Twitter
Visit Us
YOUTUBE
YOUTUBE
LINKEDIN
Share

AZERBAYCAN ÖZELİNDE GÜNEY KAFKASYA VE BAKÜ’NÜN BATIYA DÖNÜŞÜMÜ

Böyle bir başlıkla yazı yazmamızın başat tetikleyicisi, Güney ÖZTÜRK’ün 9 Temmuz’da Sözcü’de yayınlanan “Bakü’ye İsrail Modeli” başlıklı ve ilk paragrafı “Rusya’nın arka bahçesi bahçıvan değiştirdi!” şeklindeki yazısı oldu.

Bu bağlamda yaptığımız çalışma ve önceki birikimlerimizi bir araya getirdiğimizde Azerbaycan’ın, petrol ve gaz zenginliğini jeopolitik stratejiye dönüştürerek Güney Kafkasya’nın kilit aktörü haline geldiğini gördük. Bakü’nün enerji, ulaşım ve diplomasi ekseninde bölgesel net enerji sağlayıcısı” olurken, küresel güçlerle kurduğu dengeli ilişkiler sayesinde hem bölgesel hem uluslararası arenada etkisini artırdığını izledik.  Bu bağlamda ayrıca, sürdürülebilir enerji ve transit yatırımlar ile de geleceğe dönük rolünü sağlamlaştırdığına tanık olduk.

Diğer yandan Güney Kafkasya’nın, stratejik konumu sayesinde küresel jeopolitik dengeler için kritik bir bölge haline geldiğini izlemekteydik. Bölge, hem enerji güvenliği hem de ticari erişim açısından “önemli koridorlara” ev sahipliği yaparken, dış güçlerin etkin müdahaleleriyle, bölgesel politikaların sürekli değişim gösterdiğinin farkındaydık.

Batı’nın “enerji güvenliğini” sağlamada Azerbaycan’ın stratejik rolü büyürken, bölgenin güvenliği ve altyapı entegrasyonu da uluslararası iş birliğine açık hale geldiği de yadsınamaz bir olgu olarak durmaktadır.

GÜNEY KAFKASYA ve ÖNEMİ

Yaklaşık 18 milyon nüfus barındıran Güney Kafkasya’nın kuzeyi, Karadeniz’in kuzey doğusundan başlayıp Azak ve Hazar Denizi’ne kıyısı olan Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye kadar uzanan hat üzerinde yer almaktadır. Güneyinde İran, doğusunda Hazal Denizi, batısında ise Türkiye yer almaktadır.

Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Abhazya, Acara, Dağlık Karabağ, Nahçivan ve Güney Osetya Güney Kafkasya Bölgesi olarak bilinmektedir.

Güney Kafkasya Bölgesi’nde bulunan enerji kaynakları ve bu kaynakların batı ülkelerine aktaracak boru hatlarının olması önemli bir husustur. 2040 yılına kadar olan süreçte hidrokarbon kaynakları olarak bilinen petrol ve doğal gazın “ana kaynak” olarak yerini koruması, enerji güvenliği açısından bölgenin ne kadar stratejik bir konumda olduğuna işaret etmektedir.[1]

SSCB’nin dağılması sonrasında başta Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan olmak üzere üç Güney Kafkasya ülkesi çatışmalar, siyasi istikrarsızlık, güvenlik kaygıları gibi nedenlerle bölgesel iş birliği tam olarak sağlanamamıştı. Gürcistan’da zaman zaman çatışmalara evrilen etnik problemler, bölge ülkeleri Rusya ve İran’ın başını çektiği dış desteği arkasına almış olan Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarının yüzde 20’ni işgal altında tutması, her an patlak verebilecek “bir savaş olasılığı” ve bunun getirdiği “güvenlik boyutunu önceleme” faktörleri, yakın zamana kadar bölge ülkelerinin kendi aralarındaki ve AB başta olmak üzere üçüncü ülkelerle ilişkilerinin gelişmesini engellemiştir.[2]

Güney Kafkasya, AB açısından enerji kaynağı ve nakli yönünden kilit konumdadır. Özellikle, Azerbaycan, zengin kaynaklarıyla bu önemini gün geçtikçe daha da pekiştirmektedir. Bilindiği gibi doğalgaz ihtiyacının yaklaşık yüzde 30’nu Rusya’dan karşılayan AB’nin bu ülkeyle, devam etmekte olan Ukrayna krizinde olduğu gibi zaman-zaman problemler yaşamış olması, gelecek açısından da AB’yi endişelendirmektedir. Bu endişe arttığı ölçüde, Azerbaycan’ın ve transit ülke olarak da Gürcistan’ın, enerji kaynağı ve nakli açısından önemi daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Kısacası Güney Kafkasya (bunu Azerbaycan olarak da okuyabilirsiniz), kendi petrol ve doğal gazını pazarlamak, aynı zamanda Orta Asya hidrokarbon kaynakları için transit görevini üstlenirken AB de, bu kaynaklar açısından önemli bir pazar olma özelliğini korumaktadır.

Tüm bu özelliklerinden dolayı bölgede, AB ve Rusya‘nın yanı sıra, Türkiye ve İran da bölgede nüfuz mücadelesi vermektedir.

Bölgenin Çeşitli Yönlerden Önemi

Güney Kafkasya, coğrafi küçük bir bölge olmasına karşın dünya jeopolitiği, güvenlik, ekonomi, ulaşım ve enerji açısından stratejik bir kavşak konumundadır. Bölgenin önemini aşağıdaki başlıklarda toplayabiliriz:

Dünya jeopolitiği açısından:

Kavşak Konumu: Güney Kafkasya, Asya, Avrupa ve Orta Doğu arasında bir köprü görevi görmektedir. Bu nedenle ABD, AB, Rusya, İran, Türkiye ve Çin gibi bölge içi ve dışı güçler arasında stratejik rekabetin odağında yer almaktadır.

Jeopolitik rekabet: Rusya, İran ve Türkiye, bölgedeki kontrol, ulaşım koridorları ve enerji hatları üzerinden kendi çıkarlarını korumaya çalışmaları, bölgenin “siyasi dengesini” belirlemektedir.[3]

Güvenlik ve Jeopolitik Riskler

İstikrarsız bölgeler: Dağlık Karabağ, Abhazya ve Güney Osetya gibi sorunlu bölgeler halen çatışma ve bölünme potansiyeli taşımaktadır.

Bölgesel strateji: NATO ve Batı için bölge, Rusya ve İran etkisini sınırlandıracak ve alternatif ulaşım-enerji güzergâhları oluşturacak nokta olarak öne çıkmaktadır.

Ekonomi ve Ticaret

Transit merkezi: Hazar Denizi kaynaklarının Avrupa’ya ulaştırıldığı Bakü–Tiflis–Ceyhan Petrol Boru Hattı (BTC)ve BTE boru hatları bölgeden geçiyor. Akaryakıt gelirleri Azerbaycan’ın dış gelirinin önemli bir kısmını oluşturuyor.

Avrasya bağlantıları: Trans‑Caspian, TRACECA, Lapis Lazuli gibi Karadeniz geçiş ağları, Güney Kafkasya’yı Avrupa – Asya ticaretinin merkezi haline getirmektedir.[4]

Ulaşım & Lojistik

Enerji koridorları: BTC (1768 km), BTE (692 km) gibi hatlar ile bölge, enerji taşıma sistemi oluşturarak Atlantik ve Avrupa’ya alternatif rotalar sağlamaktadır.

