Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

ABD SİLAHLI KUVVETLERİ’NİN MODERNİZASYONU VE DÖNÜŞÜMÜ

ABD’nin askeri gücünün temel çerçevesini Soğuk Savaş döneminde kurulan siyasi ve askeri bölgesel ittifaklar ile resmi güç projeksiyonu oluşturmaktadır. Amerika; askeri güç açısından hem nükleer silahlara hem de dünyanın her yerine ulaşabilen konvansiyonel kuvvetlere sahip dünyanın tek ülkesidir. Bir yanda Atlantik-Batı Avrupa-Türkiye arasında kalan bölgede; NATO, diğer tarafta Güney ve Doğu Asya başta olmak üzere çeşitli ikili ve çoklu anlaşmalara dayanan savunma ittifakları (Japonya, Filipinler vb.) ABD askeri gücünün denizaşırı varlığına meşruiyet sağlamaktadır. Bugünün jeopolitiğinin ana gerçeği, Amerikan askeri gücüdür. ABD, dünyanın askeri gücünün % 38’ine ve askeri kapasitesinin büyük bölümüne sahiptir. Dünyada henüz Amerika’ya savaş açıp kazanabilecek bir konvansiyonel güç bulunmamaktadır.

Amerikan Silahlı Kuvvetleri ile ilgili olarak 2009 ve 2012’de birer değerlendirme yapmıştık. ABD, Afganistan ve Irak’a saldırdığında, Soğuk Savaş dönemine yani Orta Avrupa’da çıkacak bir savaşa göre dizayn edilmiş bir teçhizatla savaşa girmişti. O dönemde, Irak ve Afganistan’da silahlı kuvvetlerini sıfırlamaya ve uzun vadede 21. yüzyıl için öngörülen ihtiyaçlara uygun yeni bir Silahlı Kuvvet oluşturulmasına karar vermişti. ABD ordusundaki dönüşüm gayretleri üç eksene odaklandı:

(1) Mevcut kuvvetin idamesi,

(2) Gayretlerin çoğunluğunun yöneltildiği geçiş dönemi kuvveti,

(3) Bilim ve teknoloji faaliyetlerinin merkezinde olduğu 2020-2030 yıllarının kuvvetinin oluşturulması.

Bunlardan ikincisi bugün de modernizasyon ordusunu temsil ediyor. Üçüncüsü ise Çin ile yapılacak büyük savaş için uzay savaşı, 6G, altıncı nesil uçak, yapay zekâ, (katil robotlar, insan-makine ve insanımsılar gibi) otonom sistemler gibi savunma anlayışında geçmişi bir kenara temelden bırakan, dönüşümsel orduyu hedefliyor.

ABD ordusu tarihi yanlış savaşlara hazırlanmanın örnekleri ile doludur. Soğuk Savaş boyunca Varşova Paktı’ndaki ulus-devletlerle yapılacak konvansiyonel savaş için üstün teknolojileri kullanan bir ordu hazırlandı. Ama bu ordu Vietnam, Irak ve Afganistan’da ayaklanmacılar ya da yamalı bohça ordular ile savaştı. Yeni durumlara uyum sağlamak için yapılan gayretler nihayette işe yaramadı. ABD Silahlı Kuvvetleri uzun zamandır Çin ile yapılacak savaşa hazırlanıyor. Obama döneminde gayretlerin Çin’e odaklanması için İran senaryosundan vazgeçip, nükleer anlaşma yapılmıştı. Ruslar ise doğrudan savaşmaya değmezdi. Önceki makalelerde ABD’nin Çin ile savaş hazırlıklarını anlatmış, özellikle Ukrayna ve Hint-Pasifik bölgesine ilişkin hazırlıklarına yer vermiştik. Bu makalede ise ABD Silahlı Kuvvetleri’nin savunma stratejisi, kuvvet yapısı ve geleceğe ilişkin hazırlıklarını bir bütün olarak ele alacağız.

Modernizasyon

Savunma teknolojilerinin geliştiren sanayi kompleksi içinde; savunma şirketleri, sıfırdan işe başlayan şirketler (start up) ve araştırma laboratuvarları var ve amaçları teknolojide büyük sıçrayışlar yapmak. Örneğin Pentagon savunma sanayindeki dev şirketlerin yanında son yıllarda Silikon Vadisi’ne angaje olmuş durumda ve özellikle start-up şirketlere büyük yatırımlar yapılıyor. Bununla beraber teknoloji alanında gelişme kolay değil. 2013 yılında 10 alanın 6’sında önemli bir ilerleme olmadı ya da bir önceki yıla göre ilerleme hızı azaldı. Bu durum Çin’in gerisinde kalma endişesi yaratıyor. Teknoloji gelişse bile, üretime geçmek, yetenekli eleman bulmak, enerji veya mikro-elektronik malzemeler için tedarik zinciri yaratmak gerekiyor.

ABD Savunma Bakanlığı’nın yedi ana programı çeşitli sorunlarla karşı karşıya:

– Çok Maksatlı Zırhlı Araç,

– Hawk helikopter ailesi,

– Virginia-sınıfı denizaltılar,

– Arleigh-Burke- sınıfı destroyerler,

– Minuteman III Kıtalararası Füzeler (ICBM),

– B-21 ve

– F-35.

