Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

Che’nin meşhur sözüdür, dik dur ve gülümse, bırak neden gülümsediğini bilmesinler. Bizim konumuz bu değil başlığa uygun olduğu için belirttim sadece. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’nun sağlık ile ilgili yazılarını takip ediyorum. Hocamız bu hafta içinde “Lütfen Dik Durun” isimli bir yazı kaleme almış.

Yazısında dik durmanın genel olarak özgüveni artırdığını, geçmişe değil geleceğe odaklanmayı sağladığını, pozitif duygular üretmeyi kolaylaştırdığını belirtiyor.

Ben daha çok değişim ve mutluluk üzerine yazılar kaleme alıyorum. Değişim dediğimizde Anthony Robbins’in 3F formülü da etkili sonuçlar yaratabiliyor; Fizyoloji, Fokus ve Filolojiye önem vermek olarak açıklayabiliriz.

Fizyolojiniz duruşunuzdur, nasıl baktığınız, nasıl yürüdüğünüz, nasıl bir ruh hali içinde olduğunuzun fiziksel yansımasıdır. Dik durmaya çalışarak; hafifçe yukarı bakarak, spor yaparak, dans ederek, genel olarak hareketli bir yaşam sürerek ve/veya pilates ve yoga yaparak fizyolojinizi belli bir süreç içinde değiştirebilirsiniz.

Fokus (Odak) ise dikkatinizi neye verdiğinizdir, odağınızda neler var, gerçekten istediklerinizi ve gitmek istediğiniz hedefleri odağınızda tutmalısınız. Geçmişe değil geleceğe odaklanmalısınız. Kendinize bir hedef belirleyin ve dikkatinizi ona verin, bu sayede algıda seçicilik ile fırsatlar ve tesadüfler devreye girecektir. Unutmayalım baktığımız yöne doğru ilerleriz.

Filoloji ise kendinizle olan konuşmalarınızda nasıl bir dil kullandığınızdır, olumlu mu, olumsuz mu? Kendinize neler söylüyorsunuz? Dr. Emoto’nun meşhur su kristalleri deneyini hatırlayın. Kelimelerin bir titreşimi var ve suyun moleküllerini değiştirebiliyorlar, vücudumuzun 3/4ü sudan oluşuyor. Ben kelimesinin arkasına yerleştirdiğiniz şeylere dikkat edin.

Değişim dediğimiz zaman bütün bunların zaman içinde değişmesinden bahsediyoruz. Eğer değişmeye karar verdiyseniz fizyolojinizi, fokusunuzu ve filolojinizi (üçünü birlikte) değiştirerek işe başlamanızı öneririm.

Sevgi ile kalın.