Kara yolları ve demiryolları: Baku‑Tiflis‑Kars demiryolu gibi projeler Orta Koridor’un temelini oluşturmakta ve koridor üzerinde transit ve lojistik ağları geliştirmektedir.[5]

Enerji Güvenliği ve Kaynak Yönetimi

Kritik enerji kaynakları: Azerbaycan’ın sahip olduğu büyük petrol ve gaz rezervleri, Avrupa’nın enerji çeşitlendirmesinde önemli rol oynamaktadır.

Enerji altyapısı: Southern Gas Corridor, TANAP/TAP gibi projelerle Azeri gazının Türkiye ve AB pazarına taşınması sağlanıyor. Avrupa ülkeleri bu rotayla Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmaya çalışılmakta.

Yenilenebilir enerji potansiyeli: AB Global Gateway girişimiyle, Güney Kafkasya’dan AB’ye kara altı enerji kablosu (Black Sea Cable) plânlanıyor; Azeri güneş ve rüzgâr kaynaklarıyla Avrupa’ya yeşil enerji akışı hedefleniyor.

Kısacası, Günay Avrasya için stratejik anlamda; jeopolitik başlıkta küresel güçlerin etki alanlarının kesiştiği, güvenlik alanında mevcut çatışma hattı ve stratejik askeri rolün öne çıktığı, ekonomi yönünden enerji ve transit gelirleri merkezi oluşturduğu, ulaşım başlığında Avrupa-Asya bağlantı rotalarının kilidine dönüştüğü ve enerji anlamında AB için “alternatif kaynak” ve “transit koridor” olduğu/olacağı anlaşılmaktadır.

AZERBAYCAN’IN G.KAFKASYA, BÖLGE ve BAZI BÜYÜK GÜÇLER BAĞLAMINDA ÖNEMİ

Azerbaycan, Güney Kafkasya’da yalnızca bir ülke değil; jeopolitik, ekonomik, enerji ve ulaşım stratejilerini şekillendiren merkezi bir aktördür. Aktörlüğüne güç veren özelliklerini aşağıdaki başlıklarda özetleyebiliriz:

Jeopolitik ve Stratejik Konum

Coğrafi Kavşak: Azerbaycan, Avrupa, Asya ve Orta Doğu arasında kritik bir kesişim noktasındadır. Bu konumu sayesinde ABD, AB, Çin, Rusya ve Türkiye gibi aktörlerin stratejik ilgi odağı haline gelmiştir.[6]

Bölgesel Güç Dengesi: 2020 Dağlık Karabağ savaşı sonrası Azerbaycan’ın yükselişi, Rusya’nın geleneksel bölge hegemonyasını zayıflatmış; Bakü, güvenlik ve diplomasi arenasında bağımsız bir güç olarak kendini kanıtlamıştır.[7]

Enerji Güvenliği ve Diplomasi

Petrol ve Gaz Zenginliği: Azerbaycan’ın yaklaşık 7 milyar varil petrol ve 2,6 trilyon m³ doğal gaz rezervi bulunmaktadır. 

Aktif Enerji Koridoru: BTC petrol boru hattı ve Güney Gaz Koridoru (SCP / TANAP / TAP), Avrupa’ya Azeri enerji akışının bel kemiğini oluşturmaktadır. Bu sayede Batı’ya sunulan “enerji çeşitliliği” sağlanmakta ve Rusya kaynaklı riskler azaltılmaktadır. 

Bu başlığın mevcut durumu aşağıdaki haritada daha net izlenebilmektedir.

Bakü-1

Kaynak: The Diplomatic Mind, 11.07.2025

Ulaşım ve Lojistik Merkezi

Transit Güç: Bakü‑Tiflis‑Kars (BTK) demiryolu, Orta Koridor’un kilit bileşeni olup, Asya‑Avrupa ticaretini hızlandırma özelliği taşımaktadır. Sangachal Limanı, Alat Serbest Bölgesi gibi altyapılar da küresel lojistik için önemlidir.[8]

Yeni Koridorlar: Kuzey-Güney ve Doğu-Batı ekseninde, Çin’e uzanan Trans-Caspian hattı gibi projelerle Azerbaycan, transit gücünü daha da artırmaktadır.[9]

Ekonomi ve Ticaret

Petrol Gelirlerine Dayanan Kalkınma: Petrol fonu SOFAZ ile altyapı yatırımları yapılmakta; ülke modern ulaşım ve endüstri projeleriyle ekonomik çeşitlendirme çabasında.[10]

Ticari Bağlantılar: Çin, Körfez Ülkeleri, Türkiye ve AB ile stratejik ortaklıklar; Bakü giderek Avrupa ile Orta Asya arasında önemli bir “ticari köprü” haline geliyor.[11]

Güvenlik ve Bölgesel Etki

Askerî Güç ve Bölgesel Politikalar: 2020 zaferi sonrası askeri olarak güçlenen Azerbaycan, kendi sınırlarını yeniden belirleme kapasitesine sahip hale gelmiştir. Türkiye ile savunma ve güvenlik iş birliği (örneğin Susa Deklarasyonu) Moskova’dan bağımsız politikalar izleme imkânı vermektedir.[12]

Diplomaside Stratejik Ağ: Azerbaycan, platformlar arası diplomatik girişimlerle barış, enerji ve ticari koridorların anahtarı rolü üstlenmektedir. ABD, AB ve Çin ile dengeli ilişkiler kurmaktadır. 

Enerji Dönüşümü ve Sürdürülebilirlik

COP29 Ev Sahibi: Bakü, Kasım 2025’te ev sahipliği yapacağı COP29 için “yeşil geçiş” hedefleri açıkladı. Hedef: 2030’a kadar elektrik üretiminin yüzde 30’unu yenilenebilir kaynaklardan sağlamak.[13]

Yenilenebilir Yatırımlar: Masdar, ACWA Power gibi yabancı firmalarla güneş, rüzgâr ve hidrojen projeleri yürütülüyor. Karabağ’da net‑sıfır bölgeler oluşturmaya yönelik yatırımlar sürüyor.[14]

Kısaca yazının bu bölümünde belirtilen, Bakü’nün önem verdiği ve ağırlıklı olarak 2020’den itibaren yaşadığı dönüşümleri:

Jeopolitik olarak, ABD, AB, Rusya, Çin ve Türkiye arasında stratejik denge aktörü; enerji başlığında, Avrupa’ya petrol ve gaz arzında alternatif rota, enerji güvenliği sağlayıcısı olma; ulaşım/transit konusunda, Doğu‑Batı, Kuzey‑Güney koridorlarının kavşağında yer alma; ekonomik gelişim bağlamında, enerji gelirleriyle altyapı ve serbest bölge yatırımları, ihracatçı konumunda olmayı hedeflemesi; güvenlik ve savunma alanında, askerî modernizasyonu, Türkiye ile savunma anlaşmaları ve barış politikası konularını önceleme; sürdürülebilirlik anlamında, COP29 ev sahipliği, yenilenebilir enerji projeleri ve yeşil diplomasi eğilimi,

olarak sıralayabiliriz.

