Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

Melih BAŞ

     8-10 Aralık’ta Türkiye İnovasyon Haftası düzenlendi. Ülkemizin yenileşim ve onun temeli olan Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) ve yanısıra Üretim-Geliştirme (ÜR-GE) haritası değişebilir mi? Evet ama, önce bireylere, kurumlara ve topluma öğrenmeyi öğretmemiz gerekir.

     NEDİR YENİLEŞİM?

     Yenileşim, geçimbilimsel açıdan uygulanabilirlik aşamasına getirilmiş yeniliktir. Bu anlamda buluş (icat) olgusundan öte bir kavramdır. Bu anlamda ‘eski köye yeni adet getirmek’ ya da ‘icat çıkarmak’tır. Yenilik ve giderek yenileşim dediğimiz şey üç biçimde ortaya çıkabilir: Yeni mal veya hizmet olarak yeni ürün (ör: kişisel bilgisayar eşdeyişle PC); yeni mal ve hizmet üretim süreci (ör: tıpta robotik cerrahî) ; başka amaçlı mal ve hizmet ürünlerine başka yeni kullanım yerleri ve pazarları bulmak (ör: kalp ilacı olarak geliştirilen Viagra’nın cinsel bir ilaç olarak kullanım yeri bulması).

     YENİLEŞİM YÖNETİM SÜRECİ NEDİR?

     Yenileşimi bilim ve teknoloji çalışmaları da itebilir, yenileşim çalışmaları da bilim ve teknolojiyi çekebilir. Yenileşim sürecinde projenin amaç belirlenmesi, projenin tasarımı, Ar-Ge aşaması, örnek üretimi ve sınanması, geçimbilimsel olarak üretimi uygun gözüken ürünün giderek üretimine başlayarak yaygınlaştırılması gibi adımlar yer alır, genelde.

     YENİLEŞİM SÜRECİNİN BAŞARIMI NASIL ÖLÇÜLEBİLİR?

    Yenileşim, hem kendi başına bir başarım boyutudur aynı verimlilik gibi; hem de diğer başarım boyutlarına etkilerde bulunarak şirketin bütünsel başarımına katkıda bulunur, örnekse malî başarıma olumlu katkı yapması gibi. Birkaç yenileşim başarım göstergesinden söz etmek gerekirse, yenileşim çalışmasının patente dönüşenlerinin oranı, yenileşim projelerinin başarılı olanlarının yüzdesi, yenileşim projelerinde beher proje açısından hasılat/maliyet oranları, başarılı yenileşim projelerinin şirketin büyümesine etkisinin ne olduğu, şirketin yenileşim liderliğindeki durumu ve beher projenin buna katkısı vd.

     TÜRKİYE NEREDE?

     Ülkemiz yüzde 35 düşük teknolojili ürün satıp, yüzde 44 yüksek teknolojili ürün alıyor. Ülkemizin AR-GE merkezi sayısı sadece 273 (59’u otomotiv yan sanayi), çalışan işgören sayısı da 28 bin bile değil. Patent başvurusu 5.105, onun da tescil edilen kısmı 1.123 adet! 6676 sayılı yeni Ar-Ge yasası işe yarar mı? Kimbilir, kısmet! Türkiye’de Ar-Ge harcamalarının ulusal gelirimiz (GSYİH) içindeki payı 2003’de yüzde 0.48 iken, 2015’de 1,06 olmuş, yükselmiş ama, OECD ortalaması yüzde 2.4, Güney Kore’de yüzde 4’ü de aşmış! Türkiye’deki şirketlerin yalnızca yüzde 16’sı Ar-Ge ve yenileşim alanındaki işbirliği fırsatlarını değerlendiriyor. Turkishtime dergisinin Ar-Ge Harcamaları 250 Şirket araştırmasına göre, ülkemizde 912.5 milyar TL. (satışlarına oranı yüzde 37) ile lider Aselsan. Onu TOFAŞ, TUSAŞ, FORD, ROKETSAN, ARÇELİK, VESTEL, HAVELSAN, NETAŞ, MERCEDES izliyorlar. Kısaca savunma, tüketici elektroniği ve yabancı otomotiv!

     Dünya Fikrî Mülkiyet Hakları Örgütü WIPO’nun yayınlanan Küresel Yenileşim İndeksi (GII:Global Innovation Index), yenileşim girdi alt indeksi ve yenileşim çıktı alt indeksi olarak iki indeksten oluşuyor. Bu indekste Türkiye 2015’de 141 ülke içinde 58. iken 2016’da 128 ülke içinde 42. olmuş. Ancak alt göstergelere bakıldığında, yenileşim bağlantıları göstergesinde 93. , bilgi soğurma göstergesinde 72. , yaratıcı mal ve hizmetlerde 63. sıradayız. Ama iç pazar büyüklüğü göstergesinde 17. sıradayız! Dünya Ekonomik Forum’unun (WEF) 2016-2017 Küresel Rekabetçilik Raporu’na göre Türkiye 138 ülke arasında 55. sırada yer alıyor, esas sıkıntı bu endeksin ana bileşenlerinden biri olan yenileşim sıralamasında yerimiz 2014’te 144 ülke içinde 56.sıra iken, 2015’de 140 ülke içinde 60. sıraya düşmüş, 2016’da ise 138 ülke içinde 71. sıraya düşmüş. Bu endekste yenileşimde düşme var, çıkma değil yani.

     Sonsöz: Derisini değiştiremeyen yılan ölür bilirsiniz. Bu anlamda dünyadaki bunalım yenileşim için bir fırsat. Çünkü, zaruretler maharetlerin anasıdır da ondan! Ama iş bilimsel olmalı: bkz. İcatbilim (Inventology)!