Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

YENİ “HİSSEDAR KAPİTALİZM”; BİR TÜR KOMÜNİZM

Prof. Dr. Sait YILMAZ

Hiçbir şeyin olmasın ama mutlu ol!

 21. yüzyıla kadar iki tür Kapitalizm vardı. Bunlardan birincisi olan (yatırım, üretim) klasik sermaye kapitalizminde eşya üretilir ve satılırdı. Üretimin üç unsuru; toprak, iş gücü ve sermaye idi. Daha sonra ortaya çıkan finansal kapitalizm ise paradan para kazanmak hedef oldu. Bankacılık ve sigorta gibi üretime dayalı olmayan işlemlerden para kazanılmaya başlanıldı. Ancak, son 20 yılda Batının bindiği dal olan sanayi kapitalizmi Çin’e hapsoldu, paradan para kazanan finans kapitalizmi ise bir doyuma ulaştı. Bu dönemde ABD’de bilgi teknolojisi köpüklerine dayanan endüstrisi ülkenin çöküşünü önledi. Büyük ölçüde klasik sermaye kapitalizmine dayalı Avrupa ekonomisi ise yeni düzene ayak uyduramadığı için son 15 yıldır bocalamakta, üretim çok azaldığı için işsizlik sorununu aşamamaktadır. Serbest ticaret-serbest pazar efsanesinin de sonuna geldik.

Önceki makalelerimizde de bahsettiğim gibi insan hayatı, aile, eğitim, toplum ve kapitalizm büyük bir dönüşümün eşiğinde. Şimdi, yeni kapitalizmin esasları belli oluyor. Küresel güç elitinin COVİD-19 ile başlayan Büyük Başlangıç’ı içinde yeni dünya düzeninde nasıl bir kapitalizm olacağından bahsediyoruz. Taşlar yerine oturuyor. Bu kapitalizmin adı “Hissedar Kapitalizm”. Bu kapitalizmde “mülkiyet hakkı” yok yani bir tür Komünizm. Her şey büyük şirket gruplarına ait olacak, siz sahip olmayacak ancak kiralayacaksınız. Büyük Şirketler şimdiden Dünya Ekonomik Forumu’nun öncülüğünde gruplaşmaya başladı. Böylece Bill Gates’in neden başka ülkelerde sürekli toprak satın aldığını, Türkiye’den ayrılmadığını daha iyi anlıyoruz. Bu makalede yeni Hissedar Kapitalizm ile birlikte, küresel güç elitinin planlarına değineceğiz.

Yeni Kapitalizm

Şimdi küresel elitin COVİD dönemi popüler oyuncusu Dünya Ekonomik Forumu (DEF), Büyük Başlangıç ile yeni bir mülkiyet tanımı yapıyor; “Hiçbir şeyin olmasın ama mutlu ol.” Özeti şu dünyanın bütün kaynaklarının sahipliği ve kontrolü teknokrat bir elit tarafından üstlenilecek, siz ise her şeyin geçici kullanımı için ödeme yapacaksınız. Bu DEF’in 2030 gündemindeki Büyük Başlangıç’ın bir parçası. Bu “paydaş kapitalizm”den, “hissedar kapitalizm”e geçiş.

Bunun herkes için “adalet” olduğunu iddia ediyorlar. Gerçekte olan, hissedar kapitalizm ile özgürlüğünüz ve gücünüzün ülkelerin seçilmiş hükümetlerinden özel şirketlere ve diğer DEF gibi seçilmemiş hissedarlara aktarılması. Nitekim pandemi ile birlikte bu seçilmemiş adresler sağlığımız için neyin iyi olduğuna karar vermeye başladılar.

Başta Biden olmak üzere ABD yönetimi “hissedar kapitalizm”i kanunlaştırmak için çalışmalara başladı. Bu aslında küresel elit tarafından kurgulanan ve özel mülkiyeti kaldıran yeni tür bir Komünizm. Tek Dünya Hükümeti için ideal ekonomik düzen. Bu düzen COVİD-19’un nüfus kontrolü ve aşı üzerinden köleleştirme planı ile birlikte çalışacak.

Özetle feodal düzene dönüyoruz. Hiçbir şey size ait olmayacak, bütün eşyalar ve kaynaklar kolektif olarak kullanılacak, gerçek sahiplik bir tür üst tabakanın, küresel elitin memurlarının olacak. Tıpkı bir yurtta yaşar gibi yaşayacaksınız, ütü ya da çaydanlığı kiralayacak, sonra da geri vereceksiniz. Propagandası böyle yapılıyor; “Evinizde eşya depolamaya gerek yok!” Hatta istediğiniz her şeyi drone ile kapınıza kadar getirme sözü veriyorlar, tabii paranız varsa. Üstelik siz ne istediğinize karar vermeyeceksiniz, bunu sizin adınıza sizi her türlü koklayan yapay zekâ yapacak. Hayatınızın yönüne, zevklerinize karar verecek, istemeseniz de sizin için gerekli olduğunu düşündüğünü size getirecek.

