Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

Modern toplumlarda şişmanlığın giderek daha önemli bir toplum sağlığı sorunu olmasının altında kalorisi yüksek, besleyiciliği düşük gıdaların tüketiminin artışının yattığı bir gerçek. Özellikle son otuz yılda ev dışında yemek yeme alışkanlığı belirgin hale gelirken alınan toplam kalori içerisinde şeker ve yağların payı artıyor. 

Genel olarak restoranda servis edilen gıdaların daha fazla tuz, şeker, daha fazla yağ içerdiğini ve gizli kalori kaynaklarından yana zengin olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor. Özellikle kasada ücretini ödedikten sonra soslarıyla birlikte tepsimizin üzerine koyduğumuz ekmek arası döner, hamburger, patates kızartması, pizza gibi yiyeceklerin içerdikleri aşırı miktarda tuz, yağ ve bazen şeker nedeniyle sağlıklı beslenme prensipleriyle bağdaşmadığı kanıtlanmış bulunuyor. 

Bu tarz gıdaların tüketimi bir beslenme standardı haline geldiğinde şişmanlık, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kalp & damar hastalığı olasılıklarının artması söz konusu.

Kanadalı araştırmacıların Toronto’da yapılan bir kongrede sundukları çalışma okul çağındaki çocukların beslenmeyle ilgili davranış modellerinin kalp & damar hastalığı risklerine etkisine dair önemli bulgular sunuyor. 

Bugünün erişkinlerinin yemek yemeyle ilgili davranışlarının ve mücadele ettikleri yüksek kolesterol, tansiyon gibi risk faktörlerinin vücuttaki serüvenlerinin çocukluk dönemine dek uzandığını vurgulayan araştırmacılar 14-15 yaşlarındaki on dört binden fazla öğrencinin katıldığı anketlerle onların ne sıklıkta restoranda, okul kafeteryasında ya da evde aileleriyle birlikte yemek yediklerini tespit ettiler. 

Elde edilen veriler boy, kilo, bel çevresi, tansiyon ölçümleri ve kan yağlarıyla birlikte analiz edildiğinde çocukların evde ailelerinin erişkin bireyleriyle birlikte sofraya oturdukları haftalık öğün sayısı arttıkça bel çevresi/boy oranlarının, vücut-kitle indekslerinin, kolesterol düzeylerinin ve tansiyonlarının daha düşük ölçüldüğü, dolayısıyla kalp & damar hastalığı risk profillerinin bundan olumlu yönde etkilendiği görüldü. 

Yararlı etkilerin en fazla görüldüğü grubun haftada 6-7 akşam yemeğinde evde büyükleriyle birlikte olan öğrenciler olduğu bulgusu dikkat çekiciydi. Bunu sadece çocukların evde büyüklerinin hazırladıkları öğünlerde daha faydalı gıdalarla beslenmelerinin olumlu bir sonucu olarak görmemek gerekiyor. Yemek masasının etrafına anneleriyle, babalarıyla, kardeşleriyle birlikte oturan çocuklar farkında olmasalar da bu ortamdan manevi olarak besleniyor, büyüklerinin onlara sunduğu destek, sevgi ve cesaretle daha az stresli, özgüven dolu bir yaşam sürüyorlar. 

Eve açlıktan midesi kazınarak gelen öğrencinin buzdolabından canını istediğini alıp tek başına, tıka basa yemeğe koyulmasıyla, birlikte hazırlanan, sofraya konan, birlikte yenen gıdalarla beslenmesi arasındaki farkı görmenin, bu kadim geleneği nesiller boyunca korumanın faydalarını ne kadar vurgulasak az       
      

KAYNAKLAR

Jiao J, ve ark.: Health Implications of Adults’ Eating at and Living near Fast Food or Quick Service Restaurants. Nutr Diabetes. 2015 Jul 20;5:e171
Khoury M, Manihiot C, Gibson D, ve ark.: Evaluating the associations between buying lunch at school, eating at restaurants, and eating together as a family and cardiometabolic risk in adolescents. Canadian Cardiovascular Congress; October 24, 2015October 27, 2015; Toronto, ON. A 506