…
MİLENYUM ÇAĞINDA AB KİMLİĞİNİN ANALİZİ (2010-2018)
Dünya düzeniyle beraber kimlikler, yapılar ve çıkarlar da sürekli bir değişim halindedir. Kimlikler aktörlerin kim ya da ne olduğunu gösterirken çıkarlar da aktörlerin ne istediğine işaret etmektedir. Kimlikler çıkar sayesinde güdülenirken diğer taraftan kimlik olmazsa çıkarın da yönü yoktur. Kısacası kimlik çıkarı ve eylemi belirlemektedir. Birey açısından toplumsal değer ve çıkarlarla kendi değer ve çıkarları ne kadar çok örtüşürse, üst kimlik aidiyeti ile o kadar çok bütünleşecektir. Zamanla bu değerler ve çıkarların değişimi kaçınılmaz olduğundan kimliğin yapısı ve değişimi de kaçınılmaz olmaktadır. Devlet eylemleri kimlik, çıkar ve değerler tarafından şekillendirilen bir süreçtir. Özdeşleşme ortak çıkar üzerinden kavramsallaşmaktadır ancak yine de aktörler rasyonalist bakış açılarından ve fayda/maliyet analizlerinden vazgeçmemektedirler. AB kimliksel aidiyetinin güçlü kalması için daimî bir değişim süreci içinde kendini sürekli yenileyen sosyal yapılarla uyum sağlanmalıdır.
AB vatandaşlarınca Avrupalı olma kimliği, AB kimliğinden daha güçlü bir şekilde hissedilmektedir. Avrupalılık kimliğinin AB kimliğinin temelinde sağlam bir dayanak olduğu ve bu kimliğin güçlü kalmasının AB kimliksel aidiyetini zorlu olaylar ve süreçler karşından güçlü tutacağı değerlendirilmiştir. AB vatandaşları serbest bir şekilde dolaşım hakkını barışçıl bir ortamda kullanabilmeyi büyük kazanım olarak görürken aynı zamanda ortak para birimi ve AB’nin ekonomik gücünü de dikkate almaktadırlar. Yine vatandaşlarınca AB’ye olan kimliksel aidiyetlerinde de artış gözlenmiştir. Ancak AB vatandaşlarının ulusal aidiyetleri ile beraber AB aidiyetinin daha güçlü olduğu tespit edilmiştir. Bu bakımdan ulusal aidiyetin ise AB aidiyetinden çok daha önce geldiği görülmüştür. AB vatandaşları için AB kimlik aidiyetine bağlanmasına sebep olan en önemli unsurlar kültür, tarih ve değerlerdir. Ekonomi ise daha sonra gelmektedir. Ayrıca AB vatandaşlarının; AB vatandaşlığına dair bilgileri de artış göstermiştir. Dolayısıyla gerek AB kurumsal üst yapısından vatandaşa doğru gerekse de vatandaştan AB kurumsal üst yapısına doğru inşa edilen politikalarda daha fazla bilgi sahibi olmanın olumlu yansımaları görülmüştür. AB vatandaşlarının bireysel olarak en çok önemsedikleri ortak değerler barış, insan hakları ve insan hayatına gösterilen saygıdır. Onlara göre AB’yi temsil eden en önemli değerler ise barış, insan hakları ve demokrasidir. AB’yi temsil eden değerler ile vatandaşların bireysel değerleri çoğunlukla örtüştüğü tespit edilmiştir. AB vatandaşlarının kendilerini temsil eden en üst kurumsal yapıda kendilerinin önemsedikleri değerleri görmeleri aslında vatandaş, toplum, devlet, AB organizasyonu sıralamasında kimlik, çıkar ve eylem örüntüsünün başarıya ulaştığını da kanıtlamaktadır. AB vatandaşları ülkelerinde birçok ortak özelliklerinin olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca dünyada yaşanan gelişmeleri anlayabildiklerini ve geleceğe güvenle baktıklarını da bildirmişlerdir. AB vatandaşlarının AB’nin kurumsallaşması için beklentileri, AB’nin kurumsallaşma hızından daha yüksektir. Zaman sürecinde AB’nin büyüme hızı düşerken vatandaşlarının büyüme hızıyla ilgili beklentisi artmıştır. Olumsuz olaylar karşısında doğrusal bir ilerleme olmamasına rağmen AB vatandaşlarının AB kurumsal üst yapısına ve AB kimliğine olan aidiyet bağının güçlendiği değerlendirilmektedir.
Avrupa bütünleşmesi belirlenmiş birtakım kalıplar çerçevesine sıkıştırılmış bir süreç değildir. Zihinsel altyapısının uzun zaman öncesine dayandırıldığı bu özlemin gerçekleşmesi için kesin bir tarih vermek mümkün değildir. Ancak çalışmamızda AB vatandaşlarının kimliksel aidiyetlerini özellikle ulusal aidiyetleriyle beraber AB kimliğiyle özdeşleştirme eğiliminde olduğu tespit edilmiştir. Avrupa Birliği zorlu süreçlerden geçiyor olsa da üye devletlerde yaşayan vatandaşların AB bütünleşmesine olan inancı yok olmamıştır. Tam tersine bütün yaşanan zorluklara rağmen bu kimlikle özdeşleşme isteklerinin devam ettiği yapılan araştırmalardan anlaşılmıştır. Bireysel ve toplumsal kimlik aidiyetleri sürekli bir değişim halinde olsa da bu değişimin şimdilik AB kimliksel aidiyetine yönelik olumsuzluğu tespit edilmemiştir. Elde edilen sonuçlar çerçevesinde gelecekte AB kimliksel aidiyetinin daha fazla güçleneceği değerlendirilmektedir.
Makalenin Geniş Versiyonu İçin:
https://dergipark.org.tr/tr/pub/ijps/issue/60898/815936