Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

TÜRKİYE SURİYE’NİN KUZEYİNDEN ÇEKİLMEYİ KABUL EDER Mİ?

Yeni yıla girerken gerek Moskova’dan gerekse Şam’dan haber ajanslarına ilginç bir bilgi düştü.

Özellikle Suriye’deki açık kaynaklarda, geçen Aralık ayının son günlerinde MSB Akar ile MİT Müsteşarı Fidan‘ın Moskova’da Rus ve Suriyeli muhataplarıyla görüşmesinden sonra, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinden ‘’tamamen’’ çekileceği konusunda haberler yer aldı. Aynı haber Moskova’daki haber ajanslarına da yansıdı.

Bu beklenmedik haber elbette Türkiye’de heyecan yarattı ama ne MSB’den ne de Türk Dışişlerinden bu haberi doğrulayan bir yorum yapılmadı veya mesaj verilmedi. Ancak bu satırların yazıldığı ana kadar aynı makamlardan bir yalanlama da gelmedi.

DİB Çavuşoğlu hafta içerisinde gittiği Brezilya’dan konu hakkında yaptığı açıklamada, ‘’Suriye’den çekilme’’ konusuna doğrudan değinmemekle birlikte, Ocak ayının ikinci haftasında Rus mevkidaşı Lavrov’la görüşeceğini belirtti.

Peki bu noktaya nasıl gelindi?

Geçtiğimiz yılın Kasım ayında İstanbul’da İstiklal Caddesindeki bombalı saldırının ardından, Türkiye tarafından Aralık ayının başlarından itibaren Suriye’ye operasyon yapılacağı üst düzey makamlarca dillendirilirken, bununla eş zamanlı olarak Suriye ile görüşmelerin başlayabileceğine dair söylentiler çıktı. Nitekim önce İstihbaratçılar seviyesinde başlatılan görüşmeler, bilahare bakanlar düzeyinde gerçekleşti. Bu gidişle yakın gelecekte Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Suriye Lideri Esad arasında görüşme takviminin açıklanması pek sürpriz sayılmaz. Öteden beri Suriye politikası ile ilgilenen Türkiye’deki muhalefet dahil, her kesimden, her sektörden, her kurum ve kuruluştan yükselen ‘’Suriye ile mutlaka diyaloğa girilmesi gerektiği’’ uyarı ve temennileri nihayet gerçekleşecek gibi görünüyor.

Daha önce Kuzey Suriye’de yapılacak operasyondan sıkça söz edilirken, hatta meşhur, ‘’bir gece ansızın gelebiliriz’’ deyimi dillendirilirken, birdenbire olayın ‘’Suriye’nin kuzeyinden çekilmeye’’ dönüşmesi, yapılacak operasyondan hiç söz edilmemesi kafalarda soru işaretleri yarattı.

Suriye’nin kuzeyinden tehdit devam ederken ne oldu da Suriye meselesinde bu noktaya gelindi?

Öncelikle burada Rusya’nın, Türkiye’nin Suriye ile diyalog kurmasında fonksiyonel olarak rolünün büyük olduğu söylenebilir.

Suriye ile diyaloğun başlatılması elbette önemli ve olumlu, ne var ki bu diyaloğun doğrudan ‘’Suriye’nin kuzeyinden tamamen çekilme’’ konusuna indirgenmesinin Türkiye açısından son derece rahatsız edici olduğunu belirtmek gerekir.

Rusya’nın arabuluculuk yapması rahatsız edici.

Diğer yandan Suriye ile görüşmelerin Rusya ile Moskova’da yapılması Türk kamuoyunda rahatsızlık yarattı. “Acaba Rusya’nın bazı tavizler karşılığında mı ya da yönlendirmesi ile mi Suriye’den çekilme konusu gündeme getiriliyor?” sorusu zihinleri bulandırdı. Rusya’nın, ilk etapta Türkiye’nin doğalgaz borcunu ertelemesi bunu kanıtlar gibiydi.

Çekilme konusunda Türkiye ne yapmalı?