AZERBAYCAN’IN ABD İLE İLİŞKİLERİ

Azerbaycan‑ABD ilişkileri, 1991’den günümüze jeopolitik, enerji ve güvenlik eksenlerinde evrilen “stratejik” bir niteliktedir. Bu ilişkinin tarihsel gelişimi kısa ve net bir biçimde aşağıda özetlenmiştir:

İlk Dönem İlişkileri (1992–2001)

1997 yılında Heydar ALİYEV, Bill CLİNTON tarafından Beyaz Saray’a davet edildi; iki lider enerji ve savunma işbirliğine dair anlaşmalar imzaladı. Bu dönemde ABD, Naftalı boru hattı projeleriyle (BTC) enerji işbirliğine yöneldi ve bölgesel istikrarını konu edindi. 1995 yılında ABD–Azerbaycan arasında “Most Favored Nation” ticaret statüsü tanındı.[15]

Güvenlik ve Enerji Dönemi (2001–2007)

11 Eylül saldırıları sonrası Azerbaycan, ABD müttefiki olarak Afganistan operasyonlarında yer aldı; uçuş, yakıt ikmali ve lojistik destek sağladı. 2002’de ABD Kongresi, Azerbaycan’a yardım kısıtlaması getiren 907. maddeyi askıya aldı, Biden ve Obama döneminde sürekliliği temin edildi. ABD, BTC petrol hattı gibi büyük enerji projelerini destekleyerek Azerbaycan’ın enerji rotalarını Batı’ya kaydırmasını sağladı [16]

Diplomasi ve Reformlar (2007–2015)

Bu dönemde ABD, demokratik reformların teşvikine ağırlık verdi; enerji ve güvenlik konuları azalsa da insan hakları gündeme geldi. NATO ile işbirliği kapsamında PfP programı derinleşti, NATO askerî eğitimleri ve enerji altyapısı koruma faaliyetleri yürütüldü. Afganistan konusunda Azerbaycan lojistik destek, transit geçiş ve barış gücü olarak aktif yer aldı.[17]

ABD, Azerbaycan’da ekonomik reformları ve insan hakları alanında sivil toplum kurumlarını teşvik etti; enerji dışı sektörel işbirliği arttı. Askeri alanda da NATO ile uyum geliştirme, kriz yönetimi ve eğitim projeleri uygulandı.

İlişkilerde Durgunluk Dönemi (2015–2020)

Washington’un enerji politikalarındaki değişim ve demokratik eksikliklere yönelik eleştirileri, işbirliğini yavaşlattı. Azerbaycan’ın dış politikasında yön değişimi gözlendi. Bu bağlamda pek çok yüksek düzey temas gerçekleşmedi; Washington–Ankara gerginliği de Azerbaycan–ABD ilişkilerini gölgede bıraktı.[18]

Yeni Jeopolitik Dönem (2020–2025)

2020 Karabağ Savaşı sonrası Azerbaycan’ın stratejik önemi arttı ve ABD bu yeni durumu değerlendirmeye çalıştı. Karabağ savaşı sonrası ABD, Azerbaycan’a yeniden stratejik ilgi göstermeye başladı; enerji ve transit projelerde işbirliği gündeme geldi.

ABD, önerilen Zengezur koridorunda arabulucu ve yönetici rolü teklif etti; bu öneri üzerinden Azerbaycan–Ermenistan barış sürecine doğrudan katkı sağladı.[19]

Biden yönetimi, Azerbaycan’a askeri yardım yasağı olan 907. maddeyi zaman zaman devre dışı bırakarak desteğini sürdürdü; Haziran 2025 itibarıyla Azeri Başkanlık danışmanı Hikmet HACIYEV ilişkilerin stratejik ortaklığa dönüşebileceğini açıkladı.[20]

Diğer yandan, Afganistan’dan çekilmeye rağmen Azerbaycan lojistik hattı hâlâ önemini koruyor; NATO ile ilişkiler derinleşiyor.

  • İkili İlişkilerin Genel Değerlendirilmesi

Azerbaycan–ABD ikili ilişkileri, ekonomiden dış politikalara, enerji stratejisinden savunma işbirliğine kadar çok katmanlı bir yapıya sahiptir.

İlk dönemlerde enerji ve diplomasi temelinde başlayan işbirliği, güvenlik etrafında şekillendi. NATO bağlantısı, uzmanlaşmış askeri eğitim ve lojistik yetkinlikler arttı.

Demokratik beklentilerin öne çıktığı dönemlerde ekonomik ilişkilerde yavaşlama görüldü.

İkinci Karabağ Savaşı sonrası dönemde ise ABD, stratejik yönetim teklifleriyle Azerbaycan ile kapsamlı ortaklığını ileri aşamalara taşıdı.

BAKÜ-MOSKOVA İLİŞKİLERİ

SSCB’nın dağıldığı yıllarından başlayarak Rusya–Azerbaycan ilişkilerinin tarihsel gelişimi, hem dönemsel hem de tematik bakış açısından kısa bir şekilde aşağıda özetlenmiştir:

Bağımsızlık ve Eski Ortaklık (1991–2010)

1991’de Sovyet dağılınca Azerbaycan bağımsızlığını kazanmış ve 1992’de diplomatik ilişkiler kurulmuştur.

Enerji alanında işbirliği: 2000’ler boyunca Rus şirketleri Gazprom ve Lukoil aracılığıyla enerji sektöründe önemli ortaklar olmuştur.

Askerî alanda: Gabala Radar Üssü gibi stratejik tesislerle bağlantılar sürmüştür. Ayrıca Rusya Azerbaycan’ın önemli silah tedarikçilerinden biri olmuştur.

Denge Politikaları ve İşbirliği (2010–2020)

2013 itibarıyla askeri-teknik işbirliği hacmi 4 milyar doları aşmıştır. Azerbaycan silah ithalâtında Rusya’ya bağımlılığını artırmıştır. Bu dönemde ticaret ve yatırımlar ciddi boyutlara ulaşmıştır. 2023’te ikili ticaret hacmi yüzde 17,5 artış göstererek yaklaşık 4.4 milyar dolara ulaşmıştır. Yine bu dönemin sonunda, Azerbaycan’da faaliyet gösteren Rus sermayeli şirket sayısı 1.400’ü aşmıştır.

Zayıflama ve Dönüşüm (2020–2025)

2020’deki İkinci Karabağ Savaşı sonrası Rus barış gücünün etkisi zayıfladı; Azerbaycan bölgede kontrolü yeniden tesis ederek Moskova’nın etkisini azalttı.

2022–2023 döneminde ortak projelerde azalma görüldü; Azerbaycan Türkiye ve Batı ile yakınlaştı; Ermenistan ile ilişkileri düzelme yolunda epey yol aldı.[21]

Diplomat Krizi ve Net Ayrışma (Aralık 2024 – 2025)

25 Aralık 2024’te Baku–Grozny uçuşunda Azerbaycan Airlines uçağı, Rus hava savunma sistemleri tarafından düşürüldü ve 38 kişi öldü. Aliyev, Moskova’dan sorumluluk talep etti.

Yekaterinburg’da bir Azeri’nin ölümü sonrası 2025 Haziran’da Rus polisinin iki etnik Azerbaycanlıyı öldürmesi krizi tetikledi. Baku, bunun etnik temelli hedef alınma olduğuna dikkati çekti.

Azerbaycan, Sputnik ofisini basarak Rus medya çalışanlarını tutukladı; Moskova da diplomatik taleplerle karşılık verdi. Kremlin, ilişkilere dair “stratejik işbirliği” umudu verse de, krizin çözülmesi zordur denilmektedir.[22]

İki ülke arasındaki yukarda açıkladığımız zamansal ilişki süreçlerine baktığımızda, iki ülkenin birbiriyle olan ilişkilerinin:

1991–2010 döneminde, “pragmatik” nitelikli ve diplomasi başlangıçlı, enerji ve savunma ekseninden; 2010–2020 döneminde, “yoğun ekonomik ve askeri bağlar” nitelikli ve silah ithalâtı, ruble ticareti, yatırım artışı şeklinden; 2020–2025 döneminde “gerilim ve stratejik ayrışma” nitelikli ve Karabağ sonrası bağımsızlık hamleleri, krizler sonrası ilişki zayıflaması şekline,

dönüştüğü anlaşılmaktadır.

