Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

Araştırma şirketi Konda Ocak ayı başında 10 yıllık toplumsal değişim raporunu yayınlamıştır: İlkini 2008’de, ikincisini 2015’te gerçekleştirdiğimiz Hayat Tarzları araştırmamızı 2018’de tekrarladık. Toplumun gündelik pratiklerine ve değerlerine daha yakından bakabilmeyi, farklı hayat tarzlarına sahip toplumsal kümelerin nasıl yaşadıklarını anlamayı ve toplumda son 10 yılda değişen veya değişmeyen trendleri yakalamayı amaçladığımız bu araştırmamız için Nisan 2018’de Türkiye 5793 kişi ile hanelerinde yüz yüze görüştük. Bu gösterimde 2008 ve 2018 araştırma verilerini karşılaştırarak toplumu tarif eden farklı göstergelerin son 10 yılda nasıl değiştiğini tespit edebiliyoruz. Toplumun hangi konularda nasıl aşama kaydettiğini incelemek için faydalı bir kaynak olmasını umuyoruz.”

(https://interaktif.konda.com.tr/tr/HayatTarzlari2018/#secondPage )

Rapor’da 2008 ile 2018 arasında çeşitli alanlarda karşılaştırmalar yapılmıştır. İlki 2008’de, ikincisi 2015’te gerçekleştirilen Hayat Tarzları Araştırması 2018’de tekrarlanmıştır: Toplumun gündelik değerlerine daha yakından bakabilmeyi, farklı hayat tarzlarına sahip toplumsal kümelerin nasıl yaşadıklarını anlamayı ve toplumda son 10 yılda değişen veya değişmeyen trendleri yakalama amacıyla Nisan 2018’de 5793 kişiyle hanelerinde yüz yüze görüşülmüştür.

Rapora göre 2008 yılında “mutluyum” diyenlerin oranı yüzde 57 iken, bu oran 2018’de yüzde 52’ye gerilemiştir. Bu gerileme Mart ayında yapılacak yerel seçimleri doğrudan etkileyecek bir faktördür.

Çünkü mutlu olmayanların verecekleri oylar seçimim kaderini belirler. Bu sebeple iktidarlar seçimlere yakın halkı mutlu etmeye çalışır, vergileri erteler, zam yapmaz, yapılması zorunlu olanları seçim sonrasına bırakır, gelir arttırıcı önlemlere başvurur, ücretler ve maaşlara zam yapar, çalışanlara yılda iki defa ikramiye vermeye karar verir, yoksullara sosyal yardımları artırır, vergi borçlarını erteler ve taksitlendir, ucuz konut satışlarına başlar. Tüm bu tedbirler, halkı mutlu etmeye yöneliktir.

Teoride mutluluk temalı araştırmalar, iktisat dahil bir çok bilim dalının ilgi alanındadır. Mutluluk ölçümleri, özellikle kamu ekonomisi ve hükümet politikaları ile yakından ilgilidir. Bu alanlarda alınacak kararların ve yapılacak uygulamaların daha etkin sonuçlara ulaşabilmesi için, kişileri mutlu eden faktörler çok önemlidir.

Bu sebeple kişilerin mutluluk seviyesini arttıracak politikalar seçimlerin kazanılmasında önemli bir faktördür. Çünkü toplumuzda çoğu insan için mutluluk, yaşamdaki en önemli amaçtır.

Mutluluk, kişinin yaşamını kendi değerlerine göre dolu, anlamlı ve huzurlu bir şekilde algılama sürecidir. Bu süreci etkileyen birçok değişken vardır ki, bu değişkenler kişiden kişiye farklılık gösterebileceği gibi, farklı devletlerde, farklı coğrafi bölgelerde ya da farklı değerlere sahip toplumlarda da değişkenlik gösterebilir.

Türkiye’de bu alanda araştırmalarını sürdüren TÜİK; Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nda mutluluk kavramının, demografik, ekonomik, fiziksel çevre, sosyal çevre, içinde yaşanılan ülkenin durumu gibi yaşam koşullarını belirleyen bileşenlerin sonucunda oluştuğunu açıklamaktadır. Aynı araştırmada mutluluk ve memnuniyet kavramlarının oluşumunda nesnel yaşam koşulları ile öznel algıların etkisinin birlikte yer aldığı ve kişisel düzeyde mutluluk ile memnuniyet kavramlarının iç içe geçtiği belirtilmiştir.