En büyük sorun parça problemi. Ya envanterde hiç yoklar ya da değiştirmesi uzun zaman alıyor. Black Hawk gibi eski projeler yanında B-21 ve F-35 gibi yeni programlarda parça sorunu ana problem. Diğer yandan, Çin ABD’nin tedarik zincirlerine müdahalede bulunuyor. ABD Hava Kuvvetleri’nin Çinli tedarikçilerden istifadesi geçen yıl %68.8 artmış durumda.

Öte yandan, daha beşinci nesil hava araçları geliştirilemeden, altıncı nesil tartışılıyor. Bunun nedeni, rakiplerinizin daha şimdiden geliştirmeye çalıştığınızdan daha iyisini yapmaları. Örneğin beşinci nesil uçağınız, artık Çin hava sahasına girdiğinde hem çok daha uzak mesafeden hem de kitlesel bir hava savunması ile karşılaşacak. Daha da açıkçası, bir uçak sadece bir füze değil, füze grubu ile karşılaşacak. Üstelik Çin’in bu kabiliyetleri yeni teknolojilerle (yapay-zekâ vb.) donatıldığı için yeni bir hava platformu tasarlamak gerekiyor. Artık bire-bir değil, bire-beş veya on ile mücadele edecek bir uçağa ihtiyaç var. İşte bu ihtiyaç, altıncı nesil uçakların arkasındaki beklenti. Bu durum, beşinci nesilden vazgeçtiğimiz ya da her karşılaşmanın böyle olacağı anlamına gelmiyor. Ama altıncı-nesile de ihtiyacımız var yani gelişmiş sensörler, yapay zekâ kullanımı, ağ şebekeli durum farkındalığı, artan uçuş menzili, daha uzun menzilli salahlar ve insanlı/insansız araçlar.

Dikine kalkışlı (helikopter gibi) savaş uçaklarında manevra, hız, menzil ve yük (silah) kapasitesi ile ilgili yarış devam ediyor. Geleceğin savaşları için Altıncı-Nesil Savaş Uçağı, Geleceğin Dikey Kalkışlı Platformları ve KC-X yani geleceğin havada yakıt ikmali uçağı hazırlanıyor ama arkada sürprizler de var. Örneğin, Mozark ağ kabiliyet ile daha açık ve dijital mimari ile akıllı ağ girişleri yaratmak. Mozark dijital omurga ile hava aracı ve görev sistem donanımını birbirine ayırabilir ana ikisi arasında bilgi değişimini yönetebilirsiniz.

Popüler adı ile Füze Kalkanı projesi kapsamında geliştirilen SM-3 IIA Aegis Silah Sistemi, Romanya ve Polonya’ya Aralık 2024’de yerleştirilecek. Bu sistemde, füze tespit ve takibi için AN/SPY-6 çoklu-fonksiyon safhalı radarı ile SM-3 Block IIA, füze yok edici var. Sistem, ABD ve Japonya tarafından geliştirildi.

Gelişmiş uzaya-dayalı sensör şebekeleri ve insansız hava araçları (İHA), eski model hava sensör platformları olan JSTARS ve AWACS’ların yerini almakta.

Çin ise uzay kabiliyetleri için daha büyük bir tehdit oluşturuyor. 2018 yılında Çin, robot silah kol monteli Shijan-17 (SJ-17) uydusu ve Jeosenkron (GEO) uydusu ile birlikte uydu yörüngelerinde denemeler yaptı. Uzayda düzensiz savaş, savaşın tüm ortamlarının temel doğasını şekillendirebilir.

ABD’de devam eden nükleer modernizasyon şu alanları kapsıyor:

– Avrupa’daki taktik nükleer silahların geliştirilmesi,

– B61-12’lerin tam sayıda üretimi,

– ABD’nin Avrupa’daki dört NATO ülkesi müttefiki ile birlikte F-35A’ları nükleer yetenekli hale getirme gayretleri.

B61-12’ler ile ilgili çalışma Obama döneminde başladı. Amaç, eski -3, -4, -7 ve -10 modellerinin yerini alacak yeni bir model geliştirmekti. İlk üretim Kasım 2021’de başladı.

B-21 ve Sentinel başarılarından sonra dijital dönüşümden “kelebek etkisi” beklentisi ile ana ulusal güvenlik programlarının merkezine konuldu.

B-21 Raider görünmez bombardıman uçağı modernize ediliyor. B-2 Spirit ve B-1 Lancer’in yerini alması planlanan nükleer kabiliyetli Raider’in uzun mesafe görevlerinde düşman hava savunmasına yakalanmaması hedefleniyor.