Bakü-Rusya ilişkileri bağlamında son olarak aktaracağımız konu da, iki ülke arasında yaşananların “sertleşmeden öte” bir şey olduğudur. Buradaki sorun, Rusya’nın artık eski nüfuzuna sahip olmamasıdır. Diğer yandan da Azerbaycan’ın, kendi gövde gösterisini yapacak düzeye gelmiş olmasıdır.

BAKÜ’NÜN WASHINGTON ve MOSKOVA İLİŞKİLERİNDEKİ DÖNÜŞÜME ÖZET DOKUNUŞ

Rusya ile ilişkiler, uçak kazası, etnik gerginlikler, karşılıklı tutuklamalar ve ekonomik yaptırmalarla keskin şekilde zayıfladı. Azerbaycan, Moskova’nın bölgedeki geleneksel etkisini derinden sorguluyor.

ABD ile ilişkiler, enerji projeleri, askeri işbirliği, jeopolitik ortaklık ve barış süreçlerine etkin arabuluculuk çabalarıyla güçlendi. Bakü, stratejik tercihini Batı’ya kaydırarak “yeni bir dış politika dizgesine” yöneldi.

Bu iki yönlü değişim, Azerbaycan’ın artan özerklik ve Batı ile entegrasyon sürecinin somut göstergesi olarak değerlendirilebilir.

AZERBAYCAN’IN ÇİN İLE İLİŞKİLERİ

Çin–Azerbaycan ilişkileri, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra kurulmuş ve zamanla ekonomi, enerji, ulaştırma ve diplomasi gibi alanlarda gelişmiştir. Aşağıda bu ilişkilerin tarihsel süreci özetlenmiştir:

Diplomatik Tanıma ve Başlangıç (1992–2000)

1992’de Çin, Azerbaycan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerden biri oldu ve aynı yıl diplomatik ilişkiler kuruldu.

1994 ve 1996’da Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar ALİYEV Çin’e resmi ziyaretlerde bulundu. Bu dönemde ilişkiler sınırlı düzeydeydi; taraflar birbirini tanıma sürecindeydi.

Ekonomik ve Ticari Gelişim Dönemi (2000–2013)

2000’li yıllarda ilişkiler daha düzenli hale geldi. Ticaret hacmi giderek artmaya başladı; özellikle petrol, enerji altyapısı, ulaştırma, iletişim ve inşaat alanlarında yatırımlar yapıldı.

Çin’in “Batıya açılma” stratejisiyle birlikte Azerbaycan, Orta Koridor’un bir parçası olarak önem kazandı.

Kuşak ve Yol Girişimi ile Stratejik İşbirliği (2013–günümüz)

2013 sonrasında Çin’in başlattığı “Kuşak ve Yol Girişimi (BRI)” kapsamında Azerbaycan önemli bir lojistik kavşak olarak öne çıktı.

Azerbaycan, Çin’in Trans-Hazar Ulaştırma Koridoru üzerindeki kilit ortaklarından biri oldu. Bakü-Tiflis-Kars demiryolu Çin mallarının Avrupa’ya taşınmasında kullanılmaya başlandı.

2022 ve 2023’te iki ülke arasında lojistik, serbest bölgeler, enerji ve dijital altyapı alanlarında yeni anlaşmalar imzalandı.[23]

23 Nisan 2025’te Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev Çin’de, Xi JİNPİNG ile birlikte Kapsamlı Stratejik Ortaklık anlaşmasını imzalamıştır. Bu sayede ilişkiler siyasi, ekonomik, kültürel, enerji ve güvenlik alanlarında derinleşmiştir. Vize muafiyeti uygulaması da başlamıştır.[24]

2025’in ilk çeyreğinde ikili ticaret hacmi yaklaşık 1,3 milyar USD’ye ulaşmış, toplam 2024 hacmi ise 3.7 milyar dolar olarak kayıtlara geçmiş; Çin, Azerbaycan’ın en büyük dördüncü ticaret ortağı haline gelmiştir. 

Kısacası, iki ülke arasında 1992’den beri ilişkiler kesintisiz sürmektedir. Enerji konusunda Çinli şirketler petrol ve doğal gaz sahalarında yer almakta ve Çin’de okuyan Azerbaycanlı öğrenci sayısı giderek artmaktadır.

AZERBAYCAN-ERMENİSTAN İLİŞKİLERİ

Bakü-2

Genelde anlaşmazlık ve çatışma niteliğinde olan iki ülke ilişkilerinin tarihsel kısa özeti dönemsel olarak, temel başlıklar ve olaylarla birlikte aşağıdadır.

Çarlık Rusyası ve Erken Dönem Anlaşmazlıkları (19. yy – 1918)

19 ncu yüzyılda hem Ermeniler hem de Azerbaycanlılar Çarlık Rusyası yönetimi altındaydı. Bu dönemde özellikle Dağlık Karabağ ve Nahçıvan gibi bölgelerde etnik çatışma potansiyeli yükselmeye başladı.

1905–1907 yıllarında Bakü ve Karabağ’da Ermeni–Azeri çatışmaları yaşandı (ilk etnik şiddet örnekleri).

Kısa Ömürlü Bağımsızlıklar ve Silahlı Çatışma (1918–1920)

1918’de hem Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti hem de Ermenistan Cumhuriyeti bağımsızlıklarını ilan etti. Bu dönemde Dağlık Karabağ, Zengezur ve Nahçıvan üzerindeki anlaşmazlıklar silahlı çatışmalara dönüştü.

1920’de SSCB tarafından iki ülke de ilhak edilerek Transkafkasya Sovyet Sosyalist Federatif Cumhuriyeti’ne katıldı.

Sovyet Dönemi Görece Durgunluk (1920–1987)

SSCB döneminde Ermenistan ile Azerbaycan’ın sınırları yeniden çizildi. Dağlık Karabağ Özerk Oblastı, Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti’ne bağlandı ancak Ermeni çoğunluk korundu.

Zamanla Karabağ’daki Ermeniler, Ermenistan’a bağlanmak için Moskova’ya talepler sunmaya başladı.

Karabağ Sorununun Patlaması ve Birinci Savaş (1988–1994)

1988’de Dağlık Karabağ’daki Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılarak Ermenistan’a bağlanmak istediklerini ilan etti. Bu süreçte Sumgayıt (1988), Bakü (1990) gibi şehirlerde karşılıklı etnik temizlik olayları yaşandı.

1992–1994 arasında yaşanan Birinci Karabağ Savaşı sonucunda Ermenistan, Dağlık Karabağ ve çevresindeki 7 Azeri rayonunu işgal etti. 1994’te Bişkek Protokolü ile ateşkes sağlandı, ancak barış anlaşması imzalanmadı.

Statüko Dönemi ve Müzakereler (1994–2020)

1994–2020 yılları arasında Minsk Grubu (ABD, Fransa, Rusya) arabuluculuğunda müzakereler sürdü ancak sonuç alınamadı. Azerbaycan, işgal altındaki toprakların iadesini talep ederken; Ermenistan Karabağ Ermenilerinin “bağımsızlık” hakkını savundu.

