Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

Rumların Türklerle ortalık kurma ve Kıbrıs adasını Türklerle ortak egemen olarak yönetme niyetlerinin gerçek, samimi ve içten olup olmadığını anlamak için, onları iyice tanımak lazım.

Rumcada Türkleri tanımlamak için kendi aralarında kullandıkları bazı kelimeler ve cümleler var, samimiyetlerini ve içtenliklerini ortaya koyan. Önce bunları bilip değerlendirmek gerekiyor.

Turkos galos mono nekros: “En iyi Türk Ölü Türk’tür”

Skillos: “Köpek”

Bello Turko: “Deli Türk”

Egine Turkos: (Öfkesinden, çirkefliğinden şikâyet edilen kişi için) “Türk oldu”

“Türklerden sadece şamişici, köfteci olur”

Bunlara ilaveten Rum Milli Muhafız Ordusunda her sabah yapılan eğitim koşularında söylenen bir marş var, adı “Komando marşı”. Yıllardır Rum ve Yunan askerleri bu marş ile eğitim yapıyorlar. Hala daha, ortak bir devlet kurmak için müzakereler devam ederken sabahları RMMO kamplarında bu marş söyleniyor sabah koşularında;

“Bir gemiydi, tank çıkarma gemisi

Volos’tan korku yaratmak için hareket etti

Küçük Asya’nın (Anadolu) sahillerine gidiyor

Bütün Türkiye’ye ateş ve kıvılcım saçmak için

 

Deniz piyadesiyle dolu çıkarma tekneleri indirildi

Çelik gibi güçlü moralleri ile,

Hangi Türk’ü yakaladılarsa, kafalarını uçurdular

Ayasofya yolunu açmak için kahramanlar öldü, gençler öldü

 

Yunanistan, Yunanistan, Ayasofya’nın kubbesine çıkacağım,

Türk hilalini çıkarıp üzerine haçı dikmek için.

Ve sonra da, Tanrı işte o zaman sadece İstanbul’u aydınlatacak,

Ve Yunan milli marşı her yanda yankılanacak.”

 

İşte, yıllardır askerde yukarıdaki marş ve emirlerle, benzeri söylemlerle de kilisede beyinleri yıkanarak “Türk Düşmanı” haline getirilen Rumlarla biz hala ortak devlet kurmak için müzakereler yapıyoruz.

Rumlar, Kıbrıslı Türklerin Avrupa Parlamentosu’nda bulunmalarını hala daha hazmetmiş değiller. Kıbrıslı Türklerin dünya ile bağlarını tamamen kesmek ve kendilerine muhtaç hale getirmeye çalışıyorlar. Üniversitelerimizi “tanınmamış devletin tanınmamış üniversiteleri ve akademisyenleri” diyerek uluslararası birliklerden, organizasyonlardan ve programlardan dışlamak için elden geleni yapan Rumlar, 216 adet otelimizi de kara listede ilan edip, turist gelmesini önlemeye çalışıyorlar. Uçuşları durdurmaya, uluslararası ticaretin önünü kesmeye, hava ve deniz limanlarını korsan ilan etmek için elden gelen gayreti gösteren Rumlar, Larnaka havaalanından KKTC’ye gelmek isteyen turistleri bile önlemeye, durdurmaya çalışıyorlar, hiçbir ülke ile de bağımızın, bağlantımızın ve ilişkimizin olmasını istemiyorlar.

Bizler Kıbrıslı Türkler, niye hala Crans Montana da Anastasiadis’in bitmeyen istekleri nedeni ile çökmüş olan masaya oturmak ve müzakerelere devam etmek istiyoruz, gerçekten anlamıyorum. Aslında KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, geçen gün yaptığı açıklamada “Sonuç ayrılık bile olsa görüşerek, uzlaşarak olacaktır” cümlesi ile ilk kez ciddi olarak ayrılık konusunu dile getirdi, “çözüm olamıyorsa da yoluna devam edecektir” cümlesi ile de gelecekteki “Kıbrıs Türk B Planı”nın ne olduğunun ipuçlarını verdi…. Kısmet.