Yeni Zelanda’da Christchurch (İsa’nın Kilisesi) kentinde iki ayrı camiye silahlı saldırı sonucu 49 kişi hayatını kaybetti. Aralarında 3 Türk ün ve çocukların da olduğu 50 ye yakın yaralı var. Ülke alarmda.
Avustralya Başbakanı Scott Morrison da terör saldırısı olarak nitelendirdiği saldırılarda 28 yaşındaki bir Avustralya vatandaşının rol oynadığını ve “sağcı bir terörist” olduğunu söyledi.
Saldırı yerel saatle 13.45’te başladı, saldırgan şehir merkezindeki ilk camiye girdiğinde yaklaşık 300 kişi cuma namazı için camideydi. Cemaatin üzerine ateş açan saldırgan kask ve zırhlı bir yelek giyiyordu. İlk saldırının sonrasında başka bir camiden de silah sesleri duyuldu.
Bu arada Polis araştırmasında farklı otomobillerde patlayıcı ele geçirildi.
Ve camilerden birinde çekildiği söylenen saldırı kayıtları sosyal medyada yayınlandı.
Bu videoyu yüklediği söylenen Brenton Tarrant aynı zamanda 74 sayfalık göçmen karşıtı bir manifesto yayımladı.
Yeni Zelanda’daki Bosna Hersek Büyükelçisi Mirza Hajric, görüntülerdeki kişinin otomobilinde Sırp milliyetçilerinin dinlediği Bosnalı Sırpların eski lideri, savaş suçlusu Radovan Karaciç’i öven bir şarkının çaldığını belirtti.
Halka ve özellikle Müslümanlara evlerinden çıkmamaları çağrısında bulunuldu. Polis, o an ülkedeki camilere hiç bir suretle gidilmemesini istedi.
Çoğu Hıristiyan olan Yeni Zelanda’da Müslümanlar nüfusun sadece küçük bir bölümü. Çoğu Pakistan ve Hindistan’dan gelen göçmenler (DW den özet)
74 sayfalık Manifesto da Avustralya doğumlu bir İskoç göçmeni olan kişi Kosova’dan da söz etmekte, ABD’nin 1999 yılı savaşında Kosova tarafını tutmakla hata yaptığını belirtmekte. Irkçı söylemlerde bulunmakta. Türkiye aleyhinde sözler sarf etmekte.
Video da Türkleri; “Boğazın doğusunda kalın, Avrupa’ya geçerseniz öleceksiniz” diyerek tehdit etmekte.
Adli Bilimler Yorumu
-Katliam yapılan şehrin adı nedeniyle özellikle seçildiği anlaşılıyor. (İSA’NIN KİLİSESİ)
-Bu olay 22 Temmuz 2011 Norveç katliamına benziyor. İdeoloji benzer, nüanslar var.
-Olay sıradan bir terör eylemi değil
-Sosyal medyada dolaşan aşağıda resim doğru ise başta Türkler olmak üzere Müslümanlara ağır bir düşmanlık var.
– Manifesto da Viyana, Osmanlı, Cami, İstanbul, Türkiye, Ayasofya tabirlerinin geçmesi uzun vadede planlanmış, kararlı bir eylem olduğu, inandırılmış bir fail tarafından işlendiğini göstermektedir.
-Çok organize ve iyi hazırlanmış bir eylem olması, arkasında örgütlü güçlerin olduğu izlenimi vermekte olup, devamının gelebileceğini düşündürmektedir.
– Saldırı için bir İngiliz Milletler Topluluğu (Commonwealth) ülkesinin seçilmesi de uluslararası bir çatışmanın yeni bir muharebe sahası olabileceği izlenimi vermektedir.
-Künyede bulunan Çarkıfelek, Yaradılış ya da Oz veyahut Swastika denilen semboller, hem Türk tarihinde hem de farklı versiyonları olarak Hitler döneminde kullanılmış sembollerdir.
-ikinci şarjör de işaretli yerin altında Ermenice Sarıkamış Savaşı yazmakta. 24 Nisan yaklaşırken bu sembolün olması da manidar. Ermeni ulusunu tenzih ederek, Ermeni terör örgütlerinin saldırıları için bir başlama işareti olmamasını ümit ediyoruz.
