Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

 

Tarihin başlangıcından, günümüze neredeyse bütün savaşlar asimetrik yapılı olmuştur (Plant 2008:5–6). Tamamen eşit şartlarda, aynı stratejik manevralarla savaşan iki taraftan herhangi birinin zafer kazanması, zafer şartlarını sağlamak için asimetri oluşturmasına bağlıdır. Simetrik savaşlarda savaşın sonunda iki tarafın da birbirine üstün gelememesinden dolayı savaşın süresi uzamakta ve zafer, bu tür savaşlarda tartışmalı bir sonuç oluşturmaktadır. Savaşlarda zafer denilen olgu, savaş sanatının (sanat eserinin) asimetrisinden kaynaklanmaktadır. Günümüz batı dünyasındaki çoğu literatürde asimetrik savaş anlam olarak, güç açısından birbirine eşit olamayan tarafların savaşı anlamında veya güçsüz tarafın güçlü tarafa, beklenmeyen, teknolojik ve taktiksel avantaj sağlayan stratejileri uygulayarak, kendisine savaşta üstünlük sağlaması olarak tanımlanmakla (Oxford English Dictionary) birlikte, henüz kesin sınırları olan bir tanımlama yapmak mümkün gözükmemektedir.

Asimetrik savaşta (asimetrik etki) genellikle rakibin zayıf noktalarının belirlenmesi ve bununla birlikte çevre şartlarının (gece-gündüz, sisli ortam vb.) rakibin avantajını ortadan kaldırmak için kullanılması söz konusudur (Toptaş 2006 : 1-12). Asimetrik savaş genellikle güçsüzün, güçlüyü alt etmesi olarak değerlendirilmekte (Arreguin-Toft 2001) ancak bu tanım, orantısız güç kullanılan savaşlar için de geçerli olmaktadır. I. Dünya savaşından sonra bir Türk devletinin kurularak, büyük zorluklar ve imkânsız gibi görünen bir mücadelede, Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türk ordusunun birçok cepheden gelen saldırılara karşı verdiği mücadele yüksek asimetrik savaş olarak tanımlanabilir. Buradaki asimetri güçsüz olan Türk ordusunun birçok cephede zafer kazanması ve bu zaferler ile milli mücadeleye katılan halkın azminin, işgalci devletleri, işgal ettikleri bölgeleri terk etmek zorunda bırakmasına neden olmuştur (Toptaş 2006: 4).

Dünyadaki savaşların geneline bakıldığında, savaşlarda güçlü olanın kazanması gerektiği çelişkisi bulunmaktadır. Savaşlar incelendiğinde 5 e 1 asimetrik güç dengesi bulunan savaşların, %30’unun güçsüz olan tarafın kazandığı gözlemlenmektedir. Güçsüz tarafın kazanma sıklığı da son 200 yıl içerisinde artan bir oranda oluşmaktadır (Arreguin-Toft 2001: 96). Günümüzde terör örgütleri ve gelişmiş ülkelerin askeri güçlerini karşılaştırdığımızda bu oranın 1000 e 1’lere ulaştığı görülmektedir.

Asimetrik savaşta güçsüz tarafın zaferi, uygulanan strateji ve koşulların kendisine sağladığı avantajlara bağlı gözükmektedir. Asimetrik savaşlar bu bakımdan incelendiğinde kullanılan stratejiler önem kazanmaktadır. Günümüzde bu stratejiler silah sistemlerinin planlanması üzerinde etki etmekte ve yetenek tabanlı savunma planlamasının oluşturduğu stratejik gücü devre dışı bırakma çabasındadır.

Gerçekçi senaryoların oluşturulmasında en önemli kavram istihbarat olarak gözükmektedir. İstihbarat veya düşman hakkında bilgi toplamak kavramı aslında savaş sanatının bir parçasıdır (Sun-Tzu 2008 25-36). Sun-Tzu’ya göre Düşman hakkında iyi bir bilgiye sahip olmak ve kendini çok iyi bilmek savaşın sonucunu, daha savaşmadan anlaşılabilmesini sağlar. Günümüz teknolojileri ile birlikte aslında savaşın bu yapısı pek değişmemiştir. Asırlar öncesinin komutanlarının yaptıkları savaş planlamaları ve savaşın seyri hakkındaki tahminleri, bugün gelişmiş bilgisayarlar ile yapılmaya çalışılmaktadır. Ancak terör olarak bahsedilen savaş biçimi için kesin bir öngörü yapılabilmesi günümüzde mümkün olmamakta, bunun için istihbarat, daha da önemli bir hale gelmektedir (Sun-Tzu 2008 25-36).

KAYNAKÇA

Arreguin-Toft I., “How the Weak Win Wars: A Theory of Asymmetric Conflict” International Security, Vol. 26, No.1 (2001) 93-128

ECHEVARRIA  A., J. II “Fourth-Generatıon War And Other Myths” Strategic Studies Institute (2005) 1-21

PLANT J., T. Jr. “Asymmetric Warfare: Slogan Or Reality?” Defence & Strategy 1-(2008) 5-15

SUN-TZU “Savaş Sanatı” Türkçesi: Adil Demir, KASTAŞ Yayınevi İstanbul (2008)

TOPTAŞ E., “Asimetrik Savaş Yeni Bir Savaş Türü mü?” Kara Harp Okulu Bilim Dergisi Cilt 15 (2006) Sayı-1/ 1-15