Mutluluk araştırmalarında gelir seviyesi düşük olan kişilerin bazı durumlarda yüksek gelire sahip olanlara göre daha mutlu olduğu gerçeği ortaya çıkmıştır. Ülkeler arası yapılan mutluluk sıralamalarında milli geliri düşük olan ülkelerin yüksek milli gelire sahip ülkelere göre ön sıralarda yer aldığı görülmektedir. Gelir ile mutluluk arasındaki ilişkide gelir seviyesi ihmal edilemez ama mutluluk sadece gelir seviyesinin yüksekliği ile açıklanamaz. Bu alanda yapılacak analizlerde mutluluğu etkileyen diğer faktörlerin de gelirle birlikte ele alınması ve değerlendirilmesi gerekir.

Toplumun mutlu olmasının temelinde kamusal uygulamaların yeri göz ardı edilmemelidir. Kamusal hizmetlerden toplumun memnuniyetini ölçüp, toplumsal refahı artırıcı politikaların uygulanması teşvik edilmelidir. Kişileri mutlu eden faktörlerin doğru bir şekilde belirlenmesi, kamusal harcamaların toplumsal mutluluğu artırıcı alanlara yönlendirilmesini sağlayabilir. Böylece devletin en önemli amacı olan vatandaşlarının mutlu olmasının sağlanmasında atılacak adımların daha gerçekçi bir şekilde gerçekleşmesi mümkün olabilir.

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Ağı’nın hazırladığı 2018 Dünya Mutluluk Raporu’na göre dünyanın en mutlu ülkesi Finlandiya’dır. Finlandiya 5,5 milyon nüfusu ile dünyanın en mutlu ülkesi olmasının yanında dünyanın en istikrarlı, en güvenli ve en iyi yönetilen ülkesi de olmuştur. Finlandiya, aynı zamanda en az yolsuzluğun yaşandığı ülkeler arasındadır.

Finlandiya’da okul, kitaplar ve okul yemeklerini içeren 9 yıllık kapsamlı okul eğitimi ücretsizdir. Devlet, 17 yaşının üstündeki tüm öğrencilere ödenek ve kredi desteği vermektedir. Nüfusunun yüzde 90’dan fazlasını Finliler oluşturmaktadır.

Nüfus yoğunluğu güneyde çok fazladır. Kuzeyde ise gittikçe azalır. Nüfusun yüzde 20’si başkent Helsinki ve civarında yaşamaktadır. Nüfusun yüzde 91,6’sı Hıristiyanlığın Protestan mezhebine, kalanı değişik mezheplere bağlıdır. Geri kalan dini azınlığın büyük kısmını Yunan Ortodokslar meydana getirir. Çok az da Yahudi vardır.

Eğitim ve öğretimin AB vatandaşlarına parasız olduğu Finlandiya’da 20 üniversite bulunmaktadır. 7-15 yaş arası eğitim ve öğretimin mecburi olduğu ülkede okuma yazma bilenlerin oranı yüzde 100’dür. Çalışan nüfusun yüzde 25’i tarım ve ormancılıkla uğraşır. Kuzeyde yaşayan Laponlar ren geyiği çobanlığı ve avcılığı ile geçinir. Yıllık nüfus artışı yüzde 0,3 olup, kilometrekareye 14,7 kişi düşer.

Rapora göre Türkiye, geçen yıla göre 5 sıra gerileyerek 74’ncü olmuştur. Dünyanın en mutlu ilk dört ülkesi arasında İzlanda da vardır. 2018 Dünya Mutluluk Raporu’na göre ABD’nin istikrarlı düşüşü, ülkenin obezite, madde bağımlılığı ve depresyon ile mücadelesine bağlanmıştır. Doğu Afrika’daki Burundi, etnik karışıklıklar, temizlik, iç savaşlar ve darbe girişimleriyle dünyadaki en mutsuz ülke olmuştur. Suriye’de iç savaş olmasına rağmen bu ülkenin altında altı ülke bulunmaktadır: Ruanda, Yemen, Tanzanya, Güney Sudan, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Burundi.

156 ülkenin yer aldığı rapora göre dünyanın en mutlu 20 ülkesi şunlardır: Finlandiya, Norveç, Danimarka, İzlanda, İsviçre, Hollanda, Kanada, Yeni Zelanda, İsveç, Avustralya, Kosta Rika, İrlanda, Almanya, Belçika, Lüksemburg, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri. İlk 20 ülkenin 7’i Avrupa Birliği ülkesidir. İlk 20 içinde sadece bir Arap ülkesi yer alırken, son 10 ülke arasında 3 Arap ülkesi bulunmaktadır: Suriye. Sudan ve Güney Yemen.

