Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

 

HOLİSTİK (BÜTÜNCÜL) BİLİNÇ

 

“Holistik”  kavramı bilinç seviyeleri yükseldikçe ( son zamanlarda) kullanılmaya başlanan bir kavram. Yeni bir kavram değil aslında fakat  daha çok da tıp alanında kullanılıyor. Bilinç seviyeleri arttıkça her şeye daha bütüncül bakılmaya başlandığı için kavram yaşamın her alanında kullanılmaya başlandı.

“Holistik”, ayrı ayrı parçaların bir araya geldiği bir bütünlük gibi düşünülüyor artık, yani “bütünsellik” anlamını taşıyor.  Ancak çoğumuz dünyada var olan her şeyin, birbirlerinden ayrı ve tek başlarına olarak evrende yer aldıkları algısına dayanan bir bakış açısı ile yaşıyoruz. Bu bakış açısında;  şu an algıladığımız her şey üç boyutlu algılarımızla şekilleniyor.

Evrendeki tüm var oluşlar, insanlar,dağlar,taşlar, kalemler- kağıtlar dahi birbirlerinden ayrı algılanır ve bizim algılarımız da bunu teyit eder. Lakin son dönemlerde yapılan araştırmalar, atomaltını, bing- bang teoremini inceleme fırsatı verdiğinde, bilim insanları, maddenin temel bir yapı taşının olmadığını fark ettiler.  Bu durumda bilim insanları devasa varoluşu, dünyayı, dünya üzerindeki maddeleri oluşturan şeylerin temelinde ne olduğunu anlamaya çalıştıkları teoremler öne sürdüler ve deneylere başvurdular. Psikolojide bilimsel karşılığı “ Gestald Kuramı ( Wertheimer, Köhler, Koffka)[1] ile Düşünce Biçimi” olan bu yaklaşımı tüm evrensel yapıya taşımaya başladılar diyebiliriz.

Çıkan sonuç “Maddenin temelinde, aslında her şeyin temelinde dev bir enerji evreni vardı. Bu enerji evreni salınan hareketlerle  var olup var ediyordu” .[2] Ve tüm bu var olanlar, bizlerin gördükleri, göremedikleri, algıladıklarımız, algılayamadıklarımız da dahil olmak üzere hepsi, bu temel enerjiden oluşuyordu. Bu bakış açısı ile bizler artık çok daha geniş bakış açıları ile olaylara bakabilir hale geldik. Bilinç düzeyleri arttıkça enerji seviyelerini de algılamaya başlar olduk. İnsanlığın rotasını bambaşka bir alana doğru gitmeye başladı. İşte “kuantum fiziği” diye adlandırılan bu bilgiler, bizlerin bilinç kavramına, dünyaya, yaşama başka bir kavramla bakmaya başlamamıza neden oldu.

Hepimizin  içerisinde yaşadığı bu dünyanın,varoluşunun temelinde, belkide evrende büyük bir enerjinin salınımın yer alması yatıyor. Bu sonuç bize ne katabilir?

“Eğer her şeyin temelinde evrensel bir enerji varsa, var oluş içerisinde kendini var eden tüm canlı cansız  tüm cisimlerin özleri aynıdır.” Başka bir tanımlama ile “hepimiz aynı bütünün parçalarıyız ve eğer hepimiz aynı enerji salınımından oluştuk ve oluşuyor isek, bütün var olanlar arasında bizim algılayamadığımız enerjetik bağlar da mevcut.[3] Tüm kainat, içten içe örülü bir şekilde birbirleriyle büyük bir iletişim,bir bağ içinde.

İşte “Holistik” kavramı bu temel bilgiden yola çıkıyor. Kâinatta var olan tüm canlı,cansız varlıkların birbirleri ile  ilişkisi  ve dahi etkileşimi mevcuttur.

O halde; kâinatta,evrende, varoluşta en küçük bir canlı dahi; yani bir bitkinin yaprağı, küçük bir kurtçuk, bir bardak, bir insan, bir hayvan, gezegenler vb. bunların tümü birbirleriyle bir ilişki ve iletişim halindeler. Yani en küçük bir zerrenin üzerinde yapacağımız bir değişiklik, bütünü değiştirme potansiyeline ve gücüne sahiptir. Doğal olarak bu da bizleri, bütün var olanlara karşı çok yüksek bir bilinç ile görmeye, algılamaya,saygı duymaya ve onları daha da ciddiye almaya yöneltiyor.

İşte “Holistik” kavramı, bu bütünselliği, ama içten içe bağlı olan bir bütünselliği anlatır. Holistik bilinç ise tüm bu var oluşun bütünlüğün ile aslında hiç bir şeye vakıf değilken, aslında her şeye vakıf olunabileceğini fakat bunun yoğun bir bilinç seviyesi içerisinde yaşarken var olabileceğini idrak etmiş bir bilinçtir. Ve bu bilinç ile atılan her adım; önce bedende sonrasında yaşam ve yaşam alanlarımızda bütünlüğe yardımcı olur.

 

Burcu ERİM DURAL

 

Dipnot:

 

[1]Gestalt Terapi – Doç. Dr. Ceylan Daş

[2Holistik Evren Teorisi – Aydın Arıtan

[3Holistik Evren Teorisi – Aydın Arıtan