Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

2021 İRAN CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERI VE YENİ CUMHURBAŞKANI İBRAHİM REİSİ

19 Haziran 2021 tarihinde yapılan İran Cumhurbaşkanlığı seçimleri, İran iç siyasetinde neler yaşandığını dünya kamuoyunda net bir biçimde yansıttığı için oldukça önemlidir. 59 milyon seçmenin yalnızca 29 milyonunun oy kullandığı ve bu durumun İran tarihindeki en düşük katılımlı seçim olması yeni cumhurbaşkanını nasıl bir iktidarın beklediği konusunda bir takım ipuçları veriyor.

Peki yeni cumhurbaşkanı Reisi kimdir? Yalnızca 17 milyon oy ile iktidara gelen yeni cumhurbaşkanı gücünü halktan mı yoksa İran bürokrasisindeki bir takım güç odaklarından mı alıyor? Yarısından fazlası sandığa gitmeyen İran halkı reform çağrılarına karşılık bulacak mı yoksa sert muhafazakar politikalara geri mi dönülecek? Bu soruların cevabı yeni cumhurbaşkanının hayat hikayesinde ve ilişkilerinde gizli.

İBRAHİM REİSİ KİMDİR?

İran İslam Cumhuriyetinin yeni cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ya da tam adı ile Seyyid İbrahim Reisül SEDATİ 14 Aralık 1960 tarihinde Meşhed şehrinde dünyaya geldi. Devrim Muhafızları’nın özel kuvvet gücü olan Kudüs Gücü’nün komutanı olan ve Kasım SÜLEYMANİ’nin yerine bu göreve getirilen İsmail Kani ile hemşeri olan Reisi Din görevlisi bir ailenin çocuğudur. Babası Seyyid Hacı, Reisi henüz 5 yaşında iken hayatını kaybetti. Hz. Muhammedin torunu Hz. Hüseyin’in soyundan gelenlere verilen Seyyid ünvanı ailenin sosyal konumu hakkında fikir vermesi bakımından önemlidir. 15 yaşında Kum medresesinde eğitim hayatına başladı ve İslam hukuku alanında eğitim aldı.

1981 yılında henüz 21 yaşında savcı olarak Kereç şehrine atandı, 1985 yılında ise Başsavcı yardımcısı olarak Tahran’a atandı.1988 yılında bizzat Ayetullah HUMEYNİ tarafından politik tutukluların yargılandığı 4 kişilik özel komiteye atandı. Bu komitenin verdiği kararlar ile yaklaşık 3.000 politik mahkum idam edildi. Rejim muhalifleri bu mahkemeyi “Ölüm Komitesi” olarak adlandırırken Reisi ise “Katliam Ayetullah’ı” olarak isimlendirildi. Ali HAMANEY’in Devrim Lideri olması ile birlikte yükselişi hızlanmaya başladı.1989-1994 yılları arasında Tahran Başsavcısı olarak görev yaptı, 1994 yılında ise Devlet Denetleme Kurulu başkanlığına getirildi ve 10 yıl boyunca bu görevde kaldı.2004 yılında bu kez Yargı erki başkanı 1. yardımcısı oldu, bu görevde de 10 yıl kalan Reisi 2014 yılında ise İran Genel Başsavcılığı görevine getirildi.2016 yılında Ali HAMANEY tarafından İmam Rıza Türbe Ve Külliyesi Vakfının başına getirildi.

2017 Yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılan Reisi, Hasan RUHANİ’ye karşı seçimi kaybetti. 2019 Yılında Yargı Erki Başkanlığına atandı ve üst düzey devlet görevlilerine karşı yolsuzluk operasyonlarına başladı, aynı yıl 1988 yargılamaları ve 2009 yılında yaşanan toplumsal olayların bastırılmasında oynadığı rol sebebi ile ABD tarafından yaptırım listesine alındı. 8 Haziran 2021 tarihinde yapılan seçimlerde kullanılan oyların %62’sini alarak İran İslam Cumhuriyetinin 8. Cumhurbaşkanı oldu.

REİSİ’NİN SEÇİM PROPAGANDASINDAN ÖNEMLİ BAŞLIKLAR

Reisi, seçim sürecinde yapmış olduğu propaganda faaliyetlerinde ülkenin en önemli sorununun ekonomi olduğunu, bu durumun sebeplerini ise yolsuzluk, yaptırımların baskısı, likidite büyümesi, verimsiz bankacılık sistemi, düşük ücretler ve ücret ayrımcılığı olduğunu öne sürerek çözüm yolu olarak; Direniş Ekonomisi, Yoksulların refahının arttırılması, İmalat sanayi gibi yüksek katma değer sektörlerinin desteklenmesi gibi başlıklar sunmuştur.

Dış politika’da ise İsrail ve Amerika karşıtlığını beyan etmiş bununla birlikte bu iki devlet haricindeki diğer devletler ile ilişkilerin saygıya dayalı bir biçimde devam edeceğini açıklamıştır. Öte yandan Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtını kınayarak Türkiye’nin bir an önce uluslararası sınırlara dönmesi gerektiğini belirtmiştir.

Yaptırımlar konusunda ise yaptırımların müzakere ile kaldırılamayacağını, bunun yerine ülkenin insan ve doğal kaynak kapasitelerini doğru kullanarak ekonomik sorunların çözülmesi gerektiğini beyan etmiştir.

Kapsamlı Ortak Eylem Planını ise saygı duyulması gereken ulusal bir belge olarak nitelemiştir.

SONUÇ

1979 İslam devrimi sonrasında yapılan en düşük katılımlı seçim ile cumhurbaşkanlığına gelen Reisi muhafazakâr politikaları benimsemiş ve sertlik yanlısı bir tutum sergilemektedir. Reformist Hasan RUHANİ döneminde iç ve dış politika da yaşanan başarısızlıklar, Covid-19 salgını ile mücadelede yetersiz kalınması ve ekonomik kriz gibi sebepler Reformist politikacılara yönelik güvensizliği arttırmış olsa da seçimlere katılım oranının düşüklüğü Reisi ve onun başını çektiği muhafazakar politikalara da bir tepki olarak değerlendirilebilir. Reisi’nin cumhurbaşkanlığı döneminde özellikle dış politikada batı ile ilişkilerin gerginleşmesinin yanı sıra iç politika da reformist ve ilerici çevrelere karşı baskının artması halinde 2018 ve öncesinde yaşananlar gibi büyük toplumsal ayaklanmaların çıkma olasılığı oldukça kuvvetlidir. Bununla birlikte devrim muhafızları tarafından da desteklendiği söylenen Reisi bu güce dayanarak iktidarını kuvvetlendirebilir.

Sonuç olarak Reisi döneminde İran’ı içeride ve dışarıda belirsizliğin söylediğini beklemek mümkündür. Muhafazakar politikaların başarılı olması halinde iç politika sakin bir süreç yaşanması mümkün iken tersi olması halinde Reisi’yi zorlu bir 4 yıl beklemektedir.