Dünyada “kamu diplomasisi”ni en etkili biçimde uygulayan ülkelerden biri olarak İsrail gösterilir. Buna rağmen “Hasbara” adı verilen İsrail Devleti kamu diplomasisin gelinen noktaya ulaşması için süreç sancılı oldu, kimi içsel ve dışsal sorunları çözmeye çalışarak ilerleyebildi. Türkiye’nin kamu diplomasisi örgütlenmesi ve etkinliği elbette başka bir makalenin konusudur ama İsrail’in Hasbara örneğini incelemek ülkemiz için de yol gösterici niteliktedir.
Kavram ve Tarihçe
Kamu diplomasisi kavramı, 1960’lı yılların sonlarında, Soğuk Savaş’ın en yoğun olduğu dönemde diplomasinin farklı bir biçimi olarak ortaya çıkmıştır. Kavram, ABD’nin Sovyet bloğundaki “demokratikleşme” hareketini desteklemesinin bir parçasıydı ve diplomasinin “yabancı bireylerle, onların düşüncelerini etkilemek amacıyla doğrudan iletişim kuran” biçimi olarak tanımlandı.
Bu kavramın ortaya atılmasında özellikle iki sebep etkili bir rol oynamıştır: Bunlardan biri geleneksel diplomatik biçimlerin sınırlı olduğunun düşünülmesi, diğeri ise ABD’nin dış politikadaki amaçlarına ulaşmak için “propaganda olarak yaftalanmayacak” ek bir yönteme ihtiyaç olmasıydı.
Ancak Soğuk Savaş’tan sonra ABD’de kamu diplomasisine gereken önem verilmedi ve 11 Eylül saldırılarına kadar da Amerika, kamu diplomasisi ile ilgili dikkat çeken bir faaliyet içinde olmadı. 11 Eylül saldırılarından sonra ise ABD ve “liberal” Batı, dünyada kendisine meydan okuyabilecek güçte düşmanların var olduğundan korktu ve kamu diplomasisi yöntemini hem yeniden gözden geçirdi hem de kavrama farklı bir bakış açısı ekledi.
Özellikle son on beş yılda iletişim alanındaki teknolojik gelişmeler yeni politik fırsatlar ortaya çıkardı. Devlet dışı toplum ile kamu kuruluşları arasındaki işbirliği ve kurulması gereken iletişim, medyanın farklı ve etkili işleviyle gelişti. Bu sayede ülkelerin “yumuşak gücü” – yani ülkelerin silahlı kuvvetlerini kullanmaksızın diğer ülkeleri harekete geçirme ve diğer ülkelere istediklerini yaptıracak şekilde sızma- arttı.
Kamu Diplomasisi, Yumuşak Güç, Propaganda
Çekirdeğinde taşıdığı ‘yumuşak güç’ ile birlikte kamu diplomasisinin ulaştığı yeni nokta, dış politikanın; güç, manipülasyon ve tehdit olarak tanımlandığı dünyadan; “güven, etik değerler ve cezbediciliğin önde olduğu bir dünyaya geçiş” olarak sunulmaktadır.
Ayrıca kamu diplomasisi aracılığıyla, kapalı kapılar ardındaki, diplomatların özel mülkü olan dış politika; devlet dışı aktivistlerin, devletten bağımsız kuruluşların, yerel kamu birimlerinin, özel girişimlerin, akademisyenlerin ve diğer ilgililerin diplomasiye doğrudan katıldığı ve etik değerler çerçevesinde dış politikanın halk arasında tartışılabildiği bir hal alacağı da öne sürülmektedir.
Kamu diplomasisi sayesinde; devletlerin kendi hikâyelerini anlatmaları, dünya üzerindeki bireylerin devletlerin eylemlerini objektif olarak değerlendirmesi kolaylaşıyor, insan hakları ve etik değerler temelli demokratik bir tartışma ortamı oluşabiliyor.
