Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

Siyasi, kültürel ve dinsel olarak Arap- İslam dünyasındaki en modern ve aynı zamanda hem İslami reform hem de aşırıcılık gibi İslamcı faaliyetler açısından en renkli ülke sayılan Mısır, 1980 yılından itibaren İslam’ın “Devlet dini olduğunu” kabul etmiş, Şeriatı da, içerik olarak yasa ve kuralların temel referans noktası olarak almıştır.

Mısır halkının büyük çoğunluğunun Sünni mezhebinden olması, mezhepler arası çatışmaları engellemiş olsa da bu durum, İslami hareketin gelişmesini ve devamlılığını sağlayan unsur olmuştur.

Mısır halkının engellere aldırmaksızın, İslam’a olan ilgisi nedeniyle, ülkedeki hemen bütün partiler gerek seçim propagandalarında, gerekse diğer siyasi faaliyetlerinde İslamcı sloganlar ve söylemler kullanmıştır. Mısır’daki geleneksel İslami akımın en önemli özelliği ılımlılıktır. 1990’lı yıllara gelinceye kadar din adamları, şiddet yoluyla İslami bir yönetimin olabileceğine inanmadıkları için, halkı düzen ile karşı karşıya getirmekten kaçınmışlardır. Şöyle ki, yüzyıllar boyu yabancı sömürge idaresi altında yaşamış ya da devlet başkanı olduğu halde dış güçlerin etkisinde kalmış Mısır toplumunda, yönetim boşluğu ve yönetme acizliği gibi bir durum ortaya çıkmasının halk üzerindeki psikolojik etkileri, kendi iktidarını kurma ve kendi kaderini belirleme gibi temel konularda olumsuz rol oynamıştır.

İslamcı faaliyetlerin yoğun olduğu Mısır’da, 1928 yılında Müslüman Kardeşler ismini alan örgüt, toplum içindeki faaliyetleri açısından oldukça etkili olmuştur. Müslüman Kardeşler sadece siyasi bir hareket olarak değil, aynı zamanda bir tür dinsel tarikat olarak da değerlendirilmektedir. Gerçekleştirdikleri eylemler, bir devlet kurmaktan çok, iktidarı ele geçirerek somut bir toplumu İslamileştirme yönünde olmuştur.

Örgütün süreç içinde gelişimine bakılırsa Kral Faruk döneminde, Hasan el-Benna’nın, Kral ve dönemin hükümet başkanı Ali Mahir ile rahatça görüşmesi, Müslüman Kardeşlerle ilişkilerin iyi olduğunun bir göstergesi olmakla birlikte Kral, örgüte sempati beslemiştir . Kral Faruk döneminden sonra Hür Subaylar tarafından, Mısır ordusu içinde etkili olan Müslüman Kardeşler hariç tüm siyasi partiler ve kuruluşlar yasaklanmıştır. 1970’te Abdulnasır’ın ölümü ve Enver Sedat’ın iktidara gelmesi, İslamcı-sağcı yükselişin dönüm noktası sayılmaktadır. İsrail ile sürdürülen savaşın maliyeti ve Nasırcı Milli Proje’nin başarısızlığından kaynaklanan “kalkınma krizi”, siyasal İslam’ın uygun zeminde gelişmesine yol açmıştır. İslamcılar, toplumdaki hoşnutsuzluk ve şikâyetler karşısında, dini kavramlar kullanarak, sade, basit ve soyut sloganlarla kendilerini çekici kılmayı başarmışlardır. Alternatif projelerinin ekonomik ve siyasi ayrıntısına girmeyerek taktik bir üstünlük sağlamışlardır . Ancak, Hüsnü Mübarek’in iktidara gelmesi ile yönetim, Müslüman Kardeşlere yönelik sert önlemler almıştır. Bu önlemler, Kardeşler arasında görüş ayrılıklarının yaşanmasına neden olmuştur. Bazıları, İslam Devleti kurmakta ısrarcı olurken, demokrasi ve özgürlük gibi kavramları Batı’nın propagandası olarak değerlendirerek reddetmiş, diğer kısmı da ancak bu kavramların benimsenmesi ve demokrasi ile İslam’ın birbiriyle çelişkili olmadığını göstererek şiddetten kurtulabileceklerini düşünüyordu.

Mısır Hükümeti’nin almış olduğu şiddet önlemleri, Mısır siyasetinin daha fazla kutuplaşmasına ve radikalleşmesine katkı yapmıştır. Müslüman Kardeşler ile aşırı İslamcı gruplar arasında 1970’lerde başlayan sürtüşme sonrası Müslüman Kardeşlerin ulusal diyalog çağrıları ve birleşik örgüt olan Cemaat-i İslami’nin şiddetini kınaması büyük sempati ve nüfuz toplamıştır. Müslüman Kardeşlerin ılımlı genel söylemi, hükümetten çok daha fazla kendisine güvenilecek bir görüntü vermiştir.