Dünya Mutluluk Endeksinde 2008-2010 dönemine göre 2015-2017’de en fazla gelişme gösteren ülkeler ise Togo, Letonya, Bulgaristan, Sierra Leone, Sırbistan, Makedonya, Özbekistan, Fas, Macaristan ve Romanya’dır. Türkiye 141 ülke arsında 49’ncudur. En kötü ülkeler ise Ruanda, Arnavutluk, Madagaskar, Bostwana, Türkmenistan, Ukrayna, Yemen, Suriye, Malawi ve Venezuela’dır. Son sırasındaki ülke dikkat çekicidir.

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ülkesinde barışın tesisi için bu yıl muhalefetle diyalog kurmaya çalışacağını söylemiştir. Devlet televizyonu VTV’de İspanyol gazeteci Ignacio Ramonet’in sunduğu programa katılan Maduro, muhalefete daha önce 400’den fazla diyalog çağrısı yaptığını söylemiş ve müzakereye açık olduğunu vurgulamıştır: “Bu yönde umutluyum. Barışa ve sükunete ihtiyacı olan Venezuela’nın, muhalefeti yeniden ortaya çıkaracak verimli bir diyaloga ulaşması için 2019 yılında çalışacağım.”

Venezuela’da muhalefetin önde gelen isimleri ve sosyal medya kullanıcıları, ülkelerinde ekonomik kriz yaşandığı bir dönemde Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun İstanbul’da Nusr-Et’te yemek yemesine tepki göstermişlerdir.

Maduro, Çin’e yaptığı resmi ziyaretin ardından eşi Cilia ile birlikte İstanbul’a uğramıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan G20 zirvesi için gittiği Latin Amerika’da Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile de görüşmüştür. Bu, bir Türkiye Cumhurbaşkanı tarafından Venezuela’ya yapılan ilk resmi ziyaret olmuştur. Fakat unutmayalım. 16 Mart 2014 tarihinde BM Genel Kurulu Kırım’ın işgal referandumunu kabul etmemiş ve hukuk dışı saymıştır. İlhak, Rusya dışında sadece Afganistan, Nikaragua, Venezuela ve Suriye tarafından tanınmıştır

Adsız1

Dünya Mutluluk Endeksi 2015-2017

Kaynak: https://s3.amazonaws.com/happiness-report/2018/WHR_web.pdf

 Adsız2

 Dünya Mutluluk Endeksi’nde Gelişmeler: 2008-2010 2015-2017

Kaynak: https://s3.amazonaws.com/happiness-report/2018/WHR_web.pdf

Mutluluk endeksindeki gerilemenin çok önemli bir sonucu vardır. Eğer ülkede yaşayanlar mutlu olmazlarsa ülkeden çıkmaya başlarlar. Bunun için Türkiye’nin mutluluk endeksinde hızla yükselmesi gerekir. Eğer düşme başlarsa New York Times (NYT) gibi gazeteler “Türkiye’den yurt dışına göç” konulu haber yapmaya başlar. NYT göçe başlıca neden olarak “kayırmacılık ve artan otoriterleşmeyi” göstermiştir. Haberde, “Ülkenin kuruluşundan bu yana ilk kez, kültür ve iş hayatına yön veren üst sınıf ailelerin Türkiye’yi terk ettiği” belirtilmiştir. (Spurning Erdogan’s Vision, Turks Leave in Droves, Draining Money and Talent, January, 2, 2019))

(https://www.nytimes.com/2019/01/02/world/europe/turkey-emigration erdogan.html?rref=collection%2Ftimestopic%2FTurkey&action=click&contentCollection=world&region=stream&module=stream_unit&version=latest&contentPlacement=2&pgtype=collection)

Mutluluk Endeksi’ndeki düşüşe paralel olarak bir diğer önemli gelişmeye Varlık Göçü İncelemesi’nde  (Global Wealth Migration Review) yer verilmiştir. 2016 ile 2017 yıllarında Türkiye’nin varlıklı diliminin yüzde 12’sine denk gelen en az 12 bin dolar milyonerinin servetlerini yurt dışına çıkardığı haberleştirmiştir. Eğer endekste düşme olmasaydı dolar milyonerleri servetlerini yurt dışına herhalde çıkarmazlardı. (https://samnytt.se/wp-content/uploads/2018/02/GWMR-2018.pdf)