Öte yandan kamu diplomasisi, propaganda müessesesinin bir kolu olarak devletler tarafından dünyadaki diğer ülke vatandaşlarını ve siyasi kişilerini etkilemek; yumuşak gücü kullanarak, devletlerin dış politikada kendi çıkarları doğrultusunda gerçekleştirdiği iş ve işlemleri – kendi hikâyesini anlatmak adı altında- dünya çapında dolaylı olarak haklı çıkarmak olarak anlaşılmalıdır. Makalemizde incelediğimiz İsrail Devleti açısından da bakıldığında, kamu diplomasisinin dünya arenasında haklı çıkma ve eylemlerini meşrulaştırma amaçlarına hizmet ettiği görülebilir.
Etkili Bir Kamu Diplomasisinin Ölçütleri
Günümüzde uluslararası planda kamu diplomasisinin etkinliği şu ölçütlerde değerlendirilmektedir:
1. Ülkeler özellikle sınırlarında gerçekleşen olaylara yeterli dikkati göstermiyor. Halkların vicdanında yatan “hikâye”, resmi sözcüler tarafından anlatılan değil medyanın yansıttığı oluyor.
2. Hükümetler kamu diplomasisi konusunda haklı çıkmaya değil iş birliği yapmaya önem vermeliler. Amaç halkın sempatisini elde etmek olmalı, halkı kandırmaca ya da tehdit ile kendi tarafına çekmek değil.
3. Ülkeleri kamu diplomasisi aracılığıyla etkilemekte ölçüt, bu işin zorluğu ya da kolaylığı değil, o ülkenin etkilenmesi gereken ülkeler arasında olup olmadığıdır.
4. Özellikle kamu diplomasisinde krizlerle başa çıkmak işin büyük bölümünü oluşturur. Tek bir kriz dahi bir ülkenin imajını tamir edilemez şekilde hasara uğratabilir. Örneğin 2001 yılında İngiltere‘de yaşanan ve milyarlarca Sterlin ticari zarara yol açan şap hastalığı salgını, yeterli bütçe ayrılmayan kamu diplomasisinin sonucu olarak Büyük Britanya’nın uluslararası imajına ağır bir darbe vurdu. Bu nedenle olayların etkili ve hızlı yönetimini sağlayan bir kamu diplomasisi oluşturmak, ülkeler için hayati önem taşır.
Özellikle 21. yüzyılda devletlere kin ve şüphe ile yaklaşılıyor. Devletler, geleneksel diplomatik yöntemleri uygulamada, eş zamanlı olarak devletten bağımsız kuruluşlarla iletişim ve işbirliği içinde olmalıdır.
Kamu diplomasinin en tanınmış araştırmacılarından Eytan Gilboa’ya göre de kamu diplomasisi ancak bazı şartlar gerektiği gibi uygulanırsa kendi içerisindeki ‘yumuşak gücü’ ortaya koyabilir.
1. Devlet dışı toplumun hükümete bağlı birey ve kuruluşlarla birlikte hareket etmesi
2. Ülkelerin pozitif imajlarını ve çizdikleri uluslararası portreyi güçlendirmek için yeni medya teknolojilerinden yararlanmaları
3. Kısa ve uzun dönem hedeflerini ilerletme ve ülkeler arası ilişkilerin değişen şartlarına uyum sağlama yeteneğine sahip olmaları
İsrail’in Kamu Diplomasisi: Hasbara
İsrail Devleti’nin kamu diplomasisine “Hasbara” adı verilmektedir. Hasbara (הסברה), "açıklama" anlamına gelen İbranice bir kelime olarak, İsrail Devleti'nin bakış açışı ve siyasetini savunmaya çabalayan iletişim girişimlerini tanımlamak için kullanılır.