Türkiye’de seçim yılı olması nedeniyle iktidarın yeni arayışlar içinde olduğu, Türk dış politikasında komşuları ile olan daha önce bozulmuş ilişkilerini düzeltmeye yönelik bazı olumlu adımlar atmaya başladığı görülüyor. Mısır ve İsrail ile başlatılan olumlu havanın Suriye’ye de yansıdığı müşahede ediliyor. 

Ne var ki, Suriye’nin kuzeyinden tehdit devam ediyor. Türkiye’nin bir beka sorunu haline gelen Suriye’deki PYD/PKK etkisiz duruma gelmedi veya getirilemedi. Burada ABD’nin Fırat’ın doğusundaki terörist gruplara verdiği desteği de göz ardı etmemek gerekiyor.

Türkiye, 30-40 kilometre derinlikte ve Fırat nehrinden-Irak sınırına kadar yaklaşık 440 kilometre genişlikte bir “Güvenli Bölge” oluşturmak amacıyla, 9 Ekim 2019’da Fırat’ın doğusunda “Barış Pınarı” operasyonunu başlattı. Ancak 17 Ekim 2019’da Türkiye-ABD arasında yapılan anlaşma sonucu operasyon tamamlanmadan durduruldu. ABD ve Rusya, PKK/PYD terör örgütünün sınırdan 30 kilometre geriye çekileceğini taahhüt etti. Ancak, taahhütleri gerçekleşmedi. Yaklaşık 440 kilometre genişlik yerine, 120 kilometre genişlikte, yani hedeflenen bölgenin yaklaşık yüzde 30’una karşılık gelen bir alan terör örgütünden temizlenerek kontrol altına alındı. [*] Güvenli bölge, ne yazık ki Türkiye’nin istediği gibi, arzu ettiği ölçüde olmadı.

Sonuç

Türkiye Cumhuriyeti’nin geleneksel millî dış politikası, başta komşu ülkeler olmak üzere hiçbir ülkenin iç işlerine karışmamayı ve toprak bütünlüğüne saygı göstermeyi öngörür.

Suriye, Türk askeri Suriye’den çekilmeden görüşme yapmam diyor. Ancak Suriye’den vaki olan ve halen devam eden tehdit de Türkiye’nin millî çıkarları ile bağdaşmıyor, örtüşmüyor.  

Türkiye bugüne kadar Suriye topraklarında çok şehit verdi. Milyonlarca dolar para harcadı, harcamaya da devam ediyor.

Suriye’den çekilme konusu görüşülecekse Türkiye ABD, Rusya ve Suriye’den gerekli güvenceyi almadan ve tam olarak koordine ve iş birliği yapmadan Suriye’den çekilemez, çekilmemelidir.

Bu kapsamda, Türkiye’ye göç eden milyonlarca Suriyeli sığınmacının durumunun da görüşülmesinin, Türkiye tarafından Suriye’nin kuzeyinde yaptırılan okul, hastane ve toplu konut gibi yatırımların gündeme getirilmesinin uygun olacağı, Türkiye tarafından, Suriye Türkmenlerini de içine alan ve demokratik açıdan gelişmiş, güçlenmiş Federal bir Suriye modelinin gelecekte Suriye için uygun bir model olacağı değerlendirilmelidir.

Diğer taraftan Türkiye’nin, konumu itibariyle cihatçı terör örgütlerinin odağı haline gelmiş İdlib bölgesinde adeta koruculuk görevi üstlenmesini, en azından dışardan bakıldığında böyle bir görüntünün verilmesini önlemek amacıyla, belli bir plan dahilinde İdlib’den kademeli olarak ve sığınmacıların geri gönderilmeleriyle eş zamanlı olarak çekilmesinin uygun olacağı, bununla birlikte, Fırat’ın batısı ve doğusunda  Kuzey Irak  modelinin uygulanabileceği, diğer bir ifadeyle, Suriye’nin kuzeyinde sınır güvenliğini sağlamak amacıyla Türk askerinin belli üs bölgelerinde konuşlandırılmasının uygun olacağı, 22 Şubat 2015’te tahliye edilen ve Türk toprağı olan Süleyman Şah Türbesi’nin tekrar eski yerine taşınmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.

[*]https://www.yenicaggazetesi.com.tr/suriyede-teror-orgutune-operasyon-ve-ote-