İran ve Türkiye, aynı coğrafyada farklı yönetim modellerine sahip iki komşu ülke olarak jeopolitik konumları, tarihsel arka planları ve stratejik hedefleri doğrultusunda, tarihte bölgenin önemli ülkesi olarak yer almışlardır. İmparatorluk mirasına sahip olan bu iki orta büyüklükteki devlet, bölgesel olayları etkileyebilme kabiliyetleri ile bölge dışı ülkelerin hedefi haline gelmiştir. Ortadoğu’da sınırların ve rejimlerin değiştiği bir süreçten geçtiğimiz şu günlerde; başta bölgesel istikrar ve güvenlik meseleleri olmak üzere İran ve Türkiye arasındaki bölgesel rekabete rağmen, söz konusu bu etkenler iki ülke arasındaki işbirliğini zorunlu hale getirdiği söylenebilir. Bu çalışmada ülke olarak olağanüstü bir dönemden geçtiğimiz şu dönemde iki ülke arasındaki çıkar dengesini ele almaya çalışacağız.
15 Temmuz gecesi Türkiye’de gerçekleşen darbe girişimi Türkiye- İran ilişkileri açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Türkiye’de, Gülenci yapılanmanın devlet içindeki uzantılarını kullanarak gerçekleştirdiği darbe girişimine ilk karşı çıkan ülkelerden birisi İran olmuştur. Üstelik İran, darbe karşıtı pozisyon almak için Batılı müttefikler gibi girişimin başarısız olmasını beklememiştir. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, yaptığı açıklamada darbe gecesi en çok İranlı mevkidaşı Cevad Zarif ile görüştüğünü beyan etmiştir.[1] İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi, 16 Temmuz tarihinde yaptığı basın açıklamasında İran’ın Türkiye’de istikrar, güvenlik, birlik, demokrasi ve hukuk devleti ile ilgili derin kaygılarının olduğunu ve Ankara’daki seçilmiş hükümeti desteklediklerini belirtmiştir. [2]
İran gibi tarihsel derinliğe sahip olan bir devletin, böylesine olağanüstü bir durumda almış olduğu pozisyonun pek çok nesnel temeli bulunmaktadır. Bu nedenlerin başında darbede ABD ve NATO’nun etkisi olduğuna yönelik kabul görmüş bir devlet kanaati gelmektedir. İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney Türkiye’deki darbe girişiminin ABD tarafından yapıldığına dair güçlü şüphelerin olduğunu beyan etmiştir. [3]Darbe gecesi TRT’de okunan darbe bildirisinde NATO’ya bağlılık belirtilmesi İran’ın darbe karşıtı pozisyon alamsında etkili olmuştur. İran, darbe girişiminin en önemli ayağı olan Gülen Grubuna yıllarca mesafeli yaklaşmış ve kendi ülkelerinde yapılanmasına izin vermemiştir. İran devlet aklı, yıllarca Gülen’in açık bir şekilde İran ve Şiilik düşmanlığı yaptığını savunmuştur.
İran’ın darbe karşıtı pozisyon almasındaki başka bir neden ise, ABD’de görülmeye devam edilen İran ve Türkiye vatandaşı Rıza Zerrab’ın yargılandığı davadır. İddianameye göre sanıklar Türkiye ve Suudi Arabistan’daki şirketler aracılığıyla ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımları delmekle suçlanmaktadır. [4] Söz konusu dava, iddianamedeki suçlamalardan da görüleceği üzere en az Türkiye kadar İran’ı da ilgilendirmektedir. Eğer 15 Temmuz darbe girişimi başarı ile sonuçlansaydı, İran uluslararası arenada bu davadan doğabilecek uluslararası yaptırımlara karşı tek başına mücadele etmek zorunda kalabilirdi.
15 Temmuz darbe girişimi, küresel olduğu kadar bölgesel anlamda da ciddi yansımaları olmuştur. İran Dışişleri Bakanı Zarif, İran Parlamentosu’nda darbe ile ilgili bilgi verirken, Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelerin darbe girişiminden yana olduklarını ileri sürmüştür.[5]Suudi Arabistan ve İran ise Ortadoğu’da bölgesel rekabet içinde olan iki ülkedir. Bölgenin en önemli enerji potansiyeline sahip olan bu iki ülkenin bölgesel çıkarları önemli ölçüde çatışmaktadır. Suudi Arabistan’ın desteklediği bir darbe girişiminin Türkiye’de başarılı olması İran’ın bölgesel çıkarlarına açısından olumsuz sonuçlar doğurabilirdi.
İki ülke arasındaki önemli konulardan bir diğeri ise Suriye meselesidir. Dışişleri Bakanlığı Müşaviri Hüseyin Emirabdullahiyan, İran’ın dışarıdan müdahale ve terörizme karşı Suriye’de meşru hükümeti savunduğu gibi Erdoğan’a karşı yapılan darbe girişimini kınadığını belirtmiştir. Emirabdullahiyan, ‘Erdoğan ile Esad milletin oylarıyla demokratik yolla iktidara gelmiş iki meşru liderdir’ açıklamasında bulunmuştur.[6] Türkiye’nin Şam yönetimi ile tekrar ilişkilerini gözden geçirdiği göze alındığında Suriye meselesinde İran ile Türkiye’nin çıkarları birbirine giderek yaklaşmaktadır. İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Behram Kasımi, Türkiye’nin Suriye topraklarında gerçekleştirdiği askeri harekâtın Şam yönetimi ile koordineli olarak yapılması gerektiğini belirtmesi bu durumu destekler niteliktedir.[7]Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerin düzeldiği dönemde iki ülkenin Suriye konusunda işbirliği yapmaları için uygun bir zemin oluşmaktadır.
