Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kremlin Sarayı’ndaki Ekaterinskiy Salonu’nda gerçekleşen törende Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasına ilişkin belgeyi 21 Mart 2014 tarihinde imzalamış, Kırım ve Sivastopol böylece Rusya’ya bağlanmıştır. Bundan tam 70 yıl öncede bir diğer Rus lideri olan Stalin 18 Mayıs 1944 tarihinde Sovyetler Kırım’ı yeniden ele geçirince Almanlarla işbirliği yaptıkları gerekçesiyle Sovyet ordusunda olan Tatarlar da dahil 300 bin Kırım Türkünü sürgüne göndermiş, sürgün sürecinde bunların yarısı hayatını kaybetmiştir.

Bu yıl Kanada da Kırım Tatar Türkleri Başkanı Rüstem Irsay’ın liderliğinde sürgün ve soykırım protesto edilecektir. Rüstem Bey, Kanada Türk Boyları Birliği’nin (Turkic Assembly of Canada) mensubu olup, Kanada’daki Turkic topluluklarıyla her zaman dayanışma içinde olmuştur. İletişim adresi şöyledir: rustem555@hotmail.com Bu adresten kendisine ulaşabilirsiniz.

Kırım Tatar Sürgünü’nün 73’ncü Yılı Matem Mitingi,  Ankara Anadolu (Tandoğan) Meydanı’nda biraz zor da olsa yapılmıştır. Fakat miting önce kapalı alana alınmış, daha sonra yapılmasına izin verilmiştir. Benim görüşüme göre bu kararda Rusya etkili olmuştur. Çünkü Kırım Tatarlarını anayurdu olan Kırım, uluslararası hukuka aykırı bir şekilde Rusya tarafından işgal edilmiştir. Bu işgal Türkiye tarafından tanınmamaktadır.

                                                        miting_1

Rusya’nın Kırım’ın uluslararası hukuka aykırı olarak işgalinin protestolara ortam hazırlayacağı ve Rusya ile gelişen ilişkilere zarar verebileceği endişesiyle bu karar alınmış olabilir. Fakat unutulmamalıdır ki, Moskova’da PKK ve YPG’nin büroları bulunmakta ve Rusya Batı dünyasının aksine PKK’yı terörist örgüt olarak tanımlamamaktadır.

Suriye sınırında terör örgütü YPG ile birlikte Rus bayrakları dalgalanırken, Kanada, 18 Mayıs kurbanlarının anılmasına “açık alanda” izin verirken, Ankara Valiliğinin kararını anlamakta, Eskişehir Kırım Derneği eski Başkanı ve Kırım Gelişim Vakfı kurucu üyesi olarak bir anlam veremiyorum. Kırım Tatar Teşkilatları Platformu’nun 13 Mayıs Cumartesi günü Ankara’da düzenlenecek Kırım Tatar Sürgünü Matem Mitinginin iptal zorunluluğu hakkında yapılan açıklaması aynen şöyledir:

“Vatanımız Kırım’ın işgalinden sonra Kırım’da işgalci Rusya Federasyonu tarafından 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgününü Anma Mitinglerinin yasaklanmasının ardından Platformumuz tarafından Kırım Tatarlarının en büyük diasporasının yaşadığı Türkiye Cumhuriyetimizin başkenti Ankara’da bulunan Anadolu (Tandoğan) Meydanı’nda üç yıldan bu yana Kırım Tatar Sürgünü Matem Mitingleri düzenlenmekteydi.

Başkentimiz Ankara’da gerçekleştirilen bu anma mitingleri vatanımız Kırım’da Rusya Federasyonunun zulüm ve baskı politikası altında yaşayan Kırım Tatarları için büyük anlam ve önem taşımakta, kardeşlerimize umut olmaktaydı.

Platformumuz, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi’nin bir ay önce yapılan müracaatı sonrası Ankara Valiliğinin isteği doğrultusunda sürgünün 73. Yıldönümünü Anma faaliyetleri kapsamında bu yıl da Ankara Anadolu (Tandoğan) Meydanı’nda 13 Mayıs 2017 Cumartesi günü saat 13:30’da matem mitingi düzenlenmesine karar vermiş ve bu amaçla her türlü duyuruyu yaparak hazırlıklarını tamamlamıştı.

Ancak, yapılan bütün hazırlıklara rağmen Ankara Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü tarafından 8 Mayıs 2017 tarihinde daha önce kararlaştırılanın aksine açık hava toplantımızın İl İdaresi Kanunu ve OHAL Kanunu kapsamında güvenlik gerekçesi ile kapalı alana alınması istenmiştir. Aynı alanda bir gün sonra yapılacak etkinliğin iptal edilmemesinden ötürü ileri sürülen gerekçelerin Platformumuzca tatmin edici bulunmadığı ve engelleme anlamına geldiği kanaati ile Ankara Valiliği ile yapılan görüşmelerden bugüne kadar bir sonuç alınamamıştır.

Bu sebeple, yetkili makamlarla yapılan tüm görüşmelerde olumlu netice alınamadığından; Platformumuz tarafından 13 Mayıs 2017 tarihinde saat 13:30’da yapılacağı duyurulan Kırım Tatar Sürgünü 73. Yıl Matem Mitingini iptal etme zorunluluğu doğmuştur.