F-35 görünmez uçağı karmaşık elektronik programlarla çalışan bir silah sistemi, adeta uçan bir bilgisayar. F-35’in AESA radarının elektronik savaş aygıtı, elektro-optik ve kızıl ötesi sensörleri, telsiz haberleşmesi her görev için o kadar çok veri topluyor ki hepsi ile ne yapacağını bilmek zor. Bu veriler ile yapay zekâ algoritmaları eğitiliyor. F-35 bir veri gölü değil, veri bataklığı. Eski F-35’ler veriyi kaydetmiyordu. Gelen elektronik veri uçaktaki iki yere gidiyordu; uçuş kontrol sistemi ve yönlendirme için GPS. Ama bunlar kaydedilmiyordu. Ancak veri ve yapay zekâ ilişkisi için yeni uygulamalar ve yenilikçi yaklaşımlar söz konusu.

ABD Hava Kuvvetleri’nin iki hipersonik silah projesi var. Lockheed Martin tarafından geliştirilen Havadan Atılan Hızlı Karşılık Silahı (ARRW), bir roket üzerine monte edilen hipersonik kanat ile uçuyor. Ancak, Hava Kuvvetleri ARRW yerine şimdilik yeni Hipersonik Saldırı Cruise Füzesine (HACM) odaklanıyor. HACM, hava ile dolan, 5 Mach’tan daha hızlı cruise füzesi ve yolda giderken manevra yapabiliyor.

HACM, ARRW’ye göre daha küçük ve pek çok platformdan atılabiliyor. HACM’in F-15E ve F/A-18F’ye entegre edilmesi düşünülüyor.

Avustralya ile birlikte yapılan çalışmaların 2027’e kadar tamamlanması bekleniyor. ABD’de hipersonik gelişmeler Rusya ve Çin’in bu teknolojide sağladığı gelişmelere karşılık verecek şekilde yönlendiriliyor.

Deniz ve Kara Kuvvetleri ise sık sık gecikmeler olsa da ayrı hipersonik silah çalışması yapıyor. Deniz Kuvvetleri, Havadan Atılan Hipersonik Yüzey Saldırı (HALO) silahı üzerinde çalışıyor.

ABD, hipersonik silahları izleyebilmek için daha gelişmiş önleyicilerle yeni bir uydu ağı kuruyor.

ABD Deniz Kuvvetleri ve Deniz Piyade Kolordusu elektronik savaş odaklı birkaç program sahibi: Deniz Kuvvetleri E/A-18 Growler savaş uçağı ve Deniz Piyade’nin Kızılötesi Diyafram Karşı Tedbirler Sistemi.

Alçak irtifa yörüngesinde kara, hava ve küçük uyduların irtibatlanması için düğüm noktaları oluşturulacak. Müşterek Bütün Ortam komuta Kontrol (JADC2) omurgası Uzay Ajansı’nın Uzay Savaş Mimari’nin küçük uydularına entegre edilecek.

Pentagon, 5 yıllık gecikmeden sonra F-35’lerin tam üretimine onay verdi. Bugüne kadar dağıtımı yapılan 990 F-35 teknik olarak düşük sayıdaki ilk üretim idi. 2023’de tamamlanan 64 muharip denemeden sonra tam üretime geçilme aşamasına gelinmişti. Lockheed Martin, yedi uluslararası ortağı ile birlikte 2019’dan beri yılda yaklaşık 100 adet F-35 üretiyordu. Ancak, geliştirme faaliyetleri kapsamında sırada Block 4 modernizasyon planı ve geleceğin kabiliyetlerinin entegre edilmesine devam edilecek.

Savunma Bakanlığı için denizaltılar ve bazı füzeler için yeni sözleşmeler ve Ukrayna’da destek ön plana çıkıyor. Hava Kuvvetleri için ilave F-35 savaş uçakları, C130J kargo uçakları, P-8 Poseidon deniz gözetleme uçağı, CVM-22 Osprey tiltrotor (uçak-helikopter karışımı) ve Deniz Kuvvetleri için destek araçları dikkat çekiyor. Savunma Yenileştirme Birimi’ne 842 milyon $ ve yeni karşı drone (Çin’in Tayvan’ı saldırısına karşı koyacak sürü drone) programına 200 milyon $ ayrıldı.  Karşı drone kabiliyetinden CENTCOM da istiyor ve muhtemelen 2025 bütçesinde 450 milyon $ ayrılacak.

ABD Merkez K.lığı (CENTCOM) teknik altyapısının modernizasyonuna başlandı. 922 milyon dolarlık modernizasyonun temelinde karar vermenin geliştirilmesi için yapay zekâ/makine öğrenmesi ile veri kullanılması, yeni bulut ortamına geçiş ve şebekelerin etkinliğinin artırılması var.

ABD Kara Kuvvetleri, askerlerini drone sürülerinden korumak için ilk yüksek enerjili mikrodalga prototipini (Epirus) kabul etti. İnsansız hava sistemlerine karşı geliştirilen dört prototipten ilki olan Epirus’u, doğrudan enerji silahı izleyecek. Söz konusu sistemler testler sonrası zamanla birliklere entegre olacaklar. Doğrudan enerji yanında, kinetik önleyici, yüksek enerjili lazer ve yüksek enerjili mikro dalga (Epirus) seçenekleri var.

