…
HAİNSİZ TÜRKİYE
Haçlı Seferleri veya Haçlı Akınlarının kadim gayesi şüphesiz ki, Türkleri Anadolu’dan çıkararak geldikleri yere, yani Orta Asya’ya sürmek tezine dayalıdır.
Bir dizi dini savaşı içeren bu seferlerden geriye kalan tarihi belge ve bilgiler, bize Haçlıların hedeflerini ele geçirmeyi üç safhada plânlayıp icra ettiklerini gösterir.
Söz konusu safhaları daha önce ANKA Enstitüsünün aşağıdaki sayfasında yazmıştım:
http://ankaenstitusu.com/siyasetin-belirledigi-projeler-milli-olmalidir/
Önce şunu belirtelim. Batı, 11. yüzyıldan itibaren Anadolu’ya saldırmış, Türkleri önce Avrupa’dan, sonra Balkanlardan çıkarmayı başarmış, ancak son kale Anadolu’ya gelince burada kayaya çarparak hüsrana uğramıştır. Mustafa Kemal Paşa ve onun askerleri önünde diz çökmüştür.
Ne var ki, Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihinden itibaren Anadolu halkını bölmeye yönelik plân ve projeler, çağın gereklerine göre şekil ve içerik değiştirerek günümüze kadar devam ettirilmiş ve ettirilmeye devam edilmektedir.
PKK, IŞİD ve FETÖ gibi bölücü ve yıkıcı terör örgütlerinin varlığı, ülkeyi ‘’Sevr’’e götüren plân ve projelere örnektir.
Batı tarafından, Türkiye’nin iç cephesini çökertmenin en kolay ve en elverişli yolu olarak, 60’lı yıllardan itibaren “Dördüncü Safha” yürürlüğe koyulmuştur.
Bu safhayı, “Dâhilde hain yetiştirme ve yerleştirme safhası” olarak adlandırmanın uygun olacağını değerlendiriyorum.
Batının son yıllarda devşirme yöntemi kullanarak en başarılı olduğu safha bu safhadır.
Bu kapsamda başlıca iki mesele Türkiye’nin başına belâ edilmiştir.
Birincisi “Başörtüsü” meselesi, ikincisi sözde “Kürt sorunu” fitnesi. Söz konusu bu iki mesele yıllardır sürdürülen ve ülkenin maruz kaldığı etkili bir batı tuzağıdır.
Halen uygulanmasına devam edilen dördüncü safhada Batı, Türkiye’nin iç cephesini hedef alarak daha ziyade askeri olmayan usul ve yöntemlerle silah kullanmak yerine, zihinleri fethederek, Türk toplumunun davranış ve düşünce biçimlerini, kendi istekleri doğrultusunda şekillendirmeye önem vermiştir. Bunun için dini ve etnisiteyi kullanmıştır. ABD’nin ‘’Etki Odaklı Harekât’’ diye adlandırdığı bu harekât türü, Batının son yıllarda devşirme yöntemi ile Türkiye üzerinde silah kullanmaksızın en başarılı olduğu harekât türüdür.
Etki odaklı harekât türünün zehirli serpintileri kısa zamanda Türkiye’deki etkisini, iyi yetiştirilmiş “Etki Ajanları” ile göstermiştir.
Bugün ülkede mebzul miktardaki etki ajanı iş başındadır. Etrafa zehir saçarak sahada emperyalizme tüm varlıklarıyla hizmet etmektedirler.
Nitekim, açık kaynaklarda yer alan bir etki ajanı şöyle söylüyor; “Türkiye Cumhuriyeti, ya Abdullah Öcalan’ın çizgisine gelerek siyasi etki alanını büyütecek, ya da bölünecek. Türk devletinin Öcalan’la aynı mantıkta buluşması şarttır. Aksi halde Türkiye bölünür. Yapılan tüm çalışmalar ve çabalar Türkiye’nin Ortadoğu ittifakı içinde yer alarak bu ittifakın bir parçası olmasıdır.”
Ortadoğu ittifakı dediği şey, “Büyük Kürdistan”ın tesis edilmesidir.
Bu sözlerin altında Türk düşmanlığı yatar.
Sonuç olarak, Batının son yıllarda asla vazgeçmediği proje, Türkiye’de yetiştirip yerleştirdiği devşirme etki ajanları vasıtasıyla, ülkenin bölünüp parçalanması, millî ve üniter devlet yapısını, yani Cumhuriyetimizi yok etme plân ve projesidir. Bunu da açık açık söylüyorlar zaten.
Türkiye’de buna karşı kendi yerli ve millî projelerini geliştirmek zorundadır. Bu projelerin başında “Hainsiz Türkiye” projesi olmalıdır.
Türkiye, iç cephesine yönelik saldırıları bertaraf etme imkân ve kabiliyetine sahiptir. Yakın tarihimizde bunun örnekleri vardır. Bunu sağlayacak yeterli millî güce sahiptir. Ancak bunun için, iç ve dış düşmanlarına karşı ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunacak, koruyup kollayacak ve Cumhuriyetin temel kuruluş felsefesini benimsemiş ve özümsemiş yeni bir siyasî yapıya ihtiyaç vardır.
- MİLLÎ BİRLİK ANCAK ‘’DİL BİRLİĞİ’’ İLE SAĞLANIR - 28 Ağustos 2025
- HAİNSİZ TÜRKİYE - 22 Ağustos 2025
- SİYASETİN BELİRLEDİĞİ PROJELER MİLLÎ OLMALIDIR - 25 Temmuz 2025
- BÖL VE YUT - 16 Temmuz 2025
- DURUM ÜSTÜNLÜĞÜ İSRAİL’DE - 26 Haziran 2025
- TERÖRLE MÜCADELEDE KIRILMA ANLARI - 20 Mayıs 2025
- BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ KONGRESİ TOPLANACAK MI? - 5 Mayıs 2025
- ATATÜRK’ÜN JEOPOLİTİK BAKIŞI - 1 Mayıs 2025
- JEOPOLİTİK VE ÖNEMİ - 17 Nisan 2025
- BİTMEYEN PARÇALAMA VE BÖLME ÇABALARI - 22 Şubat 2025