Küreselleşme sürecine uyum sağlamak isteyen ulusal-uluslararası düzeydeki kurumların pekçoğu kabuk değiştiriyor. Hiç şüphesiz değişen bu kurumların başında da istihbarat örgütleri geliyor. Değişen tanımlar ve kavramlara koşut olarak, istihbarat ve karşı istihbarat faaliyetleri artık nostaljik 007 kalıplarından oldukça uzaklarda. Örneğin, dünya üzerindeki her türlü kitle iletişimini kontrol eden “Echolon Ağı”, uzaydan her türlü görüntüyü sağlayan uydu sistemleri, klasik casusların tüm işlevini ...
Anka Enstitüsü
YAZARIN MAKALELERİ
Rüşvetin belgesi olur da Türkiye Cumhuriyeti’ne ihanet belgesi olmaz mı? Elbette olur. İşte böyle tipik bir belgeden rastgele seçilmiş alıntılar: – Araştırmanız sırasında insan haklarının bozulması konusunda bilgi toplarken, askeri veya polis birliğinin hangi bölümünün bu işle ilgisi olduğunu sorunuz. Biz suçlu, suçun mahiyeti, hangi tarihte işlendiği, suçun nerede işlendiği ve kurbanın adı hakkında bilgi toplamağa çalışıyoruz. – Eğer doğrudan ...
Bir varmış, bir yokmuş, sana varsa bana yokmuş, bana varsa ona yokmuş. Bir zamanlar yeryüzünün bir yerinde bir ülke varmış. Bu ülkedeki kişiler mutluluk içinde yaşar dururlarken, Tanrı vermesin, bir bilinmez salgın hastalık onları kırıp geçirmeye başlamış. Öyle bir hastalık ki, ülkedeki insanların birtakımı zayıflamaya, küçülmeye, birtakımları da şişmanlamaya, irileşmeye başlamış. Zayıflayanların boyları da günden güne ufalıyormuş. Ama bu ufalma, ...
Mustafa Kemal, gerek partisinin içinde gerekse dışında, farklı ideolojik görüşlere karşı son derece hoşgörülü idi. Ama ödün vermediği tek bir konu vardı: Laiklik! Serbest Fırka’nın önderliğini üstlenecek olan Fethi Okyar’a yazdığı mektupta yer alan şu satırlar, bu konuda çok aydınlatıcıdır: “Memnuniyetle tekrar görüyorum ki, laiklik esasında beraberiz. Zaten benim siyasi hayatta bir taraflı olarak daima aradığım ve arayacağım temel budur… ...
Kadın, Eski Türklerde erkeğe eşit bir konumdaydı. Bu bir yandan, göçebe yaşamının ürünü olan ilkel demokratik geleneklerden, öte yandan da Şamanizm’den kaynaklanıyordu. Türklerin İslam öncesindeki dini olan Şamanizm, kadının “kutsal” olduğu inancını getirmişti. Erkek sadece tek bir kadınla evlenebilirdi. Kadın toplumsal yaşamda erkeğin yaptığı hemen her şeyi yapabilirdi. Örneğin kale muhafızı, vali, elçi ve hatta hükümdar olması olanaklıydı. Ev ve ...
Atatürk niçin en büyük eseri saydığı Cumhuriyeti gençliğe emanet etti? Niçin geleceğin siyasal iktidarlarının kişisel çıkarları nedeniyle düşmanla işbirliği yapabileceği olasılığını bile düşündü de, gençlikten bir an için bile kuşkulanmadı? Genç insan, yeniliklere açık insandır. Köklü değişikliklerden korkmayan insandır. Daha iyi bir yarın umut eden ve bunun için çaba göstermeye hazır olan insandır. Gençliği diğer kuşaklardan ayıran bu temel tutum ...
Geri kalmış ülkelerde, sermaye sahipleri de, emekçi kesimler de güçsüzdür. Bu iki sınıfın güçsüzlüğü, ordunun rejim içindeki ağırlığını arttırır. Bu ağırlık, geri kalmışlık ölçüsünde ve bunalım dönemlerinde daha da artar. Sivil seçkinlerin güçsüzlüğü, asker seçkinlerin önemini büyütür. Karşı koyacak, denge oluşturacak bir gücün ya da güçlerin yokluğu, askeri darbeleri ve askere dayalı yönetimleri kolaylaştırır. Güçlü partilerin, güçlü sendikaların, derneklerin, etkili ...
Çağdaş anlamda ulus, feodal düzenden çıkılırken doğmuştur. Kapalı-yöresel tarım ekonomilerinden ulusal pazar ekonomisine geçilirken, insanlar ülke düzeyinde birbirleriyle ilişki içine girdiler. Aynı topluma ait olmanın bilinci gelişti. Biz duygusu, derebeyliğin bölgesel sınırlarından ulusal sınırlara kadar genişledi. Bölgesel diller Latince ile birleşerek ulusal dile dönüştü. Ortak dil ve aynı yurdu paylaşmanın bilinci, giderek ulusal kültürü doğurdu. Ve ulusal kültür de ulusu ...
Devrim nedir? Bu sorunun tek bir yanıtı yoktur. Tanım Fransa için başka, Türkiye için başkadır. Fransa’da “devrim” bir evrimin yarattığı birikim sonucunda, kaçınılmaz olarak gelmiştir. Türkiye’de -ve benzeri ülkelerde- ise, geri kalmışlıktan kurtulmanın, gelişmişlerle arayı kapatmanın bir aracı olarak kullanılmıştır; tarihsel bazı koşullardan yararlanılarak, bilinçli bir çabanın ürünü olarak doğmuştur. Fransız Devrimi, evrim sürecinde önde yer alan bir toplumda rastlanabilen ...
Ekonomik anlamda devletçilik, liberalizmin karşıtıdır. Hem devletin ekonomik yaşama müdahale etmesini ve denetlemesini, hem de -gereken durumlarda- devletin ekonomik yaşamda bizzat girişimci olarak yer almasını öngörür. Komünist rejimlerdeki kolektivist ekonomilerden farkı, bütün üretim araçlarının devletin elinde bulunması gibi bir temel ilkesinin olmamasıdır. Kemalizmin diğer ilkeleri gibi devletçilik de, 1920’lerin Anadolusundaki koşulların ürünüdür. Altyapısı ve sanayisi neredeyse yok düzeyinde olan bir ...