Kara Kuvvetleri, dijital mühendislik kapsamında iki modernizasyon önceliğine sahip;

– Geleceğin dikey kalkışı; Geleceğin Taarruz ve Keşif Uçağı (FARA) ve Geleceğin Uzun Menzilli Taarruz Uçağı (FLRAA).

– XM30 Mekanize Piyade Muharebe Aracı.

Ayrıca elektronik savaş kabiliyetleri (elektronik taarruz ve koruma) modernize ediliyor.

Dönüşüm

Yeni teknolojide arananlar: dönüşümcülük, kabiliyetlerin artırılabilmesi, oyunu değiştirme (game changer) özelliği ve devrimsel çözüm getirmesi. Söz konusu oyun değiştirici teknolojiler içinde; robotlar, özerk sistemler, minyatürleşme, büyük data ve 3D baskı gibi yeni üretim metotlarından bahsedilse de bunların ABD’nin Çin ve Rusya ile kapanmakta olan askeri güç farkını ve operasyonel ihtiyaçları nasıl karşılayacağı belli değil. Bununla beraber, büyük umutlar beslenen her bilimsel deney başarılı olmuyor.

Büyük düşünme’nin yerini ise “derin düşünme” aldı, yani artık çılgın bilim adamlarına ihtiyaç var. Telafi stratejisi ise pay kapma savaşında kuvvetleri birbirine düşürdü.

Amerikan ordusunun iki ana görevi vardır;

(1) Savaşmak ve savaşları kazanmak,

(2) Dünyayı Amerikan çıkarları doğrultusunda stratejik olarak şekillendirmek. Bu iki görevi birbiri ile büyük ölçüde iç içedir.

ABD, teknolojik üstünlüğünü avantaj haline getirecek konsept ve kuvvetler üzerinde çalışmaktadır. 21. Yüzyıl teknolojinin devrimsel çağını temsil ediyor. Son 30 yılda gittikçe hızlanan teknolojik gelişmeler dünyayı çok önemli değişimlerin eşiğine getirdi. İlginç olan eskiden teknolojiler, toplumsal hayata nüfuz ederken, diğer teknolojilerle birlikte yaşardı. Ama şimdi teknolojiler hızla gelişirken, öncekiler kullanımdan aynı hızla kalkıyor, bu aslında “dönüşüm” demek. Henüz oldukça başında olduğumuz bu yeni teknoloji devrimi içinde iki teknoloji alanındaki gelişmeler en çok ilgiyi çekiyor; yapay zekâ ve biyoteknoloji.

Dünya orduları uzun zamandır muhtemelen 2035’lerde patlayacak Üçüncü Dünya Savaşı’na hazırlanıyor ve bu teknolojiler ilk insan benzeri ((insan-makine, insanımsılar, tam otonom savaşçılar), katil robotlar vb.) yapıları da içerecek. Yapay zekâ, kuantum uygulamaları, biyoteknoloji, nano-teknoloji ve robotlar gibi yeni teknolojilerin geleceğin savaşların yapısını ve savaşan kuvvet ve kabiliyetleri dönüşümsel olarak değiştirmesi bekleniyor.

Yapay zekâ ile alakalı yeni ve yıkıcı teknolojiler şu dört alanda karşılıklı ilişki içinde olacaklar:

– Otonomi,

– Biyoteknoloji,

– Uzay,

– Kuantum teknolojisi.

Bunların ilk örnekleri muharebe alanına gelmek üzere ve gerisi projeler halinde yani gelişme aşamasında. Verilmesi gereken en önemli karar ‘otonomi’ yani insan faktörünün karara katılmasının derecesi.

Geleceğin savaşlarında taarruzdan amfibi harekâta her harekât görevinde küçük robotların kullanılması ile ilgili testler ABD’de Fort Benning askeri üssünde yapılmaya başlandı. Öncelikle yüksek riskli görevler için düşünülen dört model robot, diğer kuvvetlere entegre bir yeni kabiliyet olarak düşünülüyor. Üzerine sensör, silah ve ağ teknolojisi yerleştirilmiş robotlar, normal askerlerin giremeyeceği bölgelerde başarı ile deneniyor.

Teknolojideki gelişmeler geleceğin savaşları için yeni nesil silahlar gerektiriyor. Bunlar arasında aşağıdakiler öne çıkıyor:

(1) Yeni Nesil Muharebe Aracı: Soğuk Savaş döneminden kalma günümüz tanklarının yerine kundağı motorlu silahlar ve robot tanklara geçilmesi.

(2) Kısa Mesafe Hava Savunması: savaş alanındaki zırhlı araçların üzerine hava savunma füzeleri konulması.

(3) Robot Tanklar: uzaktan kontrol edilen, şoförsüz robot savaş araçları.

(4) Geleceğin Dikey Kalkışı: Taarruz/Keşif helikopterlerinde yeni kabiliyetler.

(5) Uzun Menzilli Topçu ve Hipsersonik Füzeler: topçu menzilinin yüzlerce km.ye çıkarılması.

