…
RUS – UKRAYNA ÇATIŞMASININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Ukrayna topraklarındaki Rus harekâtının üzerinden neredeyse iki ay geçti. Sekiz hafta sonunda, Batının ”Ukrayna Zokası”nı Rusya’ya yutturduğu görülüyor. Sahadaki genel durum giderek daha da vahim hale geliyor.
İstanbul toplantısında oluşan sözde iyimser hava yok oldu gitti. Ortaya şu sorular çıktı:
-Rusya yuttuğu zokayı nasıl çıkaracak?
-Daha da hırçınlaşıp saldırganlığını artıracak mı?
-Bir çılgınlık yapıp nükleer silah kullanabilir mi?
Kanaatimiz, Rusya’nın nükleer hamleye cesaret edemeyeceği yönünde. Zira sahayı yakından takip eden ABD’nin nükleer imkân ve kabiliyeti buna engel olabilir.
Diğer taraftan, Batının etki ve ilgi alanı içindeki Ukrayna’ya sağladığı istihbarat, harekât ve lojistik desteğin Rusya’yı çıldırtacak düzeyde olması, olayın çapı ve boyutunun giderek büyüyeceğine işaret ediyor.
Son olarak Ukrayna Neptün füzeleri ve Bayraktar SİHA’ları marifetiyle Rus Donanmasının gözde gemisini batırdı. Bu olay Rusya için büyük bir handikap. Rusya’nın bunun intikamını alacak adımları mutlaka atacağı değerlendiriliyor. Özellikle uzun menzilli füzelerle Ukrayna’daki yıkımın daha da büyümesine neden olabilir. Kiev’i zor günlerin beklediğini söylemek mümkün.
Sonuç olarak, harekâtın başında öngördüğümüz durum gerçekleşiyor.
Rusya’nın harekâtın başında stratejinin ”zaman” ve ”mekân” faktörlerini iyi hesaplamadan harekâta girişmesi, diğer bir ifadeyle stratejinin temel esaslarına aykırı plânlama ile işe başlaması, harekâtın uzamasına neden oldu. İş uzadıkça harekât alanındaki genel ve özel durum Rusya’nın aleyhine döndü. Rusya siyasi ve askeri hedeflerini ele geçirme plânını tahakkuk ettirmede geciktikçe Batının arzu ettiği stratejik resim ve pozisyon ortaya çıktı.
Uzmanlar, Ukrayna topraklarındaki operasyonun bu yılın sonlarına kadar uzayabileceğini söylüyor. Bu durumda yakın gelecekte taraflar arasındaki barış ve ateşkesin halihazır şartlarda gerçekleşmesinin çok zor olduğunu söylemek yanlış olmaz. Türkiye gelinen bu noktada yeniden durum değerlendirmesi yaparak, taraflar arasındaki gerginliğin tedricen azaltılmasına yönelik adımlar atmalıdır.
- MİLLÎ BİRLİK ANCAK ‘’DİL BİRLİĞİ’’ İLE SAĞLANIR - 28 Ağustos 2025
- HAİNSİZ TÜRKİYE - 22 Ağustos 2025
- SİYASETİN BELİRLEDİĞİ PROJELER MİLLÎ OLMALIDIR - 25 Temmuz 2025
- BÖL VE YUT - 16 Temmuz 2025
- DURUM ÜSTÜNLÜĞÜ İSRAİL’DE - 26 Haziran 2025
- TERÖRLE MÜCADELEDE KIRILMA ANLARI - 20 Mayıs 2025
- BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ KONGRESİ TOPLANACAK MI? - 5 Mayıs 2025
- ATATÜRK’ÜN JEOPOLİTİK BAKIŞI - 1 Mayıs 2025
- JEOPOLİTİK VE ÖNEMİ - 17 Nisan 2025
- BİTMEYEN PARÇALAMA VE BÖLME ÇABALARI - 22 Şubat 2025