Eytan Gilboa 2006 yılında, Hasbara’nın neden etkili olamadığını ve İsrail’in uluslararası olumsuz imajından neden zarar gördüğünü şu sebeplere dayandırarak açıklamıştı:
1. İsrail hükümeti Hasbara’yı İsrail dış politikasının temel bir parçası olarak görmedi.
2. Hasbara için yeterli bütçe ayrılmamıştı. Ve devlet dışı ortaklar – Yahudi Diasporası gibi- Hasbara’dan çok nadir olarak faydalandı.
3. İsrail, Hasbara‘ya çok az yatırım yaptı ve Arap dünyasının İsrail karşıtı çalışmalarına açık alan bıraktı.
Denetleyici Raporu
Gilboa’nın makalesi üzerine İsrail Devleti, 2007 yılından başlayarak Hasbara’yı gözden geçirmek ve gereken reformları yapmak üzere “devlet denetleyicileri” görevlendirdi (bizdeki mülkiye müfettişlerine eşdeğer kabul edilebilir) ve bunlara raporlar hazırlatmaya başladı. İlk denetleme raporu oldukça vahim sonuçlar içeriyordu:
1. Hasbara, açık ve organize edilmiş protokollere dayanmayan ve işbirliği konusunda sorunları olan üyeleri içeriyordu.
2. İsrail’in iç ilişkilerini hedefleyen mesajlarla, dış ilişkilerini hedefleyen mesajlar arasında bir tutarlılık yoktu.
3. Hasbara, acil durumlar için hazır değildi ve saf bir tepkisellikle hareket ediyordu.
4. Yabancı basın için düzeltilmiş ve resmi brifingler oluşturulmuyordu, karışık ve doğaçlama idi.
5. Kritik dilleri (İsrail açısından Arapça ve Rusça) bilen Hasbara temsilcilerinin sayıları azdı.
6. Değişen durumlarla başa çıkmak için gerekli Hasbara materyalleri güncellenmiyordu.
İsrail Devleti ilerleyen yıllarda Hasbara için 7 temel bileşen belirledi ve bu bileşenler çerçevesinde reformlar yapıldı.
1- Hasbara’nın İletilerini Düzenlemek ve Yönetmek
Denetleyicinin sunduğu rapora göre etkili bir kamu diplomasisinin en başta gelen unsuru özel Hasbara iletilerini düzenlemek ve yönetmekti. Denetleyiciye göre İsrail Başbakanlık Ofisi, Hasbara’nın yurt içinde ve yurtdışında ihtiyaç duyduğu kapsamlı gözetimi yapabilecek tek organdı.
2007 denetleyici raporunda ulaşılan sonuçlar ışığında İsrail hükümeti, Ulusal Hasbara Merkezleri’nin yetkililerini Başbakanlık Ofisi’nde topladı. Hasbara merkezleri, Ulusal Hasbara personeli tarafından yönetiliyordu. Ulusal Hasbara personelinin görevleri İsrail Devleti’ndeki tüm Hasbara otoritelerini düzenlemek ve güvenilir, resmi ve sabit mesajlar vermekti.
İşlevsel olarak, Başbakanlık Ofisi’ne bağlı Hasbara Personel Şefi, İsrail Savunma Kuvvetleri Sözcüsü, Polis Sözcüsü, Dışişleri Bakanlığı Hasbara Temsilcisi ve sözcüler, Savunma Bakanlığı’ndan sözcüler, bakanlıkların ilgili birimlerinden ve Hükümet Basın Ofisi’nden medya personeli gibi yetkililerden oluşan “Ulusal Hasbara Forumu” oluşturuldu.
Forum’un amacı yurtiçi ve yurtdışı Hasbara politikaları oluşturmak ve resmi görevleri, iletileri ve tepkileri biçimlendirmekti. Forum, Hasbara personeli için standartlar oluşturdu. İsrail Devleti adına ülkenin içindeki resmi sözcülerden, tüm dünyadaki resmi olmayan, devletten bağımsız kuruluşlara değin “biçimlenmiş iletiler” bu standartlardan üretildi.
