Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

FESLEĞEN KOKULUMA

Fesleğen kokulum, seni rüyamda:

Kah testi elinde pınar yolunda
Bizim mahalleden geçer görürüm.
Kah yeşiller demet demet elinde
Bahçemizden derip kaçar görürürm.

Kah düğün gününde, şenlik yerinde
Ortada kıvrakça döner görürüm.
Kah bir kuşluk vakti serçeler gibi
Aşkımın dalında konar görürüm.

Kah Gartotlak'taki çadırınızda
Koyun, keçi, inek sağar görürürm. 
Kah Gökbayır'daki taşın dibinde
Başımı dizinde okşar görürüm.
 

Fakir Baykurt'un ilk şiiri Fesleğen Kokulum. Türk'e Doğru dergisinde 1945 yılında yayımlanmıştır.

Fakir Baykurt (15 Haziran 1929, Yeşilova, Burdur – 11 Ekim 1999, Essen), Türk yazar ve sendikacı.

1929'da Burdur'un Yeşilova ilçesi Akçaköy'de doğdu. Az topraklı köylü bir ailenin çocuğu. 1948'de Gönen Köy Enstitüsü'nü bitirdi, 5 yıl köy öğretmenliği yaptı. 1955'te Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nden mezun oldu. Sivas, Hafik ve Şavşat'ta öğretmenlik, ilköğretim müfettişliği yaptı.

İlk romanı "Yılanların Öcü"nün yayınlanmasından sonra Bakanlık emrine alındı. 1962'de ABD Indiana Üniversitesi'nde ders araçları konusunda eğitim gördü. Yurda dönüşünden sonra Türkiye Öğretmenler Sendikası'nın (TÖS) kuruluşunda görev aldı ve Türkiye Öğretmen Dernekleri Milli Federasyonu (TÖMFED) Genel Başkanı oldu.

İlk öğretmenler boykotu nedeniyle 1969'da açığa alındı. 1971'de istifa etti. 12 mart döneminde 1971'de sıkıyönetimce tutuklandı. Askeri mahkeme önünde uzun süre yargılanıp beraat etti. Salıverildikten sonra Almanya'ya gitti. Uzun süre Duisburg kentinde yaşadı. 11 Ekim 1999'da burada yaşamını yitirdi.

Yazmaya şiirle başladı. Orhan Veli çizgisinde ama köy hayatı içerikli şiirler yazdı.

1950'den sonra öykü ve romana yöneldi. Ona göre öykü, "Yazıldığı dönemin tarihsel, toplumsal renklerini, özelliklerini içermeli az da olsa belge işlevi yüklenmelidir."

İlk öykü kitabı "Çilli"den başlayarak öykülerinde kesitleri değil geniş açılımları, bir anın olayını değil geniş dönemlerin olaylarını işledi.

Romanlarında Türkiye'deki köylü yaşamını halkçı ve devrimci bir bakış açısıyla ele aldı. Köylünün bilinci ve bilinçaltındaki istekleri, tepkileri, çelişkileri yansıttı.

1950-1970 döneminde etkili olan "köy edebiyatı hareketi"nin önde gelen temsilcisi oldu.

Baykurt, Köy Enstitüsü mezunu yazarlardan biri olup bu özelliğini romanlarına çok güçlü bir şekilde yansıtmıştır. Türk romanında özellikle 1950- 1970 döneminde etkili olan "köy edebiyatı hareketinin en önemli isimlerinden biri olarak edebiyat tarihimizde önemli bir yer edinmiştir.

Köy enstitüsü yıllarında özellikle şiire olan ilgisi artar, kendini okumaya verir. Bu dönemde özellikle Türkçe'ye çevrilen klasikleri okur. Fakir Baykurt Köy enstitüsündeki yıllarını ve kendisine kazandırdıklarını şu şekilde anlatmıştır;

“             …Köy enstitüsü benim için olağanüstü bir fırsat oldu. İlkokulu bitirdikten sonra gidebileceğim başka hiçbir okul yoktu. Ailemin gücü yetmezdi. Ben okumak istiyordum enstitü benim gibi köy çocuklarını çağırıyordu…”

“             …Klasiklerin en iyi okuru enstitülü gençlerdi. Ceplerimizi ona göre yaptırırdık, kitap sığsın. Kız arkadaşlarımız koyun kuzu gütmeye giderken, torbaya azıkla birlikte kitap da katardı…”

Bu yıllarda Bursa Cezaevi'nde olan Nazım Hikmet’in şiirleri ise gizli gizli yayılmaktadır. Tahir Baykurt da bu dönem Nazım Hikmet’in şiirlerini bulur ve gizli gizli okumaya başlar.