Bu dönemde zaman zaman sınır çatışmaları yaşandı.

İkinci Karabağ Savaşı (27 Eylül – 10 Kasım 2020)

Azerbaycan, 27 Eylül 2020’de Dağlık Karabağ’da operasyon başlattı. 44 gün süren savaşta Azerbaycan; Şuşa, Fuzuli, Cebrayıl, Zengilan, Kubadlı ve Hadrut gibi birçok bölgeyi geri aldı.

10 Kasım 2020’de Azerbaycan–Ermenistan–Rusya arasında ateşkes anlaşması imzalandı. Ermenistan, kalan bölgeleri terk etmeyi kabul etti; Dağlık Karabağ’ın bir kısmı Rus Barış Gücü denetimine verildi.

Üçüncü Dönem: 2021–2023 Arası Gerginlik ve Normalleşme Adımları

Zaman zaman sınır çatışmaları (örneğin Eylül 2022) tekrarlandı. 2021–2023 arasında AB ve Rusya’nın arabuluculuğunda normalleşme süreci başlatıldı.

2023’te Azerbaycan, Karabağ’daki Ermeni silahlı güçlerini etkisiz hale getirdi ve tam egemenlik sağlandı. Yüz binlerce Karabağ Ermenisi Ermenistan’a göç etti.

Barış Süreci ve 2024–2025 Gelişmeleri

2024’te Ermenistan, Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğunu resmen tanıdı. 2025’te ise barış anlaşması müzakereleri Brüksel ve Moskova platformlarında sürmektedir.

Sınır belirleme ve Zengezur Koridoru gibi başlıklar, halen taraflar arasında temel pazarlık konularıdır.

13 Mart 2025’te her iki taraf, anlaşma metni üzerinde anlaşmaya vardıklarını duyurdu. Jeyhun BAYRAMOV gibi Azerbaycanlı yetkililere göre son iki madde hariç mutabakat tamamlandı; Ermenistan bu talepleri kabul etti

Ancak Azerbaycan’ın, Ermenistan Anayasası’nda yer alan toprak iddialarının kaldırılması ve Minsk Grubu’nun (OSCE) tasfiye edilmesi talebini ön koşul olarak öne sürmesi süreçte anlaşmayı geciktirdi. Ermenistan bu şartları görüşme maddesi olarak kabul etmemektedir.[25]

Bu yıl 10 Temmuz tarihinde Abu Dhabi’de yapılan liderler görüşmesi, bugüne kadarki en doğrudan ve kapsamlı temas olarak kayda geçti. Hem İlham ALİYEV hem de Nikol PAŞİNYAN, Mart 2025’te taslak anlaşma metni üzerinde uzlaşıldığını hatırlattı; ancak liderler arası bu ilk resmi görüşme de somut bir ilerleme sağlamadı.

Farnetler, 1000 km’lik sınırın belirlenmesi gibi hassas konuları görüştüler ve farklı düzeylerde diyaloğu sürdürmeye karar verdiler. Diyalog süreci “sonuç odaklı” ve “yapıcı atmosferli” olarak nitelendirildi; ancak henüz imzalanacak bir barış anlaşmasına dair kesin tarih belirtilmedi.[26]

Temel Engel Olan Anlaşma Maddeleri

Zengezur Koridoru: Azerbaycan’ın garantili erişim isteği, Ermenistan tarafından egemenlik ihlali olarak değerlendiriliyor; koridor konusu sürecin en tartışmalı maddesi olmaya devam etmektedir.

Anayasa Değişikliği Talebi: Azerbaycan’ın ön koşul olarak gösterdiği Ermenistan Anayasası’nda yer alan toprak iddialarının kaldırılması talebi, Ermenistan hükümeti ve anayasa mahkemesi tarafından reddedildi.

AB Gözetimi ve Uluslararası Hukuki Süreçler: Azerbaycan, AB gözlemcilerinin sınırdan çekilmesi ve her iki tarafın uluslararası davalardan vazgeçmesini şart koşmaktadır. Ermenistan tarafı ise bu talepleri ayrı bir süreç olarak değerlendiriyor.[27]

Sonuç olarak bir genel değerlendirme yaparsak, görüşmelerde siyasi irade ve birçok konuyu kapsayan metin uzlaşısı sağlanmış durumda; ancak önkoşulların (anayasa değişikliği, Zengezur Koridoru, uluslararası çekilme talebi) imza sürecini beklemek durumunda; net tarihli bir imza öngörüsünün 2026 ya da daha sonra bir referandum sonrasına bırakılmış durumda olduğunu söyleyebiliriz. Bu çerçevede barış süreci teknik olarak ilerliyor, ancak stratejik ve siyasi önkoşulların çözülmesi, anlaşmayı tatbik aşamasına taşımak için kritik önemde görülmektedir.

AZERBAYCAN’DA YAŞANAN JEOPOLİTİK DÖNÜŞÜMÜN FARKLI PENCERELERDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

Yazımızın önceki bölümlerinde, oldukça bütüncül olarak genelde Güney Kafkasya ve özelde Azerbaycan’ın büyük güçlerle ilişkileri ele alınmıştır. Çalışmanın devamında ise Azerbaycan’da 2020’den bu yana yaşanan jeopolitik değişim/dönüşümleri irdelenmeye çalışılmıştır.

Çalışmanın “sonuç yerine” kısmı olarak da düşünebileceğimiz bu bölümünde ise, Azerbaycan’da son dönemde yaşanan Batı yanlısı jeopolitik değişimin nedenleri, büyük güçlerin bölge plânları ve Azerbaycan’ın bu seçiminin sürdürülebilirliği, Bakü’yü bu sonuca götüren etmenler; birbirlerine tarihsel olarak düşman iki ülkeyi (Azerbaycan ve Ermenistan) bir araya getiren ve barış yaptırmaya zorlayan gerçek nedenler konusunda bulgular elde etmeye; yoksa Bakü’ye bir İsrail modeli giydirilmeye mi çalışıldığını öğrenmeye yöneleceğiz.

Azerbaycan’daki Temel Değişim: Nedenler ve Etmenler

*Rusya’ya Karşı Karşıtlık

2024 Aralık’ta Rus savunma sistemi tarafından düşürüldüğü iddia edilen Azerbaycan yolcu uçağı, 38 can kaybına neden oldu. Aliyev’in istediği resmi sorumluluk reddedildi ve ilişkiler keskin biçimde bozuldu.

-2025 Haziranda Rusya’da gözaltına alınan etnik Azerbaycanlıların siyasi nedenle kötü muameleye tabi tutulması, Bakü’de öfkeyle karşılandı. Gürültülü diplomatik kriz sonrası Azerbaycan Sputnik ofisini kapattı.

-Temmuz 2025 itibarıyla Moskova’ya yönelik suçlamalar devam ediyor; iki ülke arasındaki stratejik güven büyük ölçüde sarsıldı.

*ABD’ye Yöneliş ve Çok Vektörlü Diplomasi

-Enerji çeşitlendirme ve Orta Koridor yatırımlarıyla, Avrupa’ya Azeri gaz tedarikinde ABD-AB eksenli yönelim öne çıktı.

ABD–Azerbaycan ilişkileri yeniden stratejik ortaklık potansiyeline taşınmakta; özellikle barış sürecindeki rolü ile Batı etkisi artıyor.

-Aynı zamanda Bakü, Çin–SCO/ BRICS ilişkilerini güçlendirerek çok kutuplu dış politika izliyor.

ABD’nin Bölgesel Planı mı?