– Saldırının, Müslümanların nispeten az olduğu ve güvenlik sorununun pek bulunmadığı bir yerde yapılması bilinçli, organize ve çok can kaybı olmasına yönelik bir izlenim vermektedir.
– Bu provakasyondan sonra Müslümanların dünyanın başka yerinde diğer dinden olanlara daha kötüsü ile karşılık vermesine sebep olabilecek ve daha korkuncu bir dünya savaşına yol açmaya kadar giden bir amaç güdülüyor olabilir.
– Şahsın çok soğukkanlı olması sadece askeri eğitim almayla açıklanamayacaktır. Bir beyin yıkama faaliyeti sonucu inandırılmış bir fail olduğu aşikardır (Ek’te açıklama vardır).
-SERİ TERÖR….. Geçtiğimiz yıllarda gündeme getirmiştik. Son 10-15 yıldır batı ve doğu arasında benzer nitelikte terör eylemleri gidip gelmektedir. Bir ABD bir İngiltere bir Rusya bir kıta Avrupa’sı bir İskandinav ülkeleri bir Türkiye’nin büyük şehirleri.. Aralarda kısa sessizlik dönemleri.
Ortadoğu ve Afrika’nın bazı bölgelerini dahil etmiyoruz çünkü oralarda devamlı terör eylemleri mevcut.
Seri terör.. Ya da Seri Kopya Terör Ya da kopya katliam denilebilecek bu durumlar yakın takip edilmeli ve analiz edilmelidir. Yeni Zelanda’daki bu eylemden sonra Türkiye daha dikkatli olmalı, önlemler arttırılmalıdır.
– Terörizm medya olmadan yaşayamaz. Terör örgütleri medya sayesinde dehşet yayarlar ve propaganda yaparlar. Bu eylemde de bu net olarak görülmüştür.
– Hiç bir terör saldırısı göründüğü kadar basit değildir…Buz dağının altı vardır
– Terör maksatlı bu tür saldırıların saf dışı bırakılabilmesi için; tehdidin disiplinler arası bir anlayışla değerlendirilmesi, risk analizinin yapılması ve yönetilmesi gerekir. Bir kez daha yıllardır söylediğimiz Terörle Mücadele Akademisi Önerimizi yeniliyoruz.
Unutmayalım, Korku her zaman ihmalkârlıktan kaynaklanır. Emerson, 1837
Ek Not:
TERÖR bir metottur. Toplumları belli doğrultulara yönlendirmek ve ona bunları kabul ettirmek ve dayatabilmek için kullanılan bir maşadır.
Çağdaş kaynaklar terörizme ait dört belirleyici özellik üzerinde durmaktadır.
Bunlardan en önemlisi ve önde geleni politik etki yaratabilmek amacıyla şiddet uygulamaktır.
İkincisi, terörizmin planlı, hesaplanmış sistematik bir eylem olmasıdır.
Üçüncüsü teröristin belirlenmiş savaş kuralları ile sınırlandırılamayacağı gerçeği olup, dördüncü ve son belirleyici özellik ise seçilen hedef üzerinde anlık alınabilen sonuçlar yanında uzun vadeli psikolojik yansımaların olmasıdır.
*teröristlerde ortak karakteristik özellikler
*Dış ülkelerde barınabilmekte ve faaliyet gösterebilmekte,
*Para kaynakları, lojistik destekleri ülke sınırları ile sınırlanmamakta,
*Ekonomik ambargolarla para akışları durdurulamamakta,
*Hızlı ve etkin bir haberleşme sağlamak için en üstün teknolojileri kullanmaktadır.
İnsan davranışları psikolojik ve fizyolojik yöntemler kullanılarak belirlenen hedefler doğrultusunda değiştirilebilir. Bunu uygulayan örgütler bulunmaktadır. Bu tekniklerle Herhangi bir kişi, grup ve hatta toplum,normalde yapmayacakları bir işlemi yapmaya ikna edilebilir. Psikolojik manipülasyon alanında iyi eğitimli ve negatif eğilimli profesyoneller kullanılmakta ve bu tekniklerle insan suça yönlendirilmektedir. Suç işleyen Bu kişiler inandırılmış faillerdir
Ann Weil: “Terörizm; rastgele seçilmiş ya da sembolik değeri olan kurbanların, şiddetin aracı olarak seçildikleri bir savaş yöntemidir.” der.