2- Resmi Olmayan Hasbara
Denetleyici raporuna göre “kamu diplomasisi, resmi kamu diplomasisinin yanında resmi olmayan kamu diplomasisini de içermelidir”. Gayriresmi kamu diplomasisi kavramı devletlerin ikna etmede zayıf kuruluşlar olduğu tezine dayanmaktadır.
Normal olarak Hasbara politikalarının başarısı; hedef ülkenin güvenini kazancı bir şekilde bireylerle veya kuruluşlarla gerçekleştirilen iletişim ile ölçülür. İsrail ise resmi olmayan kamu diplomasisini gereğince içselleştirdi ve dünyanın dört bir yanında bu iletişimi dolaylı yollardan sağlayacak organizasyonlar kurdu.
Bu organizasyonların bilinen iki çalışması “We are all Ambassadors”-“Hepimiz Büyükelçiyiz” ve “Presenting Israel” – “İsrail’i Takdim Etmek” oldu.
3- İşbirliği ve Markalaşma
Hasbara, İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın “2011 Çalışma Planı” başlıklı belgesiyle işbirliği ve markalaşma konusunda temel bir görev aldı. Bu görevin sonucu olarak, hükümetin büyük bir yatırım yaptığı ve dünyada “İsrail Markalaşması” olarak adlandırılan bir kamu diplomasisi öğesi ortaya çıktı. Bu iş için ayrılan bütçe 10 milyon Şekel’den (1 İsrail Yeni Şekeli 1,0085 Türk Lirası’dır) 40 milyona ve sonrasında 100 milyona dek arttırıldı.
Projenin internet merkezli olması ve özellikle sosyal medyada yoğunlaşması planlandı. “İsrail Markalaşması”nda 6 konu üzerine odaklanıldı: Çevre (çölde tarım), Bilim ve Teknoloji (tıp, internet, ileri teknoloji), Sanat ve Kültür, Farklı Kültür ve Gelenekler, Yaşam Tarzları ve Günlük Yaşam, Özel İhtiyaç Sahiplerini Destekleme (İbranice: “tikkun olam”).
4- Diaspora İle Uzun Dönem İşbirliği
Gilboa’ya göre Hasbara, İsrail’in çıkarlarını geliştirme konusunda Diaspora’daki Yahudilerin potansiyellerini görmezden gelmişti. Kamu diplomasisi, kendisiyle eş veya kendisini tamamlayıcı amaçlara sahip devlet dışı ortaklarıyla uzun dönem işbirliği geliştirici bir strateji oluşturmalıdır.
Denetleyicinin sunduğu raporda ise, Yahudi Diasporası ile hem organizasyonel hem de toplumsal seviyede kurulmuş olan bağların geliştirilmesi, Hasbara tarafından alınması gereken en önemli kararlardan biriydi.
Bunun ışığında Ulusal Hasbara Forumu, işbirliğini geliştirmek ve İsrail’in hedeflerini ilerletmek amacıyla, Diaspora’daki çeşitli Yahudi organizasyonları temsilcileriyle aylık yuvarlak masa toplantıları düzenledi. İsrail devletinin Yahudi Diasporası’ndan beklentileri şunlardı:
a. İsrail Devleti’nin bağlı bulunduğu ancak ilişkilerini görünüşte reddettiği, anahtar konumdaki kişi ve kaynaklara ulaşabilirdi.
b. Yahudi Diasporası, uluslararası arenada İsrail’in sınırlı olan devlet gücünü aşabilecek çeşitli ekonomik, sosyal bağlara sahipti ve bu bağlar İsrail Devleti’nin çıkarlarını ilerletmek amacıyla kullanılabilirdi.
İsrail hükümetinin dünya çapında Yahudi toplulukları ile ilişkilerini geliştirmek için yaptığı yatırımların mantığı buydu.
