Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

ŞANLI ERENKÖY DİRENİŞİ

 

8 Ağustos 1964… 

Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde Erenköy’de yazılan destan…

Her şey 21 Aralık 1963 tarihinde başlamıştı.

EOKA terör örgütü, ENOSİS hayalini gerçekleştirmek ve Ada’daki Türk varlığına son vermek amacıyla tarihe “Kanlı Noel” olarak geçen saldırıları 21 Aralık 1963’te başlatmış, 4 gün gibi kısa bir sürede yüzlerce Kıbrıs Türk’ü şehit olmuş, 25 bin Kıbrıs Türk’ü ise köylerini terk ederek daha güvenli yerlere göç etmek zorunda kalmıştı.

Rum saldırıları Türkiye’nin 25 Aralık 1963’teki askeri müdahalesi ile kısa bir süre durmuş, ancak 1964 yılının şubat ayından sonra tekrar başlamıştı.  EOKA önce Limasol’da, sonra Baf ve Gaziveren’de daha sonra ise Larnaka’da saldırılarını sürdürmüştür. Kıbrıs Türkleri sığındıkları güvenli bölgelerde EOKA kuşatması altında yaşamlarına çok zor şartlar altında devam ettirmeye çalışmışlardı. Erenköy’de de durum aynı idi. Ada’daki Dillirga bölgesinde yaşayan ve Rumlar tarafından kuşatılan Kıbrıs Türkleri de kara ile deniz arasına sıkışmış ve varoluş mücadelesi vermekteydi.

Vaziyet Planı

Türkiye ve İngiltere’de yüksek öğrenimini sürdüren öğrenciler EOKA saldırıları karşısında tepkisiz kalmamışlardır. Henüz hayatının baharında olan yüzlerce üniversite öğrencisi bir daha geri dönmemeyi göze alarak, Türkiye’deki bir haftalık askeri eğitimden sonra Erenköy’e gelmişler ve Kıbrıs Türklerinin var olma mücadelesine destek vermişlerdir.

Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Makarios ve EOKA lideri Grivas, Erenköy de dahil olmak üzere Dillirga’daki Kıbrıs Türklerini yok etmek amacıyla yaptığı plan doğrultusunda Yunanistan’dan takviye askeri güç getirmişler ve 1964 yılı temmuz ayında saldırı hazırlıklarını tamamlamışlardır.

Peki çevresi Rum köyleri ile çevrili deniz kıyısındaki Erenköy neden bu kadar önemliydi?

Erenköy, Türkiye’nin Kıbrıs’taki mücahitlere yaptığı askeri yardımın adaya ulaştırıldığı köprübaşı konumundaydı.

Yunan askerleri ile takviyeli EOKA, 5 Ağustos 1964’te saldırıya başlamıştı.

Türk Mukavemet Teşkilatı’nın efsane ismi Em. Albay Ali Rıza VURUŞKAN ile Dr. Burhan NALBANTOĞLU’nun da içinde bulunduğu üniversite öğrencileri amatör bir ruh ve yetersiz askeri teçhizata rağmen direnmeye çalışmışlar, ancak karadan ve denizden yapılan saldırılar karşısında çok da varlık gösterememişlerdir. Önce Mansura ve Bozdağ sonra ise Selçuklu ve Alevkayası köyleri EOKA’nın eline geçmiş, geri çekilen öğrenciler savunmanın son bölgesi olan Erenköy’e çekilmişlerdi.

Erenköy, Kıbrıs Türkleri için bir ölüm kalım meselesiydi ve asla teslim olunmayacaktı.

Erenköy’deki durum kötüye gidiyordu ve Türkiye müdahale etmezse etrafı EOKA ve Yunan askerleri ile kuşatılmış Erenköy’deki 290 Kıbrıs Türk köylüsü ve 455 üniversiteli genç için ölüm muhakkak idi. Türkiye’nin müdahalesi gecikmedi.  Komutanlığını Yüzbaşı Cengiz TOPEL’in yaptığı Hava Kuvvetlerine ait filo, 8 Ağustos 1964’te Erenköy’deki direnişe destek vermiş, kısa sürede hem denizdeki hem de karadaki EOKA ve Yunan askerlerini etkisiz hale getirmişti. Ancak Filo Komutanı Yüzbaşı Cengiz TOPEL’in uçağı vurulmuş, uçaktan paraşüt ile atlayan Yüzbaşı Topel Rumlar tarafından esir edilmiş ve ağır işkenceler sonucunda şehit olmuştu.

Erenköy’deki şanlı direniş Türkiye’nin askeri müdahalesi sonrasında zaferle sonuçlanmış, ancak 18 üniversite öğrencisi Kıbrıs Türk genci vatanın korunması uğruna hayatını kaybetmiştir.

Erenköy’deki direniş sonrasında elde edilen zafer EOKA’nın Kıbrıs Türklerini yok etmek amacıyla 1964 yılındaki saldırılarını durdurmuş, Kıbrıs Türk halkının direnme gücünü ve moralini arttırmıştır. Bununla birlikte Türkiye’nin Erenköy direnişine verdiği askeri destek sonraki yıllarda da devam etmiş ve 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatı’nın hazırlıkları bu sayede tamamlanmıştır.

Erenköy Direnişi’nin 58’inci yılını kutluyor, şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi ise minnetle anıyorum.

“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır; toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”