… TÜRK DÜNYASI’NIN MERKEZİ: TÜRKİYE Mİ? AZERBAYCAN MI? Türk dünyasının üzerinde yaşadığı topraklarda Türkiye ve Azerbaycan devletleri yan yana yaşayan iki ülke olarak, yüz yıllarca süren bir komşuluk statüsü doğrultusunda siyasal varlıklarını sürdürmektedirler. Türkiye Cumhuriyeti Orta doğu bölgesinin merkezi devleti olarak yoluna devam ederken, Azerbaycan devleti de Kafkasya bölgesinin merkezi ülkesi olarak bugünlere gelebilmiştir. Dünya haritası üzerinde her iki ülke ...
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HAKKINDA
Prof. Dr. Anıl Çeçen, 1948 yılında Ankara'da doğdu. Ankara Koleji'ni ve AÜ Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1971'de avukatlık stajını tamamlayarak Türkiye ve Ortadoğu Enstitüsü'ne asistan oldu. 12 Mart dönemi İdari Reform Komisyonu'nda Merkezi İdare sekreterliği yaptı. Üniversite öğrenciliği yıllarından başlayarak Ulus, Barış ve Halkçı gazetelerinde araştırmacı ve köşe yazarı olarak çalıştı. 1970-1978 arasında arkadaşlarıyla birlikte aylık Adım Dergisi'ni yayımladı. 1972'de AÜ Hukuk Fakültesi'ne asistan oldu. 1974-1978 arasında Halkevleri Dergisi'nin genel yayın yönetmenliğini yaptı. 1972-1978 arasında Halkevleri Atatürk Enstitüsü Genel Sekreterliğini, 1975-1977 yıllarında Halkevleri 2. Başkanlığını, 1974-1978 arasında Unesco Eğitim komitesi sekreterliğini, 1976-1986 yılları arasında Sanat Kurumu Başkanlığını yürüttü. 1984 yılından başlayarak serbest avukat ve yazar olarak çalışan Çeçen, 1990'da Danıştay kararıyla üniversiteye döndü. Halen AÜ Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku öğretim üyesidir.
YAZARIN MAKALELERİ
… TÜRKİYE’NİN B PLANI: Merkezi Devletler Birliği (MEDEB) Dünyanın Merkezi Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması üzerine, dünyanın merkezi bölgesinde bir otorite boşluğu meydana gelmiştir. Tarihsel süreç içerisinde bu bölgeye bakılırsa, dünyanın merkez gücünün Osmanlı coğrafyasından çıktığı görülmüştür. Tarihin ilk döneminde, Asya’da kurulmuş olan büyük devletler, dünyanın merkezine yöneldikleri aşamada, bu bölgeyi ele geçirmek istemişlerdir. Asya’dan gelen Cengiz Han, Timur Han ve İlhan ...
… BÜYÜK MAKEDONYA KURULUYOR Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu önderi Atatürk adına uluslararası bilimsel kongre, Mustafa Kemal’in doğduğu ve büyüdüğü ülke olan Makedonya’nın başkenti Üsküp kentinde 17-22 Ekim 2011 tarihleri arasında yapılmıştır. Türk hükümeti adına başbakan yardımcısının önemli bir konuşma ile açılışını yaptığı bu bilimsel kongreye; Amerika Birleşik Devletlerinden Çin’e, Rusya’dan, Mısır’a, İngiltere’den, İran’a kadar dünyanın birçok ülkesinden gelen bilim adamları ve ...
… NORMAL MİLLİYETÇİLİK AŞIRI SAĞ OLAMAZ Bugünkü dünya uygarlığının çıkış noktası olan Avrupa kıtası, sanayi devrimi ve birbirini izleyen diğer devrimci atılımların ortaya çıkış merkezi olarak yirmi yüzyıldan daha fazla bir zaman dilimi içinde, insanlığa büyük katkılarda bulunmuş ve böylesine olumlu bir destek çağdaş uygarlığa sıçrama yaptıran atılımların belirginlik kazanmasına her açıdan yardımcı olmuştur. Avrupa bu çerçevede ayağa kalkarak insanlığa ...
… ALMANYA SİYASETİNDE TÜRKİYE Dünya haritasını önünüze sererek incelemeye başladığınız zaman Almanya ve Türkiye’nin ne kadar birbirine yakın devletler olduğu görülmekte ve bu doğrultuda akla birçok konu gelmektedir. Geçmişe doğru bir bakış çerçevesinde bu bölgeler son yüz yıllardaki siyasal gelişmeler içinde ele alınarak incelendiğinde, Çanakkale savaşları içinde Alman Osmanlı askerleri ...
… DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI (DPT) YENİDEN KURULMALIDIR Türkiye Cumhuriyeti ulus devleti yüzüncü yılını geride bırakırken, bir asırlık yeni devlet yapılanması tamamlanmakta ve geleceğin yüzyıllarında Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti devletinin çatısı altında kendisini güvence altına alarak, cumhuriyet rejiminin sonsuza kadar devam etmesini hedeflemektedir. Türk devleti diğer ulus devletler gibi dünya sahnesine çıkarken, gündeme gelen birçok engel ve tehditlerin sürüp gitmesi kaçınılmaz ...
… YERELLEŞME VE ÜNİTER DEVLET Türkiye Cumhuriyeti yirmi birinci yüzyılın içine doğru ilerlerken, bütün dünyada yeni bir çizgide yerelleşme rüzgarları estirilmektedir. Küresel emperyalizmin bütün dünya kıtalarına egemen olmaya çalıştığı ve bu doğrultuda geçen yüzyıldan gelen hegemonya rüzgarları estirilirken diğer yandan da bu durumun tamamen tersi bir doğrultuda yerelleşme ve bölgeselleşme gibi yeni siyasal yapılanma çabaları ve girişimleri birbirini izler bir ...