Büyük Başlangıç, ulusal hükümetler ve uluslararası yapılar ile birlikte 2030 yılına kadar kapitalizmi sıfırlamayı ve yeni kapitalizmi ulusaşan teknokratik refah/gözetleme devletine entegre etmeyi hedefliyor. DEF üyesi şirketler ve ortak hükümetler bu sıfırlamayı yaparken kişisel mülkiyeti kaldırmayı ve hemen hemen tüm zenginlikleri büyük uluslararası şirketlerin elinde toplamayı hesaplıyor. Yeni ekonomide bütün bireysel ihtiyaçlar kiralanacak, özel mülkiyet olmayacak.

Dünya Ekonomik Forumu, ID2020’i uygulamada ana rol aldı. Gerekçeyi şöyle açıkladılar (SDG 16); “2030 yılına kadar, sürdürülebilir kalkınma ve adalet sağlamak için her seviyede hesap verebilir ve kapsayıcı kurumlar inşa ederek barışçı ve kapsayıcı toplumları geliştirmek.” Dünya Ekonomik Forumu, dolara dayalı bir yaptırım stratejisi içinde ülkelerin varlıklarına el koymayı hedefliyor.

Bill Gates ve Yeni Kapitalizm’in Sahipsizleştirme Projesi

Büyülü kelimeler olan “hissedar kapitalizm” konseptinin babası DEF başkanı Klaus Schwab on yıllardır bunun üzerinde çalışıyor ve Büyük Başlangıç Planı’nı yapmanın gururunu taşıyor. Yeni kapitalist modelin arkasındaki fikir, artık büyük şirketlerin hissedarları için çalışmak yerine; müşterileri, tedarikçileri, işçileri ve diğer hissedarları için değer yaratarak toplumun gardiyanı olması. Bunun için öncelikle küresel yönetişimin her alanında özel sektör, hükümetler ve sivil toplum ile çoklu hissedar ortaklıkları oluşturulacak. Daha sonra bu ortaklıklar muğlaklaşacak ve daha derine indikçe şirketler toplum üzerinde daha çok güç kazanacak. Hissedarlarına hizmet eden şirketlerin yerini küresel yönetişimin çoklu-hissedar modeli içinde karar vermede resmi ana hissedar olan şirketler alacak, hükümetler ve sivil toplum pencereden seyredecek.

Muhtemelen 45 çoklu-hissedar grubu pek çok alanda kurallar belirleyecek. Örneğin ekosistem ile ilgili çoklu-hissedar grubu olarak aşı kullanımını artırmaya çalışan COVAX İnisiyatifi örnek olarak gösteriliyor. COVAX’ın içinde küresel aşı inisiyatifi GAVI ve Salgın Hazırlık Yenilikleri Koalisyonu (CEPI) var. Bunların ikisi de Bill Gates Vakfı’nın üyesi ve ortakları arasında uzun bir ilaç şirketi listesi var. Tabii ki hiç birinin derdi kamuya hizmet değil sadece para. Sonuç olarak, unutmamız gereken şey, yeni kapitalizmde sadece mülkiyet hakkımız değil, özgürlüklerimiz de elimizden gidecek. Senin için iyi olana onlar karar verecek, bunu adil olmak adına yapacaklar. COVİD-19 ile başlayan dönem bunun alıştırması. Dezenformasyon ve korku üzerine kurulu bir düzen. Demokrasinin adı bile yok.

Halen küresel tüm tarımsal-gıda zincirinin büyük şirketlere devşirildiği bir dönemin içindeyiz. Amazon, Microsoft, Facebook ve Google gibi sözde ileri teknoloji/büyük-veri şirket grupları geleneksel tarım devlerine (Corteva, Bayer, Cargill ve Syntenga) katılarak dünyaya kendi gıda ve tarım modellerini dayatmaya hazırlanıyorlar. Tabii ki işin başında Bill ve Melinda Gates Vakfı var. Neler yapıyorlar;

– Büyük tarım alanları satın alıyorlar,

– Biyo-sentetik gıdaları ve genetik mühendisliği teknolojilerini destekliyorlar,

– Mega tarım-gıda şirketlerinin işlerini kolaylaştırıyorlar.

Makalenin devamı ve geniş versiyonu için;

https://www.academia.edu/61192841/Yeni_Hissedar_Kapitalizm_bir_tür_Komünizm