Dün aldığımız acı haberlerden biri de IŞID tarafından 2014 yılında ele geçirilen Irak’ın Kuzeyinde bulunan bir Türkmen kenti Telafer’de 160 Türkmen’in infaz edilmesiydi. Türkmenlere yönelik bu faaliyetler yeni değil ancak her defasında nasıl bir tepki verileceği sorusu akla geliyor.
Türkmen konusu, Türkiye’de birçok insan tarafından yeterince bilinmeyen ve gereken önemi görmeyen bir görünüm sergilemektedir. Arap ve Kürtler gibi Irak halkını teşkil eden önemli unsurlardan birini de Türkmenler oluşturmaktadır. Türkmenler, Irak halkının eğitimli ve aydın bölümünü oluşturmaktadır. Ne var ki, 1959 yılından sonra Irak’ta yaşayan Türklerin Türkiye ile olan kan ve kültür bağlarını unutturmak için, soydaşlarımıza, devlet tarafından resmi olarak “Türkmen” denilmeye başlanmıştır. Hatta Türkler, Lozan Konferansında İngiliz heyeti tarafından da “Türkmenler” olarak ifade edilmişlerdir. Devletin asimilasyon politikalarının bir sonucu olarak, Irak Türkmenlerinin nüfusu, hiçbir zaman gerçek ve tarafsız bir sayımla ortaya konmamıştır.
Yeni olmayan Irak’ta ki Türklere yönelik katliamlara tepkimiz ne olmuştu?… Kısa bir tarih turu atalım…
14 Temmuz 1958’de Irak’ta yapılan kanlı ihtilalle krallık devrilerek yerine Cumhuriyet ilan edilmiş, ihtilali yapan Abdülkerim Kasım ihtilalde Kürtlere dayanmıştı. Cumhuriyet’in birinci yıl kutlamalarında (14 Temmuz 1959) Kerkük Türklerinin de sokaklara döküldüğünü fırsat bilen Iraklılar, Türklere saldırmaya başlamıştı. Artık Türk katliamı başlamış ve bu katliam üç gün üç gece devam etmişti. Olayların Türkiye’de duyulması üzerine dönemin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Irak’ın Ankara Büyükelçisi’ni çağırarak Türkmenler için güvencenin yanı sıra suçluların bulunarak cezalandırılmasını istemiştir. Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi de Ankara’ya gelerek olaylar hakkında hükümete bilgi vermiş, Irak yönetimine Türkmenler konusunda Türkiye’nin isteklerini içeren Başbakan Adnan Menderes’e ait bir mesajı da beraberinde Bağdat’a götürmüştü.
Kerkük katliamı ile ilgili fotoğrafların, Türk basınında da yer almasıyla beraber Türk kamuoyunun olaylara tepkisi sert olmuş ve halkın galeyana gelmesini istemeyen Türk Hükümeti, bu konuda önlem almıştır. Bu soykırımı uluslararası platformda kullanmayı düşünmeyen Adnan Menderes Hükümeti, 21 Ekim 1959 tarihinde aldığı bir kararla, 14-16 Temmuz 1959 tarihinde Irak’ın Kerkük bölgesinde Türklerin katliamı ile sona eren olaylarla ilgili resim, film ve sair dokümanların Türkiye’ye girmesini ve dağıtılmasını yasaklamıştı. Türk basını katliamı kınamış, fakat Türk Hükümeti etkili bir girişimde bulunmamıştır. Hatta Irak Türklerinin, İslam Konferansı toplantıları için yazılı olmasa da sözlü talepte bulundukları ancak, Türkiye’nin hiçbir zaman siyasi olarak Türkmenleri dile getirmediği de belirtilmiştir.