* Washington, Rusya’nın Güney Kafkasya’daki etkisini sınırlandırmak adına Azerbaycan ile enerji, ulaşım ve barış projeleri üzerinden birlikte çalışıyor. Bu, ABD’nin bölgedeki planlarının doğal bir parçası.

*Ancak Azerbaycan, Rusya veya ABD eksenine açık biçimde bağlı kalmak yerine, çok vektörlü, stratejik otonomi odaklı bir dış politika tercih ediyor.

Azerbaycan’ın Seçimi Doğru mu, Kalıcı mı?

Bu seçimin avantajlarını,

Güvenlik  :          Türkiye-İsrail-NATO hattıyla askeri güç pekişti,

Ekonomi  :          AB ile enerji anlaşmaları ve transit gelir arttı,

Diplomasi:         Rus etkisinden uzaklaşarak kendi kararlarını güçlendirdi, olarak sayabiliriz.

Bu seçimin risklerini de, Rusya’nın misillemesi ve kapsamlı baskıcı adımları, İran’dan gelen baskılar, özellikle Nahçıvan ve ideolojik gerilim ekseninde, Batılı aktörlerin Azerbaycan’a yönelik demokratik beklentileri ile birlikte çıkabilecek gerilimler olarak sayabiliriz.

Bu nedenle söz konusu değişim stratejik avantajlar sunarken, gerçek bir istikrar için diplomatik çok yönlülük, iç politik düzen ve bağışıklık sistemine ihtiyaç bulunmaktadır.

Barışı Zorlayan Gerçek Etkenler

*2020 sonrası Azerbaycan’ın askeri zaferi, Rus barış gücünün etkisini azaltırken, barış sürecini Moskova’dan AB–ABD eksenine taşıdı. Batılı arabulucuların devreye girmesi, hem yeniden güven telkin etti hem de sürecin Moskova’ya bırakılmasının önünü kapattı.

*Karabağ’dan göçlerin yönetilmesi, yeni transit hatların planlanması (örneğin Zengezur Koridoru) ve Azerbaycan’ın egemenlik talepleri, barış anlaşmasını teknik ve politik bir temele oturtuyor.

Genel Değerlendirme

Azerbaycan’ın Rusya’ya karşı yumuşamayan kırılgan tutumunun arkasında bir dizi “stratejik kırılma” yer almaktadır. Bunları: Milli egemenlik talebi, Rusya’ya olan güvenin aşamalı olarak azalması, ABD ve Batı ile ekonomik/diplomatik açılım isteği olarak sayabiliriz.

Ancak Azerbaycan’ın başarısı; bu çok katmanlı rotayı, diplomatik kırılganlıkla değil, istikrarla sürdürebilmesine bağlıdır. Bölge dengeleri değişirken, barış süreci de Batılı arabulucularla birlikte hem güven hem jeopolitik denge unsuru olarak şekilleniyor olacaktır.

BAKÜ DÖNÜŞÜMÜNE İKİ PENCEREDEN DAHA BAKIŞ

İran: Kaygan Zeminde Tehdit ve Hesaplaşma

*Durum:

Azerbaycan’ın ABD ve İsrail ile yakınlaşması, İran için birincil güvenlik tehdidi haline geldi.

Azerbaycan’daki İsrail etkisi (askeri teknoloji, savunma iş birliği), Tebriz ve Erdebil’deki etnik Azeri varlığı nedeniyle Tahran’ın iç politik sinir uçlarına dokunuyor.

İran, Zengezur Koridoru’nu “pan-Türkist yayılma” ve İran-Ermenistan kara bağlantısına tehdit olarak algılıyor.

*Gelecek Öngörüsü:

İran, asimetrik araçlarla (milisler, medya, siber harp) Azerbaycan’ı baskılamaya çalışabilir.

Ancak 2025 sonrası iç protestolar, ekonomik çöküş ve siyasi kırılganlıklar İran’ı, dış politikada saldırgan ama tutarsız hale getiriyor.

*İran’ın oyun planı: Ermenistan’ı desteklemek, Azerbaycan’da istikrarsızlaştırıcı faaliyetler yürütmek ve Türkiye-İsrail yakınlaşmasını çevrelemek.

*Risk: İran, Nahçıvan çevresinde veya Hazar bölgesinde gerilim çıkararak denge arayışına girebilir. Ama maliyetleri nedeniyle bunlar kısa vadeli taktikler olmaya mahkûm gibi durmakta.

İsrail: Kafkasya’da Sessiz Stratejik Derinlik

Bakü-3

*Durum:

İsrail’in Azerbaycan’la ilişkisi 1990’lardan beri “savunma ve enerji” temellidir. Ancak son yıllarda bu ilişki istihbarat ve füze sistemleri üzerinden “kritik” hâle dönüştü.

Karabağ Savaşlarında İsrail üretimi silahların etkinliği, Bakü’nün savunma politikasını İsrail’e bağımlı kıldı.

Aynı zamanda İsrail, İran’a karşı “çevreleme” politikası kapsamında Azerbaycan’ı bir istihbarat üssü gibi kullanıyor olabilir.

*Gelecek Öngörüsü:

İran’ın içeride zayıflaması ve İsrail’in Azerbaycan’daki etkisini artırması, Güney Kafkasya’da yeni bir “soğuk eksen” yaratabilir.

İsrail, doğrudan askeri varlık bulundurmadan savunma teknolojisi, enerji yatırımı ve istihbarat iş birliği üzerinden etkisini sürdürecektir.

İsrail’in Ermenistan’la da ilişkileri normalleştirme girişimi, Kafkasya’daki etkisini dengeleyerek artırma stratejisinin parçası olabilir.

*Taktik: İsrail görünmez kalmak ister ama etkisini artırmak için Azerbaycan’ı “dengeleyici taş” olarak kullanmayı sürdürecek gibi duruyor.

Kısa Bir Sonuç

Azerbaycan merkezli jeopolitik yeni dönemde İran, kırılgan ama tehditkâr; İsrail, derin ama görünmez bir aktör konumundadır.

Bu bağlamda bir İsrail- Azerbaycan benzerliğini aktarmadan geçemeyeceğiz. Nasıl ki İsrail, 2010 sonrası Doğu Akdeniz’de gaz rezervlerini Mısır, Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan’ı da yanına alarak stratejik araca dönüştürdü; Azerbaycan de TANAP ve Tap gibi boru hatlarıyla Avrupa’nın enerji oyununda vazgeçilmez aktör oldu.

Nasıl ki İsrail, küçük coğrafyasında yüksek teknolojiyle “caydırıcılık” inşa etti; Azerbaycan da İsrail’den satın aldığı Barak-8 hava savunma sistemleri, Harop kamikaze dronlar ve gelişmiş radar sistemleri ile kendi çevresine karşı üstünlük kurdu. Türkiye’den aldığı Bayraktar TB-2’ler ve Akıncı TİHA’lar Karabağ zaferinin simgesiydi.

Bu denklemde Azerbaycan’ın seçimi “sürdürülebilir” görünse de, sadece ABD’ye yaslanarak değil, Türkiye ile koordineli ve İran’la akıllıca başa çıkarak bu çizgiyi koruyabilir. Önemli olan denge oyununu doğru oynamak; aksi hâlde “büyük güçlerin” rekabet alanı içinde sürüklenmek kaçınılmaz olacaktır.

AZERBAYCAN’DAKİ BU DÖNÜŞÜM İSRAİL MODELİNE DOĞRU MU?