ABD Hava Kuvvetleri ve yeni Uzay Kuvveti, taarruz teknolojileri ile uzayı tamamen silahlandıracak bir vizyon oluşturuyorlar. Uzayın savunma amaçlı kullanımı ile ilgili yeni projeler söz konusu. İlk hedef, ABD’ye yaklaşan Kıtalararası Balistik Füzeleri (ICBM) yarı yolda iken vurmak için uzaya silah yerleştirmek. Hava Kuvvetleri sekreteri Frank KENDALL’ın açıklamasına göre, uzaydan küresel vuruş sistemleri geliştiriliyor. ABD Uzay Kuvveti Komutanı General John RAYMOND ise uzayın silahlanması ile ilgili olarak “Çin ve Rusya zaten bunu yapıyor” açıklamasında bulundu.

ABD Savunma Bakanlığı, Çin füze tehdidine karşı yeni bir füze ikaz/tespit teknolojisi üzerinde çalışıyor. Başüstü Daimî Kızılötesi tespit sistemi; düşman füzesinin yolundaki ısıyı tespit ederek ve uzaydan gelişini izleyerek ikaz sağlıyor. Bu sistem içinde uzayda konuşu Kızılötesi Uyduları ve hız tespit edici sensörler var.

Eski ve yeni askeri uyduların, ticari ve müttefik ağların yer aldığı melez mimaride gerçek zamanlıya yakın devasa verinin dikişsiz bir şekilde aktarılması için uzun menzilli yüksek hızlı optik haberleşme anahtar rolde olacak. DARPA’nın Space-BACN projesi optik uydu link terminalinin farklı uydu ağları ile uyumlu hale getirilmesini amaçlıyor. Bu amaçla, DARPA tarafından optik uydular arası linkler kurulması planlanıyor.

DARPA, Genişletilmiş Uzay Savaş Mimarisi, bir yandan alçak irtifa yörünge uydu grupları diğer yandan derin uzaydaki yörüngelere ulaşacak lazer linkleri peşinde. Bunlar için 10.000-70.000 km. derinlikte uydulara ihtiyaç var. Bu projelerin ilk safhası için ihale Ağustos 2022’de açıldı ve 11 şirket katıldı. Üç ana teknik alan var:

– Lazer linklerinin alacağı ve göndereceği verilere terminal sağlayan modüler, ölçeği ve ağırlığı az optik radar.

– Bu terminali çoklu optik dalgalar ile destekleyebilen modem.

– Komuta ve kontrol sisteminde karşılıklı haberleşmenin sağlanması.

SpaceX halen alçak irtifa yörüngesinde Starlink uydu grupları içinde kendi lazer linklerini kullanıyor. Optik haberleşme için uydu grupları oluşturmak üzere iki prototip uydu 2023 yılı sonunda uzaya gönderildi.

İkinci safha ihalesi henüz açılmadı ancak 2024 bütçesine 32.1 milyon dolar konuldu.

Geleceğin kabiliyetleri arasında yeni, uzun menzilli silahlar (PrSM), Orta Menzil Kabiliyeti (MRC) ve hipersonik füze ile ilgili hazırlıklar devam ediyor.

Kara ve Deniz kuvvetleri LRHW gelişimi üzerinde çalışıyorlar. Kara Kuvvetleri, son birkaç yıldır hipersonik testlerinde atma safhasında başarısızlıklar yaşadı.

Bir hipersonik silahın temel özelliği; hedefe giderken manevra yapabilmesi ve hızının 5 Mach’tan fazla olmasıdır. ABD’nin hipersonik AGM-183A hipersonik füze testleri Pasifik’teki hedeflerini vurmayı amaçlıyor. Aralık 2022’de üretilen ilk prototip Mart 2024’e kadar dört test uçuşu ile denendi. Şu ana kadar testler başarısız. Diğer hipersonik model Hipersonik Taarruz Cruise Füzesi ise uçaklar gibi pek çok platformdan atılabiliyor.

ABD’de HIII tarafından geliştirilen Remuz 130 İnsansız Denizaltı Aracı’nın görevleri arasında veri toplama, denizde petrol ve doğal gaz keşfi, arama ve kurtarma ve deniz mayın karşı tedbirleri var.

Amerikan teknoloji firması Anduril ve Güney Kore Savunma devi Hanwha ile birlikte ABD Kara Kuvvetleri için Küçük Çok-maksatlı Cihaz Taşıma (S-MET) Gelişim II programında iş birliği yapıyor. Amerikan şirketi aynı zamanda Hanwha’nın Arion-SMET platformuna dayalı olarak Otonom İnsansız Kara Aracı (UGV) üretecek. S-MET çerçevesinde Kara Kuvvetlerine Ekim 2024’e kadar 675 robot verilecek. Robotlar askerlerin yanında 72 saatte 90 km. giderek 500 kg. tedarik maddesi taşıyacak.

Halen prototipleri birliklerde denenen Robot Hafif Muharebe Aracı’nın 2028’de hizmete girmesi bekleniyor.

Oskhosh Robot Muharebe Aracı’nın (RCV) ilk testi 2023 yılında yapıldı. 10 yıldır ge-geliştirilmekte olan RCV, ABD Kara Kuvvetleri’nin Gelecek Nesil Muharebe Aracı ailesinin bir parçası olacak. RCV’den beklenenler durum farkındalığını artırmak, ölümcüllüğü takviye etmek, çok ortamlı operasyonlarda taktik seçenekler oluşturmak.