5- Çok Boyutlu İletişim Stratejisi
Hasbara için yeni ve ayrıntılı, dört temelden oluşan bir iletişim stratejisi belirlendi. Bu Gilboa‘nın 2006 tarihli makalesinde belirtilen geri kalınmışlığı tamir etmeye yönelikti.
a. İkinci Lübnan Savaşı’ndan çıkarılan derslerden biri yurtiçi ve yurtdışı Hasbara arasında kesin bir ayrıma gidilmesi gerektiğiydi. Bunun sonucu olarak Ulusal Hasbara merkezleri ile Dışişleri Bakanlığı’ndaki Hasbara merkezi ayrıldı. İsrail’deki ve denizaşırı ülkelerdeki yabancı medya ve günlük iletişim mekanizmasında gözle görülür bir ilerleme kaydedildi.
b. Arap – Müslüman dünya ile iletişim kanallarında büyük bir yetkinleşmeye gidildi. Merkezi olarak Arap dilinde yayın yapan medyadaki resmi sözcüleri yönlendirmeyi hedefleyen kayda değer örnekler elde edildi.
c. Yeni medya teknolojisinden yararlanmaya önem verildi. İsrail’deki Hasbara personelinin resmi sosyal medya (Facebook, Twitter vb.) hesapları var. Başbakanlık’ın, Kamu Diplomasisi Bakanlığı’nın ve Savunma Bakanlığı’nın da etkili bir biçimde kullanılan resmi sosyal medya hesapları bulunuyor.
d. İsrail yanlısı yanıt ve tepkiler veren bloglar oluşturuldu. Sosyal ağların yanında Avrupa ve Amerika’daki haber sitelerinde İsrail yanlısı yorumlar örgütlendi. Kamu Diplomasisi Bakanlığı’nın internet üzerinden sanal gerçeklikle düzenlenen bir “Durum Odası” kuruldu ve eş zamanlı olarak örneğin Mavi Marmara olayını İsrail yanlısı şekilde yorumlamak için işletildi.
6- Dinamizm ve Krizlerin Yönetimi
Denetleyici raporunda “Hasbara’da dinamizm” prensibi merkezde yer alıyordu. O kapsamda yeni “Ulusal Hasbara” inşa edildi. Savunma Bakanlığı ve bölgelerdeki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü, Genel Güvenlik Servisi ve Polis temsilcileriyle özellikle Arap-İsrail ve Filistin bölgelerindeki gelişmelerle ilgili Hasbara iletilerini düzenlemek amacıyla aylık toplantılar düzenlendi.
Önceden 3 ayda bir, yurtdışındaki temsilcileri ve uzmanları içeren; iletişim, ekonomik pazar, psikoloji ve ekonomi konularında buluşmalar düzenleniyordu. Bu buluşmalar yerel ve ulusal gelişmeler ışığında Hasbara mesajlarını güncellemek ve aydınlatmak amacına da yöneltildi.
Dışişleri Bakanlığı tarafından yönetilen, blogları, BBC ve çeşitli Arap internet sitelerini tarayan, potansiyel krizleri olabildiğince önceden tanımlayan profesyonel bir ekip yetiştirildi.
Bunların yanında sanal gerçeklik ile oluşturulan, dünya çapındaki Hasbara gönüllülerinin de katılımının sağlandığı Hasbara ‘Durum Odası’, Dışişleri Bakanlığı’nın krizlerle başa çıkabilme kabiliyetini ilerletti. Yukarıda örneklediğimiz gibi Mavi Marmara olayı Hasbara’nın “dinamizm ve kriz yönetimi” bileşenini bu şekilde reforme ederek “çözüm”lendi.
