Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

Vazife vererek mi, emir vererek – emir bekleyerek mi?

Sevk ve İdare Anlayışları

Sevk ve idare anlayışı (1), askeri harekâtta birliklerin hangi yöntem ile hedefe sevk edileceğini anlatan bir kavram.

Klasik savaşın ve Gayri Nizami Harb’in bütün harekât nevilerinde birbiri ile çatışan iki sevk ve idare anlayışı vardır(2):

  1. VAZİFE vererek sevk ve idare
  2. EMİR vererek sevk ve idare

Vazife Vererek Sevk ve İdare

Alman Askeri Terminolojisi’nde ‘Görev Taktiği’ (3) olarak anılan bu anlayışta, askeri birliğe görev ve görevden güdülen MAKSADI içeren bir ‘VAZİFE’ verilir (4). Ulaşılması gereken hedef /hedefler belirtilir ve gerekli vasıtalar tahsis edilir.  Vazifenin NASIL yerine getirileceği, muharebe sahasında karşılaşılan ve önceden tahmin edilemeyen durumlar karşısında nasıl tepki gösterileceği komutanın yaratıcı gücüne ve insiyatifine bırakılır. Ast birlik komutanlarına imkân ve kabiliyetleri dışında görevler verilmez. Komşu birliklerle ve harekata katılan diğer unsurlarla koordinasyon amaçlı kontrol tedbirleri dışında,  hareket serbestisini kısıtlayan tahditler konulmasından kaçınılır.

Bu yöntemde harekâtın maksadının iyi kavranmış olması çok önemlidir. Alınacak bütün kararlar bu maksadın yerine getirilmesine yönelik olmalıdır. MAKSADI iyi kavramış bir komutan değişen ve beklenmeyen durumlar karşısında “Komutanım benim yerimde olsaydı ne yapardı ?” diyerek en uygun hareket tarzını seçebilir ve bunun sorumluluğunu üstlenir.

Vazife vererek sevk ve idare anlayışında üst birlik komutanlarının astlarına güven duymaları, birlik komutanlarının kendilerine verilen vazifeyi tahlil etme, harekatın maksadını kavrama ve karar verme yeteneğine, sorumluluk üstlenme cesaretine sahip olmaları çok önemlidir. Lider yetiştirme programları bu hedefe yönelik olmalıdır.

Bu sevk ve idare anlayışında Harekât Emirleri genelde kısa ve küçük birlik seviyesinde Görev Tipi Emirler şeklindedir.

Emir Vererek Sevk ve İdare

Askeri terminolojide ‘Emir Taktiği’ (5) olarak anılan bu anlayışta, askeri birliğe vazifesi ve bu vazifeyi NE ZAMAN, NEREDE ve NASIL yerine getireceği tüm ayrıntılarıyla emredilir. Birlik komutanının insiyatif kullanması çoğu zaman mümkün olmaz, muharebe sahasında karşılaştığı her durumda üst komutanlığın emrini almak/beklemek durumunda kalır. Çoğu zaman tehdite tepki gösterilmekte geç kalınır. Birlik komutanı salt uygulayıcı durumundadır. Beklenmeyen durumlar karşısında yaratıcı gücünü kullanamaz, sorumluluk üstlenmekten kaçınır.

Emirler genelde uzun ve bol ekli-krokili, yazılı Harekât Emri şeklindedir. Bu anlayışta komuta-kontrol ve muhabere vasıtaları hayati önemi haizdir.

Harp Tarihi tecrübeleri planlanan harekâtın muharebe sahasının belirsizlikleri nedeniyle çoğu zaman tam anlamıyla uygulanamadığını göstermiştir. Emir vererek/ emir bekleyerek sevk ve idarenin zayıf tarafı, muharebe sahasındaki yeni durumlara karşı ast birlik komutanlarına insiyatif ve elastikiyet tanımamasıdır.

Bazı askeri yazarlar ‘Emir Taktiği’ ile ‘Ordu’nun Tutkalı’ sayılan ‘Güven’ duygusu arasında ilişki kurmaktadırlar:” İkinci Dünya Savaşı’nın son yıllarında Wehrmacht’ın komuta etme sanatının başarısızlığa uğraması, devamlı olarak aşırı taleplerde bulunulmasının ve siyasi iktidarın Silahlı Kuvvetlere güvensizliğinin bir ifadesi olarak ‘Emir Taktiği’nin sıkça kullanılmasının doğal sonucu idi.”(6)

İç Güvenlik Harekâtı’nda Askeri Sevk Ve İdare

‘Asayiş Olayı’ boyutunu aşmış İç Güvenlik Harekâtı’nda askeri birliklerin kullanılması durumunda yukarıda izah edilen iki sevk ve idare anlayışından hangisi uygundur?