Savaş alanında yüzlerce uçak, gemi, tank ve askeri birlik kara, deniz, hava, uzay ve siber uzayda savaşırken bu stratejik kaosu yönetmekte yapay zekâ kullanımı için DARPA tarafından bir çalışma başlatıldı. “Stratejik Kaos Planlama, Taktik, Deney ve Esneklik Motoru (SCEPTER)” adı verilen program savaş alanında satranç oynamakla görevli olacak. Bu motor, JADC2’nin yerini almayacak ama ona çok yardımcı olacak.

Amerikan Silahlı Kuvvetleri için en gizemli ve masalsı gelişmeler nöroloji ve biyoteknoloji alanında bekleniyor. ABD’de insan geliştirme konusunda askeri alanda halen üzerinde çalışılan projeler şunlardır: insan-makine arayüzü ve tim kurma, insan performansı izleme ve geliştirme, insan timi özel eğitimi, insan giysisi (arayüz), platformlara cihaz entegrasyonu. ABD Savunma Bakanlığı Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA), halihazırda aşağıdaki çalışmaları yapıyor:

– Yeni nesil kapalı döngü aletleri ile Yeni Nesil Ameliyatdışı Nöroteknoloji, Nöral Mühendislik Sistemi Dizaynı, Aktif Hafıza Restorasyonu gibi projeler üzerinde çalışıyor.

– 2020 yılında oluşturulan altı tim ile N3 projesi dâhilinde deri altına alet nakli yapmadan çoklu beyin bölgelerini okumak ve yazmak için yüksek çözünürlüklü bir teknoloji geliştiriyor.

– NESD projesi ise beyne yerleştirilecek nöral arayüzler ve aletler arasında sinyal çözümü ve band genişliğini geliştirmeye odaklandı.

– Aktif Hafıza Restorasyonu (RAM) projesi, hafıza oluşturma ve restorasyonu için tamamen vücuda yerleştirilebilir nöral alet geliştiriyor.

– SUBNETS, nöro-psikolojik hastalıkları tedavi etmek için kapalı döngü yerleştirilebilir terapi ve teşhis aletleri üretiyor.

– TNT, sinirleri aktive ederek ve nöral bağlantıları destekleyerek bilişsel yetenekleri eğiterek geliştiren bir platform teknolojisi üzerinde çalışıyor.

– HAPTIX, ampüte insanlara duyu sağlayacak, dış modüllerle birlikte çalışacak modüler, kablosuz nöral mikro-arayüzler üretiyor.

– MOANA, özel bir başlık ile insan beyni ile makine arasında irtibat sağlayacak minimum yayılmacı, ameliyat dışı çözümler arıyor. Belirli nöronların ışığı yakalaması için gen terapisi üzerinde çalışılıyor. Böylece başlık, kızıl ötesi ışık kullanarak aktif beyin bölgelerini tespit edebilecek, beyin faaliyetlerini okuyup, yazabilecek.

DARPA, görsel ve işitsel nöro-protezler üzerinde çalışıyor ve İleri Konuşma Deşifre Programı ile sessiz konuşma arayüzleri geliştirmeyi hedefliyor. Sessiz konuşmanın, düşman tarafından dinlenmemek ve tespit edilmek için faydalı olduğu ve bunun için beyin-elektrik dalgalarının kullanılabileceği düşünülüyor.

Yeni nesil kapalı döngü sistemleri, insan beynine gerektiği zaman kişisel müdahale için gerekli olan uyarıcı işlevi oynayacak. Bu yüzden, askerlerin performansını geliştirmek için gelecek vaat ediyor. Sonraki adım, kapalı döngü beyin bilgi işlem arayüzü mimarisi ile askerleri grup halinde görevlerde kullanmak olacak. İlk beyinden beyine iletişim ara yüzü, gönderici ile aracı arasındaki iletişimin elektrik dalgalarının deşifresi ile değil kafatası manyetik uyarıcı ile sağlanacağını gösterdi. Ancak, algılayan ama harekete geçmeyen gönderici karşısında alıcının bilgiyi algılamadığı ama harekete geçtiği görüldü.

ABD Hava Kuvvetleri

ABD Hava Kuvvetleri, 1947 yılındaki kuruluşundan beri nicelik olarak en küçük konumunda, uçakları oldukça eskidi, ortalama bir uçak 37 yaşında. F-16’lar 52 yaşına girdi, şu an en yeni modeli satılıyor. Gelecek yıllarda Lockheed F-35’e dönülecek. F-35’ler için her yıl bütçeden 100 milyar dolar ayrılıyor. F-35, bir taktik savaş uçağı, düşmanla çok büyük bir okyanusta savaşmak için ideal değil. F-35’lerin hava muharebeleri için yeterli olmaması nedeni ile altıncı nesil hipersonik uçaklara ihtiyaç var ve bunun için 2030’a kadar olan dönemi hedefliyorlar. Bu uçaklardan beklenen hava, uzay ve siber savaş ihtiyaçlarını birleştirmesi.

