Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ KONGRESİ TOPLANACAK MI?

Son günlerde kamuoyunun kafasında dolaşan belli başlı sorulardan bazıları:

-Bölücü terör örgütü (PKK) Kongresi toplanacak mı?

-Toplanacaksa ne zaman, nerede toplanacak?

-Silah bırakacak mı?

-Tasfiye kararı alacak mı ve bunun gibi daha birçok soru, ister istemez ülke gündemini meşgul eden konuların başında geliyor.

Bu noktaya nasıl gelindi?

Ortada fol yok yumurta yokken, durup dururken, teröristbaşı bulunduğu yerde sessiz sedasız yatarken, birdenbire siyasi otoritenin küçük ortağının lideri bebek katili teröristbaşına çağrıda bulundu.

‘’Gelsin mecliste konuşsun, örgütü tasfiye ettiklerini ve silah bıraktıklarını haykırsın’’ diyerek bize göre yeni bir açılım süreci başlattı. Cumhur ittifakından gelen böyle ani bir çıkışın hem iç hem de dış siyasette bazı beklentiler sebebiyle olduğu farklı çevrelerce dillendirildi.

Herkes şaşırdı, bu da nerden çıktı diye biribirine sormaya başladı.

Bilahare İmralı heyeti diye bir heyet icat edildi.

Anılan heyet bazı siyasi partileri tek tek gezerek, kapalı kapılar arkasında sözde istişare ve görüş alışverişinde bulundu.

Ne konuştukları ne görüştükleri hakkında kimse bir şey anlamadı, kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapılmadı, yöneltilen sorulara doğru dürüst cevap bile  verilmedi, kamuoyu meraktan çatladı.

Derken bebek katili teröristbaşının terör örgütüne yönelik beklenen çağrısı 27 Şubat’ta geldi.

Ne var ki, başlangıçta örgüt bu çağrıya pek de ilgi göstermedi, pek kulak asmadı, kimi çevrelerce örgütün bu çağrıya uymayacağı dillendirildi.

Bir süre örgüt tarafından iktidar ve küçük ortağının beklentisini karşılayacak bir açıklama gelmedi. Çünkü onlar da devlet tarafından böyle bir çağrının yapılacağını beklemiyorlardı. Ardından sanki ellerine fırsat geçmiş gibi küstahça açıklamalarda bulundular.

Derken çağrı sahipleri, örgütün acilen kongresini toplamasını ve atılması gereken adımların derhal atılmasını talebini iletti.

Kongrenin toplanması zaman ve mekânı hakkında, o gün bu gün somut bir adım atılmadı, açıklama yapılmadı. Örgüt işi ağırdan almaya başladı. Fırsattan istifade ile belli koşullar öne sürerek pazarlık konusu yapmaya başladı.

Örgüt kongre çağrısına nasıl bakıyor?

Bölücü örgütün önde gelen isimlerinden Zübeyir AYDAR isimli terörist, bir televizyon kanalında konuyla ilgili açık kaynaklarda yer alan çok önemli açıklamalarda bulundu.

Önce bazı koşullar öne sürdü.

“Tecridin mutlaka kalkması ve Önder Apo’nun özgür çalışır duruma gelmesi lazım” dedi.

“Önder Apo’nun çözüme hizmet edebilir duruma gelmesi gerektiğinden” bahsetti.

“Heyetin tek başına adaya gidip görüşmeler yapması pek fazla bir anlam ifade etmez” gibi lâflar etti.

Birinci çözüm sürecini kastederek, “Bu iş geçmişte de bu şekilde olmadı, şimdi de olmaz,”

“Başkan Apo kongreye politik bir raporla katılması lazım, delegeyi ikna etmesi lazım,” 

Kongrenin ne zaman ve nerde toplanacağı sorusuna, ‘’Bu konuda henüz bir netlik yok’’ dedi.

Ankara’nın kongre beklentisini küçümser sözlerle eleştirerek, “PKK delegesi sanki Ankara’da devlet memuru mu ki, bir Pazar günü hemen toplansın” dedi.

Bununla da yetinmeyen terörist Aydar son olarak, “PKK feshini şöyle değerlendirmek lazım: kendisini değiştiriyor, yeni döneme uygun bir örgütlenmeye giriyor. Bu halk örgütsüz olamaz, bu hareket örgütsüz kalacak diye kimse bir beklenti içinde olmasın” diyerek örgütün bu meseleye bakış açısını açık ve seçik olarak ortaya koydu.

Arkasından Mustafa KARASU isimli teröristin konu ile ilgili açıklamaları geldi. “Devletin çağrısı teslim olun çağrısıdır. Önderliğin istemesi ile gerilla teslim olmaz. Teslim olun, silahları bırakın tarzındaki çağrı süreci sabote eder. Gerilla da karşı tutuma girer. Sonuna kadar savaşır.’’  diyerek gerçek niyetlerini tehdit ederek ortaya koydu.