Askeri terminolojide, çatışan tarafların muharebe sahasındaki tertiplenmelerini, kıtaların yer değiştirmelerini gösteren tabloya kısaca ‘Muharebe Sahası’nın Taktik Resmi’ denilmektedir. Klasik (Konvansiyonel) Harpte Stratejik İstihbarat ve Muharebe İstihbaratı imkân ve kabiliyetlerine sahip ordular bu resmi kolaylıkla oluşturabilirler, değişiklikleri takip edebilirler. Muharebe Sahası’nın Resmi mütecavizin niyet ve maksadı hakkında ipuçları verir.

 Bir arazi parçasını elde bulundurmaya yönelik savunma muharebesinde Emir Taktiği ile sevk ve idare tercih edilebilir. Hareket Harbi’nde (Taarruzi hareketler, Oyalama muharebeleri vb.) ise Vazife Taktiği ile sevk ve idare daha uygundur.

Silahlı terör örgütlerine karşı yapılan İç Güvenlik Harekâtı’nda taraflar – askeri taktik anlamında- küçük birliklerle Gayri Nizami Harp tekniklerini uygularlar. Burada sınırları belli bir alandan söz edilemez. Terörist unsurları teşhis etmek, tertiplenmelerini, yer değiştirmelerini, NE ZAMAN, NEREDE, NE YAPACAKLARINI kestirmek son derece güçtür. Alandaki ‘taktik resim’ çok çabuk değişir. Değişen resme anında tepki gösterilmelidir. Çoğu kez üst birlikten emir almaya zaman dahi bulunamaz. Durumu değerlendirip çabuk karar vermek ve harekete geçmek önemlidir. Yetkili kılınmış makamlardan emir beklemek fırsatları kaçırmak anlamına gelir.

Esasen, sadece teröristin yapacağı hareketi bekleyip sonra tepki göstermek uygun bir hareket tarzı da değildir; alana hâkim olunmalı, terörist aranmalı, bulunmalı, etkisiz hale getirilmeli ve adalete teslim edilmelidir.

Alandaki birliklerin taktik resmin oluşturulması için sadece Stratejik İstihbarat kanallarından gelecek istihbarata bağımlı kalmamaları, kendi kuruluşlarında yeterli istihbarat imkân ve kabiliyetine sahip olmaları son derece önemlidir.

Sonuç olarak, İç Güvenlik Harekâtı’nda askeri birliklerin kullanılması durumunda ‘Emir Taktiği’ yerine ‘Vazife Taktiği’nin uygulanması daha uygundur.

Kaynaklar

  1. Alm.: Führungsdenken, İng.: Leadership Thinking
  2. Bu ayırıma özellikle Alman askeri terminolojisinde rastlanmaktadır.
  3. Bizim Ast birlik komutanına insiyatif tanıyan,’ Görev Tipi Emirlerle Sevk ve İdare ’ olarak yabancısı olmadığımız bu anlayış, Almanya’da ilk defa 1858 yılında H.Graf von Moltke tarafından ‘Auftragstaktik ‘(Görev Taktiği) olarak tanımlanmış ve günümüzde de geçerli olan Alman Sevk ve İdare Anlayışı’nın esasını oluşturmuştur.

(Bknz. Reinfried-Walitschek-Die Bundeswehr – Eine Gesamtdarstellung Band 7: Planungs-und                  Führungssystem s.11) (Alman Silahlı Kuvvetleri-Toplu Bakış Band 7: Planlama ve Sevk ve İdare  Sistemi s.11)

  1. Bizim askeri terminolojimizde görev ve görevden güdülen maksadı içeren kavram ‘Vazife’ olduğundan ‘Auftragstaktik’ kavramını (İng.:Mission Type-Tactics/Leading by mission) ‘Vazife Taktiği’ olarak anlamak gerekmektedir. Esasen bir taktik olmayıp, bir sevk ve idare anlayışıdır.
  2. Alm: Befehlstaktik, İng.: Leading by order
  3. Dirk W.Oetting, Çeviren: Erol Uğur, MOTİVASYON-Muharebe Değeri-Askerin Savaştaki Davranış Tarzları, s.264, Kastaş Yayınları, 2015.