Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

TARİH VE KÜLTÜRÜN SEÇİMLERE ETKİSİ

“Uçan kuş bile eşini bilir ve sürüsünü bulur. Sen insansın.  İçine karışacağın insanları iyi seç.”

(Kutadgu Bilig | Yusuf Has Hacip)

 2023 genel seçimlerine iki hafta gibi çok az bir süre kala tarih ve kültürün, siyaset üzerindeki etkisinin giderek önem kazandığı görülüyor.

Öncelikle şu hususu vurgulamak gerekir ki, bir milletin bütünlüğünü sağlayan ve onu diğer milletlerden ayıran yegâne unsur ‘‘kültür ölçüsü’’dür.

Tarih ve Kültürün siyasetle ilişkisi

Türk Ulusu olarak bugün geldiğimiz noktada, kendi tarihsel ve kültürel değerlerimize duyarsızlığımızın, ilgisizliğimizin bedelini ödediğimizi söylemek yanlış olmaz.

Türk kültürünün dayandığı zengin tarihsel birikim, ‘’tekilciliği’’ reddeder. Yetkinin tek bir kişide toplanmasına karşı çıkar. Zira tekilcilik otoriter düşünceyi öne çıkarır ve düzeni otokratik rejime sürükler.

Ortak devlet aklı ancak çoğulda gelişebilir, o nedenle çoğulcu düşünme şekli ve bunun tezahürü olarak ortaya çıkan çoğulcu demokrasi fikri, Anadolu kültürünün bariz ve belirgin özelliklerinden biridir. Tüm bunlar ‘’Kutadgu Bilig’’de yazar.

Ülkeyi yönetenlerin veya yönetmeye talip olanların yapacakları öncelikli iş, Türkistan’ın Balasagun kentinden olan, Yusuf Has HACİP tarafından 11. yüzyılda yazılan ve dört ulu temel üzerine inşa edilen, (doğruluk ve adalet, mutluluk, akıl, kanaat) Kutadgu Bilig’i okumaları, Anadolu’daki çoğulculuk ve hoşgörü kültürünü idrak etmeleri, öğrenmeleri ve uygulamaları olmalıdır.

Kutadgu Bilig’de siyasete yönelik önemli görüş ve düşünceler vurgulanmaktadır. Bu görüşlerden biri de devletin ancak “Adaletle” var olabileceği hükmüdür. Ancak öncelikle bunu layığı veçhiyle uygulayabilecek, adaletle özdeşleşmiş, adaleti içselleştirmiş yöneticilere ihtiyaç vardır. Devletin temeli adalettir. Bir grubun, sınıfın, ailenin veya zümrenin ayrıcalığına, ön plâna çıkmasına ve diğerine zorbalığa kalkışmasına izin verilmez. Yönetici daima adil olur ve yasalara göre ülkeyi yönetir, aynı zamanda kapsayıcı, kucaklayıcı, uzlaşıcı ve sevecendir.

Günümüzde ülke şartları (jeopolitik ve jeostratejik durumu) göz önüne alındığında, çağdaş ve modern bir siyaset biçiminin dikte ettiği bir ortamda, özet olarak bir siyasetçide olması ve olmaması gereken özellikler şunlar olmalıdır:

Olması geren özellikler: Türk millî kültürüne bağlı ve kendi tarih ve coğrafyasını iyi bilen, birleştirici, bütünleştirici, toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, devletin dinamik idealine [*] ulaşmak amacıyla ve bu sorumluluk bilinci ile taraf tutmadan inceleme yapan, hüküm veren ve objektif olan.

Bir siyasetçide olmaması gereken özellikler: Objektif olmaktan uzak, hukuk ve adalet normlarından yoksun, kendi ideolojik dünya görüşünü toplumun tüm katmanlarına yaymak için siyaseti bir araç haline getiren, ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı bir sorumsuzluk gösteren, sadece toplumun belli bir kesimine hizmet eden, diğer kesimini yok sayan, ölçüsüz ve kibirli bir tutum içerisinde olan.

Bir siyasetçi, siyasal hedeflerini elde etmeyi amaçlarken, devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini korumalı, tıpkı başlangıçta ettiği yemindeki gibi hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalmalıdır.