“             …Kitaplıkta Nazım Hikmet’in kitapları yoktu. Yasaklandığını öğrenince Denizli Çivril’in bir köyüne gidip onları buldum. Nazım’ın yedi kitabını kendi yaptığım defterlere kitap harfleri ile yazıp defalarca okudum.”

 

Onun roman dünyasında köy yaşamı, köylü bilinci, köy sorunları vb. konular ele alınmıştır. Köy kavramı dışında Baykurt'un bir diğer ele aldığı kavram ise "göç"tür.

Fakir Baykurt'un en meşhur eseri Yılanların Öcü'dür. Sinemaya da aktarılan bu eser daha sonra yazarın kaleme aldığı Irazca'nın Dirliği, Kara Ahmet Destanı adlı romanlarla önemli bir üçleme oluşturmuştur: Irazca Üçlemesi

Yılanların Öcü adlı eserin konusu, romanın başkahramanı olan Kara Bayram'ın evinin önüne legal olmayan yollarla ev yapılmasına karşı verdiği mücadeledir. Romanda yer yer Atatürk devrimlerin yüzeysel bir özelliğe sahip olduğu ve köylüye inemediği eleştirisi vardır.

Tırpan ve Kaplumbağalar adlı eserleri ise Baykurt'un alegorik niteliğe sahip romanlarıdır. Onucu Köy adlı romanda ise bir Köy Enstitülü bir öğretmenin görev yaptığı yerlerde vermiş olduğu bilinçlendirme mücadelesi anlatılmıştır.

 

Eserleri

Romanları

Baykurt (Leiden)

Yılanların Öcü (1954)

Irazcanın Dirliği (1961)

Onuncu Köy (1961)

Amerikan Sargısı (1967)

Tırpan (1970)

Köygöçüren (1973)

Keklik (1975)

Kara Ahmet Destanı (1977]

Yayla (1977)

Yüksek Fırınlar (1983)

Koca Ren (1986)

Yarım Ekmek (1997)

Kaplumbağalar (1980)

 

Öyküleri

Çilli (1955)

Efendilik Savaşı (1959)

Karın Ağrısı (1961)

Cüce Muhammet (1964)

Anadolu Garajı (1970)

On Binlerce Kağnı (1971)

Can Parası (1973)

İçerdeki Oğul (1974)

Sınırdaki Ölü (1975)

Gece Vardiyası (1982)

Barış Çöreği (1982)

Duirsbug Treni (1986)

Bizim İnce Kızlar (1992)

Dikenli Tel (1998)

 

Toplum ve Eğitim Yazıları

Efkar Tepesi (1960)

Şamaroğlanları (1976)

Kerem ile Aslı (1974)

Kale Kale (1978)

Kaplumbağalar (1980)

 

Çocuk kitapları

Topal Arkadaş

Yandım Ali

Sakarca

Sarı Köpek

Dünya Güzeli (1985)

Saka Kuşları (1985)

 

Şiir

Bir Uzun Yol

Dostluğa Akan Şiirler

 

Aldığı ödüller

1958 Yunus Nadi Roman Ödülü (Yılanların Öcü)

1970 TRT Sanat Ödülleri (Tırpan)

1970 TRT Sanat Ödülleri (Sınırdaki Ölü)

1971 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü (Tırpan)

1974 Sait Faik Hikâye Armağanı (Can Parası)

1978 Orhan Kemal Roman Armağanı (Kara Ahmet Destanı)

1979 Tiyatro 79 Dergisi tarafından Yılın Oyunu Ödülü (Sakarca)

1980 Avni Dilligil Tiyatro Ödülü (Tırpan)

1984 Berlin Senatosu Çocuk Yazını Ödülü (Barış Çöreği)

1985 Alman Endüstri Birliği (BDI) Yazın Ödülü (Gece Vardiyası)

1997 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü (Yarım Ekmek)

1998 Yaşam Radyo Ustalara Saygı Onur Ödülü

1999 Pir Sultan Abdal Derneği Ödülü

 

Kaynak: https://www.turkedebiyati.org/fakir_baykurt.html