Tipik Bir terör saldırısı döngüsü
TERÖRLE MÜCADELE AKADEMİSİ
Kuruluş Amacı: Türkiye’de terörle mücadelenin kalitesinin arttırılması, bilimsel yöntemlerle etkinliğinin geliştirilmesi, alanda çalışanlarla, bilimsel olarak araştırma yapanların bir araya gelerek bilgilerin paylaşılması.
Konu tamamen tarafsız bir şekilde ele alarak bir beyin fırtınası yapılıp, bir akademi modeli oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu modelin oluşturulmasında hiçbir kurum ve kuruluş örnek alınmamış, önerilere, eleştiriye, geliştirmeye ve desteğe açık bir sistemin ön hazırlığı yapılmıştır. Yaşanan iç ve dış gelişmeler birlikte değerlendirildiğinde Terörle Mücadelenin etkin bir şekilde sürdürülebilmesi için Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak artık bir TERÖRLE MÜCADELE KONSEPTİ oluşturmamız gerekmektedir.
İç ve dış politikaların oluşturulmasında ülke menfaatlerinin korunması temel hedef olarak alınırken; bu politikaların Terörle Mücadeleyle uyum içerisinde gelişmesini sağlamak, bu kapsamda tüm kurumların işbirliği içinde çalışmasını temin etmek asli amaç olmalıdır.
Böyle bir konsept için; farklı disiplinlerden bilim insanları ile farklı meslek alanlarından uzmanların bir araya getirilecekleri bir yapılanmaya ihtiyaç vardır. Bu kurulda yer alacak kişiler liyakat esasına göre belirlenmelidir. Beyin fırtınası, serbest çağrışım ve özgür düşünme yoluyla elde edilecek çıktıların, sağduyulu bilimsel analizlerle uygulamaya geçmesi sağlanmalıdır.
120 alt alanı olan Adli Bilimlerin pek çok alanından Terör konusunda da yararlanılabilir. Kurulun oluşumunda teoloji, güvenlik, yöneylem, jeostrateji, ekonomi, enerji, hukuk, adli sinergoloji, adli jeopolitik, sosyoloji, psikoloji, adli tıp ve adli bilimler gibi pek çok alandan uzmanlardan yararlanarak kurumsal bir yapı oluşturulmalıdır.
Ülkemizde her türlü uzman mevcut olup, esas sorun organizasyondadır.
Terörle ilgili narkoterör, siber terör, siyasal terör, algı operasyonu, fuhuş, tıbbi istihbarat, KBRN terörü, canlı bomba analizleri, terör istihbaratı gibi pek çok alanda çalışma yapılmalıdır.
Akademinin resmi görevliler ayağında, TSK, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma, Sahil Güvenlik, Gümrük ve Muhafaza, Orman Muhafaza gibi güvenlik birimleri yanı sıra, istihbarat, dışişleri, sağlık, diyanet, maliye birimleri de yer almalıdır.
Bilimsel ayağı ise akademisyenlerden oluşmalıdır. Tıp, fen, mühendislik ve sosyal bilimler alanlarından bilim insanlarının, laboratuvarlar ve diğer teknik imkânlarla donatılmış bir merkezde, yapacakları özgün çalışmalar, terörle mücadele de ülkemizin elini sağlamlaştıracaktır. Yakın süreçte kurulması düşünülen Milli DNA Bankası da bu akademiye bağlanabilir.
KAYNAK
-Ali Aslan Dodurga
-Halil Ülker. Oz Damgaları
-Prof.Dr.Kerem Doksat TERÖRÜN PSİKOLOJİK MEKANİZMALALARI
-Psik.Rebia Dirim
-Psik.Sevgi Güney. İnandırılmış Failler.
-Cemal Eruç.Temak Eleştirisi
-Hamit Hancı. Terörle Mücadele Akademisi
- YENİ EYLEM BİÇİMLERİ BUBİ TUZAKLARI MI? - 27 Nisan 2019
- TAKTİKSEL ACİL TIP ÜLKEMİZ İÇİN BİR GEREKLİLİKTİR!!! - 23 Mart 2019
- DÜNYA NEREYE KOŞUYOR? YENİ ZELANDA NEYİN FİTİLİYDİ? - 18 Mart 2019