Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

AKDEV ( ATATÜRK KÜLTÜR DAYANIŞMA EĞİTİM VAKFI ve ANKA ENSTİTÜSÜ’nce 19 Aralık 2015 Cumartesi günü saat 13:00’de yapılan basın açıklaması metni aşağıda sunulmuştur.

ANKA ENSTİTÜSÜ BASIN AÇIKLAMASI

Saygıdeğer basınımızın güzide mensupları,

‘Medeniyetler Çatışması’ tezini duymuşsunuzdur. Samuel Huntington bu tezini ilk olarak 1993 yılında Foreign Affairs adlı akademik dergide yayınlamış, 1996 yılında çalışmasını genişleterek kitaplaştırmıştır.

Huntington tezinde, uluslararası ittifak ya da ihtilaflarda belirleyici olan unsurun politik ya da ekonomik ideolojiler değil, medeniyetlerin olmaya başladığını ve 21. yüzyılda da bu trendin devam edeceğini ifade etmiştir. Uluslararası arenada geniş ilgi uyandıran ve kabul gören ‘Medeniyetler Çatışması’ tezinin uygulama sahasında da gerçeklere dayandığını gözlüyoruz. Soğuk savaşın sona ermesi ve doğu blokunun işlevini geçici olarak kaybetmesi neticesinde oluşan boşlukta batı blokunun sahip olduğu kurumsal enstrümanların var olma gerekçelerini yerine getirmek amacıyla küresel bir tehdidin kurgulanması gerekiyordu. Medeniyetler Çatışması tezi de bu dönemde (1993) ifade buldu. İslâmın esasta olmayan radikal yüzü de aynı dönemde Dünya uygarlığının önüne kondu. Sovyetlerin Afganistan’ı işgaline karşı bölgede kullanılan radikal dini unsurların kendilerine tevdi edilen görevleri tamamlamaları sonrasında insanlık düşmanı vahşi terör merkezlerine evrilmesi sağlandı. Sonrası malum. Terör eylemleri ve teröre karşı mücadele kisvesiyle yapılan askeri harekâtlar, ülke işgalleri, doğal kaynakları kontrol etme gayretleri, harita şekillendirme çabaları, bitmeyen kargaşa vb.

Bu ahlaksız oyunun başarılı olmasında önemli bir etken de şu an dünya üzerinde var olan Müslüman ülkelerin bilim, teknoloji, üretim ekonomisi ve akademik çalışmalar alanlarında başat ve yönlendirici kapasiteye ulaşamamasıdır.

Burada göz önünde tutulması gereken bir diğer önemli bir husus ise İslam dininin temsilcileri olduğunu zikreden ve fakat birçok istihbarat servisinin beslemesi ve yetiştirmesi olan eli silahlı, bir karış sakallı teröristlerdir.

Bu görüntülerden ve cani eylemlerden olumsuz yönde etkilenmemek mümkün değildir. İstenen de budur. Dünya kamu oyunda yaygın bir nefret uyandırmak.

Gelinen son noktada bir fırsatçı politikacının sesini yükseltiğini görüyoruz. Bilgi kirliliği yaratarak politik kazanım sağlamak isteyen bir acemilikle karşı karşıyayız. ABD’de 2016’da yapılacak başkanlık seçimi öncesinde Cumhuriyetçi Parti’nin başkan aday adayı Donald Trump’ın talihsiz açıklamasını biliyorsunuz. Şimdi sözlerin sahibine seslenmek istiyoruz.

Sayın Trump,

Müslümanların ABD’ye girmelerinin yasaklanması gerektiğine ilişkin sözlerinizi esefle karşıladık.

Her şeyden önce İslamiyet ile terörü eşdeğer gören yaklaşımınızı şiddetle kınıyoruz! Terör hiçbir dine mal edilemeyecek bir insanlık suçudur ve ne yazık ki bu suçun en fazla işlendiği ülkeler İslam ülkeleridir. Afganistan’ dan Irak’a, Suriye’den Pakistan’a, Afrika ülkelerine kadar terörden en çok mağdur olanlar Müslümanlardır. Mağdur ile fail aynı safta olamaz!

Sayın Trump,

İslamiyet başta olmak üzere hiçbir din, siyasi hesaplara, oy kaygılarına kurban edilemez, bu amaçla kullanılmaz, ayırımcı ve kışkırtıcı bir söylemin öznesi olamaz!