7- Stratejik Hedef
Hasbara, hedefine odaklanamama ve “tüm ülkelere kamu diplomasisi alanında ateş açma” konusunda eleştirilmekteydi. Hasbara önceden yüksek tansiyonlu ve eylemlerini haklı çıkarmaya çalışan bir yol izliyordu. Kendisini bütün dünyaya kabul ettirme çabası içerisinde, karşısına çıkan engelleri aşmaya uğraşan bir kamu diplomasisi yöntemi yürürlükteydi.
Denetleyici raporlarında da bu yanlış gündeme gelince, önceden belirlenmiş bir hedefi olan Hasbara operasyonları önem ve öncelik kazandı. Şimdiki Hasbara, İsrail’in hedefinde olanlar ile olmayanları ayırıyor ve stratejik bir biçimde tanımlıyor. Hasbara iletileri de doğrudan doğruya belirlenmiş belirli merkezlere dağıtılıyor.
Sonuç
Ülkelerin kamu diplomasisi merkezleri açmaları ve bu noktalarda uzman istihdamı sağlaması, dünyadaki diğer devletlerin vatandaşlarının gözünde olumlu bir imaja sahip olmak açısından önem taşıyor.
Ayrıca kriz anlarını etkili bir şekilde yönetmek ve kendi ülkesinin çıkarları doğrultusunda “doğru hikâye”yi kriz ile eş zamanlı olarak anlatmak kamu diplomasisinin modern dünyadaki en önemli yararlarından biri olarak karşımıza çıkıyor.
İsrail’in özellikle Yahudi Diasporası üzerinde uyguladığı uzun dönem işbirliği stratejisi, devletin uluslararası ortamdaki gücünün de üzerinde olarak kendi hedeflerine ulaşmasına olanak sağlıyor. Türkiye’nin de bu yöntemi uygulayarak dünyaca tanınmış firma, kurum ve bilim, kültür, sanat alanında öne çıkmış aydınlarımızla uzun erimli hareket etmesi ülkemizin faydasına olacaktır.
30.01.2010 tarihli bir Başbakanlık genelgesiyle kurulan Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü, onun sekretaryasını yürüten Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, ne ölçüde eşgüdüm içinde hareket ettiği tartışmaya açık kimi diğer kuruluşlar ve ülkemizin giderek ağırlaşan yakıcı dış politika sorunları kamu diplomasisine genel olarak daha çok eğilmemizi gerektiriyor. Bu da “tercüme et-kopyala-yapıştır” tarzı “akademik” çabalar veya “devlet meselesi değil, hükümet güzellemesi” kitaplarla değil, İsrail gibi örnekleri daha derinlemesine inceleyerek ve “Türkiye için” dersler çıkararak verimli olabilir.
Kaynakça:
Israeli Hasbara Myhts and Facts, A Report on the Israeli Hasbara Apparatus, MOLAD, Aralık 2012
Malone, Gifford. “Managing Public Diplomacy”, The Washington Quarterly, no. 8, (Summer, 1985), s. 199.
Szondi, G. “Public Diplomacy and Nation-Branding: Conceptual Similarities and Differences,” Discussion Papers in Diplomacy, October, 2008
Gilboa, Eytan. "Public Diplomacy: The Missing Component in Israel's Foreign Policy." Israel Affairs, Vol. 12, No. 4, October 2006, s. 715-747.
Gilboa, Eytan (2008). "Searching for a Theory of Public Diplomacy," The Annals of the American Academy of Political and Social Science, 616, s. 55-77.
Shinar, D. (ed.) Ne’eman Document: Israel Public Diplomacy, (Jerusalem: Shmuel Ne’eman Institute, 2009) Ministry of Foreign Affairs.
State Comptroller, Annual Report 61B, 2010, ch. 5, s. 981
- ALTI GÜN SAVAŞLARI - 21 Kasım 2017
- 1949 ARAP-İSRAİL SAVAŞI SONRASI İMZALANAN ATEŞKES ANTLAŞMALARI - 19 Ekim 2017
- KAMU DİPLOMASİSİ VE “HASBARA” - 10 Ekim 2017