Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

PROF.OKTAY SİNANOĞLU, BİR DAHİ VE GÖNÜL İNSANI

Orhan BİLGİLİ

einstein

Prof.Oktay Sinanoğlu’nu ,kendisi için yazılmış kitabı ile tanıdım. Kitabın ismi Türk Aynştaynı idi. Kendisi İtalya’da doğmuş ama çocukluğu Ankara’da geçmiş. Yale’de Nicem (Kuvantum)Kimyası ve fiziği üzerine teorileri hakkında üst düzey derslerde yeni buluşları hakkında dersler vermiş.. 1962 yılında Yale üniversitesinin en genç profesörü olmuş.

Türk Aynştaynı kitabını yıllar önce okumuştum. Orada Prof. Oktay Sinanoğlu’nun zor koşullar altında okuduğunu görünce böyle pırıl pırıl kaç tane insanımızın okuyamadan yitip gittiğini düşünmek acı vermişti.

Kitabı ilk elime aldığımda ilk baktığım resimler oldu. Arka sayfadaki resimde doğum saatini görünce hemen yıldız haritasını çıkardım.(1)

 

sinanoglu-oktay

 

Haritayı çıkarınca :Güneş-Yükselen burç kombinasyonu beni şaşırtmadı. Kitabın adıyla ne kadar uyumlu olmuştu. Gerçek “Aynştayn” da Yengeç yükselen bir Balıktı.

Bu iki burç bilimle pek yan yana gelmez. Bilim daha çok Kova, Oğlak. İkizler, Başak burçlarına uygun görülür. Ben öyle sanıyorum ki eğer Aynştayn’nın doğum tarihi bilinmeseydi hiç kimse onun Yengeç yükselen Balık olacağını iddia etmezdi. Öyle ya Yengeç gitsin teknesinde balık avlasın, Balık ta gitsin hastahanede delilerle uğraşsın. Bu kombinasyondan çıksa çıksa bir ayyaş çıkardı derlerdi. Prof. Oktay  Sinanoğlunun ise 6 gezegeni su burçlarında. Demek ki su burçları tamamen bilimsellikten uzak değiller.
Kitabını incelediğinizde teknesiyle gezen, uçak kullanan çok yönlü bir insan olduğu görülür. Aynı zamanda çocukluğundan beri saz çalmaktadır. Aynştayn da annesinin teşvikiyle keman çalmayı öğrenmiş ve bunu bütün hayatı boyunca sürdürmüştür.
Prof. Oktay Sinanoğlu Üç tane aşkı olduğunu söyler:
1-Allah aşkı
2-Vatan aşkı
3-Bilim aşkı.

Onun haritası ülkemizin haritasına bezer.4.evindeki Terazideki Mars ile onun Türk dilinde eğitim öğretim için savaş verdiğini görüyoruz. Dil sorunu aslında global bir sorun. Bu sorunu ülkemizde etkili biçimde dile getiren kendisi olmuştur. Milli değerlerin üstüne titreyen bir tavrı vardır.

Ay Jüpiterle kavuşum halinde. Kitabı okursanız Anne sevgisini sezebilirsiniz.10.evindeki Uranüs mesleğindeki icat, buluşlardan haber veriyor gibi. Kitabında derki, “Bilimde bazı şeyleri seziyorsunuz ama ispatlayamıyorsunuz.”

Neptün’ün kusursuz tarifi. Onun gibi insanların ülke yönetiminde yer almalarını çok isterdim. Ancak bizim milletimiz ben yerine biz demeyi pek istemediğinden dolayı böyle insanların şansı pek olmuyor. Ne hikmetse devleti kendi çıkarına yontan insanları buluyoruz. Kemal Sunal’ın oynadığı ‘Zübük’ tipleri gibi. Kendi kendimize sorsak, en çok aradığımız şey nedir diye. Sanırım bu ‘Güvenilirlik’ olacaktır.

Onun kitabından güzel sözler:

Türkiyede adet haline gelmiş göstermelik işlerden kaçının .Sırf üniversite bitirdi desinler diye veya ananız babanız Amerika da mastır yaptı diye öğünebilsin diye yükseköğrenime girmeyin. Sonunda ancak kendinizi kandırırsınız. Temel gayeleriniz kendinizin ufak çıkarları ötesinde, kendinizin dışında, bu ülke, bu ulus, Türk dünyası, Avrasya, insanlık için olsun. Yüksek hedefleriniz için çalışın. O zaman kendi durumunuzda kendiliğinden düzelecektir. Maddiyatla maneviyatı dengeleyin. Formülünüz bilim+gönüldür. Bu iki kanadın biri eksik olursa ne kendinize, ne ulusunuza, ne de insanlığa hayrınız dokunur. Gündelik siyaset, çıkar gurupları, dışardan güdümlü gizli veya açık cemiyetlerden uzak durun. Atatürk’ün dediklerini bol bol okuyun, onları işte bu gün için demiş yazmış. Türkiyenin şerefli, refahlı, itibarlı ve bağımsız geleceği için Atatürk yolumuzu çizmiştir. Dış ülkelerden onların yerli kuyruklarından medet ummayın. Gayeleri bize yardımcı olmak değil, Türk adını tarihten silmektir. Dünyanın neresinde olursanız olun kimliğinizi, Türk dilini. Türk tarih bilincini. binlerce yıllık gelenek ve inançlarınızı kaybetmeyin. Başkasını taklit etmeyin kendi yolunuzu çizip azimle yürüyün..(2)

Burada da Atatürk’ün gerçekçi tespitleri var:
‘Oysa hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatlarıyla, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. Tarihte, böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır. İşte Türkiye de, bu yanlış zihniyetle sakat olan bazı yöneticiler yüzünden, her saat, her gün, her yüzyıl, biraz daha çok gerilemiş, daha çok düşmüştür… Bu düşüş, bu alçalış, yalnız maddi şeylerde olsaydı, hiçbir önemi yoktu. Ne yazık ki Türkiye ve Türk halkı, ahlak bakımından da düşüyor. Durum incelenirse görülür ki, Türkiye Doğu maneviyatıyla sona eren bir yol üzerinde bulunuyordu. Doğu’yla Batı’nın birleştiği yerde bulunduğumuz, Batı’ya yaklaştığımızı zannettiğimiz takdirde, asil mayamız olan Doğu maneviyatından tamamıyla soyutlanıyoruz. Hiç şüphesizdir ki bu büyük memleketi, bu milleti, çöküntü ve yok olma çıkmazına itmekten başka, bir sonuç beklenemez… (3)

 

Kaynaklar:
1-Türk Aynştaynı. Annesinin günlüğündeki tarih.25.02.1935.saat13.55.Bari.İtalya
2-Türk Aynştaynı.s432
3-İş Bankası Kültür Yayınları: TBMM Gizli Celse Zabıtları (cilt-3)