Yaşlı filoların durumu şöyle: savaş/taarruz uçakları (29 yıl), bombardıman (45 yıl), tanker (49 yıl), helikopter (32 yıl), eğitim uçakları (32 yıl). Bütün yaşlı filolar modernizasyon programına alındı ama yüksek masraflar nedeni ile süreç yavaş işliyor.

Bazı filoların yaşları iyi durumda:

– Ulaştırma filosu; yeni alınan C-17 ve C-130’lar ile ortalama yaş 21 yıl.

– Yüksek önceliği nedeni ile özel operasyonlar filosu 12 yıl,

– İnsansız hava araçları/uzaktan kontrollü pilotlu araçlar (UAV/RPV) 6 yıl.

Uçak envanteri ve filoların yaşlanması gibi konular yakın dönemde sorun olmayacak. Yeni uçaklar filoların yaşlanma hızını azaltacak ama halen bütçe nedeni ile yeni uçak almakta zorlanıyorlar. Ancak, uzun dönem için gerekli uçaklar henüz tedarik edilmiş değil, sebebi ise çok yüksek masraflar.

Hava Kuvvetleri, 2002-2009 yılları arasındaki önemli düşüşten sonra uçak sayısını 5.500 civarında sabitledi. Envanterdeki uçakların ortalama yaş ömrü 30.6 yıl olarak belirlendi. Hava Kuvvetlerindeki uçak probleminin temelinde 1990’larda uçak tedarikinin uzun süre durması, bu dönemde elinde büyük bir savaş/taarruz uçağı filosu bulunması ve buradan doğrudan beşinci nesil uçağa geçme planı vardı. Bu plan, 2000’lerde 187 adet F-22 alınınca çöktü.

Filo sayısının 312’den 386’ya çıkması konuşulmuş olsa da Deniz Kuvvetleri’nin önceliği nedeni ile bu zor gözüküyor. Para bulunsa bile bunlar yeni uçaklara değil, Çin ile savaşta kullanılacak diğer gelişmiş sistemlere harcanacak.

Hava Kuvvetleri’nin öncelikli hedefi F-35 tedariki ve bir insansız hava aracı filosu kurmak. Daha fazla F-35 almak için F-16’lar ve A-10’lar emekli edilecek.

Öte yandan bir türlü geliştirilmeyen F-35 yüzünden gecikme yaşanıyor. Özetle bir yandan uçaklar azalıyor diğer yandan yaşlanıyorlar.

ABD, elektronik savaş yerine, daha çok görünmezlik teknolojisine yatırım yapıyor. Ancak, bütçe konusunda özellikle Deniz Kuvvetler ile büyük bir çekişme var ve telafi stratejisi bu kavgayı daha da artırıyor. Özellikle Deniz Kuvvetleri’nin havacılık merakı sorunun kaynağı oldu. Hava Kuvvetlerine alınacak F-35’lerden Deniz Kuvvetleri de istiyor.

ABD Hava Kuvvetleri; hava ve uzay görevleri icra etmektedir. Toplam 5.600 uçağı içinde F-22, F-35, F-15 ve F-16 öne çıkmaktadır. Stratejik bombardıman uçakları içinde B-2, B-1 ve B-52; nakliye uçakları içinde C-5, C-17 ve C-130 bulunmaktadır. Dünyanın en güçlü ordusunun en güçlü kuvveti olan Amerikan Hava Kuvvetleri’nin sorunlarına bakalım:

– Amerikan nükleer caydırıcılığının üçlü unsurundan biri olan LGM-30G Minuteman III kıtalar arası balistik füzeler, 1960’lardan beri birkaç kez modifiye edilmiş olsa da iş göremez hale geldi.

– B-2 görünmez bombardıman uçakları, Sovyetlerin derinliklerini vurmak için üretilmişti. Tek uzun menzilli filo olmalarına rağmen, bugüne kadar kullanım alanı bulunamadı. Çok pahalı olmaları (tanesi 2 milyar dolar) nedeni ile sayıları 21’e kadar düştü.

– F-22 Raptor: Yüksek irtifada, hızlı, görünmez ve manevra kabiliyeti ile ideal bir savaş uçağı olmasına rağmen, envanterde ancak 186 adet var ve bunun sadece 120’si muharip amaçlı. Yani F-22 ihtiyacı çok, yeni yatırım için bekleniyor.

– F-15E Eagle: uzun menzilli, yük kapasitesi fazla bir savaş uçağı olarak, F-111’lerin yerini aldı. Envanterde 213 adet var ve radarları yenileştiriliyor. 2030’lara kadar hizmette kalacak ama yerine ne gelecek belli değil.

– KC-135: Soğuk Savaş’ın başından beri kullanılan yakıt tankeri uçağı olarak artık sona geliyor. Bir kısmı KC-46 ile değiştirilecek ancak, 179 adet KC-46’nın üretimi 2028’leri bulacağı için o tarihe kadar envanterde kalmaya devam edecek.