Belirtilen gerekçelerle iptal etmek zorunda kaldığımız mitingimize katılım için çaba gösteren, Kırım Tatarlarının büyük acısını kalbinde hisseden, büyük Sürgünde kaybettiğimiz on binlerce şehidimizin ruhuna bağışlanacak dualara el açmak isteyen, Kırım Tatarlarının insan haklarına saygılı, barışçıl, demokrasi ve hukuka saygı ilkelerine sıkı sıkıya bağlı bir şekilde yürüttüğü hak ve adalet mücadelesine desteklerini her zaman gösteren Türk milleti ve dünya kamuoyunun vicdan ve takdirlerine saygı ile arz ederiz.”

miting_2

Cumartesi günü yapılan mitinge binlerce Kırım Tatar Türkü katılmıştır. Miting alanına kurulan platforma Kırım Tatar Tamgası ve İsmail Gaspıralı posterleri ile “Millet, Vatan, Kırım” pankartları asılmıştır. Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Andrii Sybiha, Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin konuşma yapmış, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun “seninleyiz” yazılı posteri yer almıştır. Açılışta sürgünde hayatını kaybedenler için dua edilmiş, Sena Kara isimli öğrenci yazdığı Kırım şiirini okumuştur.

Sybiha, 73 yıl önce Sovyet yönetimince sürgün edilen Kırım Tatarlarını anmak için bir araya geldiklerini belirterek yaşananları trajedi olarak değerlendirmiştir. Kırım Türkleri ile Ukrayna halkının Rus İmparatorluğu, komünist rejim ve Rusya’ya karşı direndiğini açıklamıştır. Büyükelçi, Ukrayna’nın Kırım Türklerinin sürgününün soykırım olarak tanınması için çaba göstereceğini özellikle belirmiştir. Yeni Ukrayna’da anayasasında Kırım Cumhuriyeti’nin özerklik statüsüne sahip olmasını kapsadığını açıklamıştır.

Mükremin Şahin de “Halkımız 1921’de ve 1929’da büyük felaketler yaşadı. 1937’de, 1938’de aydınlarımızın, ziyalılarımızın katledildiğini, kurşuna dizildiğini, hapislerde ve sürgünlerde çürütüldüğünü gördü”  hatırlatmasında bulunarak, 18 Mayıs 1944 tarihinde Kırım Tatarların Ural Dağlarına ve Orta Asya çöllerine sürgüne gönderildiğini söylemiş, sürgünde halkın yüzde 47’nin yaşamını yitirdiğini açıklamıştır.

Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, daha önce Rusya’nın Türkiye’nin son derece önemli bir ticari partneri ve önemli bir komşusu olduğunu belirtmiş ve şunları söylemişti: “…Ukrayna’da yaşayan bütün etnik grupların, bütün değişik kesimlerin de memnun olacağı bir çerçevede bu sorunların aşılmasını arzu ediyoruz. Orada Kırım Türkleri de yaşıyor biliyorsunuz. Özellikle, Kırım Türklerinin koşulları tabi bizi çok yakından da ilgilendiriyor.” Cevdet Yılmaz haklıdır. Çünkü Kırım ve Kırım Tatarları, Türkiye ve Anadolu Türkleri için çok önemlidir. Bu öneminden dolayı 21 Mart 2014 tarihinde Ankara’da menfur bir suikasta uğrayarak hayatını kaybeden Rusya Büyükelçisi A. G. Karlov  Rusya Federasyonu Tataristan Cumhuriyeti Kültür Bakanı A. M. Sibagatullin ile beraber Eskişehir’e gelerek Tatar Kültür Evine ziyarette bulunmuştu.

Konstantinoupolis İstanbul Olacak mı?

Aşağıdaki fotoğraf tarafımdan Yunanistan’da Kavala şehrinin merkezinde çekilmiştir. İstanbul yerine Konstantinoupolis yazılıdır. Yunanistan’da Eğitim Araştırma ve Din İşleri Bakanlığı koltuğuna İstanbul’lu bir Rum olan fizik profesörü ve bir dönem İstanbul Teknik Üniversitesi’nde de ders veren Kostas Gavroğlu getirilmiştir. Bakan, Sosyal Antropoloji Profesörü Polymeris Voglis ve Profesör Haris Athanasiadis’i yeni düzenleme için seçince, Yunanlı sağcılar bu atamalara tepki göstermiştir.

istanbul

Athanasiadis; İzmir’i Yunanlıların yaktığını açıklamış, Pontus soykırımı yoktur demiş, İstanbul’a Konstantinopolis denmesinin anlamsız olduğundan dolayı kitaplardan da bu ifadenin çıkarılması gerektiği söylemiştir. Voglis, Makedonya isminin Makedonlara verilmesini savunmaktadır. Bu iki ismin ülkedeki tarih eğitimini şekillendirecek kurulların başına getirilmesi üzerine bu tarihçiler yeniçeri askeri ve vatan haini olmakla itham edilmişlerdir. Ben şahsen 18 adamızı işgal eden Yunanistan’ın bu değişiklikleri yapabileceğine inanmamaktayım.

                                                      ***

Cumhuriyetimizin kurucusu, ilk cumhurbaşkanımız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile annesi ve manevi kızıyla ilgili iftira dolu yorumları yapanları ve buna ortam hazırlayanları nefretle kınıyorum.