Size Başkanlığına aday olduğunuz ülkenin farklı din ve etnik kökenden gelen insanlarca çok kültürlülük temelinde, karşılıklı saygı ve hoşgörü prensipleri çerçevesinde kurulduğunu hatırlatmak isteriz.

Sadece kendi ülkenizin değerleri ile değil, temel insan hak ve özgürlükleri ile de hiçbir şekilde bağdaşmayan nefret dolu söyleminizin derin cehalet eseri olduğunu düşünüyoruz.
Bu çerçevede, size laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’ Hayatta en hakiki yol gösterici ilimdir ‘’ sözünü hatırlatarak, İslamiyeti bilimin ışığında okuyup öğrenmenizi tavsiye ediyor,

Müslümanlara yönelik sözlerinizi geri almanızı ve derhal özür dilemenizi bekliyoruz.

Rafet ASLANTAŞ
ANKA Enstitüsü Başkanı

AKDEV ( ATATÜRK KÜLTÜR DAYANIŞMA EĞİTİM VAKFI ) BASIN AÇIKLAMASI

Değerli basın mensupları;
Bugün bu basın toplantısını özellikle dünya gençliği ve çocuklarımız için yapıyoruz.

Dünyada yükselen inanca fobinin, özellikle de islama fobinin insana fobiye dönüştüğü evrenin zaman yolculuğunda gelecek nesillere miras bırakacağı değerlerin nasıl alçaltıldığı ile ilgilidir.
Bugün demokratlıktan, eşitlikten, adaletten ödün vermediğini iddia eden dünya önder ülkelerinin özeleştiri yapma zamanıdır.
Bu söylemelerini havuzlu heykellerin süslü betonlarından alarak yaşatma zamanıdır.

Yeni sınır oluşturma gayreti, silah ticareti, yeraltı zenginliklerini kontrol etme hırsıyla sentezlenen teröre karşı mücadele adı altında insanlar, çocuklar umutları ile birlikte hayale göç etmek zorunda bırakılıyorlar ve gittikleri yerde ne ile karşılaşacaklarını bilmeden çaresizce…

Anlaşılan dünya tarihi bitmeyen harita şekillendirme çabalarının
içinde geçmiş yüzyıllarda kaldığını sandığımız ırkçılığın, eşitsizliğin, koşulların kölesi olmanın yoksulluğu ve kitle ölümlerini yeniden yaşıyor.

Oysa gençliğimizde Avrupa’yı ve Amerika’yı hürriyet heykeli ile özgürlüğün beşiği olarak görmemiş mi idik?

Nedenli yanılmışız!

Ey dünya gençliği uyan… Akdeniz’de Aylan’ın minik bedenini de kucaklayan bizleriz. Paris’te patlamada parçalanan bedenleri de kucaklayan bizleriz, ikiz kulelerde Ankara’da, Suruç’ta, Reyhan’lı da yine bizleriz insanlık ailesi.

Ve günümüzde ABD’nin 2016 da yapılacak seçim öncesi Donald Trump müslümanlarla terörü eş değer gören yorumları nedenli şaşırtıcı.

Donald Trump dünyanın tüm inançlarının ve ülkelerinin paralarına gösterdiği derin saygıyı nedense insanlara ve değerlerine göstermekten ne acı ki uzak.

Oysa ki, bizler ABD’nin ırkçı öz eleştirilerini hicveden filmlerini nedenli ciddiye almışız.

Başkanlık sürecinde ırkçı algı operasyonunu başlatan başkan adayı ile Teksas’ı silahlandıran zihniyet gelecek nesillere ve çocuklara nasıl bir dünya bırakmayı vaat etmektedir.

Bizler Aziz Sancar’ı Nobel aldığı için tebrik ederken dünyanın ona bakışını, onun da dünyaya bakışını alkışlıyoruz.

AKDEV olarak, yıllardır ilke edindiğimiz bilimin, merhametin ve adaletin ışığında islam ve tüm inançların aydınlanması ve en önemlisi ATATÜRK’ün çağdaş dünyanın gereği olan, ‘’YURTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ’’ anlayışı ile aklını ihtiraslarına kurban vermeyen liderlerin ve bilim adamlarının omuzlarında yükselecek bir dünya diliyoruz.

 

Gül KARYALDIZ
AKDEV GENEL BAŞKANI

20151219_141652