…
TÜRK VATANDAŞLARININ ADALET SİSTEMİ İLE MAHKEMELERE GÜVENİ AZALDI
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD’nin yeni yayınlanan 279 sayfalık raporuna göre Türkiye, “adalete güvende” sınıfta kalmıştır. Gallup verileri esas alınarak iki yılda bir yayınlanan ve 36 ülkeyi kapsayan “Government at a Glance” başlıklı Rapor’a göre hukukun bağlayıcılığında da Türkiye yetersiz bulunmuştur. 1985-1990 döneminde OECD Daimi Temsilciliğimizde DPT müşaviri olarak görev yaptığım OECD’nin raporunda Türkiye, adalete güvenin en fazla azaldığı ülkeler arasındadır. Son 10 yıl içinde 22 puan düşüşle adalete güven yüzde 38’e gerilemiştir.
Türkiye, medeni hukukun etkin bir şekilde uygulanması ile hükümet baskısı altında kalmasında da sınıfta kalmıştır. Suçun etkin kontrolü alanında OECD sınırı olan 0,8’den daha düşük puan almıştır. Hukukun üstünlüğü konusunda Danimarka (0,94), Norveç (0,94) ve Finlandiya (0,92) ilk sıralarda yer alırken Türkiye (0,30) ve Macaristan (0,40) daha zayıf bir performans sergilemiştir. 2021 raporuna göre, son 10 yılda 36 ülke içinde Türkiye, adalete güvenin ve eğitimden memnuniyetin en hızlı azaldığı ülke olmuştur.
Türkiye’nin diğer üye ülkelerden ayrıştığı bir diğer alan ise kamu hizmeti ve adalet olmuştur. Adalete güven, üye ülke vatandaşlarında son 10 yılda 6 puan artış gösterirken, Türkiye’de bunun aksi bir gelişme olmuştur. Türkiye adalete güvenin son 10 yılda en fazla azaldığı ülkedir. Türkiye’yi 19 puanlık düşüşle Şili izlemiştir.
World Justice Project (WJP) 2008 yılından bu yana her yıl Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ni yayınlamaktadır. Türkiye bu endekste sınıfta kalmıştır. Ülkeleri 8 farklı başlık altında değerlendirerek ve 0 ile 1 arasında puanlama yaparak sıralamayı oluşturan WJP’nin 8 ana başlığı aşağıdadır.
- Hükümet yetkilerinin kısıtlanması,
- Yolsuzlukların önlenmesi,
- Yönetimde şeffaflık,
- Temel haklar,
- Düzen ve güvenlik,
- İdari yaptırımlar,
- Adil hukuk,
- Cezai adalet.
WJP; yasaların çıkartılması, yönetimi ve uygulanması süreçlerinin erişilebilir, adil ve etkili olması gerektiğini vurgularken, adaletin yetkin, etik, bağımsız ve tarafsız kimseler tarafından sağlanması gerektiğine önem vermektedir. Dünya Bankası Uluslararası Yönetim Göstergeleri, hukukun üstünlüğünü şöyle tanımlar: “Hukukun üstünlüğü, toplumun kurallarının bir uzantısıdır ve polis ve mahkemelerin güç kullanımı için toplumda yapılmış bir sözleşmedir.”
Endekste yer alan ülkeler 1’e yaklaştıkça söz konusu ülkenin hukukun üstünlüğü ilkesine olan bağlılığı artar. Endeksin amacı, ülkelerin hukuk alanındaki güçlü ve zayıf noktalarını göstererek hukukun üstünlüğü ilkesinin gelişmesine öncülük etmektir. Endeksin hedef kitlesi; politika yapıcılardan akademisyenlere, vatandaşlardan hukukçulara kadar geniş kapsamdadır.
2020 Yılı Endeksi’nde 3 sıra yükselen Türkiye 128 ülke içinde 107’nci sıraya gelmiş, en düşük puanı “Hükümet Yetkilerinin Kısıtlanması” başlığında almıştır.
Türkiye’de yasalardan, kurumlardan, normlardan ve bunlara sıkı sıkıya bağlı kamudan oluşan sağlam bir sistem yoktur. Bu sistemin dört evrensel kuralı vardır:
- Hesap verme,
- Adil yasalar,
- Açık yönetim,
- Erişilebilir ve tarafsız anlaşmazlık çözümü.
Bunlar sağlanmadığı sürece “adalet mülkün temelidir” deriz ama gerçekten adalet Türkiye’de mülkün temeli mi diye de sorarız.
Türkiye’de “adalet mülkün temelidir” ilkesinin suya yazılmış yazı olarak kalmaması için yetkili kurumların gereğini yapmaları gerekir. Yekta Güngör Özden’e göre adalet, insanlığın en büyük gıdasıdır; adalet devletin, savunma da adaletin temelidir. Adalet toplumsal bir namustur, insanlığın ikinci güneşidir. Adaletin herkesi gönendirecek biçimde gerçekleşmesi, mahkemelerin bağımsızlığı ve yargıç güvencesiyle olur.
Anayasamız adalet sözcüğünü, ağırlıklı olarak temel hak ve özgürlükler ile birlikte kullanmış ve temel hak ve özgürlüklerden adalet anlayışı içinde yararlanmayı uygun görmüştür. Bazı yazarlar devletin temeli adalet değil hukuktur görüşünde iseler de (http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2013-106-1275) adaletin olmadığı bir ülkede hukukun üstünlüğünden de söz edilemez.
- KAMALA HARRİS SEÇİLİRSE TÜRK ABD İLİŞKİLERİ NE YÖNDE GELİŞİR? - 1 Ekim 2024
- TÜRK ÜNİVERSİTELERİ DÜNYA SIRALAMASINDA NEDEN GERİLERDE? - 25 Eylül 2024
- ORTA VADELİ PROGRAM: ENFLASYON TEK HANEYE DÜŞÜRÜLECEK Mİ? - 8 Eylül 2024
- FİLİSTİN LİDERİ MAHMUT ABBAS ANKARA’YA GELDİ VE GİTTİ - 26 Ağustos 2024
- ABD BAŞKAN ADAYI KAMALA HARRIS VE SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI - 6 Ağustos 2024
- TÜRKİYE’NİN TAPU SENEDİ LOZAN ANTLAŞMASI 101 YAŞINDA - 2 Ağustos 2024
- KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI SONUCUNDA DOĞAN KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ İLELEBET YAŞAYACAKTIR - 23 Temmuz 2024
- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN “ALIN BİZİ ŞANGAY BEŞLİSİ İÇİNE BİZ DE AB’YE ‘ALLAHAISMARLADIK’ DİYELİM, AYRILALIM ORADAN” DERKEN HAKLI MIYDI? - 20 Temmuz 2024
- SREBRENİTSA SOYKIRIMI’NI VE NATO GENEL SEKRETERLİĞİNE SEÇİLEN MARK RUTTE’Yİ UNUTMADIK! - 15 Temmuz 2024
- “BRICS’İN AB’YE NAZARAN FARKLI VE GÜZEL TARAFI” NEDİR? - 5 Temmuz 2024