Azerbaycan’ın mevcut dış politika ve güvenlik pozisyonunu “İsrail modeli” olarak nitelendirmek, yer yer benzerlikler taşısa da tam anlamıyla aynı modeli ifade etmemektedir. Ancak bu benzetme, bazı yönlerden anlamlı bir analitik çerçeve oluşturacağını düşünerek aşağıda, “İsrail modeli” ile Azerbaycan’ın güncel pozisyonu arasında karşılaştırmalı bir değerlendirme sunmaya çalıştık.

BENZERLİKLER – “İsrail Modeline” Yaklaşan Yönler[28]

*“Kuşatılmışlık algısı” başlığında:

İsrail modelinde, İran, Hizbullah, Hamas gibi düşmanlarla çevrili olma; Azerbaycan’da,[29] Ermenistan, İran ve zaman zaman Rusya ile tehdit algısı;

*“Güvenlik devleti yapısı” başlığında:  

İsrail modelinde, ordu ve istihbarat merkezli yönetim; Azerbaycan’da, güçlü iç güvenlik aygıtı, ordunun modernizasyonu;

*“ABD ve Batı desteği” başlığında:

İsrail modelinde, ABD’den stratejik yardım ve diplomatik koruma; Azerbaycan’da, son dönemde ABD’yle yakınlaşma, İsrail aracılığıyla savunma desteği;[30]

*“Yüksek teknoloji savunması” başlığında:

İsrail modelinde, İHA, füze, siber savunma kapasitesi; Azerbaycan’da, Bayraktar + İsrail üretimi sistemler, siber yetenekler;

*“Enerjiyle jeopolitik manevra” başlığında:

İsrail modelinde, gaz ihracı ve enerji diplomasisi; Azerbaycan’da petrol-gaz ve TANAP-BTC gibi enerji rotaları.

FARKLILIKLAR – Neden Tam Olarak İsrail Modeli Değil?

*İsrail, askeri ve nükleer caydırıcılıkta bölgesel üstünlük sağladı. Azerbaycan henüz bu düzeyde bir askeri özerklik ve stratejik caydırıcılığa sahip değil.

*İsrail, iç siyasi sistemi açısından demokratik ama etnik ayrımcılığa açık bir yapı. Azerbaycan ise otoriter, aile merkezli bir yönetim yapısına sahip. Siyasi çoğulculuk yok.                                                               

*İsrail, kendi askeri sanayisini kurdu; dışa bağımlılığı görece az. Azerbaycan halen İsrail, Türkiye ve bazı Batı ülkelerine büyük ölçüde bağımlı.

*İsrail ABD siyasetinde iç lobi gücüne sahiptir. Azerbaycan’ın ABD iç siyasetinde böyle bir etkinliği yoktur, diplomasiye daha çok güveniyor.

*İsrail, tehditleri önleyici doktrinlerle yönetiyor (önleyici saldırılar, Mossad operasyonları). Azerbaycan daha çok savunma odaklı ve diplomatik baskı araçlarına yönelmiş durumda.

Özet Değerlendirme

Azerbaycan zaten “Müslüman çoğunluklu bir ülke olarak İsrail’le stratejik ortaklık kurabilen ender örneklerden biridir”; Kanada ve diğer Batılı gücün etkisinden ziyade İsrail modeline yaklaşan yönleri aktarıyor.

Bu arada enerji iş birliği de stratejik boyutta: İsrail ham petrol ihtiyacının yüzde 40’ını Azerbaycan’dan karşılıyor. Petrol BTC hattı üzerinden Akdeniz’e ulaşıyor, oradan tankerlerle İsrail rafinerilerine. Yani bir yandan petrol gidiyor, öte yandan radar, füzeler geliyor. Karşılıklı ve sessiz bir ortaklık.

Günümüzde Azerbaycan; İsrail’den füze, Türkiye’den dron, AB’den doğalgaz kontratı, Körfez’den para almakta. Tıpkı İsrail gibi; klâsik ittifaklara değil, “esnek çıkar” birlikteliklerine yaslanıyor. Tıpkı Arap ülkeleri ile İsrail’in tek tek imzaladığı İbrahim Anlaşmaları gibi.

Tüm bu gelişmelerin sonunda Bakü, tıpkı İsrail gibi; enerji, teknoloji ve istihbarat üçgeniyle kendisine özgü bir “güç doktrini” kurmuş oldu.

İsrail modeli tamamen birebir uyguladığı söylenemez; ancak: İran tehdidine karşı savunma ve istihbarat eksenli işbirliği, ABD/Batı eksenine açılım ve siyasi destek arayışı, enerji kaynaklarının jeopolitik araç olarak kullanımı gibi alanlarda İsrail’e benzeşiyor.[31]

Azerbaycan, iç yönetim yapısı ve askeri sanayi düzeyi bakımından henüz İsrail modeliyle eşitlenmemektedir. Ancak dış politikada karşılıklı stratejik dengenin İsrail benzeri (counterbalance) bir yaklaşım olarak çalıştığı çok açık.

 

 

Kaynakça:

[1] Günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarının küresel elektrik ihtiyacının %11/12’sini karşıladığı belirtilirken, 2040 itibarıyla bu oranın %40’a ulaşacağı öngörülüyor. Avrupa gibi bölgelerde ise oranın %50’ye kadar çıkabileceği belirtilmektedir. Energy Outlook 2024, BP, 2024, https://www.bp.com/content/dam/bp/business-sites/en/global/corporate/pdfs/energy-economics/energy-outlook/bp-energy-outlook-2024.pdf

[2] Rövşen Şahbazov, “Yeni Dönemde Avrupa Birliği-Güney Kafkasya İlişkilerinin Lojistik Boyutu”, Ulaştırma ve Lojistik Kongreleri, https://ulk.ist/media/kitap/I-UKODTLK/yeni-donemde-avrupa-birligi-guney-kafkasya-iliskilerinin-lojistik-boyutu.pdf 

[3] Mamuka Tsereteli, “The Strategic Value of Connectivity in Central Asia and the Caucasus”, Central Asia-Caucasus Institute & Silk Road Studies Program, 15.09.2023, https://cacianalyst.org/resources/230912_FT_Mamuka.pdf

[4] Kirsten Westphal, Maria Pastukhova, Jacopo Maria Pepe, “Geopolitics of Electricity: Grids, Space and (political) Power”, Stiftung Wissenschaft und Politik (SWP), 15.03.2022, https://www.swp-berlin.org/en/publication/geopolitics-of-electricity-grids-space-and-political-power?utm_source=chatgpt.com#hd-d37840e2966

[5] “Role of Azerbaijan and geopolitics of greater Eurasia”, Caliber.Az, 1.04.2023, https://caliber.az/en/post/role-of-azerbaijan-and-geopolitics-of-greater-eurasia?

[6] Bayram Aliyev, “Geopolitical importance of Azerbaijan in the Global System”, The Diplomatic Mind, 11.07.2025, https://thediplomaticmind.com/geopolitical-importance-of-azerbaijan-in-the-global-system/?; “Azerbaijan in the Global Arena: Energy Wars, Superpower Rivalries and Regional Control”, Debug Lies News, Haziran 2025, https://debuglies.com/2025/01/30/azerbaijan-in-the-global-arena-energy-wars-superpower-rivalries-and-regional-control/? 