Gelecekte uçak sayılarında önemli kesintiler olacak. Uçak sayısı hedeflerini tutturmak için bazı uçaklar emekli edilecek ya da kuvvet küçültülecek.

Nükleer Kuvvetler, Hava Kuvvetleri bütçesinden daha büyük bir pay istiyor ama Biden yönetiminin istediği nükleer modernizasyona bir kesim muhalif.

Hava Kuvvetleri ise Çin ile savaşa hazırlanıyor ve bunun için yedi operasyonel zorunluluk belirlemiş durumda. Çin ile savaş bir olasılık değil, gittikçe artan bir tehdit ve zamanın azaldığı düşünülüyor. ABD Hava Kuvvetleri Sekreteri Frank KENDALL, bütçe görüşmelerinde tamamen Çin’e angaje olduklarını açıkladı. Kendall, Çin ile rekabette yedi harekât temelinden bahsetti.

ABD Hava Kuvvetleri’nin öncelikleri arasında E-7A Wedgetail AWACS ve F-22 savaş uçakları geliyor. F-22 Raptor’lar ömrünü tamamlarken daha fazla muharip özelliklere sahip görünmez savaş uçağı yani yeni F22’ler en yüksek önceliği teşkil ediyor. Yeni F-22 hem Çin ile savaşa hem de NGAD platformunu içindeki rol beklentilerine göre tasarlanıyor. Ancak, eski F22’lerin modernize edilmesi de bir seçenek.

F-22 Raptor envanterden çıkarılarak onun yerine Yeni Nesil Hava Hâkimiyet (NGAD) uçağına yatırım yapılacak, diğer F-22’ler modernize edilerek NGAD için kullanılacak.

Emekli edilecek 250 uçak arasında şunlar bulunuyor; 32 F-22, 26 F-15E, 11 F-16C/D, 65 F-15C/D, 56 A-10, 22 T-1A, 12 HH-60G, 6 C-130H, 1 EC-130H, 2 CV-22s, 1 E-11, 16 KC-135.

Yeni nesil hava gücü için Hava Kuvvetleri NGAD teknolojileri altında bir “sistemler ailesi” kuruyor. Bu aile içinde NGAD platformu, Birleşik Muharip Uçak (CCA) drone programı ve otonomi geliştirme var. Hipersonik füze de ise yeni bir modele geçiliyor; HACM. Diğer bir geliştirilmekte olan füze ise yeni nükleer cruise füzesi (LRSO).

ABD Hava Kuvvetleri, 2028 yılına kadar CCA programı kapsamında, sensörlü veya karıştırıcı platformu olan 1000 CCA drone’u kullanmayı planlıyor. Bu tasarım otonom ya da pilotlu Gelecek Nesil Hava Hâkimiyet (NGAD) uçağı tarafından kontrol edilecek.

CCA için Boeing, General Atomics Aeronautical Systems (GA-ASI), Lockheed Martin, Northrop Grumman ve startup Anduril seçildi.

ABD Hava Kuvvetleri daha az savaş uçağı, daha fazla füze alıyor, hipersonik füzeye ise 2025’de fon ayrılmadı. 2025’de toplam 60 savaş uçağı (42 F-35A ve 18 F-15EX) ile 15 Boeing KC-46A yakıt uçağı alacak. Ayrıca 8 adet Boeing MH-139 helikopteri (ICBM silolarının etrafında devriye görevi için) ve 7 adet T-/A eğitim uçağı satın alınacak.

ABD Hava Kuvvetleri’nin en yüksek önceliği halen mühendislik ve üretim safhaları arasında olan B-21 Raider görünmez bombardıman uçağı.

2021 yılında kurulan, ABD Hava Kuvvetleri 350. Elektronik Savaş Birliği, yapay zekâ ile elektronik karşı tedbirleri kullanarak dünyanın herhangi bir yerinde ortaya çıkacak tehdidi pilotların üç saat içinde yok etmesini hedefliyor. F-15 ve B-52’lerde bu güncelleme yapıldı.

ABD Hava Kuvvetleri, envanterindeki F-22, F-35, F-15E, F-16 savaş uçakları ile sayıca azalıyor ve yaşlanıyorken, yeni nesil dijital omurganın ABD platformlarına büyük rakipleri karşısında pek çok avantaj sağlayacağı düşünülüyor.

Hava Kuvvetleri son beş yıldır personel seviyesini koruyor, sivil personelde artış var. Bir yandan günlük harekât temposunu sürdürürken diğer yandan büyük savaşın hazırlıklarına devam ediyor. Hava Kuvvetleri’nin önceliği Çin ile savaşta acil olan gelecek nesil uçağının geliştirilmesi ve tedariki. Cari operasyonlar ile geleceğin savaşına hazırlanma arasındaki ikilem gerilim yaratıyor. Muhtemelen Orta Doğu’daki görevlere son verilerek, büyük güç mücadelesine uygun bir yapılanma için stratejik karar bekleniyor.

Deniz Kuvvetleri

Makalenin devamı ve geniş versiyonu için:

https://www.academia.edu/122500536/ABD_Silahlı_Kuvvetlerinin_Modenizasyonu_ve_Dönüşümü