Bu kapsamda günümüz ve yarının Türkiye’sini yönetmeye talip olan lider, devlet adamı ve siyasetçilerin bilmesi ve uygulaması geren temel prensipler ve olmazsa olmaz ilkeler şunlar olmalıdır:

  1. Kutadgu Bilig’in yanında, Atatürk’ün Nutuk’unu ve Cumhuriyet Tarihini iyi bilmeli, Cumhuriyetin temel niteliklerini ve felsefesini benimsemiş ve özümsemiş olmalıdır.
  2. Atatürk’ün ilke ve inkılâplarını uygulayan, onun düşünce sistemine bağlı olarak dış politikada boş hayaller peşinde koşmayarak, gerçekçi bir vizyona sahip olmalıdır. Söz konusu vizyon Türk Dünyasının birliği ve gelişmesini de kapsamalıdır.
  3. Türkiye’yi yönetmeye talip olanlar, öncelikle ülkesinin birlik ve bütünlüğüne inanmış, bölünmezliğine yeminli, bekası ve çıkarlarına kayıtsız şartsız bağlı, ülkenin güvenlik sorunlarını bilen, buna hâkim olan kişilerden seçilmelidir.
  4. Bununla birlikte ülke yöneticilerinin, ülkenin demografik yapısının korunması, mütecanis kimliğinin (homojenliğinin) korunması yönünde karalar almalı, millî çıkarlarımıza aykırı sübjektif (din, ideoloji vb.) akımlar dışındaki kişilerden teşekkül ettirilmelidir.
  5. İktidar olmak isteyenler, demokrasiye inanmış ve Anayasamızın ilk dört maddesindeki temel ilkelere sadakatle bağlı, millî egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu özümsemiş, ehliyet ve liyakat sahibi nitelikli kişilerden olmalıdır.

Elbette bu listeyi uzatmak mümkündür. Yukardaki hususlar olmazsa olmazlardır.

Sonuç ve değerlendirme

Tarih bir milletin tarlasıdır. Ne ekerseniz onu biçersiniz. Kültür ise bir milletin, sahip olduğu tarihinin derinliklerinden gelen alışkanlıkları ve günlük yaşam pratikleri içerisinde ürettiği değerleri, gelenekleri, görenekleri, örf ve âdetleri, tavır ve davranışları anlatır, ortaya koyar. Bu değerleri yaşatmaz, sahip çıkmaz ve önemsiz, korumasız hale getirirseniz yaşadığınız ülkeye ihanet edersiniz. Gelecek nesillere kötü bir miras bırakır ve başkalarının oyuncağı olursunuz.

Türk Kültürü evrenseldir. Bu özelliği ile Kutadgu Bilig’den yola çıkarak, daha 11. yüzyılda hizmeti devletin bir lütfu olarak değil, devletin yönetilenlere karşı insani ve ahlaki yükümlülüğü olarak görmek ve devletin bu ödevini yerine getirmesini kaçınılmaz saymak temel esastır. Devleti bir hizmet örgütü ya da aygıtı olarak değerlendiren, bireyi önemseyen bir yönetim ve hukuk anlayışı daima ön plândadır. Bu durum devletin ortak aklının ürünüdür. Türkiye hâlâ böyle bir devleti aramaktadır. Kısa sürede bulacağı da kuşkuludur.

Umudumuz, ülkemizin yakın gelecekte, iki hafta sonra yapılacak genel seçimlerde millî kültürümüzün öngördüğü, yukarda temel esaslarına kısmen değinilen çoğulcu devlet modeli yapısına ve bunu uygulayacak lider, devlet adamı ve siyasetçilere bir an önce kavuşmasıdır. Esasında 14 Mayıs’ta yapılacak genel seçimler bir bakıma referandum niteliği taşımaktadır. Türk Halkı hâli hazırda mevcut çok tartışmalı sistemin devamından yana mı oy kullanacak yoksa değişimine mi karar verecek?

Sandıktan çıkacak sonuç ne olursa olsun, 2023 Genel Seçimleri ülkemiz ve milletimiz için hayırlı, uğurlu olsun.

[*] Dinamik İdeal, genel olarak Türk Milletinin ‘’en medeni ve refah seviyesi yüksek bir millet olarak varlığını yükseltmektir.’’  Dinamik İdeal devlet hayatının, fikir hayatının ve ekonomik hayatın uyumlu olarak çalışmasını sağlayacak dinamik amaçları kapsar. Bu amaçlar üç bölümde toplanır: 1) Millî birlik ve millî duyguyu güçlendiren millî amaçlar ile temel maddi amaçlar, 2) Kişi ile ilgili amaçlar, 3) Millî kültüre ilişkin amaçlardır.

Kaynak: Atartürk’ün Görüş ve Direktifleri, Üçüncü Kitap, Sayfa 13 (Milli Eğitim Basımevi-1984)