ayrı bir Kırım Federal Bölgesi oluşturulması beklenmektedir.

Kafkasya’da bugünlerde neler oluyor?

Kuzey Kafkasya’da 1990’larda yaşanan iki kanlı savaş ve Ramazan KADİROV’un aşırı otoriter rejimin kurulmasından sonra Kremlin, Çeçenistan’ın artık pasifize edildiğini düşünüyor. Ancak, 300 yıllık direniş sonrası Rusya’ya yönelik direnişin bitmeyeceğinden kimsenin şüphesi yok. Savaş bitmiş gibi gözükse de Ruslar, Çeçenistan’da büyük bir askeri güç bulundurmaya devam ediyorlar. Üçüncü bir savaş kaçınılmaz. Belli olmayan sadece ne zaman başlayacağı yani Çeçen tarafında savaş için yeni bir nesil bekleniyor. Bugünkü Kuzey Kafkas Cumhuriyeti liderleri Rusya’ya bağlılık yemini etmeye devam etseler de kirli savaşlarda ölenlerin hatıralarını halkın kalbinden silemezler ve çocukları da böyle yapmaya devam edecektir.

Güney Kafkasya bölgesi ise gittikçe daha dinamik bir döneme giriyor. Bu durum bölge içi faktörler kadar büyük jeopolitik hesapların bir parçası olarak Karadeniz ve Orta Asya’daki gelişmelerin bölgeye yansımaları ile de ilgili. Bir yandan Kafkasya üzerinden geçecek yeni ulaştırma hatlarının sağlayacağı fırsatlar konuşuluyor, diğer yanda ise eski düşmanlıklar ve beklentilerin canlanması için yeni gelişmeler yaşanıyor. Güney Kafkasya’nın üç ülkesi Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan gelecekleri için bir tarihi kavşak noktasındalar. Geçen yıl ki Dağlık-Karabağ Savaşı sonrası, bölge için en çok konuşulan konu Avrupa ve Asya arasında planlanan kıtalararası altyapı ve ulaştırma projeleri. Ancak, Dağlık-Karabağ Savaşı sonrası Azerbaycan ve Ermenistan ilişkileri henüz istikrara uzak. Gürcistan’da ülke içi siyasi istikrarsızlık ve hukuki alt yapı eksikliği önemli bir ticaret ve ulaştırma merkezi olma potansiyelini riske sokuyor.

Kafkasya ve Orta Asya’yı birbirine bağlayan inisiyatif ve projeler

Dağlık-Karabağ Savaşı ateşkesini müteakip 11 Ocak 2021’de Rusya başkanı Vladimir PUTİN’in başkanlığında Azerbaycan başkanı İlham ALİYEV ve Ermenistan başbakanı Nikol PAŞİNYAN Moskova’da bir araya geldiler. Görüşmede üç lider bölgesel ekonomik ve ulaştırma altyapısı projeleri geliştirmek için bir çalışma grubu kurulması konusunda anlaştılar. Bu denize ve komşu ülkelere açılması büyük ölçüde kapalı olan Ermenistan için büyük bir fırsattı. Böylece hem bölgeye ilişkin enerji hatlarında rol alabilir, hem de kara ve demir yolu bağlantıları ile bölge dışına uzanabilirdi. Ayrıca Azerbaycan’ın NEQSOL şirketinin Dijital İpek Yolu projesi Kafkasya’yı gelişmiş fiber optik kablolarla Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlamayı hedefliyor. Ancak, geçtiğimiz dönemde bu projeler bazı engellerle karşılaştılar. Öncelikle Dağlık-Karabağ Savaşı sonrası ateşkese rağmen sınır çatışmaları çok sık olmasa da devam ediyor. Ermenistan 1 Haziran 2021’de Üçlü Çalışma Grubu’ndan ayrıldığını açıkladı. Gürcü Haberleşme Komisyonu, NEQSOL’un fiber optik kabloları Gürcistan üzerinden Karadeniz’in altına döşemesine karşı çıkıyor.

Yukarıdaki girişimlerde Rusya’nın Avrasya Ekonomik İşbirliği’ni aktif hale getirmek için aldığı inisiyatifler söz konusu. Bu amaçla, Petersburg’da yıllık Ekonomik Forum, Viladivostok’ta Doğu Ekonomik Forumu ve Valdai Tartışmalarını entelektüel zemin olarak kullanıyor. Amaç, Rusya, Çin ve İran’ı bir araya getirmek. Ancak, Orta Asya coğrafyasında başka bölgesel inisiyatifler de var. Örneğin dört ay önce Kırgız Dışişleri Bakanı Ruslan KAZAKBAYEV, Bakü’yü ziyaret ederek, 5+3 stratejik ortaklık önerdi. Yani Orta Asya’nın 5 ülkesi ile Güney Kafkasya’nın 3 ülkesi bir araya gelecek. Türkmenistan ve Azerbaycan, NATO’nun Barış İçin Ortaklık inisiyatifi üyesi. Rusya ise Azerbaycan’ı stratejik ortak statüsünde tutmak istiyor. 5+3’e dönecek olursak, hedef; Karadeniz’den Doğu Türkistan’da uzanan tek bir formasyonun Rus değil, Türk kimliği altında toplanması amaçlanıyor. Bu yolda, Batı ve NATO ile de işbirliği ve entegrasyon kanalları kullanılacaktır. Bunların hiçbiri Rusya ve İran’ı duymak isteyeceği şeyler değil. 5+3’deki ülkelerin tamamı NATO Barış İçin Ortaklık Programı içinde. Ancak, bunlardan Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Ermenistan, karşıt örgüt olan Rusya liderliğindeki Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü üyesidirler.

Makalenin devamı ve geniş versiyonu için;

https://www.academia.edu/62129088/Kafkasya_ve_Orta_Asyada_Yeni_Dengeler