Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

Türkiye’nin 2016 yılı büyümesi yüzde 2,9 olarak açıklandı. Bunların TÜİK rakamları olup, ne derece sağlıklı olup olmadığını bir tarafa bırakıyorum. Bu büyüme oranını doğru kabul etsek bile hiç de söylendiği gibi parlak bir durumumuz olmadığı gözler önüne seriliyor.

Sunulan haberler oranın orta vadeli programın gerisinde kaldığını aktarıyor. Öncelikle OVP kesinlikle doğru bir kıstas değil. Çünkü bugüne kadar hedeflerini tutturamayan bir çıtanın mukayese olarak kabul edilmesi sağlıklı olmaz.

Tüm dünya sorun yaşarken, 2,9 ile mutlu olmaya çalışmamız da sağlıklı bir akıl yapısı değil. Zira birincisi ekonomik hacimlere baktığınızda oransal olarak bizden daha çok ekonomi yarattıkları bir kenarda, ikincisi başkasının başarısızlığına bakıp, kendimize avuntu çıkarmanın faydasızlığı öte yanda.

Yüzde 2,9 büyümenin kalkınma ile orantılanmasına bakmamız gerekiyor. Burada hiç de tatmin edici bir performans sağlamadığımız açık. Yıllardır Ali’ninkini Veli’ye, Veli’ninkini Ahmet’e aktararak balon benzeri bir büyüme yakaladığımız, zenginleşmek yerine borçtan oluşan para hacmiyle kendimizi avuttuğumuzu biliyoruz.

Tüm bunları göz ardı etsek bile 2,9 büyüme Türkiye’nin ihtiyacı olan orandan en az yüzde 2.1 daha az büyüdüğü anlamına gelir.

2,9 büyüme yeterince istihdam yaratamadığınız gibi, üniversiteden mezun olanlardan açıkta kalan yaklaşık 300 bin kişiye ilave, 250 bin kişiye daha iş bulamadığımız anlamına gelir.

2,9 büyüme ihracatta dramatik problemler yaşadığımızı gösterir.

2,9 büyüme iç piyasada da istenen hacmi yakalayamadığımızı ortaya koyar.

2,9 büyüme artık Türkiye söylendiği gibi para gelmediğinin tercümesidir.

2,9 büyüme ödemelerle ilgili sıkıntımızın büyüyeceğinin ifadesidir.

2,9 büyüme kıt kaynakları doğru işlere yatırmadığımızın itirafıdır.

2,9 büyüme ekonomide başarı söyleminin bir palavradan ibaret olduğunun ilanıdır.

Özetle buna sevinme ya da üzülme akılsızlığını göstermek yerine, oturup adam gibi ders çalışmamız gerektiğinin, planlı bir ekonomiye geçmekten başka çaremizin olmadığının ve önümüzde daha da zor süreçler olduğunun habercisidir.

Yani yüzde 2,9 büyüme bir rakamdan daha çok bir alarm zilidir.