…
BÖLÜCÜ ÖRGÜT ATEŞLE OYNAMAYA BAŞLADI
Bölücü terör örgütü ve onun uzantıları ile müzakereler başladı başlayalı, meclisteki sözde demokrasi, barış ve kardeşlik komisyonu kuruldu kurulalı, örgütün gerek tavır ve davranışlarında gerekse söylemlerinde büyük değişiklikler görülmeye başlandı.
DEM isimli parti elemanları, kaynağı belli olan bir cesaretle atıp tutmaya ve maksadını aşan söylemlerde bulunmaya başladılar.
Aşina olduğumuz kin, nefret ve husumet diline tekrar döndüler.
Bu durumu tasvir etmek için herhalde, “örgüt ateşle oynuyor” demek yanlış olmaz.
Son bir haftada Meclis heyeti İmralı’ya gitti.
Davetsiz misafir Mesut BARZANİ de koruma ordusuyla sınırı geçip Cizre’de Şırnak Üniversitesi’nin düzenlediği bir sempozyuma katıldı.
Sınır kapısındaki ve bilahare Cizre’deki görüntüler çok tartışma yarattı ve Habur rezaletini hatırlattı.
2026 yılı bütçe görüşmeleri esnasında DEM partili sözde bir milletvekili Türk Ordusuna, “kanla beslenen işgalciler ve tecavüzcüler” diyerek hakaret etti.
Üstelik bu sözleri Gazi Meclisin çatısı altında söyledi.
Böylesine ağır bir hakaret karşısında ne hazindir ki sorumlu makam ve mevki sahipleri suskun ve sessiz kalmayı tercih etti.
Daha önce de TBMM çatısı altında bebek katili alçak bir terörist lehine slogan atıldığına tanık olmuştuk.
Hangi birini sayalım.
Duran KALKAN isimli bir teröristin açıklamaları sosyal medyada yer aldı.
KCK bünyesindeki diğer yapılanmaların faaliyetlerinin devam edeceğini duyurdu.
Üst düzey terörist Duran KALKAN, Irak Anayasasını örnek göstererek, “neden Türkiye Anayasası da Irak Anayasası gibi çok uluslu bir Anayasa olmasın?” diye de sordu. Bölünmeye işaret etti.
Irak’la bizi mukayese etme gafletine düştü.
Bölücü örgüt ve uzantıları, komisyon üyelerinin İmralı ziyaretinden sonra tabiri caizse işi iyice azıttılar.
Yanlış ve ölçüsüz davranışlar içine gidiler.
Sonu hüsran olacağı aşikâr olan yollara saptılar.
Son olarak PKK’lı terörist Bese HOZAT kod adlı Hülya ORAN kameralar önünde: “Türkiye bu süreci geliştirmezse Türkiye’nin geleceği çok karanlıktır. PKK kadroları af maf istemiyor. Eve dönüş yasası falan da istemiyor. Af, suç işleyenler için yapılır. Biz suç işlememişiz ki af isteyelim” dedi.
Bu sözler, -zaten pişman değiller de-, terör örgütünün bölücülük fikrinden vazgeçmediğinin kanıtıdır.
Terörist Hozat’ın sözleri açıklama değil, bize göre örgütün silah bırakmadığının, tasfiye falan olmadığının mesajıdır.
Özellikle, “suç işlemedik” veya “af istemiyoruz” sözleri; tehlikelidir ve çok ciddiye alınmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin meşruiyetini, egemenliğini hedef alan bir meydan okumadır.
“Biz suç işlemedik” demek, aslında “devleti tanımıyoruz” demektir.
Eşit yurttaşlık, ana dilde eğitim ve ortak vatan dayatmasının, tehditkâr bir üslûpla yeniden ifade edilmesidir.
Yine bu söylem; bölücü örgütün her türlü terörü, şiddeti, ihaneti, kalleşliği, toplu katliamları, sekiz aylık hamile kadının karnındaki bebeğin kurşunlanmasını normal göstermeyi, yakmayı, yıkmayı “suç” değil, “haklı ve meşru” gösterme çabasıdır.
Terörist Hozat bize göre ayrıca Türkiye’ye şu mesajı veriyor.
“Müteakiben T.C. devletinin atacağı adımları takip edeceğiz, meselâ örgüt başına uygulanan tecridi kaldıracaklar mı? Özgürlüğünün kısıtlanmasını kaldıracak düzenlemeler olacak mı? içerde yatan yoldaşlarımıza af gelecek mi? Terörle mücadele yasası değişecek mi?”
Bunları böyle şımartıp, devleti pervasızca tehdit edecek hale getirirseniz, kendilerini devlet ile eşit görmeye başlarlar.
Bölücü terör örgütü ile pazarlık ederseniz olacağı budur.
Türk Milleti bu yaşananları ibretle izlemektedir.
Ulusal ve uluslararası yasal zeminde hukuki varlığı olmayan yasa dışı bir terör örgütünü muhatap kabul ederek, bu örgütle birtakım aracılar vasıtasıyla yapılan karşılıklı görüşme, anlaşma ve açıklamaların hiçbir yasal dayanağı yoktur ve geçersizdir.
Egemen olan ve “millî egemenliği” şiar edinmiş hiçbir devlet bir terör örgütünü muhatap kabul etmez, etmemelidir.
Türk Milleti ve siyaseti, bölücü (PKK) ve yıkıcı (FETÖ) unsurlarla teşriki mesai etmeye razı bir millet değildir. Tam tersi, haysiyet ve vakarına düşkün, millî gurur sahibi, milliyeti ile iftihar eden bir millettir.
Son söz olarak; terör büyük bir insanlık suçudur. Bu suçu işleyenlerle ittifak yapmak, hem o suça ortak olmak hem de yenilgiye mahkûm olmaktır.
- BÖLÜCÜ ÖRGÜT ATEŞLE OYNAMAYA BAŞLADI - 4 Aralık 2025
- CUMHURİYETİN TEMEL İLKELERİNDEN VAZGEÇMEK - 20 Kasım 2025
- 10 KASIM 1938’DEN BUGÜNE - 9 Kasım 2025
- BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ SÖZÜNÜ TUTAR MI? - 6 Kasım 2025
- CUMHURİYET’İN 102. YILINDA 29 EKİM’E BAKIŞ - 31 Ekim 2025
- BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ TÜRKİYE’DEN ÇEKİLDİĞİNİ AÇIKLADI - 27 Ekim 2025
- ANADOLU ÖZ BE ÖZ TÜRK YURDUDUR - 2 Ekim 2025
- NAMIK KEMAL VE HÜRRİYET KASİDESİ - 17 Eylül 2025
- MİLLÎ BİRLİK ANCAK ‘’DİL BİRLİĞİ’’ İLE SAĞLANIR - 28 Ağustos 2025
- HAİNSİZ TÜRKİYE - 22 Ağustos 2025