[7] Abel Riu, “The Second Karabakh War and the new geopolitics in the South Caucasusé, Global Catalonia Institute, 29.01.2021, https://cataloniaglobal.cat/en/the-second-karabakh-war-and-the-new-geopolitics-in-the-south-caucasus/?utm_source

[8] “Role of Azerbaijan and geopolitics of greater Eurasia”, Caliber Az., 1.04.2023, https://caliber.az/en/post/role-of-azerbaijan-and-geopolitics-of-greater-eurasia?

[9] “Baku looks East: China-Azerbaijan ties reshape South Caucasus geopolitics”, Caliber Az., 7.06.2025,                    https://caliber.az/en/post/baku-looks-east-china-azerbaijan-ties-reshape-south-caucasus-geopolitics?_

[10] Giuliano Bifolchi, “Azerbaijan SWOT Analysis”, Special Eurasia, 21.07.2024, https://www.specialeurasia.com/2024/07/21/azerbaijan-swot-analysis/;

 [11]“ECO Summit in Khankendi marks turning point in South Caucasus geopolitics”, Azer News, 5.07.2025, https://www.azernews.az/analysis/244215.html?; “Azerbaijan-Georgia partnership plays a pivotal role in the EU’s ties with the South Caucasus and Central Asia”, CENTER OF ANALYSIS OF INTERNATIONAL RELATIONS, 18.04.2025, https://aircenter.az/en/single/azerbaijan-georgia-partnership-plays-a-pivotal-role-in-the-eus-ties-with-the-south-caucasus-and-central-asia-1703?       

[12] “Azerbaijan’s geopolitical influence: strategic goals, achievements, and global ambitions”, 30 Trend News Agency, 11.09.2024, https://www.trend.az/azerbaijan/politics/3943660.html

[13] Fiona Harvey, “How ‘world’s first oil town’ is wrestling with fossil fuel legacy”, The Guardian, 29.07.2024, https://www.theguardian.com/environment/article/2024/jul/29/worlds-first-oil-town-baku-fossil-fuel-legacy-cop29?

[14] “Amid growing worries about energy security and climate change, the South Caucasus countries adapt”, Modern Diplomacy, 1.07.2024, https://moderndiplomacy.eu/2024/07/01/amid-growing-worries-about-energy-security-and-climate-change-the-south-caucasus-countries-adapt/?

[15] Sabina Garashova, “United States – Azerbaijan Relations (1991-2020)”, Eminak Scientific Quarterly Journal, 13.01.2024, s.306-308, https://www.eminak.net.ua/index.php/eminak/article/view/688/509

[16] Garashova, agm, s.308-312

[17] Garashova, agm. s. 312-316

[18] Garashova, agm. s. 316-318

[19] “US has told Armenia it is ready to manage transport corridor with Azerbaijan, Armenpress reports”, Reuters, 16.07.2025, https://www.reuters.com/world/us-has-told-armenia-it-is-ready-manage-transport-corridor-with-azerbaijan-2025-07-16/?

[20] “Hikmat Hajiyev: Azerbaijan–US relations could reach strategic partnership level”, Report News Agency, 14.06.2025, https://report.az/en/foreign-politics/hikmat-hajiyev-azerbaijan-us-relations-could-reach-strategic-partnership-level/?utm_source=chatgpt.com

[21] “Russia-Azerbaijan Relations: A Complex Dynamic In Eurasia”, Shun Culture, 19.10.2024, https://shunculture.com/article/is-azerbaijan-pro-russian?; Sasha Vakulina, “Armenia and Azerbaijan move closer to peace, pushing Russia out from the South Caucasus”, Euro News, 10.07.2025,  https://www.euronews.com/2025/07/10/armenia-and-azerbaijan-move-closer-to-peace-pushing-russia-out-from-the-south-caucasus?

[22] “Azerbaijan detains 7 linked to a Russian media outlet as a rift between Baku and Moscow deepens”, AP, 1.07.2025, https://apnews.com/article/russia-azerbaijan-police-raid-baku-5eea8df4a31637a229b8e2adad4d8cb6; “Kremlin acknowledges strain in ties with Azerbaijan, hopes they will recover”, Reuters, 21.07.2025, https://www.reuters.com/world/kremlin-acknowledges-strain-ties-with-azerbaijan-hopes-they-will-recover-2025-07-21/?utm_source=chatgpt.com; “Azerbaijan demands punishment for death of brothers in Russian police custody”, Reuters, 2.07.2025, https://www.reuters.com/business/media-telecom/russia-urges-azerbaijan-repair-ties-with-moscow-amid-diplomatic-crisis-2025-07-02/?utm_source=chatgpt.com  

[23] Dante Schulz, “China-Azerbaijan Bilateral Relations”, CPC, 2.01.2022, https://www.caspianpolicy.org/research/security-and-politics-program-spp/china-azerbaijan-bilateral-relations?utm_source=chatgpt.com; “’Comprehensive strategic partnership’- new stage in China-Azerbaijan relations”, Jam News, 24.04.2025, https://jam-news.net/comprehensive-strategic-partnership-new-stage-in-china-azerbaijan-relations/?

[24] Fuad Shahbazov, “Azerbaijan and the People’s Republic of China Announce Comprehensive Strategic Partnership”, The Jamestown Foundation, 1.05.2025, https://jamestown.org/program/azerbaijan-and-the-peoples-republic-of-china-announce-comprehensive-strategic-partnership/?

[25] “Armenia rejects Azerbaijani ‘preconditions’ for peace, following Pentagon backing of Yerevan”, Reddit, https://www.reddit.com/r/anime_titties/comments/1jdo2fj/armenia_rejects_azerbaijani_preconditions_for/?

[26] “Armenia and Azerbaijan hold substantive talks, no big breakthrough”, Reuters, 10.07.2025, https://www.reuters.com/world/middle-east/armenia-azerbaijan-hold-substantive-talks-no-big-breakthrough-2025-07-10/?

[27] “Azerbaijan-Armenia peace agreement: Peace in principle, deadlock in practice”, AA, 25.03.2025, https://www.aa.com.tr/en/opinion/opinion-azerbaijan-armenia-peace-agreement-peace-in-principle-deadlock-in-practice/3519197?

[28] “Azerbaijan-Israel Relations Shifting the Geopolitics of the Middle East”, Jeopolitical Monitor, 26.05.2023, https://www.geopoliticalmonitor.com/azerbaijan-israel-relations-reach-a-new-level/?; “The Baku Process: An Open Triangle in Israel–Azerbaijan–Turkey Relations”, BESA, 11.06.2025, https://besacenter.org/the-baku-process-an-open-triangle-in-israel-azerbaijan-turkey-relations/; Sirus Asgarov, “Navigating Geopolitical Alliances: Understanding Azerbaijan’s Relationship with Israel over Iran”, The Journal for Interdisciplinary Middle Eastern Studies, 18.09.2024, https://www.ariel.ac.il/wp/jimes/wp-content/uploads/sites/147/2024/09/JIMES-10-1-Eng7-Asgarov-3.pdf?   

[29] 2024 ve 2025 yılları için.

[30] ELDAD BEN AHARON, “BETWEEN GEOPOLITICS AND IDENTITY STRUGGLE: WHY ISRAEL TOOK SIDES WITH AZERBAIJAN IN THE NAGORNO-KARABAKH CONFLICT”, PRIF Report 1/2023, 24.01.2023, https://www.prif.org/fileadmin/Daten/Publikationen/Prif_Reports/2023/prif2301_barrierefrei.pdf?

[31] “Why Azerbaijan is important for Israel’s security”, jns.org. 9.02.2025, https://www.jns.org/why-azerbaijan-is-important-for-israels-security/