Mübarek yönetiminin, İslami radikalizmi denetim altında tutma yönünde başarısına rağmen, hayat standardının düşmesi, işsizlik, özgürlüğün ve demokratik hakların azalması sonucunda, toplum genelinde İslami canlanma önemli bir ivme kazanmış, Mısır halkı tabanda daha fazla İslamlaşmıştır. Hüsnü Mübarek’in 1981’de iktidara geldiği andan itibaren, Müslüman Kardeşler 3 farklı stratejik yol izlemişlerdir. Birincisi, Mısır parlamentosunda geniş kapsamlı olarak diğer küçük muhalefet partileri ile koalisyon oluşturarak grupta temsilci seçmek. Buna örnek olarak, Müslüman Kardeşlerin, 1984 yılında Wafd Partisi ile ittifak kurarak seçimlere katılması gösterilebilir. İkincisi, Profesyonel öğrenci derneklerini, kurum ve kuruluşlarını kontrol altında tutmak. Üçüncüsü, Mahallelerde ve köylerde sosyal hizmetler ağı kurmak.

Dürüst bir hükümet kurmak ve istihdam yaratmak gibi konularda kendilerini reformcu olarak gören Müslüman Kardeşlerin, kamu hizmetleri alanındaki boşlukları doldurması halk desteğini artırmıştı. Mezun olan genç ve eğitimli gençler Nasır döneminden beri devlet işlerinde garantili bir işe sahip olamamış, devlete ağır bir yük haline gelmişti. Bu durumda Müslüman Kardeşler, sosyal destek ağı ile tam sağlık sigortası ve başka hiçbir örgütün sağlayamayacağı diğer önemli sosyal yardım teklifinde bulunmuştur. Öğrenciler için ciddi ekonomik sıkıntı oluşturan ders kitapları, gıda ve ulaşım alanında da geniş sosyal kaynaklar kullanılmıştır. Ayrıca, Müslüman Kardeşlerin, sosyal hizmetler alanında yapılacaklar konusunda sözünde durması güvenilirlik sağlamıştır.

1980’lerdeki gelişimiyle Müslüman Kardeşlerin kapsamlı kaynakları kullandığı sosyal hizmet alanındaki çalışmalarının halkı maddi yönden rahatlatması, İslam dünyasında hayranlık uyandırıcı taban örgütlenmesini sağlamıştır. Bu durum, sadece dış dünyaya karşı değil aynı zamanda ülke içinde de İslam’a dönülebilmesi yönünde önemli mesaj olmuştur.

Mısır halkının coşkulu ve aşırı duygusal yapıya sahip olması ile kitleler, herhangi bir coşkulu nutuk karşısında, kısa bir zaman dilimi içinde ve belli tarihlerde saman alevi gibi harekete geçebilmişlerdir. Bu hareketlerden biri, Mısır’da 2004 yılında baş gösteren (Kifaye Hareketi merkezli) orta sınıf temelli hareket olmuştur. Öğrenciler, öğretmenler ve hâkimler tarafından başlatılan demokrasi hareketi, Hüsnü Mübarek yönetiminin sona erdirilmesi, olağanüstü hal durumunun sonlandırılması, işkencenin son bulması, gazetecilerin ve siyasi tutukluların serbest bırakılması amacıyla yapılmıştır. Müslüman Kardeşler, Mart 2004’te yayımladıkları “siyasi platform” ile de İslami bir devlet kurulması önerisinde bulunmuşlardır. Her ne kadar Müslüman Kardeşler, Hüsnü Mübarek yönetimine alternatif görülmüşlerse de, yasaklı olmaları bir yana etkili bir yönetim programlarının olmadığı da dikkat çekmiştir. Seçim propagandalarında bile sadece “Çözüm İslamdır” sloganı dışına çıkılamamıştır. Bu durum, İslamcıların toplumsal ve ekonomik projelerinin olmadığının göstergelerindendir. Ancak, 2007 yılında özellikle dini temalar içeren seçim kampanyalarına yönelik kanun değişimleri ile kısa bir süre sonra Müslüman Kardeşler üzerinde baskıların artması ile “İslam çözümdür” benzeri sloganları terk etmişlerdir.

Yasal bir siyasi parti olarak seçimlere katılmaları yasa tarafından engellenen Müslüman Kardeşler, koalisyon ve ittifaklar kurarak parlamento seçimlerine katılabilmişlerdir. 2000’li yılların başlarında orta kuşak liderleri tarafından Müslüman Kardeşler adına yapılan demokrasi çağrılarından sonra 2005 yılında, Kifaye (Yeter) Hareketi ile işbirliği içerisinde girdikleri seçimlerde başarı gösteren Kardeşler, Meclis koltuk sayısının % 20’sini kazanarak en güçlü muhalefet haline gelmişlerdir. Hatta Müslüman Kardeşlerin bu başarısı, 2006 seçimlerinin gerçekleşmeme nedeni olarak da gösterilmektedir.