Değerlendirme

Yukardaki açıklamalar, siyasi iktidarın ve küçük ortağının tasvip edemeyeceği ve sürecin akıbeti hakkında bize göre hiç de iç açıcı olmayan açıklamalardır.

Bu durum, örgütün meseleye yaklaşımının menfi yönde olduğunu göstermektedir.

Bölücü örgüt el yükseltiyor. Bebek katilinin serbest bırakılması şartını net bir şekilde ortaya koyuyor. Eğer siz teröristi muhatap kabul eder müzakereye girişirseniz, döner size barış ve kardeşlikten bahseder, insan hakları ve demokrasi dersi verir. Halihazırda bölücü terör örgütüyle gelinen nokta bundan ibarettir. 

Yeni çözüm süreci olarak adlandırdığımız bu süreç, aslında düşmanlık ortamına sekte vurmuştur. Bu nedenle siyasi otoritenin tek taraflı iyi niyetinin karşılık bulmasının zor olduğu düşünülmektedir.

Zübeyir AYDAR isimli teröristin yukarda çok net açıklamalarla ortaya koyduğu ve özellikle, “Bu halk örgütsüz olamaz, bu hareket örgütsüz kalacak diye kimse bir beklenti içinde olmasın” şeklindeki açıklaması önemlidir. “Bu halk örgütsüz olamaz” demek, terör ve şiddetten kopamaz anlamı taşır.

Örgütün konuyla ilgili hareket tarzını bu açıklama çerçevesinde şekillendireceği ve bu doğrultuda hareket edeceği değerlendirilmektedir.

Siyasetin belirlediği politik hedef, terörle mücadelenin doğasına ve ruhuna uygun olmalıdır. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, geçtiğimiz ramazan ayında şehit ailelerine verilen iftar yemeğinde, “Sözler tutulmazsa günah bizden gider, demir yumruğumuzu hazır tutuyoruz” sözleri karşı tarafa duyulan bir güvensizliğin ifadesidir.

Terörle mücadele konusunda alınan kararların, toplumun kahir ekseriyeti tarafından benimsenmesi ve tasvip edilmesi elzemdir. Güvenlikten sorumlu makamların istemediği, arzu etmediği ve onaylamadığı projelerin geliştirilmesi, hedef olarak ortaya konması, o mücadeleyi başarısız kılar.

Diğer taraftan, iktidarın küçük ortağının örgüte çağrısı ile başlayan yeni çözüm süreci, Suriye’nin kuzeyindeki müstakbel oluşumun akıbeti ile de doğrudan ilgilidir.

Yapılan çağrının, fiilen bitmiş ve tükenmiş bir örgütü kullanarak, Suriye’nin kuzeyinde başka bir terörist grubu meşrulaştırma gayreti olduğu değerlendirilmektedir.

Nitekim önceki hafta Kamışlı’da toplanan Kürt konferansında, PYD/YPG’nin başındaki Mazlum ABDİ isimli teröristin, Cumhur ittifakının küçük ortağının bölücü terör örgütüne yaptığı çağrıyı, teröristbaşının da buna verdiği cevabı destekleyen ve omuz veren açıklamalarda bulunması dikkat çekmiştir.

Sonuç

Düşmanlık bu tip örgütler için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır.

“Örgüt kendisini değiştiriyor, yeni döneme uygun bir örgütlenmeye gidiyor” sözleri, örgütün yeni arayışlar içine girdiğini ve tutunacak başka bir dal bulma gayreti içinde olduğunu gösteriyor.

PKK gibi kanlı ve katı disiplinli, aynı zamanda acımasız hiyerarşik yapıya sahip örgütler, ancak düşmanlık ortamında varlıklarını sürdürebilirler, düşmanlıktan beslenirler ve günün sonunda mutlaka tutunacak yeni bir dal bulurlar.

Şayet varlıklarını sürdürmede tereddüde düşerlerse ve kendi açılarından işlerin iyi gitmediğini görürlerse, derhal tekrar terör ve şiddete başvururlar.

Nitekim birinci çözüm süreci (2009-2015), eli kanlı bir örgüte müsamaha göstermenin, taviz vermenin ve terörle müzakere etmenin acı ve hazin sonuçlarıyla bitmişti.

Bu yeni sürecin de aynı akıbetle karşılaşabileceği, şayet bebek katili hapisten çıkarılır veya şartlarını iyileştirme adı altında yeni düzenlemeler yapılırsa, bu tehlikeli girişimin Türk toplumu açısından büyük bir yenilgi olarak algılanabileceği, bu durumun terör ve şiddeti kaldığı yerden yeniden başlatabileceği, artarak devam edebileceği ve Türkiye’nin bu tuzağa düşmemesi gerektiği değerlendirilmektedir.