Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

Uluslararası ekonomide derecelendirme; bir kuruluşun veya bir devletin mali yükümlülüklerini zamanında yerine getirip getiremeyeceğini tahmin etmek üzere kullanılan, geçmiş ve bugünkü verilerine dayanılarak yapılan sınıflandırma sistemidir. Elde edilen sonuçlar, kolay anlaşılması için sembollerle açıklanır. Derecelendirme, devletin ve kurumların borcunu zamanında ve düzenli geri ödeme kapasitesini ölçmeye yarayan ve buna bağlı olarak para ve sermaye piyasalarındaki rolünü değerlendiren, standart ve objektif bir tespittir.

Uluslararasında bir ülkenin yatırım yapılabilir ülke olarak kabul edilebilmesi için, en az iki uluslararası derecelendirme kuruluşundan yatırım yapılabilir notu alması gerekir.

Bu kuruluşlar, ABD’de Securities and Exchange Commission (SEC) tarafından onaylanmalı ve kuruluş Nationally Recognized Statistical Rating Organizations (NRSROs) kapsamında olmalıdır. Günümüzde SEC tarafından NRSROs olarak kabul edilen dokuz (9) kuruluş vardır: A. M. Best Company, Dominion Bond Rating Service Ltd., Egan- Jones Rating Company, Fitch Ratings, Japan Credit Rating Agency Ltd, Kroll Bond Ratnig Agency, Moody’s Investors Service, Morningstar Inc.ve Standart&Poors.

Geçen hafta S&P derecelendirme kuruluşu Türkiye’nin yabancı para cinsinden kredi notunu BB, yerli para cinsinden notunu BB+ seviyesinde onaylamış fakat not görünümünü durağandan negatife indirmiştir. Kuruluş; izlenen para politikasının kur ve enflasyonist baskılara cevap veremediğini, bu baskılarının Türkiye’deki şirketlerin ve bankaların mali gücünü zayıflatarak büyümeyi olumsuz etkileyebileceğini açıklamış, 2017’de ekonomik büyümenin yüzde 2,4 civarına olacağını tahmin etmiştir.

Diğer uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch ise Türkiye’nin kredi notunu BBB-‘den BB+ seviyesine düşürmüş, not görünümünü durağanda tutmuştur. Fitch’ten yapılan açıklamada; ekonominin durgunlaştığı, yavaş büyümenin varlıklar üzerinde baskı oluşturduğu, yeniden finanse etme risklerinin arttığı, buna rağmen döviz likiditesinin kısa dönem fonlamalar için oldukça yeterli olduğu, özel sektöre verilen kredilerin GSYİH’ya oranının 2012 yılında yüzde 49’dan 2016 sonunda yüzde 68 çıktığı, bunun yüksek oranda hassasiyet oluşturduğu belirtilmiştir.

Fitch, 18 Temmuz 2016’da yaptığı açıklamada Türkiye’nin kredi notunun darbe girişimi sonrası ekonomik ve siyasi gelişmelere bağlı olacağını belirtmişti.

Fitch’in, S&P’dan sonra kredi notunu BB+ ile yatırım yapılabilir seviyenin altına indirmesiyle Türkiye’nin Avrupa ve ABD kökenli derecelendirme kuruluşlarından yatırım yapılabilir notu sıfırlanarak 1994 yılına geri dönülmüştür. Çünkü ilk not kaybı bu yılda olmuştur.

Türkiye’nin kredi dereceleme kuruluşlarıyla ilişkisi, sermaye hareketlerini serbestleştirdiği 1989 yılı sonrasında başlamıştır. Moody’s 5 Mayıs 1992 tarihinde Türkiye’yi yatırım yapılabilir ülke olarak değerlendirmiştir ama not Ocak 1994’te kaybedilmiştir. Bunun sebebi, suni şekilde faizi baskı alına almaktı. Günümüzde de önemli ölçüde döviz borcuna rağmen izlenen düşük faiz politikası not düşürülmesinde etkili olmuştur.

Türkiye ekonomisinde 1994’ten 2012’ye kadarki dönemde not dalgalanma göstermiş, 2001 krizinde dibe vurmuştur. 2005 yılında AB ile ilişkilerdeki gelişmeyle birlikte düzelmiş, 2008-2009 küresel kriz sonrasında ABD’de yürürlüğe giren Dodd Frank Yasası ile dereceleme şirketlerinin denetlenmesi sonucunda şirketlerin bol not verme dönemi son bulmuştur. Buna rağmen ekonomisindeki büyüme ve istikrar sonucunda Kasım 2012’de Türkiye Fitch’ten yatırım yapılabilir notu almıştı.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek daha önce Moody’s’in not indirimden sonra şunları söylemişti: Kredi notu düşüşünü ciddiye alıyoruz. Tekrar kredi notumuzun yükseltilmesi için yoğun bir çaba içerisine gireceğiz. Bu dünyanın sonu değil, önemsiz de değil…Kredi notumuzu tekrar yükselteceğiz eninde sonunda. Güneş balçıkla sıvanmaz. Moody’s not indirimini darbe girişimi etkisiyle ilişkilendirmiyor. Not indiriminin sebebi darbe girişimi değildir. Dış finansman bağlılığını vurguluyor.”

Not düşürme Mehmet Şimşek’i ifadesiyle dünyanın sonu değildir ama önemsiz de değildir. Bu sebeple TC Merkez Bankası başta olmak üzere yetkili kurumlar gerekli önlemleri alacaklardır.

Nitekim Fitch ve S&P’nin Türkiye değerlendirmesi açıklamalarının ardından Şimşek Yunan filozof Epictetus’tan alıntı yaparak şu açıklamada bulunmuştur: “Önemli olan başınıza nelerin geldiği değil, bunlara nasıl tepki verdiğinizdir.”