Türkiye’deki et fiyatları kadar, hayvancılığın nasıl bitirildiğini konuşsak herhalde şimdiye kadar sorunu çözmüştük. Olay yine döndü dolaştı fiyatta kilitlendi. Ekonomi Bakanı Zeybekçi de bir açıklama yaparak, ithal demir, et ve sütte alınan gümrük vergilerinin düşürüleceğini söyledi.
Bu mesele yıllardır tartışılıyor ve bu tartışmanın üzerinden ithalat sürekli piyasaya daha hâkim bir hale geliyor. Damızlık diye başlayan ithalat süreci, bugün karkas et ithal edilir noktaya kadar ulaştı. Yani amacından tamamen saptı.
O yıllarda ithalat, tamamen Et ve Süt Kurumu’nun kontrolünde, sınırlı oranda ve anlık vurguncuların saf dışı edilmesi niyetiyle konuşuldu. Bu aşamada vurgun engellenirken, getirilecek damızlıklarla da Türkiye’de üretime yönelik hayvan açığı dengelenip sorun aşılacaktı. En azından talep edilen buydu.
Önce Kurumu itibarsızlaştırdılar, sonra ithalatı zembereğini boşaltırcasına piyasada hâkim kıldılar. Kısır bir döngü içerisinde ne fiyatlar ucuzladı ne de hayvancılık kurtuldu. Çünkü envanter çalışması yapmaya kalktıklarında aynı hayvanın başka başka hanelerde farklıymış gibi sayılmasını görmediler ya da görmezden geldiler. Yetkililere göre ülkemizde hayvan açığı bile yoktu.
Ne var ki o süreçten beri ısrarla sorduğum bir soruya halen yanıt vermiş değiller. İthal et ve hayvan zaten başlı başına bir tartışma konusuyken, yapılan uygulamaya rağmen kendisine rastlanamadı. Sorumu tekrarlayayım:
O tarihten bugüne, herhangi bir reyonda ithal et etiketini gördünüz mü? Kasaplara ya da marketlerin reyonlarına baktınız mı? Ortalık ithalat söylemleriyle yıkılırken, kıymadan bonfileye 50 TL ortalama kilosuyla kırmızı et almaya asgari ücretinizin yüzde 5’ine kıyıp yeltendiniz diyelim.
Reyona gittiğinizde ithal et ya da yerli et diye ayrı ayrı belirtilmiş etiket gördünüz mü hiç? Göremezsiniz. Çünkü bazıları ithal eti alıp, yerli et fiyatına satmayı hak görüyor. Bakanlık yetkililerinin hiç mi aklına gelmedi, ‘nerede bu ithal etler’ diye sormak?
Sormazlar; çünkü bu meseleye inanmadıklarını düşünüyorum. Zeytinlikleri yok edecek düzenlemeyi büyük tepki üzerine şimdilik geri çektiler. Ama meraların organize sanayi bölgesi haline dönüşmesine neden olacak niyet ve düzenleme halen ortada duruyor. Bugün bile ithalattaki vergi yükü üzerinden fiyat politikası belirlemeye çalışıyorlar.
Oysa meralarla ilgili madde yasalaşırsa hayvancılıkla uğraşan küçük çiftçi mağdur olacak. Daha acısı ne biliyor musunuz? Bu da üretim reformu diye pazarlanan paketin içindeki maddelerden biri.
Yani siz üretime inanmıyorsanız, çareyi halen ithalatta görüyorsanız, tepki gördüğünüz yerde geri adım atıp, aradan en az onun kadar riskli başka maddeyi söz konusu etmiyorsanız, yaptığınız ithalatta da yerli fiyatına mal satılmasına ses çıkarmıyorsanız, eleştirildiğiniz zaman da ses çıkarmayın.
- BU YAMA TUTAR MI? - 15 Eylül 2018
- KISKANANLAR ÇATLARKEN… - 27 Mart 2018
- BİR BİTCOİN KOMPLOSU - 16 Aralık 2017
- GIDADAKİ UÇURUM BÜYÜYOR - 9 Aralık 2017
- OSB’LERİ EMLAKÇILARDAN (!) KURTARIN - 29 Kasım 2017
- ALGI VE EKONOMİ - 19 Kasım 2017
- İNSANİ FİNANS OLUR MU? - 18 Kasım 2017
- ZEYBEKÇİ’NİN ÇIKIŞI VE TANITIM GERÇEĞİ - 12 Kasım 2017
- TASARRUFUN VAR; HABERİN YOK - 9 Kasım 2017
- ENFLASYON 9,8 NE DEMEK? - 4 Kasım 2017