Tahran ve Ankara yönetimlerinin ortak güvenlik kaygıları üzerinde durulması gereken bir diğer noktadır. Tahran yönetimi darbe girişiminin başarılı olması halinde ortaya çıkacak siyasi istikrarsızlık ve Güneydoğu’da ortaya çıkabilecek güvenlik sorunlarının İran’a sıçrama ihtimali nedeniyle Türk hükümetini desteklemiştir. İran İçişleri Bakanı Abdulrıza Rahmanifazlı, Komala örgütü ve İran Kürdistan Demokrat Partisi’ne bağlı peşmergelerin 20 yıldan sonra yeniden İran’a karşı silahlı eylemlere başladığını belirtti. Rahmanifazlı, Türkiye’deki başarısız darbe girişimi hakkında da görüşlerini belirtirken ‘bölgesel boyutta bir dünya savaşı’ yorumunda bulunmuştur.[8]
Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinin en üst düzeyde olduğu bir dönemde böyle bir girişimin olmasının önemli yansımaları olmuştur. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in özel temsilcisi Alexandr Dugin’in 15 Temmuz gecesi Türkiye’de olması manidardır. Darbe girişiminden sonra Dugin, darbeden bir gün önce ‘Türk ordusunda hareketlilik var uyarısı’ yaptığını belirtmiştir.[9] Aynı mülakatta Rus uçağının Erdoğan ve TSK’nın bilgisi dışında ordu içindeki cuntacılar tarafından düşürüldüğünü bildiklerini belirtmiştir.
Rus uçağının düşürerek iki ülkeyi savaşın eşiğine getiren Fettullahçı yapılanmanın, darbe başarılı olduğu takdirde yıllardır sorunlu olduğu İran ile aynı oyunu oynama ihtimali oldukça yüksektir. Olası bir Türkiye- İran gerginliği hatta savaşı, Irak ve Suriye’nin mevcut durumunu da göz önüne aldığımızda tüm Ortadoğu coğrafyasını kaosa sürüklemek isteyenler için önemli bir fırsattır. Bunu gören Tahran yönetimi darbe girişiminin başından itibaren Türk hükümetinin yanında olmuştur. Bu işbirliği neticesinde ABD ve Batılı güçlerin tepkisini çeken Cerablus Operasyonu’na İran sessiz kalarak dolaylı yoldan destek vermiştir. Ayrıca İran’ın Irak üzerindeki etkisi göz önünde bulundurulduğunda hem bu ülkedeki Gülenci okulların kapatılması konusunda, hem de Musul Operasyonu sonrası oluşabilecek riskleri beraber göğüslemeleri konusunda ortak hareket etmelerinde fayda vardır.
[1] Yeni Akit, ‘Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Darbe Gecesi En Çok Onunla Konuşmuş!’, http://www.yeniakit.com.tr/haber/disisleri-bakani-cavusoglu-darbe-gecesi-en-cok-onunla-konusmus-202098.html, Erişim Tarihi: 12 Ağustos 2018
[2] Anka Haber “İran: Türkiye’nin Güvenliği İran İçin Önemli”,
http://www.ankahaber.com.tr/dunya/iran-turkiyenin-guvenligi-iran-icin-onemli-h24576.html, Erişim Tarihi: 19 Temmuz 2018
[3] Rudaw, “Tahran : 15 Temmuz’un Arkasında ABD Var!”,
http://rudaw.net/turkish/middleeast/iran/01082016 , Erişim Tarihi: 1 Ağustos 2018
[4] BBC Türkçe, ”ABD’deki Reza Zarrab İddianamesinde Yer Alan Suçlamalar”,
http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/03/160322_zarrab_iddianame , Erişim Tarihi: 22 Mart 2018
[5] Bayram Sinkaya, ”Darbe Girişiminin Türkiye-İran İlişkilerine Etkileri”,
http://www.orsam.org.tr/index.php/Content/Analiz/4816?s=orsam%7Cturkish , Erişim Tarihi: 5 Ağustos 2018
[6] Sputnik, “İran: Esad’a Neden Destek Verdiysek, Erdoğan’a da Aynı Gerekçeyle Destek Verdik”, 23 Ağustos 2016, https://tr.sputniknews.com/columnists/20160823/1024513416/iran-suriye-esad-turkiye-erdogan.html ,
Erişim Tarihi:23 Ağustos 2018
[7] CNN Türk, ”İran’dan Cerablus Operasyonu Açıklaması”,
http://www.cnnturk.com/dunya/irandan-cerablus-operasyonu-aciklamasi , Erişim Tarihi: 26 Ağustos 2018
[8] Yeni Şafak, ”İran’dan Darbe Girişimine İlginç Yorum”,
http://www.yenisafak.com/dunya/irandan-darbe-girisimine-ilginc-yorum-2497668 ,
Erişim Tarihi: 21 Temmuz 2018
[9] Aydınlık, ”Alexander Dugin: 14 Temmuz’da Uyardık”,
http://www.aydinlik.com.tr/aleksandr-dugin-14-temmuzda-uyardik , Erişim Tarihi: 3 Ekim 2018