Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

Kazakistan’ın başkenti Astana’da üçüncüsü düzenlenen Suriye konulu toplantı Perşembe günü sona erdi. Ancak bu görüşmeler, beklentilerin çok altında kaldı. Astana süreci kırılgan ateşkesin sağlamlaştırılmasını ve ihlâlleri tespit edip sorumlu taraflara yönelik yaptırımların kararlaştırılmasını amaçlıyordu. Ancak görüşmeler bir gün geç başlamasının ve planlandığı gibi iki gün yerine bir günde son bulmasının yanı sıra, ön görüldüğü gibi bir sonuç bildirgesi de çıkaramadı.

Ateşkesle ilgili hedeflenen birçok adım ötelendi. ‘Terör’ örgütü olarak nitelendirilen grupları diğer muhalif gruplardan ayrımak görevi garantör ülkelerin yer aldığı üçlü mekanizmanın daha sonraki toplantılarına bırakıldı. Tutukluların dosyası gibi muhaliflerin çözüme bağlamak istediği bazı konular ise, daha sonra Ankara’da yapılacak müzakere görüşmelerine bırakıldı.

Garantör tarafların arasındaki anlaşmazlıklar da su yüzüne çıktı. Görüşmelerin gündemiyle ilgili bu görüş ayrılıkları, toplantıların saatlerce ertelenmesine neden oldu.

Rejim ve muhalifler, 23-24 Ocak’ta düzenlenen ilk turda olduğu gibi üçüncü tura da katıldı. Müzakereler sırasında birbirine karşı oturmayı reddeden bu iki tarafın sadece açılış ve kapanış oturumlarında aynı masada yer alması bile bir başarı sayıldı.

Ancak bu da kolay olmadı. Zira Esed rejiminin garantörü olan Rusya’nın, rejimin ateşkese bağlılığını sağlayamamasını gerekçe gösteren muhalifler önce müzakerelere katılmak istemedi. Sonra ise küçük bir teknik heyetle katıldı.

Üçüncü tur, sadece rejim ve muhalifler değil, garantör ülkeler arasındaki fikir ayrılıklarını da ortaya serdi. Rusya siyasi konuları da görüşmelerin gündemine almak isterken muhalifler ve garantörleri Türkiye, siyasi konuların Cenevre görüşmelerine bırakılması ve Astana’da sadece ateşkesle ilgili konuların masaya yatırılması konusunda ısrar etti.

Bu gündem anlaşmazlıkları, Perşembe günündeki görüşmeleri saatlerce geciktirdi. Kapalı kapılar arkasında geç başlayan bu görüşmeler beklenenden daha kısa sürdü. Sonuç bildirgesi de çıkmadı.

Alt düzey katılım

Sadece muhalifler değil; garantör konumunda olan Türkiye, BM ve ev sahibi Kazakistan da ilk oturumdan daha alt düzey bir heyetle görüşmelere katıldı.

Bir önceki tura katılan Türk Dışişleri Suriye dairesinden yetkililerin, Suriye konusunun da gündeme alındığı Riyad ve Doha ziyaretlerinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la birlikte olması buna gerekçe gösterilirken, BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura Moskova’da Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la görüşmeyi tercih etti.

İlk turda hazır bulunan ev sahibi Kazakistan Dışişleri Bakanı da bu tura katılmadı.

Karşılıklı suçlamalar

Görüşmelerin beklentileri karşılamaması sorumluluğunu ise taraflar birbirine yükledi. Muhalifler, Rusya’yı ciddiyetsizlikle itham ederken rejimin temsilcisi Beşşar Caferi toplantılara geç katıldığını söylediği Türkiye ve muhalifleri, Astana sürecini baltalamakla suçladı. Türkiye’nin Suriye’deki askerlerini çekmesini istedi.

Reuters’e konuşan üst düzey bir Fransız diplomat ve ülkesi görüşmelere resmi olarak katılmayan ancak toplantılarda yer alan bir başka yetkili, Rusya’nın siyasi konuları Astana’ya dayatma çabasının, olumsuz gidişatın arkasındaki en önemli sebeplerden biri olduğunu söyledi. Zira Rusya, Suriye’deki ateşkesi sağlamlaştırmak amacıyla başlatılan Astana görüşmelerinde bir anayasa taslağını taraflara iletmişti.

Taraflar arasındaki güvensizlik de sorunun bir başka boyutu. Bu noktaya değinen Rusya temsilcisi Alexander Lavrentiyev, adım adım ilerlemek gerektiğini savundu:

“Taraflar arasındaki güvensizlik düzeyi yüksek ve çok fazla karşılıklı suçlama var. Ancak ben bu konuda ilerlemeye devam etmemiz ve her seferinde adım adım gitmemiz gerektiğini düşünüyorum.”

Muhalifleri ‘terör’ örgütlerinden ayırmak

Astana’nın birinci turu bir üçlü mekanizmayla sonuçlanmıştı. Rusya, Türkiye ve İran’ın yer aldığı bu mekanizma Suriye’deki ateşkesi güçlendirmeyi amaçlıyor.

Cuma günü Astana’nın sonuçlarıyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Kazakistan Dışişleri Bakanlığı, bu mekanizma kapsamında oluşturulan ve üç ülkenin temsilcilerinin yer aldığı çalışma ekibinin görevlerini sıraladı. Suriye’de “terör örgütü” olarak nitelendirilen silahlı grupları diğer muhalif gruplardan ayırmak ve tarafların arasındaki güveni artırmak, bu görevlerin arasında yer aldı.

“Tutukluların takasını Ankara’da ele alacağız”

Toplantılara katılan muhalifler, görüşmelerin sona ermesinden sonra yaptığı açıklamada Rusya’dan bölgelerinin bombalanmaması sözünü aldıklarını söyledi.

Muhalifler için bir başka önemli konu olan tutuklular için ise, Ankara’da Rusya ile ayrı müzakereler yapılacağını belirttiler.

Muhalifler 2016’nın sonunda Ankara’da Rusya ile yürüttüğü görüşmeler sonucunda, Halep’te kuşatma altında bulunan on binlerce sivilin tahliyesi ve daha sonra ülke genelinde geçerli olan bir ateşkes anlaşması gibi önemli kazanımlar elde etmişti.

Muhalefet heyetinin Başkanı Muhammed Alluş ayrıca Ürdün, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne çözüm çabalarında yer verilmesini istediklerini ancak bu konuda bir karar alınmadığını belirtmişti.

Kaynak: http://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/astanadan-ne-cikti