2006 yılında Mübarek, Müslüman Kardeşlerin gücünü azaltmak ve yasal siyasi partiye dönüşmesini engellemek için anayasanın 34.maddesinin değiştirilmesini ve referanduma sunulmasını talep etmiştir. Ayrıca, anayasanın 5.maddesinde yapılan değişiklikle dini geçmişi olan, din, ırk ve cinsiyet ayrımcılığına dayanan partiler yasaklanmıştır. Yine anayasanın 76.maddesinde yapılmak istenen değişiklikle de Müslüman Kardeşlerin devlet başkanlığı için aday göstermeleri engellenmek istenmiştir.

Müslüman Kardeşler, Eylül 2007’de yayımladığı program taslağı ile siyasi bir partiye dönüşmenin ilk adımını atmıştır. Çoğunluğun görüşünü yansıtmadığı yönünde eleştirilere maruz kalan taslak, örgüt içinde çatışmalara neden olmuştur. Hatta bir yandan Mısır hükümetinin Müslüman Kardeşlere yönelik baskısı bir yandan da iç çatışma, 2008 yılındaki seçimlerin örgüt tarafından boykot edilmesinin sebeplerinden sayılmıştır. Diğer bir hareket de, 6 Nisan 2008 tarihinde gerçekleşmiştir. Mısırlı gençler, ifade özgürlüğü, ekonomik refah ve yolsuzluğun ortadan kaldırılması için bilgi teknolojisini kullanarak sokak gösterileri ve mitingler düzenlemişler ve tekstil işçilerini desteklemek amacıyla genel bir grev başlatmışlardır. Ancak, halktan tam olarak ne yapmalarını isteyeceklerini bilememeleri nedeni ile kendilerini destekleyen kitleyi harekete geçirme konusunda çok başarılı olamamışlardır. Temelleri 2007 sonunda atılan ve Mısır halkını sokaklara döken 6 Nisan Hareketinin önemli isimleri, Ağustos 2010’da kar amacı gütmeyen bir teknoloji şirketi olarak alt yapılarını geliştirmesine rağmen, 2010 seçimlerinde önemli sayılabilecek gösteriler yapılmasını sağlayamamıştır. Seçim sonrası, özellikle de Tunus’taki ayaklanma sonrasında Mısır’da etkin muhalefet yapmak için alt yapı hazırlamışlardır. 25 Ocak kitle gösterisi de internet üzerinden organize edilmiştir; ama Mısır’daki gösterilerin sadece gençler tarafından basit anlamda facebookta gruplar kurarak, twitter üzerinden mesajlar göndererek gerçekleştiği söylenemez.

 

KAYNAKÇA

 

Kitaplar

 

BULUT, Faik, İslamcı Örgütler 2, Cumhuriyet Kitapları, İstanbul, 2009.

ÇAĞLAYAN, Selin, Müslüman Kardeşler’den Yeni Osmanlılar’a İslamcılık, 2.b., İmge Kitabevi, Ankara, 2011.

ESPOSİTO, John L., Kutsal Olmayan Savaş İslamcı Terör, Oğlak yay., İstanbul, 2003.

GERGES, Fawaz, Amerika ve Siyasal İslam, 2.b., Anka yay., İstanbul, 2001.

PRİMAKOV, Yevgeni, Rusların Gözüyle Ortadoğu, Timaş yay., İstanbul, 2009.

ROY, Oliver, Küreselleşen İslam, çev.Haldun Bayrı, Metis yay., İstanbul, 2003.

 

Makaleler

AÇIKALIN, Serpil, (2010) “Mısır’da Neler Oluyor?”, http://www.usak.org.tr/makale.asp?id=1824

AZZAM, Maha, “Islamism Revisited”, International Affairs 82:6 (2006), 1119–1132, http://www.wcfia.harvard.edu/sites/default/files/religionseminar_anusseibeh.pdf

BAYAT, Asef, (2011) “A New Arab Street in Post- Islamist Times”, http://mideast.foreignpolicy.com/posts/2011/01/26/a_new_arab_street

DİNÇER, Bahadır, “Müslüman Kardeşler”, (2006), http://www.usakgundem.com/yazar/414/m%C3%BCsl%C3%BCman-kardesler.html

GÜRSELER, Ceren, (2007) “Mısır Anayasası’ndaki Değişiklikler ve Müslüman Kardeşler Örgütü”, http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=6372106&p=2

KHALİL, Magdi, “Egypt’s Muslim Brotherhood and Political Power:Would Democracy Survive?”, The Middle East Rewiev of International Affairs, Vol.10, No.1, Marc 2006. http://meria.idc.ac.il/journal/2006/issue1/Khalil.pdf

WALSH, John, “Egypt’s Muslim Brotherhood: Understanding Centrist Islam. (World in Review)”, Harvard International Review , Vol. 24, No. 4 , Winter 2003,http://hir.harward.edu/perspectives-on-the-unitedstates/egypt-s-muslim brotherhood?page=0,3