Günümüze gelindiğinde ise tarihsel yaklaşımlar dikkate alınarak daha tutarlı ve sağduyulu bir yöntem izlenmelidir. Unutulmamalıdır ki, güneydoğu Türkiye’nin hassas bölgesidir, yumuşak karnıdır. Oluşabilecek Kürt devletinin kuzeyi de Türkiye topraklarının bir bölümünü içine alacaktır. ABD’nin desteğiyle Irak Hükümeti’nde önemli makamları işgal eden Kürtler, işgalden sonraki süreçte kendi bağımsızlıklarını sağlayacak yolda süratle ilerlemişlerdir. Irak’ın kuzeyinde bir “Kürdistan” bölgesi kurulmuş, Türkmen bölgesi yok sayılmış ve Kürdistan’ın bir parçası gibi görülmüştür.
Türkmen toplumuna iki seçenek kalmaktadır: ya Kürt yönetimi altı¬na girmeye ve yok olmayı kabullenecektir; ya da Kürt yönetimini reddedip ayrı bir Türkmen bölgesi kurulması için çalışacaktır. IŞİD ise, Kürtlerle danışıklı dövüş ile Türkmen yerleşim bölgelerinde katliamlar yaparak, peşmergenin Musul-Kerkük-Telafer bölgesini işgaline zemin hazırlamıştır.
Türkiye, Türkmenlere tam destek vermelidir. Çünkü Türkmenlerin Kürtlerle eşit duruma gelmesi ve Kerkük-Telafer hattında bir Türkmen bölgesi kurulması, Türkiye’nin güvenliği bakımından da önem taşımaktadır. Türkmen sorunu, bir bakıma Türkiye’nin güvenlik sorunudur. Türkmenler ve Türkmen bölgesi, Irak’ın kuzeyinde Kürt grupları dengeleyebilecektir.
Kaynakça
Nazmi Sevgen, “Kerkük Türkleri I”, Belgelerle Türk Tarih Dergisi, S.38, (Kasım 1970)
Seha L. Meray, Lozan Barış Konferansı, Tutanaklar-Belgeler, I, A.Ü.S.B.F. yay., Ankara, 1969.
Hicran Kazancı, “Irak’ın Hassas Dengelerindeki Türkmenler”, 2023, S.38, (15 Haziran 2004).
Mehmet Saray, ‘‘Irak ve Türk-Irak İlişkileri’’,Türkiye ve Yakın Komşuları, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2006.
Turan Silleli, Büyük Oyunda Türkiye- Irak İlişkileri, IQ Kültür Sanat yay., İstanbul, 2005.
27/09/2006’da eski Türkmen temsilcisi Mustafa Ziya ile Yapılan Görüşme Tutanakları.
İlhan Yılmaz Cömert, KÖRFEZ SAVAŞLARINDAN GÜNÜMÜZE TÜRKMEN SORUNU, yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
- HANİYE SUİKASTI VE UÇURUMUN EŞİĞİNDEKİ ORTADOĞU - 2 Ağustos 2024
- REİSİ’NİN ÖLÜMÜ VE İRAN’IN GELECEĞİ - 23 Mayıs 2024
- İRAN’IN NÜKLEER SİLAH POTANSİYELİ - 7 Mayıs 2024
- VEKÂLET SAVAŞI SICAK SAVAŞA MI DÖNÜŞÜYOR? - 20 Nisan 2024
- AFRİKA’NIN IRAK’I SUDAN - 10 Mayıs 2023
- KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ ULUSUN ÖZGÜRLÜĞÜ - 1 Aralık 2022
- İRAN SEÇİMLERİNE BİR BAKIŞ - 8 Temmuz 2021
- ABD’NİN İRAN’A YÖNELİK SAVAŞ PLANI GERÇEKÇİ Mİ? - 21 Haziran 2019
- İRAN’IN KALBİ DEVRİM MUHAFIZLARI ABD TERÖR LİSTESİNDE - 9 Nisan 2019
- TÜRKİYE İLE İRAN’IN YILAN HİKÂYESİNE DÖNEN PKK OPERASYONU - 19 Mart 2019